Bölüm 675: Ret

avatar
5714 23

True Martial World - Bölüm 675: Ret


 

Bölüm 675: Ret

 

 

Kanlı Ay'ın İttifak Lideri'nin ölümü Yi Yun'u şaşırtmıştı. Olayın üstünü örten gizemi hemen çözemiyordu, fakat göründüğü kadar basit olmadığından emindi. O anda Yi Yun'un artık düşünecek zamanı yoktu. Shen Tu Lideri Yi Yun'u ruh anlaşmasını imzalamaya zorluyordu. Elini sallamasıyla ruh anlaşması Yi Yun'un önüne geldi. Anlaşma siyah bir metruk hayvanın derisinden yapılmıştı. Hayvan derisinin üzerine karmaşık rün işaretleri kazınmıştı ve derinin etrafında hafif bir yeşil ateş hem yanıyor hem de dönüyordu.

 

 

Yi Yun, metruk hayvan derisine ve üstüne kazınmış rün kelimelerine tek bir bakışla ruh anlaşmasının Tian Yuan Kıdemli Heyeti'ne büyük bir bedele mal olduğunu anlamıştı.

 

 

Tian Yuan Kıdemli Heyeti, Yi Yun ve Lin Xintong'un gelecekteki başarılarının sınırsız olacağını biliyordu. Eğer ruh anlaşması yeterince kuvvetli değilse ikisini kısıtlayamazdı.

 

 

“Ne ruh anlaşması ama…” Yi Yun alay eder gibi güldü.

 

 

Bu ruh anlaşması Tian Yuan Dünyası'nın en büyük oluşumları tarafından birlikte hazırlanmıştı. Mistik teknik kullanılarak, tam bir ilkel gerçek ruhun derisi işlenmiş ve küçültülmüştü. Rünik kelimeleri yazmak için çeşitli hazinelerden özel bir mürekkep üretilmişti.

 

 

Tüm süreç büyük aşiretlerin efsanevi kişilerinin katılımını gerektirmişti. Bu kişilerin hepsi efsanenin efsanesi ve Kıdemli Heyeti'nin üyesiydi. Bunlardan biriyse Shen Tu Lideri'ydi.

 

 

Kıdemli Heyeti'nde böylesi maliyetli tek bir ruh anlaşması vardı. O da Yi Yun ve Lin Xintong için hazırlanmıştı. Diğerlerinin imzaladığı ruh anlaşması farklıydı. Böylesi değerli bir anlaşma herkes için hazırlanamazdı.

 

 

Yi Yun ruh anlaşmasını görünce güldü. Semavi Dao Birliği'ndeyken Kanlı Ay onu ruh anlaşması imzalamaya zorlamıştı, ama o anlaşma bundan daha zayıftı. Bu kişiler sırf bunu hazırlamak için birçok şeyi feda etmişti.

 

 

“Peki ya imzalamamayı seçersem?”

 

 

Yi Yun'un sesi soğuklaştı. Yanındaki Lin Xintong ise sessizce kılıcını kavradı.

 

 

Hava bir anda gerildi.

 

 

“Ruh anlaşmasının özgürlüğün konusunda hiçbir kısıtlaması yok. Sadece bizim güvenliğimizi garantiliyor. Neden imzalamak istemiyorsun ki?”

 

 

Yüzü dövmelerle kaplı kıdemlilerden biri boğuk bir sesle sordu. Bu kişi Mistik Totem Klanı'ndandı. Bu oluşumun da Yi Yun ve Lin Aşiretiyle iyi bir ilişkisi yoktu.

 

 

“Mantığınıza kurban sizin. Demek özgürlüğümü kısıtlamıyor diye imzalamak zorundayım? Beni kulunuz mu sandınız? Ayrıca, ruh anlaşması imzalamak ruhumun kilitlenmesi anlamına geliyor. Kalıcı bir ruh anlaşmasıysa hiç de önemsiz bir şey değil. Yani nasıl olacak da ruhumda bir kısıtlamaya neden olmayacak?”

 

 

Yi Yun konuşurken ayağa kalktı, Lin Xintong da onunla beraber kalktı. Savaşçılar kalıcı ruh anlaşması imzalamaya isteksiz olurdu. Bedenlerinde kalıcı bir kilit olması, ne kadar gevşek olursa olsun onları rahatsız ederdi. Üstelik Yi Yun'un pes etmesi gereksizdi.

 

 

Ruh anlaşması, üyelerin bir diğerine saldırmasını engelliyordu. Gelecekte, Shen Tu Lideri'nin hiçbir korkusu olmayacaktı. Yi Yun'u kışkırtacak ve tiksindirecek bir şey yapsa bile Yi Yun ona hiçbir şey yapamayacaktı. Yi Yun'un da doğal olarak bunu kabul etme gibi bir niyeti yoktu.

 

 

“Görünüşe göre imzalamayı planlanmıyorsun.” Li Ateşi Ninesi sanki Yi Yun'a acıyormuş gibi başını iki yana salladı. “Yi Yun, genç yaşta imkânsızları başardığından biraz onurun olması normal. Ancak kaskatı olan şeyin kolayca kırılabileceğini unutma. Sana iyi ve kötü yanlarını anlatacak değilim. Onlar zaten biliyor olmalısın...”

 

 

“Haklısın. İyi ve kötü yanlarını biliyorum, işte bu yüzden de imzalamıyorum. Şahsen ruh anlaşması imzalamaktan nefret ediyorum, özellikle de kalıcı olanlardan. Zaten öyle olmasa Ruh Mezarı'nda savaş olmazdı!” Yi Yun Li Ateşi Ninesi'nin yumuşak tehdidini görmezden geldi. Ardından dönüp diğer Tian Yuan Kıdemli Heyeti üyelerine baktı. “Hepiniz aynı düşüncede misiniz?”

 

 

Kıdemlilerden bazılarının Yi Yun ve Lin Xintong'la dost olma niyeti vardı. Ancak dost olma niyeti Yi Yun'a karşı duydukları korku yüzündendi. Doğal olarak arkadaşça davranmanın ilerde Yi Yun'un onlara yardım edeceği anlamına gelmediğini biliyorlardı. Tek umutları gelecekte Yi Yun'un onlara saldırmamasıydı.

 

 

Eğer ruh anlaşması imzalanırsa sonsuza dek etkili kalırdı.

 

 

“Genç Efendi Yi, sözleriniz çok sert. Elbette sizin tarafınızdayım. Ancak ruh anlaşması imzalamak Tian Yuan Kıdemli Heyeti'nin koyduğu bir kural. Sizi destekleme gibi bir niyetim olsa da bunu önleyemem.” Tombul, yaşlı bir adam gülerek konuştu.

 

 

Bu tipik karaktersiz bir yorumdu. İki tarafı da kışkırtmak istemediği apaçık ortadaydı. Tüm isteği Shen Tu Lideri ve Li Ateşi Ninesi gibi insanların Yi Yun'a çeki düzen vermesiydi.

 

 

“Genç Efendi Yi, eğer koşullar sizi memnun etmediyse, hala...” Başka biri ekledi.

 

 

Yi Yun alay eder gibi güldü. Boyutlar arası yüzüğünden Saf Yang Kırık Kılıcını çıkardı ve umursamazca masayı ikiye böldü.

 

 

Cha!

 

 

Hiçbir güç uygulanmadan, soğuk siyah taştan yapılan masa suyu keser gibi ikiye bölünmüştü.

 

 

“Koşullarım basit. İmzalamıyorum!”

 

 

Yi Yun bu sözleri söylediğinde hava aniden iç karartıcı bir hal aldı.

 

 

Tian Yuan Dünyası Kıdemlilerinin arasından, Akşam Hükümdarı dâhil olmak üzere birçok kişiden öldürücü bir aura yayıldı. Artık sabırları tükenmişti.

 

 

Öldürücü aura yoğunlaştı ve bir tsunami gibi tüm salonu kapladı. Eğer Dao Tohumu Âlemindeki bir savaşçı burada duruyor olsaydı, sırf öldürücü aura yüzünden organları delinir ve ölürdü.

 

 

Shen Tu Lideri gözlerini kısıp Yi Yun'a baktı. Ciddi bir şekilde konuştu: “Cevabın bu mu? Yazık... Seçme hakkın olduğunu düşünmüyorum!”

 

 

İlk ayağa kalkan Shen Tu Lideri’ydi. Öldürme niyeti Yi Yun'a kilitlenmişti. “Herkes Yi Yun'un Tian Yuan Dünyası'nın dövüş âleminin üstünde olduğunu söylüyor. Hatta kolayca kendisinden bir âlem veya bir buçuk âlem yukarıdaki kişilerle dövüşebiliyormuş. Bazıları ilerde Eşsiz Büyük İmparator olabileceğini bile söylüyor. Hadi bakalım, bugün bu söylentiler gerçek mi test edelim!”

 

 

Shen Tu Lideri’nin sözleri Yi Yun'u kötülüyordu. Söylentiler abartılı olsa da şüphe duymuyordu, fakat sadece en inanılır olanı söylemişti.

 

 

Yi Yun'u küçümsemiyordu, bunun nedeni kendi gücüne tam güveni olmasıydı.

 

 

Yi Yun Shen Tu Lideri’nin tehditlerini umursamıyordu. “Yetmiş seksen bin yıl yaşamış bunak, Yuan Açılış Âlemi’ndeki bir gence meydan okumaktan utanmıyor musun? Yaşın benimkinden bin kat daha büyük, yetişiminse tam bir âlem daha yüksek. Söylentilerin doğruluğunu bana sormaya yüzün olacağını kim düşünürdü ki. Utanmazlığın beni cidden etkiledi. Gücümün sana kıyasla nasıl olduğunu bilmiyorum, ama utanmazlık bakımından bana tozu yutturdun!”

 

 

Yi Yun'un hakaretleri son derece iğneleyiciydi. Shen Tu Lideri’ne hakaret üstüne hakaret yağdırmıştı, fakat söylediklerinin hepsi gerçekti!

 

 

Shen Tu Lideri’ni bırak, oradaki efsanevi kişilerin birçoğu bile Shen Tu Lideri adına utanmıştı. Bu dövüş gerçekten de utanç vericiydi.

 

 

“Saçmalamayı kes. Bu kadar utanmaz olduğuna göre sonunu da ben getireceğim. Dövüşmek isteyen kim varsa gelsin ulan!”

 

 

Yi Yun konuşmayı bitirdiği anda arkasını döndü ve bir zıplayışla devasa pagodanın penceresinden dışarı uçtu. Bulutları delen Yüce Kılıç Dağı'nın zirvesine çıktı, kanatlarını tamamen açmış bir Roc gibi kendini uçurumdan aşağı saldı ve uzaktaki bulut denizine doğru uçtu.

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr