Bölüm 115: Üst Üste Gelen Zaferler

avatar
10032 30

True Martial World - Bölüm 115: Üst Üste Gelen Zaferler


 

Çeviri: bebebiskuvisi Düzenleme: bezald35

 

Lian Chengyu, savaşçı hazırlama kampı üyeleri tarafından arena dışına taşındı. Arena kan havuzlarıyla doluydu.


Gökteki hava gemisinde, yaşlı adam Su, bu sahneyi gülümseyerek izliyordu.


“Bu çocuğun kararlılığı bariz. Bunu sevdim!” Yaşlı adam Su, hoşgörülü ve arkadaş canlısı görünebilirdi ama bir keşiş de değildi; Yi Yun’un yaptıkları onun beğenilerine uygundu.


Gelecekte tehdit oluşturabilecek tüm olasılıkların önüne geçmek gerekliydi. Aslında aynı durumda olan yaşlı adam Su olsaydı, daha acımasız davranırdı.


Yaşlı adam Su’nun yanı sıra Lin Xintong da Yi Yun’un Lian Chengyu’nun canına okuduğu bu karşılaşmayı baştan sona izlemişti.


Saf ve dünya işlerine karşı ilgisiz olabilirdi ama karıncaların üzerine basmaktan çekinecek kadar nazik bir peri değildi. Büyük meselelerde uyguladığı bazı düşüncelere ve ilkelere sahipti.


Lin Xintong, “Usta, dün gece yine Yi Yun ile antrenman yaptım. İdrak kabiliyeti çok yüksek ve hızlı öğreniyor. Gücü Mor Kan’a denk olmasa da çok da uzakta değil.” dedi.


“Oh, engin yaban için epey iyi aslında. İzleyelim bakalım. Birkaç tur sonra Tao Yunxiao ile savaşacak. Bizi bekleyen bir sürpriz olabilir belki.”


Hava gemisinin altında, Tao Yunxiao, neredeyse hiç nefes almayan Lian Chengyu’yu tiksintiyle izliyordu.


İşler bu noktaya gelmişken herkes, Ölümlü Kan savaşçıların yarışmasında sadece Yi Yun ile Tao Yunxiao’nun birincilik ihtimali olduğunu ve bunun için çekişeceklerini biliyordu.


Tao Yunxiao’nun, Lian Chengyu’nun gücü hakkında bir fikri vardı. Lian kabilesinin savaşçı hazırlama kampı üyeleri bir grup çöp olsa da Lian Chengyu biraz yetenekliydi. Ama şimdi, böyle acınası bir hâle gelmişti. Harap olmuştu.


Mağrur Tao Yunxiao bile, Yi Yun karşısında bir rahatsızlık hissetti!


“Baba, yadigârı kullanmak istiyorum!” Sesini babasına iletti. En başta ezici gücünü göstermek için silahsız dövüşmeyi planlamıştı.


Ama Yi Yun’u alaşağı edebilmek için yadigâra ihtiyacı vardı!


Tao Yunxiao’nun en güçlü yanı, kılıç ustalığıydı. Dişi kılıcı Cennetin Dokuz Gizemli Kılıcı ile kullanarak Yi Yun’u yenebileceğine inanıyordu.


Yi Yun ile hiç karşılaşmasa bile yine de yadigârın yasak enerjisini kullanabilirdi!


Bir kere yasak enerjiyi kullandıktan sonra ise savaşlar çocuk oyunu gibi olurdu!


Tao kabilesinin yadigârını kullanarak savaşları kazanmak pek şık durmayacak olsa da Tao Yunxiao bunu pek de önemsemiyordu.


Tao Yunxiao’nun babası bir süre sessiz kaldı. Sessizce baş kıdemliyle fikir alışverişi yapıyordu.


Uzun bir tartışmadan sonra, baş kıdemli sesini Tao Yunxiao’ya iletti. “Yunxiao. Seni uyarıyorum,  yadigârı kullanacaksan kaybetmeye iznin olmayacak!”


“Kabilemizin yadigârları bin yıllık bir miras. Tao kabilemizin manevi koruyucuları onlar. Yadigâr ellerindeyken, küçük bir kabileden gelen bir köylüye kaybedersen atalarımızın onurunu iki paralık edersin. Yadigârın içindeki tüm kutsamalar bile kaybolur!”


Baş kıdemli bu karara varmadan önce bu konuyu enine boyuna düşünmüştü.


Yadigâr, koruyucu bir silah olmasının yanı sıra ritüellerde de kullanılıyordu. Tehlike altında olan pek çok şey vardı.


Engin yabanda, herkes ritüellerle ilgili olan şeylere özen gösterirdi. Yadigârların savaşta kullanılması, kabilenin gururuyla da alakalıydı.


Tao Yunxiao, “Endişelenmeyin kabile lideri.” dedi. “Yadigâr gücümü kat kat arttıracak, o varken zaferim garanti!”


Tao Yunxiao bunları yürekten inanarak söyledi. Zaferi kazanacağına emindi. Yasak enerjiyi kullanmaktan çekinmeyecekti!



Yi Yun ile Lian Chengyu’nun karşılaşmasından sonra, diğer karşılaşmalar insanlara çok barışçılmış gibi geliyordu!


Zhang Tan daha önce düşmanlıkları varsa arenada çözebileceklerini, Jin Long Wei’nin müdahale etmeyeceğini söylemişti. Ama düşmanlığı olmayanların ölümüne savaşmalarına izin verilmiyordu. Gerekirse Jin Long Wei müdahale edecekti.


Tao kabilesinin elitleri yeteneklerini kullanarak savaştılarsa da Yi Yun’un Lian Chengyu’yu anasından doğduğuna pişman ettiği karşılaşmayla kıyaslandığında, görsel etki açısından büyük bir fark vardı.


İnsanlar, Tao Yunxiao ile Yi Yun arasındaki final savaşını bekliyorlardı!


O gün yirmiden fazla karşılaşma yapıldı. Yi Yun’un öğleden sonra Tao kabilesinin yetiştirdiği bir elite karşı başka bir savaşı vardı.


Bu adam yirmili yaşlardaydı ve kaslıydı. Ön elemelerdeki ve yarı finallerdeki sonuçları Lian Chengyu’dan kötü değildi.


Tao kabilesi elitlerinin tümü kibirli insanlardı. Küçük kabilelerin varislerinin önünde dikkatsiz davranmaktan çekinmezlerdi. Küçük bir kabilenin varisi mi? Matah bir şey mi sanki?


Ama bugün...bu sahnede, uzun boylu genç, Yi Yun ile karşı karşıyayken dikkatliydi.


İnsan kılığına girmiş bu canavara karşı kazanamayacağını açıkça biliyordu. Tao kabilesinin tüm Ölümlü Kan savaşçıları içinde Tao Yunxiao hariç kimse ona denk değildi.


“Karşılaşma başlasın!” diye bağırdı Zhang Tan. Yi Yun teknik duruşlardan birine geçmedi. Uzun boylu gencin kalbi güm güm atıyordu, çünkü sahnede hâlâ Yi Yun’un önceki maçından kalma kan lekeleri mevcuttu.


Bu karşısındaki, kendinden bir baş daha kısa on iki yaşındaki çocuk, hiç şüphesiz bir iblisti. Aurası, Yi Yun’unkinden daha zayıftı. Durumu iyi idare edemezse sonu Lian Chengyu gibi olur, Krallık Seçmeleri’nden geçme şansını yitirirdi.


Fakat yenilgiyi de hemen kabul edemezdi. Burada, Tao kabilesinde, ev sahibi olan oydu. Tao kabilesinin bir üyesi olarak, kabilenin şerefi omuzlarındaydı. Savaşmaktan kaçmak, çok utandırıcı olurdu.


Uzun boylu genç, geri adım atamayacağı bir durumdaydı.


“Üç vuruşumu karşılamaya cesaret edebilir misin?” dedi kafasında bir anda beliren bir fikirle.


“Buyur!” dedi Yi Yun umursamadan. Aradaki güç farkından dolayı ilk vuranın rakibi olup olmamasına aldırmıyordu pek. 


Bunun üzerine uzun boylu genç adam birbiri ardına ve dikkatlice Ejderha Kaburgası Kaplan Kemik Yumruğu’ndan hareketler kullanmaya başladı.


“Vahşi Kaplanın Dağa İnişi!”


“Kaplanın Toprağı Düzleştiren İnişi!”


“Ejderhayla Savaşan Kaplan!”


Bu üç hamle, kasları ve kemikleri çatırdatacak kadar güçlüydü. Bu uzun boylu genç, güçle doluydu!


Ama üç hamle de Yi Yun’a vurmakta başarısız oldu. Yi Yun eğilip büküldü ve saldırılardan kolayca kaçındı.


Yi Yun en başta üç hamleden sonra saldırabileceğini düşünüyordu ama uzun boylu genç adam hamlelerinden sonra ansızın elleriyle selam verip, “Dövüş sanatlarında güçlüsün, senden daha kötüyüm, yenilgiyi kabul ediyorum!” dedi.


Ç.N: Helal olsun delikanlıya, akıllı çıktı. Beni de güldürdü baya. :D


Uzun boylu genç bunu söyledikten sonra arkasını döndü ve oyalanmadan arenadan ayrıldı.


Bu durum, Yi Yun’un karışık duygular hissetmesine neden oldu. Gencin, onunla karşılaşamayacağını bildiğini ama yenilgiyi de hemen kabul edemeyeceğini anladı. Bu yüzden saldırması gerekiyordu. Yi Yun’dan da izin alarak yaralanmak hakındaki endişelerinden de kurtulmuş oldu.


Üç hamle sonra yenilgiyi açık açık kabul edebildi.


Ne kurnaz bir adam!


Uzun boylu genç, yenilgiyi kabul etmiş olsa da onuruyla kaybetmişti. Tao kabilesi insanları onun kazanmasını beklemiyordu zaten, ve sonuç da beklendiği gibiydi.


Daha sonra karşılaştığı pek çok Tao kabilesi uzmanı da uzun boylu gençle aynı taktiği kullandı. Yenilgiyi kabul etmeden önce Yi Yun’a karşı birkaç saldırı hareketi yaptılar.


Hâlâ diğer yerler için yarışıyorlardı; Yi Yun’a karşı kazanamayacaklarını bildiklerinden enerjilerini boşa harcamalarına da ölüm tehlikesi yaşamalarına da gerek yoktu.


Böylece Yi Yun, kimseyle savaşmak zorunda kalmadan finale ulaştı.


Finale ulaşan diğer kişiyse Tao Yunxiao idi!


Tao Yunxiao ve Yi Yun, Ölümlü Kan’ın genç yıldızlarıydı. Sonunda savaşacaklardı.


Bu savaş, tüm dikkatlerin odağındaydı!


Tao kabilesinde, Tao Yunxiao’nun destekçileri, Hu Ya’nınkilerden daha az olsa da, yine de sayısız insan toplanmıştı. Birçok genç kız, onlarla aynı yaşlarda olan Tao Yunxiao’yu idolleri olarak görüyordu.


Ev sahibinin avantajı buydu işte. Tao Yunxiao’nun her sahneye çıkışında bir tezahürat fırtınası kopuyordu!


Zaman, akşam üstü olmuş, güneş batıda batmaya başlamıştı. Krallık Seçmeleri’nin Ölümlü Kan final turu tüm bir gün sürmüştü.


“Dinlenmeye ihtiyacınız var mı?” diye sordu Zhang Tan. Başlangıçta final turunun iki gün sürmesi planlandığından Yi Yun ile Tao Yunxiao arasındaki savaş ertesi güne kalsa da sorun olmazdı.


Tao Yunxiao başını sallayarak, “Gerek yok.” dedi. Tao kabilesi elitleri onun karşısında hemen yenilgiyi kabul ettiğinden önceki maçlarda hiç enerji harcamamıştı. Bu yüzden ideal formunu koruyordu.


Yi Yun da farklı değildi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr