True Martial World - Bölüm 669: Dao Tohumu Yuan Temelini Aşıyor

---

 

Bölüm 669: Dao Tohumu Yuan Temelini Aşıyor

 

 

Yi Yun'a göre Büyük İmparatoriçe Gizemli Bölgesi kesinlikle güvenli olan tek bölgeydi.

 

 

Büyük İmparatoriçe Gizemli Bölgesi tamamen mühürlenmişti ve Yi Yun giriş çıkışları konusunda mutlak hâkimiyete sahipti. Bu nedenle onun izni olmadan Kanlı Ay'ın Büyük İmparatoriçe Gizemli Bölgesi'ne girmesi imkânsızdı. Burası ona ait olan bir dünyaydı.

 

 

“Burası Antik Büyük İmparatoriçe'nin kalıntıları mı?”

 

 

Gökyüzünde, dört bin metre kadar yüksekte pencereye benzer bir kemer vardı. Jiang Xiaorou orada durup havada kurdele gibi süzülen köprüleri izliyordu.

 

 

Köprüler gizemli ve sisle kaplı bir dünyaya gidiyordu. Jiang Xiaorou havadaki antik kokuyu alabiliyor ve dünyanın uçsuz bucaksız olduğunu hissedebiliyordu.

 

 

Jiang Xiaorou, Lin Xintong ve Yi Yun'un bu mistik bölgede yedi yıldan fazla sınavlardan geçtiklerini biliyordu. Hatta Yi Yun bu köprülerden geçerken çeşitli zorluklarla karşılaşmıştı.

 

 

Sonundaysa, Yi Yun ve Lin Xintong Antik Büyük İmparatoriçenin Tanrı'ya Dönüşüm Kulesi'nde bıraktığı mirası elde etmişti.

 

 

Yi Yun sınav süresince neler olduğunu kısaca anlatmış olsa da Jiang Xiaorou, Yin Hayaletlerinin girişi yüzünden sınavların tehlikelerle dolu olduğunu biliyordu.

 

 

“Hadi girelim.”

 

 

Yi Yun, Jiang Xiaorou ve Lin Xintong'u bir meydana götürdü. Geçmişte bu antik meydan Tanrı'ya Dönüşüm Kulesi'nin durduğu yerdi, fakat bugün Tanrı'ya Dönüşüm Kulesi Yi Yun tarafından alındığından sadece bir hiçlik vardı.

 

 

Bir düşünceyle Yi Yun'un dantianından altı katlı küçük bir pagoda uçtu.

 

 

Küçük pagoda kendi etrafında dönmeye başladı ve hızla büyüyerek göksel bir sütuna dönüştü.

 

 

Devasa kutsal pagoda siyah taşlı meydana indi, önündeki üçlü sanki göklere yükselen bir ağacın önündeki karınca kadar küçük gözüküyordu.

 

 

Yi Yun ve iki kadın el ele Tanrı'ya Dönüşüm Kulesi'ne doğru yürüdü.

 

 

Yi Yun Büyük İmparatoriçenin mirasını elde ettikten sonra Jiang Xiaorou'yu da kuleye sokup gücünü arttırabileceğine inanmıştı.

 

 

Jiang Xiaorou'nun eşsiz bir kan bağı olsa da gücünün büyük bir kısmı metruk hayvanlar üzerineydi. Vücudunun gücü hala Yi Yun ve Lin Xintong'dan zayıftı.

 

 

Savaşçılar için en önemli şey kendi güçleriydi.

 

 

“Abla, Tanrı'ya Dönüşüm Kulesi'nin birinci ve üçüncü seviyelerinde bırakılmış savaş görüntüleri, büyük miktarda kılavuz ve mistik teknik var. Ben Xintong'la beraber inziva eğitimine gireceğim. Kılavuzlara bakıp biraz anlayış kazanınca sana ‘Büyük İmparatoriçenin Bilgeliği’nin çekirdek öğretilerini vereceğim.”

 

 

“Büyük İmparatoriçenin Bilgeliği” Antik Büyük İmparatoriçenin arkasında bıraktığı mirasın en önemli parçasıydı. Bir miras olduğundan düzgünce aktarılması gerekiyordu. Yi Yun mirası aldıktan sonra, mirası aktarma yetkisine sahip olmuştu.

 

 

“Büyük İmparatoriçe'nin Bilgeliği” için bir utanç olmayacağından Jiang Xiaorou'yu da diğer mirasçılardan biri olarak seçmişti.

 

 

Jiang Xiaorou'nun fiziği ve kan bağı Yin ile Yumuşaklık'a doğru yatkın olsa da doğuştan gelen meridyenleri yoktu. “Büyük İmparatoriçe'nin Bilgeliği"ndeki yetişim hızı doğal olarak Lin Xintong'unki kadar hızlı olmayacaktı.

 

 

“Tamam.” Jiang Xiaorou mutlu bir şekilde Yi Yun'a baktı. Yi Yun olmadan ne yapacağı konusunda en ufak bir fikri bile olmazdı.

 

 

Jiang Xiaorou Tanrı'ya Dönüşüm Kulesi'nin birinci seviyesine ayak basarken Yi Yun ile Lin Xintong buz ve ateşle dolu yetişim odasının olduğu beşinci seviyeye gitti. Daha önceden burada hayatlarının altı yılını geçirmişlerdi.

 

 

“Hadi başlayalım.”

 

 

“Tamam.”

 

 

Lin Xintong dudaklarını emip tertemiz beyaz elbisesini çıkardı. Ardından Yi Yun'un karşısına oturdu ve ona dokunmaya başladı...

 

 

 Lin Xintong Kutsal Yaban'da yetişim yaparken Yi Yun Semavi Dao Birliği'ne girmişti. Ayrılıkları yarım yıl kadar sürmüştü, ama şimdi tekrar kavuşmuşlardı. Lin Xintong uzun zamandır içinde biriken hasretle Yi Yun'a sarıldı. Aşırı bağımsız bir kadın olduğundan başkalarına kolay kolay güvenmek gibi bir alışkanlığı yoktu. Ancak Kutsal Yaban'da yetişim yaparken soğuk ay ve ıssız vadilerle karşılaşmıştı. Bu onun içinde, sanki kalbi bir şeye açlık duyuyormuşçasına bir boşluk bırakmıştı.

 

 

Lin Xintong yavaş yavaş Yi Yun'a olan özlemini fark etti. Bu his çok silikti, ama kalbine bir kene gibi yapışmıştı ve gitmek bilmiyordu.

 

 

Yi Yun'a sarılıp onun nefesi ve varlığını hissedince içindeki o boşluk yavaşça dolmaya başladı.

 

 

Lin Xintong kendini ifade etme konusunda iyi bir kadın değildi. Sadece Yi Yun'a sarıldı ve sessizlik içinde onun kalp atışlarını dinledi.

 

 

Yi Yun da Lin Xintong'a sarılıp onun buz kadar serin ipeksi yumuşaklıktaki cildini hissetti. Ne Kanlı Ay'ı, ne geleceğini, ne de yetişim tekniklerini düşünüyordu.

 

 

Yine de dünyevi Yin Yang enerjisi aralarında kendi kendine dolaşmaya başlamıştı.

 

 

Bu dolaşım Lin Xintong ve Yi Yun'un kontrol ettiği bir şey değildi.

 

 

İkisi zihinlerini tamamen boşaltmış, Yin Yang enerjilerinin doğal yasalara göre dolaşmasına izin vermişti ve doğal yasaları Semavi Dao yasalarıyla bir uyum içindeydi.

 

 

Bunun nedeni Yin Yang enerjilerinin kendisinin Semavi Dao olmasıydı.

 

 

Kalpleri birbirine yaklaştıkça Saf Yang ve Saf Yin'in mükemmelliğe ulaşmasını sağlıyordu.

 

 

Yin ve Yang etkileşime geçerken odada bir Taiji resmi oluştu. Bu insani yollarla çizilmiş bir şey değildi, bu tamamen dünyanın Yin ve Yang enerjilerinden doğal olarak oluşmuş bir semboldü.

 

 

Farkında olmadan ikisi “Yasa yok… Şekil yok… Boşluk yok… Ben yok…” durumuna girmişti.

 

 

Bedenlerindeki her hücre Cennet-Yeryüzü Yuan Qi'sini solurken canlıymış gibi gözüküyordu. Bu çift, Cennet-Yeryüzü Yuan Qi'sini çekmek için bedenlerindeki akupunktur noktalarını kullanan ve sonra enerjiyi meridyenlerinden uzuvlarına aktaran savaşçılardan farklıydı.

 

 

İkisi sarılınca bedenleri enerji tarafından tek bir leke bile bırakmadan daha da saflaştırılıp güçlendirildi.

 

 

Zaman kavramlarını yavaştan yitiriyorlardı. Sadece Yi Yun ve Lin Xintong'un bedenlerinde biriken Cennet-Yeryüzü Yuan Qi'si ile Yin Yang enerjileri vardı.

 

 

Bu birikim yavaşça dantianlarının dayanabileceği noktanın sınırına ulaştı.

 

 

Dantianlarındaki Yuan Temeli tekrar ve tekrar sıkıştırılıyordu.

 

 

Ancak geri kalan Cennet-Yeryüzü Yuan Qi'si o kadar yoğundu ki neredeyse Yuan Temellerinin üzerinde suya dönüşecekti.

 

 

Aynı zamanda, Yi Yun ve Lin Xintong'un yasalar üzerindeki anlayışı yavaşça bir araya gelip dünyevi rünleri oluşturdu. Bu rünler bir araya gelip bulutları oluşturdu.

 

 

Yuan Qi yoğunluğu zirvesine ulaştığında daha fazla bulut katmanlarının arasında kalamadı. Onun yerine yağmura döndü.

 

 

Yuan Qi, yağmur damlaları düşerken Yuan Temeli'nin topraklarını besledi.

 

 

Enerjiyle dolu yağmur damlaları Yuan Temeline sızdı ve temelin içinde gömülü olan Dao Tohumuna doğru ilerledi.

 

 

Yasalar bulut, Yuan Qi yağmur olup Yuan Temeli'ne yağdı ve Dao Tohumu'nu besledi.

 

 

Böylece çiftin Dao Tohumları enerjiyle dolu yağmurla beslenip yavaşça filizlenmeye başladı.

 

 

Kristal kadar berrak bir filiz tohumdan yukarı yavaşça uzandı.

 

 

Küçük filiz kristal kadar saydamdı, fakat yüzeyi yasalardan oluşmuş rünlerle kaplıydı. Bu da filizin son derece derin ve karmaşık görünmesini neden oluyordu.

 

 

Filizin Yuan Temeli'ndeki toprağı yavaşça itmesiyle Yuan Açılış işlemi resmen başladı.

 

 

Dao Tohumu tamamen filizlendiğinde ve topraktan çıktığında Yi Yun ve Lin Xintong resmi olarak Yuan Açılış Âlemi’ne girecekti.