Bölüm 692: Tanrı Ruhu

avatar
5980 19

True Martial World - Bölüm 692: Tanrı Ruhu


 

Bölüm 692: Tanrı Ruhu

 

Kılıç Ruhu'nun önden gidişiyle Kılıç Sarayı'nın büyük kapısından geçtiler. Kapının içindeki ışık dalgalanıyor ve ışık perdeleri oluşturuyordu. Işık perdelerinden geçmek ince bir cıva tabakasından geçiyormuş gibi hissettirmişti.

 

“Genç, Kılıç Sarayı birkaç büyük bölüme ayrılıyor. Chibai ile benim tanımamızı zar zor elde etmiş olsan da, Efendimizin koyduğu kurallara göre hala buradaki birçok yere girmeye nitelikli değilsin. Şimdi sadece Dao Aydınlanma Salonu ve Semavi Yapı Salonu'na girebilirsin. Dao Aydınlanma Salonu Kılıç Sarayının merkezi ve şimdi seni oraya götüreceğim.”

 

Kılıç Ruhu konuşurken son ışık perdesinden geçti. Tüm ışıklar yok olduğundan Yi Yun'un görüşü bir anda netleşti. Kendisini bir çayırlığın ortasında buldu.

 

Her tarafta yeşil otlar vardı ve sonsuz gibi gözüküyorlardı. Gökyüzünde süzülen beyaz bulutlar vardı ve parlak güneş üzerlerine yağıyordu. Kıvrılan nehirler çayırlığı kaplıyordu, nehir suyu güneş ışığını yansıtırken etrafa zümrüt parçaları gibi dağılıyordu.

 

Bu çayırlık bağımsız bir uzaydı. Dışarıdan birçok ölümsüz saray küçük tepeler gibi gözükebilirdi, fakat içeri girince kendi başlarına birer dünyaydı. Bunları yapabilen antik görkemli kişiler küçük bir dünyadan bile ölümsüz malikanesi yapabilirdi. Yer Gök Yuan Qi'si toplayan çeşitli büyük düzenler, bu küçük dünyayı ruhanilikle dolduruyordu. Burada bitki yetiştirmek veya ruh hayvanı büyütmek mümkündü. Burası tıpkı kendine özel bir dünya gibiydi.

 

Uçsuz bucaksız çayırlıklarda diz boyunu geçmeyen pelin otları vardı. O kadar sık büyümüşlerdi ki, uzun zamandır var olmalarına rağmen bir orduyu andırıyorlardı. Oldukça şaşırtıcı olan, gelişigüzel bir şekilde büyümemiş olmalarıydı.

 

Ve bu çayırlığın ortasında bir ağaç vardı.

 

Bu antik bir ağaçtı ve çok temiz gözüküyordu. Yi Yun bunu gördüğünden hayrete düşmüştü.

 

Ağaç uzun değildi, en fazla bir insanın boyunun iki katıydı. Kökleri antik ve güçlüydü, tıpkı yaşlı bir Ejderha gibi etrafa çöreklenmişlerdi.

 

Ağacın tepesi sığdı. Çok az yaprağı vardı ve onlar da istenirse kolayca sayılabilecek kadardı. Ancak yaprakların şekli çok özeldi. Tıpkı küçük kılıçlara benziyorlardı.

 

Yapraklar yeşildi ve rüzgarda hışırdayarak sıcak güneş ışığını yansıtıyorlardı. Sanki her yaprağın kendi yaşamı vardı.

 

“Bu ağaç...”

 

Yi Yun, antik ağaça yaklaşmadan önce bile sıra dışılığını hissedebiliyordu.

 

“Bu bir Dao Ağacı.” dedi Kılıç Ruhu. “O kadar uzun süredir var oldu ki, ne kadardır yaşadığını söylemek imkansız. Efendimiz bunu ilk keşfettiğinde çoktan bir Dao oluşturmuştu. Bu dünyada garip dünyevi varlıklar var. İlkel Kaosun içinde doğuyorlar. Neredeyse Büyük Dünyalar ve hatta evrenle bile aynı zamanda doğduklarını söyleyebiliriz.”

 

“Ortaya çıkışlarından sonra Semavi Dao'yu yıllarca yoğunlaştırarak Tanrı Ruhları oluyorlar.”

 

“Şu anda baktığın bu Dao Ağacı bir Tanrı Ruhu.”

 

Tanrı Ruhu mu? Yi Yun şaşkına dönmüştü. Tanrı Ruhu da neydi? Bu bayağı anlaşılması güç bir tanımdı.

 

Eski Metruk Kraliçe, tanrıların yılları önce Tian Yuan Dünyası'nın bulunduğu dünyayı mühürlediğini söylemişti, lakin Yi Yun sözde Antik Tanrı Ruh'larının sadece güçlü savaşçılar olduğunu tahmin etmişti.

 

“Neden bu Dao Ağacı'nın bir Tanrı Ruhu olduğunu söyledin? Çok mu güçlü?” Yi Yun sordu. Tanrı Ruhu isminin verdiği ilk izlenim büyük bir güçtü. Sadece güçlü biri bir tanrı olabilirdi.

 

Kılıç Ruhu cevap verdi: “Bu Dao Ağacı gerçekten de güçlü, ancak gücünün hangi ölçüde olduğunu bilmiyorum. Çünkü geçen yıllar boyunca bir kez bile hareket ettiğini görmedim...”

 

“Oh?

 

Yi Yun afallamıştı. ”Güçlü ama hareket etmiyor mu? Neden ki?”

 

“Bu dünyada hareket etmesini gerektirecek bir şey olmadığından olabilir. Hiç bilinci yok, sadece Cennet ile Dünya arasında öylece duruyor.”

 

“Hiç bilinci yok mu?”

 

Yi Yun daha da şaşkına döndü. Dao Ağacı'nın bir Tanrı Ruhu olduğunu ilk duyduğunda, insan şekline dönüşmek gibi bir yeteneği olduğunu düşünmüştü. Bilincinin olmayışı ise... Bu muhteşem bir şey değildi. Kutsal Yaban'daki bazı ilkel bitkiler bile geçen zamanla beraber temel bir bilinç kazanabiliyordu.

 

Ancak bir Tanrı Ruhu olarak Dao Ağacı'nın hiç bilinci yoktu.

 

Kılıç Ruhu iç çekti ve konuştu: “Dünyanın işleyişi kararsızlıkla dolu. Ayrılıkta acı, birliktelikte sevinç var, ölüm ve yaşamsa ızdırapla dolu. Tarih kitabı ne kadar kalın olursa olsun içinde her şey yazamaz. Ancak geçmişin sınırsızlığı bir parmak şıklatmasıyla geçebilir. Yaşlanınca dönüp geçmişe baktığında, hissettiğin tek şey her şeyin geçici olduğudur.”

 

“Dao Ağacı'nın bilinç kazanamaması aslında bir bakıma avantaj. Böylece kendini ölümlü dünyanın zarafeti ve kötülüğüne kaptırmayıp, keder veya mutluluk olmayan gerçek forma ulaşabilir.”

 

“Tamamen uyanmış alan olarak sayılan şey ölümlülerin yolu değil. O, Dao'nun kendi doğasıyla Yer ve Gök gibi kalbe sahip olmakla oluşur. İşte bu yüzden Dao Ağacı bedenini Dao'ya yoğunlaştırıp bir Tanrı Ruhu olabildi.”

 

Kılıç Ruhu bu sözleri söylediği anda Yi Yun şok oldu ve çılgına döndü. Yer ve Gök gibi kalbe sahip olurken, Dao'nla aynı doğaya sahip olmak... Kılıç Ruhu'nun dediği gerçeğin kendisi gibi görünüyordu.

 

Söylenen şey ne bir yetişim tekniğiydi ne de gizli bir kılavuzdu, ama sırf anlamak bile Yi Yun'un kendi Dao kalbinin temizlendiğini hissetmesine neden olmuştu.

 

Bu Dao Ağacı'nın bir Tanrı olmasındaki felsefeydi.

 

“Yani...” Kılıç Ruhu konuşmaya devam etti, “Dao Ağacı güçlü olabilir, fakat Tanrı Ruhu olmasını sağlayan güçlü olması değil. Tanrı Ruhu olmasının nedeni Semavi Dao'nun yolunu oluşturmuş veya kendisinin Büyük Dao olmasıdır. O kadar uzun zamandır var oldu ki Chibai ile benim yaşam süremden bile uzun... Gelecekte ikimiz öldüğünde, oluşturduğu Dao sönene kadar var olmaya devam edecek.”

 

“Bunu ne kadar süreceğiniyse bilmiyorum. Yer ve Gök'le aynı yaş olmasa da muhtemelen aralarında pek fark yoktur...”

 

Kılıç Ruhu konuşmasını bitirdiğinde Yi Yun'a baktı. “Eğer kendi Büyük Dao'nu oluşturup yaşamını Dao'nun kendisine bırakırsan, o zaman Semavi Dao sen olur, sen de Semavi Dao olursun. Yer ve Gök'le aynı yaşama sahip olup sonsuz yaşamın tadını çıkartabilirsin... Bu ayrıca On İki Semavi Cennet'teki görkemli kişilerin peşinden koştuğu Sonsuz Yaşam Alemi, fakat...”

 

“Kılıç Ruhu buraya kadar geldiğinde başını iki yana salladı. ”Çok zor!” İnsanların duyguları var bu yüzden Semavi Dao'yla bir olmaları çok zor. Bu ağaç gibi olamazlar. Bilinci yok, mutluluk ve üzüntü olmadan sonsuza kadar var oluyor.”

 

“Öğretilerin için teşekkür ederim kıdemlim.” Yi Yun mütevazı bir şekilde söyledi.

 

Kılıç Ruhu'nu takip edip ağacın önüne yürüdü. Başını kaldırıp bakınca, gökyüzünün sanki zümrüt kılıçlar dans ediyormuş gibi yeşille dolu olduğunu gördü.

 

Bu büyük toprak parçası tarif edilemez yasalar ve kavrayışla doluydu. Ne de olsa burada kutsal bir ağaç vardı. Bırak kutsal ağacı, ölü bir odun parçası bile yıllar boyunca Büyük Dao'dan güç alarak yeri besleyip kutsal toprağa dönebilirdi.

 

“Genç adam, bu Dao Ağacı ölümsüz sarayın çekirdeğidir. Bu Dao Ağacı sayesinde buranın ismi Dao Aydınlanma Salonu. Bu Dao Ağacı'nın altında oturmak Dao'daki anlayışının büyük bir hızla gelişmesine neden olacaktır. Burada üç gün boyunca Dao aydınlanması arayışında olmak dışarıda bir yıl denemeyle eşdeğer. Zamanında Efendimiz de burada aydınlanma arayışına girdi.”

 

Dao Aydınlanma Salonu...

 

Yi Yun ancak şimdi Dao Aydınlanma Salonu'nun kökenlerini öğrenmişti. Tam da söylediği gibi, Tanrı Ruhu'nun dibinde otururken Yer ve Gök'ün Büyük Dao'sunu oluşturmak nasıl daha hızlı olmayabilirdi ki?

 

Kılıç Ruhu şunu da dedi: “Dao Aydınlanma Salonu Dao Aydınlanması yaşaman için, Semavi Yapı Salonu'ndaysa Efendimizin arkasında bıraktığı hazineler var. Cennete Yükseliş Alemi'ndeki uzmanlar için olanlardan bir tane tercihine göre seçebilirsin. Cennete Yükseliş Alemi'ne atılım yaptığında diğerlerinden de seçebilirsin. Böyle bir fırsat zor bulunur, değerini bil!”

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44260 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr