Bölüm 688: Antik Işınlanma Düzeni

avatar
5801 20

True Martial World - Bölüm 688: Antik Işınlanma Düzeni


 

Bölüm 688: Antik Işınlanma Düzeni

 

Derin ve karanlık Büyük Saray'da, yerler siyah taşlarla kaplıydı. Siyah taşların arasında küçük hayvan kemikleri vardı. Yi Yun ve Jiang Xiaorou eski Metruk Kraliçe'yi siyah taşlı koridorda takip etti. Duvarın iki yanında da necef taşından ışıklar vardı.

 

“İşte burası.”

 

Eski Metruk Kraliçe ağır kapıyı iterek açtı ve önlerine geniş bir salon çıktı. İçerde, üstüne altı köşeli yıldız formasyonu kazınmış bir metre uzunluğunda bir sunak vardı.

 

Formasyonun rünleri kurbağa gibi büküktü ve basit gözüküyordu. Yi Yun dikkatlice baktıktan sonra normalde beklediği yüce ışınlanma düzeninden farklı olduğunu hissetti.

 

Dönüp eski Metruk Kraliçe'ye baktı ve biraz şüpheyle sordu: “Kıdemli Jiang'ın Kutsal Yaban'dan On İki Semavi Cennet'e gitmek için kullandığı antik ışınlanma düzeni bu mu?”

 

Yi Yun'un hayaline göre böylesi bir ışınlanma düzeni, Metruk ırkının kutsal kemik sunağı gibi büyük bir yer kaplamalıydı.

 

Ancak önündeki ışınlanma düzeni sadece otuz metre genişliğindeydi. Sonsuz evrene geçiş sağlayan bir ışınlanma düzenine göre biraz küçük gözüküyordu.

 

Eski Metruk Kraliçe, Yi Yun'un aklından geçeni biliyordu. Başını salladı ve konuştu: “Tam da düşündüğün gibi... Ancak bu evrende dolaşmanı sağlayamaz.”

 

“On İki Semavi Cennet ve düşük âlemi birbirine bağlayan birkaç uzamsal düğüm var. Uzamsal düğümler uzak iki yeri birbirine bağlayabilir. Bu uzamsal düğümlerden geçerek On İki Semavi Cennet'e ulaşabilirsin.”

 

“Normalde, Tian Yuan Dünyası mühürlü bir dünyaydı ve tüm uzamsal düğümlerde mühürlüydü. Ancak on milyon yıl öncesinden beri Tian Yuan Dünyası'nın mührü açıldı ve bu da uzamsal düğümlerin açılmasına neden oldu. Bu ışınlanma düzeninin amacı seni Tian Yuan Dünyası'nı On İki Semavi Cennet'e bağlayan uzamsal düğüme göndermek. Mesafe fazla değil. Asıl yol uzamsal düğümün ilerisindeki sonsuz boşluktan sonra.”

 

“Işınlanma düzenleri insanların kurduğu şeyler, ama uzamsal düğümler evrenin doğal yasaları tarafından oluşuyor. Uzamsal düğüm seni uzak bir mesafeye ışınlayabilir ve fazla enerji kullanmaz. Düğümün kendisi bir yasa.”

 

Eski Metruk Kraliçe'nin dediğini duyunca Yi Yun iç çekti. Evrenin yasaları derin ve esrarengizdi. Doğal olarak oluşmuş uzamsal düğümler evrenin uzaklarına bağlanıyordu.

 

Eğer savaşçıları bu gizemli yasalar hakkında tam bir anlayışa sahip olmak isterse, tüm hayatları boyunca yapacakları çalışma bir kova suyun tek bir damlası olurdu. Lakin Semavi Dao'nun bir kısmını kavrayabilen kişiler On İki Semavi Cennet'te Kral ve İmparator olarak tanınabilirdi. Onlar bütün yaşam biçimlerini destekleyen varlıklardı.

 

“Anne, uzamsal düğümlerden seyahat etmek pek kolay değil dimi?”

 

Jiang Xiaorou babasının hayatını biliyor olsa da, annesi babasının Kutsal Yaban'dan On İki Semavi Cennet'e dönmek için kullandığı ışınlanma düzenini yeraltı salonuna mühürlemişti. Tam olarak yerini bilmiyordu ve o da ilk defa görüyordu.

 

“Evet, hiç kolay değil.” Eski Metruk Kraliçe başını salladı. “Şu anki gücünle, uzamsal düğümden geçmen imkânsız. Uzamsal düğümde birçok uzamsal fırtına var. Girdiğin an her tür tehlikeyle karşılaşacaksın. Ayrıca gideceğin yeri kavramak da zor. Eğer yeterli gücün olmazsa uzamsal fırtınalarca parçalara ayrılabilir veya sonsuza dek uzamsal türbülansın içinde kaybolup yönünü bulamayabilirsin.”

 

Eski Metruk Kraliçe bunu söylediğinde Yi Yun'a baktı. “Yi Yun, Xiaorou'yla seni buraya getirme nedenim size antik ışınlanma düzeninin yerini göstermek. Bir gün Xiaorou'yu bu dünyadan alıp On İki Semavi Cennet'e götüreceğini ümit ediyorum.”

 

Eski Metruk Kraliçe'nin sözleri Yi Yun'u şaşırtmıştı.

 

“Bu dünya terk edilmiş, ölü bir toprak parçası... Xioarou Metruk ırkımın ve Antik Fey ırkının kan bağını miras aldı, bu da olağanüstü bir yeteneğe sahip olmasına neden oldu. Ben bu ölü toprakta görevime devam ederim. Metruk ırkına, bu ölü topraklarda hayatta kalıp keşfetmesi için önderlik ederek yaşamımı tamamlarım. Bu Metruk ırkına olan borcumu ödemeye yeter. Xiaorou'nun burada kalıp boşa harcanmasını istemiyorum...”

 

Eski Metruk Kraliçe bunları söylerken Jiang Xiaorou onu sıkıca tuttu, bir anlığına dili tutulmuştu.

 

Yi Yun kalbinin baskı altında olduğunu hissetti. “Kıdemlim, bu dünyanın ölü bir toprak olduğunu söylediniz?”

 

“Antik Şeytan Tanrı'yı mühürleyen bir dünya çoktan Antik Tanrılar tarafından terk ve feda edilmiştir. Azure Yang Lordu milyonlarca yıl önce obruktan bu dünyaya girmiş olmasa, bu dünya sonsuza dek On İki Semavi Cennet'ten ayrı kalmış olurdu. Tıpkı göletin dibindeki kurbağa gibi dış dünyanın ne kadar büyük olduğunu asla bilemezdik.”

 

“Azure Yang Lordu birkaç mührü kaldırdığında bile açılan uzamsal mühür sayısı acınası kadar az sayıdaydı. Muhtemelen bir iki tane vardı. On İki Semavi Cennet için bu dünya bir dağın içinde saklanan karınca kolonisini bulması kadar zor olmalı. On milyonlarca yıl boyunca On İki Semavi Cennet'ten bu dünyaya gelen uzamsal düğüm sayısı çok çok az olmalı...”

 

Eski Metruk Kraliçe'nin dediği her şey kendi tahminiydi. Ancak Azure Yang Lordu hakkındaki tarihi çok iyi biliyordu. Gerçekten de On İki Semavi Cennet'ten gelmiş olan Jiang Xiaorou'nun babasıyla yaşamıştı, bu yüzden tahminleri gerçekliğe çok yakın olmalıydı...

 

...

 

Yi Yun eski Metruk Kraliçe'yle vedalaştıktan sonra kalbine bir yük çöktüğünü hissetti.

 

Tian Yuan Dünyası Antik Tanrıların terk ettiği ölü bir toprak mıydı? Yi Yun hep On İki Semavi Cennet'e gitme niyetindeydi. Eski Metruk Kraliçe şu anki gücünün yeterli olmadığını söylemişti. O zaman, muhtemelen Cennete Yükseliş Âlemi’ne ulaşması gerekiyordu.

 

Aniden ortaya çıkan Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı ise...

 

 Yi Yun başını iki yana salladı. Gitmeden önce eski Metruk Kraliçe, Yi Yun'a, Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'yı aramamasını sayısız defa öğütlemişti.

 

Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı Tian Yuan Dünyası'nda bir katliam yaparak büyük miktarda ölünün yaşam gücünü çekiyordu, böylece de çökmek üzere olan yaşamını ve ruhunu iyileştirecekti.

 

Öldürdüklerinin arasında birçoğunun affedilemez suçları vardı ve ölümü hak ediyorlardı. Ancak kurunun yanında yaşta yanıyordu. Olay Yi Yun'un soğukkanlı olması değil, sadece Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı’ya rakip olamamasıydı. Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı, ruhunun çökme olasılığı çok zayıf olsa da, Yi Yun'da onun ruhunu çökertecek yetenek yoktu.

 

Yeterli gücü olmadan önce, Yi Yun'un tek seçeneği Kutsal Yaban'da saklanıp beklemekti. En çok ihtiyacı olan şey zamandı.

 

Lin Aşiretinin malikânesine döndükten sonra Yi Yun rüzgârda dalgalanan elbiseli birini gördü.

 

Orası granit bir tepeydi. Gökyüzündeki parlak ay serin parlaklığını üstüne yağdırıyordu. Lin Xintong kar kadar beyaz bir elbise giymişti. Sessizce granit tepede antik bir çam ağacının altında duruyordu.

 

Sanki gökyüzündeki koyu mavi perde açılmış ve galaksinin kolları görünür olmuştu. Ufuktan aşağı uzanıyor ve Lin Xintong'un bedeninden geçiyor gibi gözüküyordu. Yıldız ışığı vücudunu yıkıyor ve saçlarından aşağı damlıyordu. Sanki Lin Xintong'la bir gibi görünüyorlardı. O sırada, bedeninin tüm gözenekleri açılmış, sonsuz miktarda yıldız ışığını içine çekiyordu.

 

Bunu görünce Yi Yun'un kalbi pırpır etti. Lin Xintong Saf Yin yasalarında yetişim yapıyordu. Aydan yıldız ışığını ve Yin enerjiyi emmesi, yetişim yaptığı yasaların türeyişiydi.

 

Lin Xintong'u yetişim yaparken ve derin düşünceler dalmış bir şekilde görmek, hep resmedilmeye değer bir güzellik olmuştu. İnsanların farkında olmadan düşüncelere dalmasına neden oluyordu.

 

Böylesi bir güzellik sadece Lin Xintong'un kendisinden değil, ayrıca meditasyon yaptığı Dao'dan geliyordu. Ayın altında, Lin Xintong ve Dao mükemmel bir birlik kurmuştu, sanki cennetle bir olmuş gibi ahenkli bir his veriyordu.

 

Dao doğaydı, doğa ve ahenk ise güzelliği oluşturuyordu.

 

Yi Yun'un dudakları seğirdi. Sesi gece rüzgârıyla beraber Lin Xintong'un kulaklarına girdi. “Xintong, benimle gel. Seni bir yere götüreceğim...”

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr