Bölüm 104: Siktir Git

avatar
9632 32

True Martial World - Bölüm 104: Siktir Git


 

Çeviri: bebebiskuvisi Düzenleme: bezald35

 

Yi Yun sessizce yerine döndü ve ellerini arkasında bağlayarak ayakta durdu. Herkes Yi Yun’a odaklanmıştı.


İnsanlar hâlâ gökyüzündeki mor bulutun ne olduğu hakkında tartışıyordu.


‘Mor Hava Doğudan Gelir’ engin yabandaki üst düzey savaşçıların daha önce hiç duymadıkları bir şeydi. İzleyicilerin ise ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu.


Engin yabandaki hiç kimse daha önce böyle bir olaya tanıklık etmemişti. Aslında krallık başkentinde bile çok az insan ‘Mor Hava Doğudan Gelir’e şahit olmuştu.


Engin yabandan gelen insanlar arasında sadece Tao kabilesi kıdemlileri ‘Mor Hava Doğudan Gelir’i tarih kitaplarında görmüştü.


Ama engin yabandaki eski kitaplar, ‘Mor Hava Doğudan Gelir’i ayrıntılarıyla değil de basitçe anlatıyordu sadece. Bunun nedeni de kitabı yazan kişinin büyük olasılıkla ‘Mor Hava Doğudan Gelir’i hiç görmemiş, sadece hayal gücünü kullanmış olmasıydı.


Bu kayıtlardan olayı anlamak ise farklı bir konuydu.


Sonuçta ‘Mor Hava Doğudan Gelir’ durumu onların ötesindeydi, Yi Yun’a karşı olan ön yargılarından dolayı birçoğu bunu akıllarına bile getirmedi.


Tao kabilesinin yöneticileri arasında sadece baş kıdemli gibi birkaç kişinin şüpheleri vardı fakat bunu onaylamaya yetecek bilgileri olmadığından yüksek sesle söylemeye cesaret edemediler. Dikkatlice Zhang Tan’ın tepkilerini izleyip ondan ipucu almaya çalıştılar.


O sırada Zhang Tan geçici olarak oradan ayrıldı. Lider olarak Zhang Tan ile birlikte birkaç Jin Long Wei üyesi Ölümlü Kan katılımcıların puanlarını belirliyorlardı.


Adayların kesin sonuçlarının hesaplanmasında yaş, yetiştirme tekniği seviyesi, kendi seviyesi, gücü ve birkaç etken daha rol oynuyordu. Ondan sonra final puanları belli olacaktı.


Bu sonuçlar final sıralamasını ve Ölümlü Kan’da ilk sırayı kimin alacağını belirleyecekti. Bu da Jin Long Wei eliti olup Jin Long Wei’nin en iyi yetişim kaynaklarından yararlanıp yararlanamayacaklarını belirleyecekti.


Katılımcılar, kaderlerini belirleyecek sonuçları heyecanla bekliyordu. Nasıl sakin kalabilirlerdi ki zaten?


Ama Yi Yun son derece sakindi.


Birdenbire sırtına iğne gibi saplanan öldürme niyetiyle dolu bir bakış hissetti.


Başını çevirdi ve Lian Chengyu’nun öfkeli ve kin dolu bakışlarını gördü. Yi Yun’un derisini yüzmek istiyor gibiydi.


Bu bakışlar Yi Yun’u korkuttu biraz. Geçmişte de Lian Chengyu’nun onu öldürmek istediğini biliyordu ama şimdiki nefreti çok daha başka bir seviyedeydi. O gözlerde Yi Yun’un etini yiyip kanını içme arzusu vardı sanki.


Lian Chengyu’yu böyle bir deliliğe iten şey neydi?


“Küçük piç, Donmuş Piton’un metruk kemiklerine bir şey mi yaptın?” Lian Chengyu sesini Yi Yun’un kulağına gönderdi.


Lian Chengyu daha önce metruk kemiklerdeki sorunun Yi Yun ile ilgili olduğunu hiç düşünmemişti.


Bunun nedeni ise metruk kemiklerin arıtımının tamamlanmasından önce Yi Yun’un Doğu Nehri’ne atlayıp kaçmasıydı. Üstelik arıtma sürecini gece gündüz izleyen insanlar vardı. Ayrıca metruk kemikler büyük kazanda Li ateş suyunun içinde kaynıyordu. Li ateş suyu çok yüksek bir sıcaklığa sahip olduğundan içindekileri almanın bir yolu yoktu.


Ama Lian Chengyu, Yi Yun olağanüstü gücünü tekrar tekrar gösterince, birdenbire metruk kemikleri arıtma sürecinde tuhaf bir şey olduğunu anladı.


İlk olarak Donmuş Piton’un metruk kemiklerinde bir sorun yaşanmamalıydı. Onu ilk aldığında, yakınına yaklaştığı her seferde kemiklerine işleyen Donmuş Qi’yi hissedebiliyordu. Bu ürperti metruk kemiklerin kalitesinin kanıtıydı. Metruk kemikleri arıtma sürecinde yaşanmış pek çok olay da hâlâ aklındaydı. Kemikleri arıtan güçlü kuvvetli adamların pek çoğu hastalanmıştı. Zehirden etkilenmişlerdi.


Donmuş Piton’un metruk kemikleri bu kadar iyiyken arıtıldıktan sonra nasıl hiçbir etki göstermezdi?


Lian Chengyu’nun metruk kemik özünü aldığı ilk seferdi, hiç tecrübesi yoktu. Arıtma sürecinde bir şeyin ters gittiğine veya bedeninde bir sorun olduğuna inanmıştı.


Ama dikkatli düşününce böyle olmadığını fark etti.


Metruk kemikleri yedikten sonra gücünü arttırmayı geç, öfkesinden kendi meridyenlerine zarar vermişti. Ama Yi Yun açıklanamayan bir şekilde güçlenmiş, Zhao Tiezhu’yu sakatlamıştı.


Ayrıca rafine sürecinde orada bulunmuştu. Donmuş Piton’un metruk kemiklerini, ona benzer bir şeyle değiştirmek için özel bir metot kullanmış olabilir miydi?


Bu durumda kendi yediği metruk kemikler sahteydi. Gerçek metruk kemik özü çoktan Yi Yun tarafından tüketilmişti!


Lian Chengyu, Yi Yun’un nasıl bir metot kullandığını bilmiyordu. Ama bunun üzerinde düşündükçe gitgide daha mantıklı bir hâle geliyordu!


Yi Yun ona hainlik yapmış ve ona ait her şeyi çalmıştı, umudunu ve geleceğini!


Yi Yun olmasaydı çok önce Mor Kan’a girmiş olurdu. Krallık Seçmeleri’ni kolayca geçer, Jin Long Wei üyesi veya belki de eliti olurdu!


Lian Chengyu bu konuda daha fazla düşündükçe çıkarımlarının doğru olduğuna daha çok inanıyordu. Yumruklarını öyle sıktı ki, tırnakları etini deldi; vücudu öfkeden titriyordu!


Yi Yun, sen benim geleceğimi mahvettin, ben de senin cehennem azabı yaşamanı sağlayacağım!


Lian Chengyu’nun dişleri gıcırdadı.


Aşırı öfkeden dolayı kalbi yerinden çıkacakmış gibi hissediyordu. Alnındaki damarlar ve meridyen kanalları, solucanlar gibi belli oluyordu. Öfkeden kan kusma durumuna gelmişti neredeyse.


Düzensiz kalp atışları ve meridyenlerinin zarar görme ihtimalinin olması Lian Chengyu’yu biraz korkuttu ve enerjisini hızla bedeninde dolaştırırken zihnini de sakinleştirdi, ve böylece eski yaralarının tekrar açılmasının önüne geçti.


Öfkeden köpüren Lian Chengyu’ya bakan Yi Yun’un yüzü ifadesizdi. İkisi arasındaki sorun, uzlaşılamaz bir noktaya varmıştı. Ne yazık ki Lian Chengyu daha önce Yi Yun’u ciddiye almamış ve en iyi fırsatını kaçırmıştı.


“Siktir git!” Yi Yun ağzını oynatarak sözlerini iletti.


Lian Chengyu’nun yüzü çarpıldı. “Gerçekten de sözde ruhunu gözünde büyütüyorsun, beyaz yeşim sahnede anlayış geliştirdiğin yetiştirme tekniğiyle bana bir şey yapabileceğini mi düşünüyorsun? Sadece üç aydır dövüş sanatları çalışıyorsun! Gerçek hayattaki ölümüne savaşlarda önemli olan güçtür, potansiyel değil!” Lian Chengyu’nun nefreti iliklerine dek işlemişti. Her sözü Yi Yun’a saplanan bir bıçak gibiydi.


Lian Chengyu’ya göre, Yi Yun ona ait metruk kemik özünü yemiş olsa bile, dövüş sanatlarındaki yeteneği rakipsiz olsa bile kendisine rakip olamazdı. Metruk kemik özündeki tüm enerjiyi özümsemiş olsa ne olurdu sanki?


Lian Chengyu’nun Qi Gatherer’ın zirvesinde olduğu bilinen bir şeydi zaten. Hâl böyleyken metruk kemik özünün yardımıyla kolayca Mor Kan’a yükselebilirdi.


Ama Yi Yun daha önce bitki toplarken ölümün eşiğinden dönmüştü, dövüş sanatları geçmişi yoktu. Metruk kemik özündeki tüm enerjiyi özümseyebilse bile en fazla Meridians’ın zirvesine ulaşırdı, hiç olmadı Qi Gatherer’ın başlangıç aşamalarına.


Üstelik Yi Yun, dövüş sanatlarında gerçek savaş tecrübesi olmayan bir çömezdi. Kendisiyle hiçbir şekilde kıyaslanamazdı.


Ama Yi Yun’un dövüş sanatları yeteneğinin kendisini aştığını kabul etmekten başka çaresi de yoktu. Yi Yun’un ruhu veya Ejderha Kaburgası Kaplan Kemik Yumruğu’nu sergilerken ortaya çıkan fenomen, bu durumun kanıtından başka bir şey değildi.


Bu yüzden, Yi Yun daha da güçlenme şansı bulamadan önce onu öldürme fırsatı bulmak zorundaydı!


Bulamazsa Yi Yun onu geçer ve bir kere geçtiğinde de kesinlikle canına okurdu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr