Bölüm 678: Gücün Korkusu

avatar
5989 24

True Martial World - Bölüm 678: Gücün Korkusu


 

Bölüm 678: Gücün Korkusu

 

 

Saldırısının sonuç vermediğini görünce Yi Yun hafiften kaşlarını çattı. Ciddi ciddi öldürmeye niyeti vardı ve mümkünse o saldırıyla bunağın işini bitirmek istemişti.

 

 

Ancak Akşam Hükümdarı öne çıkıp Yi Yun'un saldırısını savuşturmuştu.

 

 

Önünde Akşam Hükümdarı varken Shen Tu Lideri'ni öldürmek zordu.

 

 

Yi Yun Akşam Hükümdar’ından korkmuyor olsa da ona saldırırsa bu, Tian Yuan Dünyası'ndaki tüm efsanevi kişileri düşmanı yaptığı anlamına gelirdi. Yi Yun onlardan birini öldürürse bu insanlar kesinlikle boş durmayacaktı.

 

 

Yi Yun ayrıca Lin Xintong'la beraber bu kadar kişiye karşı ölüm kalım savaşı vermek istemiyordu.

 

 

“Yi Yun, cidden olağanüstü birisin!”

 

 

Akşam Hükümdarı'nın Yi Yun'a bakan gözleri parlıyordu. Yolladığı mühür Yi Yun'un kılıç ışınına çarptığında, temas süresi çok kısa olsa da gücü onu şaşkına çevirmişti.

 

 

“Mühür saldırı yöntemleri” gibi bir silah ya baskıcı ya da eziciydi. Akşam Hükümdar’ının kılıç ışınını ezmesi kolay olmalıydı.

 

 

Ancak, Yi Yun'un kılıç ışını hiç durmaksızın gelişiyor gibi gözükmüştü. Sanki içinde bir ölümsüzün gücü vardı. Akşam Hükümdarına, az önceki saldırısının kutsal bir dağa vurduğunu düşündürtmüştü.

 

 

Akşam Hükümdarı, bir kılıç ışınının böylesi bir darbeye dayanmasının nedeninin kılıç ışınının içindeki Kılıç Niyeti olduğunu biliyordu.

 

 

Kılıç Niyeti o kadar güçlüydü ki, kılıç ışınının dağılmadan yoğunlaşmasına neden olmuştu.

 

 

Yi Yun’un böyle bir güce ve kılıç hünerlerine sahip olması onu tedirgin etmişti.

 

 

Akşam Hükümdarı Yi Yun'dan güçsüz olduğunu düşünmese de Yi Yun'u oyalayabilmek konusunda tam güvene sahip değildi.

 

 

Bir rakibi yenmek ve oyalamak tamamen farklı iki şeydi. Ayrıca, yakında hala Lin Xintong vardı.

 

 

Sırf Yi Yun ve Lin Xintong'un birleşik gücüyle yüzleştiğini düşünmek bile Akşam Hükümdarı'nın başını ağrıtıyordu. Hatta böyle bir duruma düşmekten biraz korkuyordu. İkisi Dao çiftiydi, yani nasıl olur da birleşik saldırı yetenekleri olmazdı ki?

 

 

Bu nedenle Yi Yun ve Lin Xintong'u ruh anlaşması imzalamaya zorlamak söz konusu bile değildi.

 

 

Akşam Hükümdarı'ndan dışında diğerleri de bu konuda hem fikirdi.

 

 

Yi Yun'un ruh anlaşmasını imzalamaması kedi niyetine kaplan yetiştirmek gibiydi, bu hepsini rahatsız ediyordu.

 

 

Artık kaplan yetişkin olmak üzereydi ve zincirlenmesi imkânsız olmuştu. Ellerindeki tek yöntem onlara saldırmasın diye kaplana etini vermekti.

 

 

Anında birçok kişi fikrini değiştirdi. Yi Yun'la arkadaş olma niyeti olan efsanevi kişiler onu kutlamak için öne çıktı.

 

 

Havaya uçup Yi Yun'un etrafında toplandılar.

 

 

“Genç Efendi Yi gerçekten de etkileyici! Yuan Açılış Âlemi’ndeyken tam bir âlem atlayıp Cennete Yükseliş Âlemi’ndekilerle dövüşmeniz bizi hayrete düşürdü. Gelecekte, Genç Efendi Yi Cennete Yükseliş'e ulaştığında kim bilir ne kadar güçlü olacak!” Orta yaşlı görünen bir adam gülümseyerek söyledi.

 

 

“Bugünün savaşı çabucak Tian Yuan Dünyası'na yayılacaktır.” Orta yaşlı görünümlü adamın yanındaki yaşlı adam da konuştu.

 

 

“Merak ediyorum da Genç Efendi Yi’nin hiç boş zamanı var mı? Ben Xue Yushan, hep Lin Aşiretini ziyaret etmek istemişimdir. Eğer Genç Efendi Yi boşsa öğrencilerime küçük hediyeler hazırlamasını söyleyeceğim.”

 

 

Bir grup kişi Yi Yun'u övmeye başlamıştı. Tabii ki bunların kaçının hislerinin samimi olduğu bilinmiyordu.

 

 

Yi Yun bu övgülere pek aldırış etmedi. Bugünkü büyük gücü olmadan bu insanların tek bir kemiği bile kalmayana kadar onu yiyip bitireceğini çok iyi biliyordu. Cesedinden Büyük İmparatoriçe'nin mirasını bile çalarlardı. Sırf Büyük İmparatoriçe'nin mirası için bu bunaklar kendi aralarında savaşmaya bile başlayabilirdi.

 

 

Yi Yun arkalarında hançer olan tatlı sözleri pek umursamadı. Formalite icabı birkaç cevap verdi. Biri ona ne kadar yavşıyorsa o da o kadar mesafeli duruyordu. Bu tür kişiler sen düştüğünde seni arkandan bıçaklayacak ilk kişilerdi.

 

 

Kısa bir konuşma sonrası Yi Yun başını çevirip fazla uzakta olmayan Sığınak Çiftine baktı.

 

 

Yi Yun, Tian Yuan Kıdemli Heyeti'ne geldiğinden beri çift duruşunu belirtmemişti. Yi Yun'a karşı ne cana yakın ne de düşmanca davranıyorlardı.

 

 

Yi Yun çifte karşı iyi hisler besliyordu.

 

 

Sığınak Çiftinin erkeğine ellerini birleştirip selam verdi. “Ada Lordu, size birkaç sorum olacak, umarım cevap verirsiniz.”

 

 

“Oh?” Sığınak Adası Lordu hafiften şaşırmıştı. Gülümsedi ve cevap verdi: “Küçük Kardeş Yi, sor bakalım.”

 

 

“Eksalanslarının on Kanlı Ay cesedini bulduğu yeri soracaktım?”

 

 

Ada Lordu Kanlı Ay cesetleri üzerinde doğal olarak en büyük otoriteye sahip kişiydi.

 

 

“Yaşadığım Sığınak Adası Aşılmaz Deniz'in derinlerinde bulunuyor. Bir gün uzaktan gelen bir yer-gök enerji dalgalanması hissettim. Hatta garip bir dünyevi garipliğe neden olmuştu, sanki bazı yasalar parçalanıyormuş gibiydi. Bir hazine belirdiğini düşünüp karımla beraber aramaya çıktık. Bulduğumuz şey büyük bir yıkım tablosuydu.”

 

 

“Aşılmaz Deniz'in beş bin kilometre çapındaki kırmızı rengi derin maviye dönmüştü. Havada yasa ve enerji akışı kalıntıları vardı. Muhtemelen bu önceden olan büyük bir patlama yüzündendi.”

 

 

“Eğer yanılmıyorsam, önceden orada kurulmuş bir formasyon düzeni olmalıydı. Ne yazık ki, formasyon düzeni bir nedenden dolayı başarısız olup doğrudan çöktü ve cennet yeryüzü yasalarının değişmesine neden oldu.”

 

 

“Etrafta patlama izleri arayınca bu on Kanlı Ay cesedini buldum. Bazı cesetler tam değildi. Başta bu kişilerin topluca reenkarnasyon olmak için formasyon düzeni kurduğunu düşünmüştüm, ama cesetlerde ruh parçacık izlerini hissedebildim, bu yüzden de reenkarnasyon olması ihtimalini pek düşünmedim.”

 

 

“Hepsinin reenkarnasyon olup olamayacağını bilmiyorum, ama emin olduğum bir şey var ki çoğunun öldüğü. Bunun Kanlı Ay tehdidini minimuma indirdiğine inanıyorum.”

 

 

“Formasyon düzeninin patlaması mı?”

 

 

Yi Yun hafiften kaşlarını çattı. Bu açıklamaya inanmayı zor buluyordu.

 

 

Buna sadece Yi Yun dâhil değildi. Diğer Tian Yuan Dünyası'nın Kıdemlileri de bir şeylerin yanlış olduğunu hissetmişti. Ancak gerçekler önlerindeydi ve ortada on ölü Reenkarnasyoncu vardı. Cesetler Sığınak Çiftinin elinde olduğundan ölümlerinin sahte olduğunu söylemek imkânsızdı. Tian Yuan Kıdemli Heyeti cesetleri mühürlemek için on ruh mühürleyen tabut hazırlamıştı. Reenkarnasyoncular’ın bu koşullar altında tekrar yaşama dönmesinin imkânsız olduğuna inanıyorlardı.

 

 

Ayrıca, Ruh Mezarı'ndaki Karataş Sınavları'nda Kanlı Ay'ın çekirdeği olan en güçlü Yin Hayaletinin tamamen yok edildiğini biliyordu. Bu şüphesiz ki Karataş Sınavları'na yapılan büyük bir darbeydi.

 

 

Bir dizi aksilikten sonra Kanlı Ay'dan kalan kişilerin bir geri dönüş yapmasını hayal etmek zordu.

 

 

“Ne oldu? Küçük Kardeş Yi bir sorun olduğunu mu düşünüyor?” Sığınak çiftinden beyaz elbiseli kadın sordu. Aşırı güzel, genç bir kadındı ve sesinin neşeli bir havası vardı. Sesini duymak insanın içinde çiçekler açtırıyordu.

 

 

“Kanlı Ay o kadar kolay yok edilemez...” Yi Yun kendinden emin bir şekilde konuştu.

 

 

“Oh? Sebebi nedir?”

 

 

“Bilmiyorum ama öyle hissediyorum...”

 

 

Yi Yun Kanlı Ay'ın tarihini herkesten daha iyi biliyordu. Antik büyük savaşın etkilerini de herkesten daha çok anlıyordu. Elinde ciddi ciddi hiç kanıt yoktu, ama önsezisi vardı.

 

 

 

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44264 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr