True Martial World - Bölüm 677: Ölüme Yakın Olmanın Tadı

---

 

Bölüm 677: Ölüme Yakın Olmanın Tadı

 

 

Shen Tu Lideri ve Yi Yun savaş boyunca iki kez çarpışmıştı, fakat Yi Yun'un avantajlı olduğu apaçık ortadaydı.

 

 

Shen Tu Lideri taşların arasından çıktığında öfke ve şaşkınlıkla doluydu. Yi Yun'u alt etmenin kolay olmayacağını biliyordu, ama gücünün bu kadar korkunç bir seviyede olduğunu düşünmemişti.

 

 

Shen Tu Lideri tüm hayatı boyunca doğanın ve kölelerin zevkini çıkarmıştı. Daha önce herkesin önünde hiç böyle aşağılanmamıştı. İçinde büyüyen öfkesiyle elindeki mızrağı salladı ve arkasındaki kutsal ağaç mızrağına girdi. O anda Shen Tu Lideri, ayağının altındaki toprakla tamamen bütünleşmiş gibi gözüküyordu. Tıpkı toprağa kök salmış bir ağaç gibiydi.

 

 

Dağ, üstündeki orman ve çevresindeki beş yüz kilometrelik bölgeyle beraber Shen Tu Lideri'yle görünmez bir bağlantı kurmuş gibiydi.

 

 

Bitkilerin emdiği Yer-Gök Yuan Qi'si sismik ağ ile Shen Tu Lideri'nin bedenine sürekli enerji depoluyordu!

 

 

On binlerce yıl yaşamış ihtiyar bir canavar olarak Shen Tu Lideri'nin de kendine özel birkaç eşsiz gizli yeteneği vardı.

 

 

“Bu İhtiyar Shen Tu'nun yetişim yaptığı ‘Yaratılış Sutrası'. Yaratılan tüm enerjiyi kendine bağlıyor ve büyümek için onlardan Yuan Qi emiyor. Ölümle yüzleşmese asla bu hareketi kullanmazdı!”

 

 

Oradaki bazı efsanevi kişiler Shen Tu Lideri'ni uzun süredir tanıyordu ve onun en iyi yeteneklerini görmüşlerdi.

 

 

“Yaratılış Sutrası'nı kullanması kaybettiği avantajın birazını geri kazanmasını sağlayabilir.

 

 

Şu anda savaşın ortasındaki Shen Tu Lideri sefil bir haldeydi. Bu savaşın sonucu birçoğunun tahmin ettiği gibi olmamıştı.

 

 

Oradaki herkes Shen Tu Lideri'nin gücünü biliyordu. Cennete Yükseliş Âlemi’ndeki uzmanların arasında Shen Tu Lideri kesinlikle en güçlülerden biriydi. Ancak ağaç bölgesi Yi Yun üzerinde hiç etki bırakamamıştı. Hatta mızrak saldırısı bile kolayca bastırılmıştı.

 

 

Bu da Tian Yuan Kıdemli Heyeti'ndeki üyelerin %70'inin Yi Yun'un rakibinin olmadığını gösteriyordu.

 

 

Bu sonuç onları hiç de memnun etmemişti. Yi Yun'la tartışmak istemeseler de Shen Tu Lideri'nin onu yenmesini, en azından kötü bir şekilde yenilmemesini istiyorlardı.

 

 

Yoksa bu, Yi Yun'a şimdi bile bir şey yapamayacaklarını gösterirdi. Eğer Yi Yun'a biraz daha zaman verilirse gücünün nasıl bir yere ulaşacağını hiç kimse bilmiyordu!

 

 

Enerji yoğunlaştıkça Yuan Qi sismik ağdan geçip Shen Tu Lideri'nin devasa elinde yoğunlaştı.

 

 

Devasa el Yi Yun'u yakalamak için harekete geçti. Elin görkemli ve ihtişamlı bir aurası vardı, sanki Semavi Dao'nun somut hali gibiydi.

                                                             

 

Shen Tu Lideri'nin Yaratılış Sutrası'na karşılık Yi Yun havada yüz metre kadar yükseldi. Elindeki kırık kılıcı yavaşça geri çekti.

 

 

Yi Yun için Shen Tu Lideri'yle olan savaşı gücünü test edebileceği bir süreçti.

                                 

 

Yuan Açılış Âlemi’ne atılım yaptıktan sonra ne kadar güçlü olduğunu öğrenmek istiyordu!

 

 

“Ka-cha!”

 

 

Saf Yang Kırık Kılıç çekildiği anda cennetten gürleyen görkemli bir patlama gibi dünyevi Saf Yang enerjiyi emdi. Bu da şimşek tarafından aydınlanan renkli bulutların burgaçla dağılmasına neden oldu.

 

 

“Büyük İmparatoriçe'nin Bilgeliği” yetişim tekniği Yi Yun'un bedeninde dolaşıyordu. Tıpkı gökyüzünde asılı bir güneşe benziyordu. Bir süre sonra Yi Yun, kılıcını Shen Tu Lideri'ne doğru savurdu.

 

 

Kılıç uzayı delerek sanki dünyayla bir olmuş gibi aşağı indi. Cennetler parçalanmaya başlayınca uzay ve zamanın sınırlarını aşıp antik zamanlardan gelmiş gibi gözüken bir kılıç ışını belirdi.

 

 

Herkesin gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Gökyüzündeki yansımayı görünce onun Tian Yuan Dünyası'nda tek olduğunu anladılar.

 

 

Özel saldırısını kullanan Shen Tu Lideri vs Eşsiz Büyük İmparator olacağı kesin olan Yi Yun.

 

 

Bu saldırı kazananı belirlemek ve aralarındaki güç farkını söylemek için yeterliydi!

 

 

Çarpışma yaşanacağını görünce, Cennete Yükseliş Âlemi’ndeki savaşçılar dâhil tüm kalabalık geri çekilmeye başladı. Aynı zamanda şok dalgasına karşı koymak için koruyucu enerjiler oluşturdular. Ne de olsa, böylesi büyük bir enerji kesinlikle bir patlama yaratırdı.

 

 

Ancak kılıç ışını devasa Semavi Dao El ile çarpıştığında bekledikleri patlama gerçekleşmedi. Şaşırtıcı bir şekilde kılıç ışını hızını hiç kaybetmeden Shen Tu Lideri'nin devasa elini kopardı!

 

 

Chi La!

 

 

Antik aura yayan devasa el baştan aşağı ikiye bölünmüştü!

 

 

Ne!?

 

 

Herkes öylece baka kalmıştı. Yıldızların çarpışmasına benzeyecek diye düşündükleri enerji patlaması gerçekleşmemişti. Onun yerine, Shen Tu Lideri'nin Yaratılış Sutrası harap olmuştu.

 

 

Saf Yang alevleri yanarken Yuan Qi cennet ve yeryüzünü kapladı!

 

 

Beş yüz kilometre çevredeki beyaz bulutlar dağılırken devasa Semavi El cehennem denizinde yok oldu.

 

 

Kılıç ışını devasa Semavi Dao Eli’ni deldikten sonra hızını kaybetmeden doğrudan Shen Tu Lideri'nin kellesine doğru ilerledi.

 

 

Shen Tu Lideri'nin gözbebekleri küçüldü. Bu yeryüzünü sarsan saldırıdan kaçınmak istedi, fakat o anda çevresinin korkunç ve büyük bir enerji tarafından gerildiğini hissetti. Sanki bir kafes onu hapsediyor gibiydi!

 

 

Kaçınmasının hiçbir yolu yoktu!

 

 

Shen Tu Lideri çığlık attı ve Yi Yun'un saldırısını savuşturmak için mızrağını önüne koydu. Ne kadarını savuşturabileceği veya anında ölüp ölmeyeceği konusunda hiçbir şey bilmiyordu!

 

 

Bu koşullar altında Yi Yun doğal olarak onu küçümsemeyecekti. Kanlı Ay'la yüzleşmek için müttefiklere ihtiyacı olacak olmasına rağmen, Shen Tu Lideri gibi birini gelecekte başına iş almamak için fırsat yakaladığında doğrudan öldürmek isterdi!

 

 

“Ne cüret!”

 

 

O anda etrafta bir kükreme yankılandı. Yakından izleyen efsanevi kişilerin arasından uzun, siyah biri uçtu. Büyük bir mühür tutup Yi Yun'un kılıç ışınına doğru fırlattı!

 

 

Bu siyah kişi Akşam Hükümdarı'ydı!

 

 

Tian Yuan Dünyası'ndaki en güçlü kişi olarak Shen Tu Lideri'ni koruması gerekiyordu. Eğer kıdemli nesil Yi Yun tarafından öldürülürse bu bir kaosa neden olurdu!

 

 

Mühür tıpkı siyah bir dağ gibiydi. Parçalara ayrılıp boşluğu bastırınca sertçe Yi Yun'un kılıç ışınına çarptı!

 

 

İster mühür, ister mızrak olsun, ikisi de ağır silah olarak sayılıyordu ve bir kılıca karşı avantajlıydılar.

 

 

Ancak mühür kılıç ışınına çarptığında beklenen patlama gerçekleşmedi. Onun yerine, çarpışma gerçekleştiğinde mühür sanki görünmez uzamsal bariyere çarpmış gibi sarsıldı. Kılıç ışını aşağıya doğru hızlıca düştü!

 

 

“Ka-cha!”

 

 

Kılıç yeri yardı. Yi Yun'un üzerinde durduğu dağ zirvesi ikiye ayrılmıştı!

 

 

Kılıç yarası zirveden başlayıp dağın yan tarafına doğru indi ve bir düzine kadar yarığın açılmasına neden oldu. Kılıç yarasıysa ta aşağıya, yeraltına kadar iniyor ve on binlerce kilometre derinliğindeki bir yarık oluşturuyordu.

 

 

Shen Tu Lideri ise kılıç yarasının oluşturduğu yarıktan fazla uzakta değildi. Saçları darmadağın olmuş ve kıyafetleri yırtılmıştı. Yüzünde alışılmadık bir solgunluk vardı.

 

 

Yenilmişti, tamamen yenilmişti.

 

 

Az önce ölümün kapısından döndüğünün farkındaydı. Akşam Hükümdarı'nın saldırısı son anda kılıç ışınının yönünü değiştirmese ve etkinin birazını almasa kılıç saldırısı onu öldürür müydü?

 

 

Bu tahmin edilemez bir şeydi!

 

 

Shen Tu Lideri ellerinin soğuduğunu hissedince farkında olmadan mızrağını sıkıca tuttu.

 

 

Ölüme yakın olmanın verdiği tat, uzun zamandır tecrübe etmediği bir şeydi. Neredeyse nasıl bir his olduğunu unutmuştu.

 

 

Ve bugün, otuz yıldan az bir süredir yetişim yapan Yi Yun'a karşı bu hissi bir kez daha tatmıştı!