Bölüm 679: Tehdit

avatar
5919 23

True Martial World - Bölüm 679: Tehdit


 

Bölüm 679: Tehdit

 

“Hissettin?” Sığınak'tan gelen adam Yi Yun'un dediğini duyunca gülümsedi. Sırf hislerinden gelen bir şey pek güvenilir gelmiyordu, fakat savaşçılar için hisler göz yumulacak şeyler değildi.

 

Birçok savaşının onlara katkı sağlayan kader şansı vardı. Bazen kader şansı sayesinde bir çeşit aydınlanma yaşayıp önemli zamanlarda en iyi seçimleri yapıyorlardı.

 

“Küçük Kardeş Yi'nin endişelenmesinin bir nedeni olmalı, lakin bizim de aldığımız önlemler var. Bu on ceset benim tarafımdan çoktan ruh mühürleyen tabutlara mühürlendi. Çeşitli düzenler kurdum ve onları bastırmak için bir Âlem Taşı bile kullandım. Yani olağanüstü yetenekleri olsa bile yeniden doğmaları imkânsız. Ayrıca birkaç gün içinde araştırmalarım meyve vermezse sonradan sorun çıkartmasınlar diye cesetleri yok edeceğim.” Cesetleri topladıktan sonra bir şeylerin yanlış olduğunu o da düşünmüştü. Cesetlerden Kanlı Ay üyelerinin nasıl öldüğünü bulmak istemişti.

 

Bu yüzden Yi Yun'un sözlerini duyunca hafiften duraksadı ve devam etti: “Bu olay o kadar da basit değil. Tüm söyleyeceğim bu. Lütfen herkes dikkatli olsun ve elinden gelenin en iyisini yapsın.”

 

Yi Yun da bu noktadan sonra bir şey söylemenin anlamsız olduğunu biliyordu. Bu yüzden söyleyeceğini söyledikten sonra hemen onlarla vedalaştı.

 

Yi Yun ve Lin Xintong el ele tutuşup mavi gökyüzüne doğru uçtu.

 

Yi Yun ve Lin Xintong'un gidişini izledikten sonra Akşam Hükümdarı'nın gözleri parladı. O anda Kanlı Ay'ın oluşturduğu tehdidi değil, Yi Yun'dan gelen tehdidi düşünüyordu.

 

Kanlı Ay büyük bir darbe yaşamış ve tamamen yok olmuş gibi gözüküyordu. Ancak, Yi Yun'dan gelen tehdit çok gerçekti. On yıldan kısa bir süre içinde Tian Yuan Dünyası'nın tamamına hükmedebilecek yeteneği olacaktı.

 

Ondan sonra hepsinin yaşamı Yi Yun'un ellerinde olacaktı.

 

O sırada, kana bulanmış Shen Tu Lideri kalabalığın arasına doğru uçtu. Yi Yun etraftayken yüzünü göstermesi çok aşağılayıcı olurdu. Şimdi Yi Yun'un gidişiyle artık duygularını bastıramaz olmuştu.

 

“Bugünkü aşağılanmama istediğiniz kadar gülebilirsiniz. Ama benden size tavsiye, dikkatli olun. Yi Yun'un yükselişi çoktan durdurulamaz oldu. Onun eskiden husumeti olanlar pek iyimser olmasa iyi eder. Onunla savaşırken son vuruşunun beni öldürmek için olduğunu zaten herkes gördü. Akşam Hükümdarı beni kurtarmasa şimdiye ölmüş olacaktım. Sıradaki siz olabilirsiniz!” Shen Tu Lideri bunu nefretle dolu bir şekilde söylemişti.

 

Bunu duyunca hiç kimse tek bir kelime bile etmedi. Gerçekten de hepsi Yi Yun'un son saldırısındaki öldürme niyetini hissetmişti. Yi Yun saldırırken hiç kendini bastırmamıştı ve tüm gücünü salmıştı.

 

Shen Tu Lideri etrafındakileri süzerek devam etti: “Niyetinin sırf beni öldürmek olduğunu ve size hiçbir şey yapmayacağını sanmayın. Aranızdakilerin birçoğu geçmişte Lin Aşiretine ve Yi Yun'a saldırgan davrandınız. Benim işe yaramaz torunum, Shen Tu Nantian'dan intikam almak için onun önünde kimliğini gizleyip en ufak bir nefret tanesi bile göstermedi. Sırf bundan nasıl bir kişiliği olduğunu anlayabilirsiniz. Ardından, Nantian'dan düşük bir güçle ona adım adım işkence etti. Lin Aşireti'nin Nantian'ı zindanlara atışı da onun işiydi. Sonundaysa, Büyük İmparatoriçe Gizemli Bölgesi'nde Nantian'ı öldürdü! Nasıl olur da böyle birinden korkmazsınız? Şu anda bir şey yapmıyor olabilir, ama gelecekte... Hehe, bunu söylemesi zor.”

 

Shen Tu Lideri Yi Yun'la arasında bir kan davası oluştuğunu biliyordu. Eğer Yi Yun o olsaydı, kendisini öldürüp herhangi bir gelecek tehlikeyi kökünden sökmeyi o da isterdi.

 

Bu insan doğasıydı!

 

Yi Yun'la pek husumeti olmayanlar hala onunla arkadaş olup kendilerini korumayı umut ediyordu. Shen Tu Lideri oturup Yi Yun'un onu katletmesini bekleyecek değildi.

 

Shen Tu Lideri'nin sözlerini duyunca birçok kişinin yüzünde korku oluştu. Hepsinin Yi Yun'un Shen Tu Nantian'a yaptığı şey konusunda bir fikri vardı. Cidden korkunç bir şeydi.

 

Shen Tu Nantian, Chu Eyalet Şehri'ndeyken Yi Yun'u öldürmek istediğinde, Yi Yun Shen Tu Nantian'ın önünde tıpkı bir karınca gibiydi. Birkaç yıl içinde Shen Tu Nantian'ın Yi Yun'un ellerinde öleceğini kim düşünürdü ki?

 

Böyle birisine karşılık iyi niyetini kazanmaya çalışmak onları rahatlatmıyordu. Rahatlamanın en iyi yöntemi de onu öldürmekti. Ancak Yi yun çok güçlüydü. Shen Tu Lideri neredeyse ellerinde ölmüştü ve Akşam Hükümdarı da onunla dost olmakta başarısız olmuştu.

 

Yi Yun'u öldürmek istiyorlardı, onun kaçmasını engellemenin tek yoluysa önceden formasyon düzeni kurup birçok Kıdemlinin gücünü bir araya toplamaktı. Fakat bu kadar şeyle bile başarılı olamayabilirlerdi. Ve başarısız olurlarsa sonuçlar tahmin edilemez olurdu.

 

Shen Tu Lideri nasıl olur da akıllarından geçeni bilmezdi ki? Shen Tu Lideri alay eder gibi gülümseyip konuştu: “Hepiniz riske girmemeye çalışıyorsunuz, değil mi? Bir bir avlanınca pişmanım dersiniz!”

 

Shen Tu Lideri söyleyeceklerini söyledikten sonra kıyafetini savurdu ve gitti. Yi Yun ona saldırmasın diye Yüce Kılıç Dağı'ndan ayrılmayı planlamıyordu. Yaralarını iyileştirmek için inzivaya çekilmek istiyordu. Yi Yun ne kadar baskıcı olursa olsun Yüce Kılıç Dağı'na saldıramazdı, yoksa bu tüm Tian Yuan Kıdemli Heyeti'ne meydan okumak anlamına gelirdi.

 

Kıdemlilerinse sonuna kadar riske girmeyeceğine inanmıyordu. Yi Yun sürekli güçleniyordu ve oluşturduğu tehdit de onunla beraber büyüyordu. Sonunda dayanamayacakları kesindi.

 

Kıdemlilerin bazıları Shen Tu Lideri'nin sözlerini duyunca birbirine bakıp konuştu: “Birkaç gün içinde tekrar buluşalım.”

 

Düşünmek için zaman ihtiyaçları vardı. Yi Yun'un tehdidi çok büyüktü, ama Yi Yun'la aralarının kötüleşmesi de çok riskliydi. Eğer Yi Yun aşiretlerinden intikam almaya başlarsa, karar vermeleri için çok geç olurdu.

 

Mistik Totem Irkı gibi hala büyük bir intikama maruz kalabilecek aşiretler her şeyi oturup izleyemiyordu.

 

“Shen Tu Lideri haklı. Yi Yun'u en kısa zamanda ortadan kaldırmalıyız. Bu sefer ruh anlaşmasını imzalamayı reddedişiyle gerçek renklerini ortaya çıkardı.” Yi Yun'un öç alacağından korkan aşiretler onlarla samimi ilişkisi olan aşiretleri gizlice ikna etmeye karar verdi. Oturup öylece ölümü beklemektense diğer Kıdemlilerle ittifak kurabilirlerdi. Yi Yun'u öldürmek için hala bir olasılık vardı, ama onun yenilmez olmasını beklerlerse sonları kurbanlık koyun olurdu.

 

Aşiret Kıdemlileri akıllarında çeşitli düşüncelerle birer birer Yüce Kılıç Dağı'ndan ayrıldılar.

 

Beş bin kilometre uzağı.

 

“Yi Yun, Kanlı Ay sence ne yapmaya çalışıyor?” Lin Xintong sordu.

 

“Bilmiyorum.” Yi Yun başını iki yana salladı. Onun da kafası karışmıştı.

 

Lin Xintong konuştu: “Kanlı ne yapmak istiyorsa yapsın, biz en kısa sürede gücümüzü arttırmalıyız. Kanlı Ay bir yana, şu aşiretlere de dikkat etmemiz gerek. Çoğu patlamaya hazır. Gücün geçici olarak onları korkutmuş olsa da, onlara karşı büyük bir tehdit olduğunu fark ettirdi. Muhtemelen seni ortadan kaldırmadıkları sürece pek rahat hissetmeyecekler.”

 

“Bu kişiler pek sorun çıkarmayacaktır.” Yi Yun ilgisizce konuştu. Shen Tu Lideri gibi kişileri pek kafaya takmıyordu. Eğer bir araya gelirlerse belirli bir güce ulaşabilirlerdi, fakat Yi Yun'da onlara bir araya gelip onu öldürme fırsatı verecek göz yoktu.

 

Bu kişilerin hepsi entrikacı insanlardı, yani nasıl olur da tam bir işbirliği yapabilirlerdi ki?

 

“Yi Yun, hadi Tanrı'ya Dönüşüm Kulesi'ne dönüp yetişime devam edelim.” Lin Xintong gülümseyerek konuşmuştu. Yi Yun'la el ele tutuşuyordu ve Yi Yun'un elinden hafif bir sıcaklık geliyordu.

 

İkisi yan yana Aşılmaz Deniz'e doğru uçtu.

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44266 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr