Bölüm 648: Yi Yun'un Kılıcı

“Kılıç?” Yi Yun'un elindeki paslı kırık kılıcı görünce Zhulong güldü. Doğal olarak Yi Yun'un hem sabre hem de kılıç da çifte yetişim yaptığını biliyordu, ayrıca okçuluk da biliyordu.

Hatta Yi Yun'un kıytırık kırık bir kılıcı olduğundan bile haberdardı. Büyük İmparatoriçe Gizemli Bölgesinin sınavlarındayken Yi Yun, Shen Tu Nantian'ı öldürmek için bu kırık kılıcı kullanmıştı.

Tabii ki tüm bunlar Büyük İmparatoriçe Gizemli Bölgesinden çıkan kişiler tarafından anlatılmıştı.

Yi Yun, Büyük İmparatoriçe Gizemli Bölgesine giren genç elitler arasında en güçlüsüydü, bu yüzden bu olanlar onları şok etmişti. Ancak Zhulong gibi bir Reenkarnasyoncu anlatılanları dinlediğinde göze çarpan bir şey bulmamıştı.

Reenkarnasyoncular birçok defa reenkarne olmuştu, bu yüzden onurları son derece yüksekti. Kısacası küçüklerin onları korkutması nasıl kolay olabilirdi ki?

“Sabreni Savaş İttifakı'nın hazineliğinden almıştın ve tek bir yumruğumla kırıldı. Kılıcınsa... O şey mi senin kılıcın?”

Zhulong küçümseyerek Yi Yun'un elindeki kırık kılıca baktı.

Yi Yun'un çıkardığı bir silahı küçümsemezdi. Önceden kırık kılıcın Büyük İmparatoriçe Gizemli Bölgesinden geldiğini düşünmüştü, fakat bugün kılıcın hiç bir havası olmadığını, hatta paslı olduğunu fark etti.

Zhulong bunca yıl yaşamıştı, bu yüzden geniş bir bilgi ve tecrübe dağarcığı vardı. Kararından emindi. Yaşına rağmen hazinelere geldi mi tanımlayamayacağı bir şey olmadığından emindi.

Ancak Zhulong, Yi Yun'un elindeki kılıç hakkında pek iyimser değildi.

Eşsiz bir kutsal silah çekiciliğini kaybedebilirdi, fakat paslanması imkânsızdı. Kutsal silah kırılmış ve ruhunu kaybetmiş olsa da silahın yapıldığı materyal üst seviye olmalıydı.

Bu tür maddeler milyonlarca yıl geçse bile parlak kalmalıydı, bu yüzden bu kadar kötü gözükmesi imkansızdı.

Mesela, Zhulong'un eline giydiği siyah eldivenlerin adı Semavi Ceza'ydı. Tian Yuan Dünyası'ndan farklı olarak eldiven Boşluk Dünyası'ndan gelmişti. O kadar zamandır var olmuştu ki adı bile unutulmuştu. Hatta Kanlı Ay'ın tarihinden bile daha köklüydü.

Aradan bu kadar zaman geçmesine rağmen Semavi Ceza hala güçlü enerjisini taşıyordu.

Yi Yun'un kılıcıysa… Karşılaştırmaya bile değmezdi.

Kılıcın böyle eski ve korkunç duruma düşmesi, Yi Yun'un kılıcının büyük saldırılara maruz kaldığı ve yapılmak için kullanılan maddenin zarar görüp zamanla paslanmasına neden olduğu anlamına geliyordu.

Antik hazine ne kadar güçlü olursa olsun zarar gördüğünde kıytırık bir metalden farksız olmazdı.

Büyük İmparatoriçe Gizemli Bölgesinde terk edilmiş antik hazine muhtemelen Shen Tu Nantian gibi ezikler için yararlıydı. Ancak onun karşısında kesinlikle bir darbeyi bile kaldıramazdı.

Ona karşı böyle bir antik hazine kullanmakla ölümüne susamış olmalıydı.

“Bedeninle beraber kılıcını da kıracağım!”

“Yuan Enerji Savaş Somutlaşması!”

Zhulong'un etrafındaki bozuk uzay yine sıkışıp vücudunun yüzeyinde bir katman oluşturdu.

Yer çekimi, uzay ve enerji birleşip Zhulong'un bedenine yapışan bir güç alanı oluşturdu.

“Oh? Bu...”

Yi Yun biraz şaşırdı. Daha önce Zhulong'un kullandığı gibi bir kutsal teknik görmemişti. Yi Yun'un yetişim yaptığı alandan tamamen farklıydı. Dövüş sanatları yolunun yasalarının arasında çeşitli varyasyonlarıyla 3000 Büyük Dao'su vardı.

Güç alanı titredi ve Zhulong'un bedeninden ipek kadar ince, gri renkli alevler yükseldi. Gücü ve aurasında yüzde 20'den fazla bir artış sağladı.

Yi Yun, güç artışının nedeninin mistik teknik ve yasaların birleşimi olduğunu söyleyebiliyordu.

Kanlı Ay antik bir organizasyondu ve aslında ilk nesil olarak adlandırılan Kanlı Ay'ın çekirdeğinde sadece üç kişi vardı.

O kişiler Kanlı Ay'ın gerçek yöneticileriydi ve Zhulong da onlardan biriydi.

Kanlı Ay'ın on milyonlarca yıl boyunca biriktirdiği en iyi kaynaklar ve miraslar sadece bu üçü tarafından kullanılıyordu.

Diğerleri, ister Reenkarnasyoncu ister Yin hayaleti olsun, sadece onlara hizmet eden hizmetkârlardı.

Mesela, Zhulong'un uzamsal boyut yasalarındaki başarısı diğer Reenkarnasyonculardan daha ötedeydi. Bunun asıl nedeni Zhulong'un önceden “Âlem Taşı” elde etmiş olmasıydı.

“Âlem Taşı” bir dünyanın temel taşıydı. Küçük bir dünyanın kendi temeli vardı ve o da Âlem Taşı'ydı. Taş, küçük dünyanın çekirdeğiydi.

Zhulong dünyanın Âlem Taşı'yla birleşmeyi başarmıştı, bu da uzamsal boyut yasalarındaki anlayışının korkunç bir seviyeye ulaşmasına neden olmuştu.

“Ejder İndra Hükümdar Kanı!”

Zhulong hızı sınırına ulaşmış bir şekilde yumruk attı!

Yi Yun'la olan dövüşünün başından beri her saldırısı bir öncekinden daha güçlüydü. Yi Yun saldırılara hiçbir açıdan ödün vermeksizin ciddi bir şekilde karşılık veriyordu.

Kırık kılıç elindeyken, Saf Yang Kılıç Sarayı'nda gördüğü şoke edici kılıç yarası aklında canlandı.

“Öldür!”

Yi Yun kılıcını savurdu. Arkasındaki Altın Karga ve Dokuz Yeni Doğan uçup kılıç ışınıyla birleşti. Kılıç ışınları yağmur gibi yağarken yolundaki her şeyi yok ediyordu. Yi Yun'un etrafındaki ağırlaşmış ve bükük uzay kırık kılıç tarafından delindi. Kılıç doğrudan Zhulong'un yumruğuna doğru ilerledi.

Zhulong'un elinde Semavi Ceza vardı. Eldiven gibi hazineleri yapması çok zordu.

Semavi Ceza kesinlikle Kanlı Ay'ın cephaneliğindeki hazinelerin en iyilerinden biriydi.

Eldiven takan yumruk sanki kara delik gibi tüm ışığı emiyordu.

Yi Yun'un kırık kılıcı ise karanlıktı ve hiç parlamıyordu.

“Kılıcını ve kolunu kıracağım!” Zhulong kükreyerek kırık kılıca vurdu.

“Boom!”

Bükük uzay yırtılmaya ve dört bir yana Yuan Qi fırlatmaya başladı. Yuan Qi'nin isabet ettiği her yerde büyük uçurumlar oluşuyordu.

Semavi Kan Birliği üyeleri afallamış bir şekilde geri çekildi. Birkaç Semavi Kan Birliği üyesini öldüren önceki patlama dalgaları sayesinde çoktan geri çekilmişlerdi. Şimdiye çekilmeselerdi ölüleri ve yaralıları sayıyor olurlardı.

Zhulong'un, yumruğunun kırık kılıcı yok edip Yi Yun'a doğru ilerleyişini görme beklentisi kılıçla eldiven çarpıştığında yok olmuştu. Onun yerine kolunda korkunç bir güç hissetti. Kırık kılıç inanılmaz bir şekilde sertti.

Eldiven ne kadar iyi olursa olsun yine de yumuşak bir şeydi. Bu yüzden kafa kafaya çarpışırken bir kılıcı nasıl alt edebilirdi ki?

“Ka-cha!”

Tiz bir çatlama sesiyle Zhulong'un yüz ifadesi değişti. Elinden dayanılmaz bir acı geldiğini hissetti. Sağ elinin parmakları çarpışmanın etkisi yüzünden kırılmıştı.

Bu nasıl olabilir!?

Bir iki gün içinde iyileşebileceği için parmak kemiğinin kırılması bir savaşçı için önemsiz bir yaraydı.

Ancak şiddetli bir savaşta iyileşmesi için rakibine kim zaman verirdi?

Zhulong'un yüreği hopladı, Yi Yun'un elindeki kırık kılıcın kutsal kılıç olduğuna inanamıyordu.

Kılıç paslanmasına rağmen nasıl bu kadar güçlü olabilirdi?

O anda Zhulong'un dikkatlice düşünecek zamanı yoktu. Vücudunu çevirişiyle Yi Yun kırık kılıcı Zhulong'un boynuna doğru savurdu.

Kılıcını ileri savurmasıyla aralarındaki boşlukta sonsuz saf Yang alevleri yandı.

“Canına susamışsın!”

Zhulong öfkeli bir şekilde kükreyip sol elini savurdu ve Yi Yun'un kılıcını tutmak istedi.

Semavi Ceza'yı giyerken bir kılıç veya sabreyi tutmak önemli bir şey değildi, fakat Zhulong Yi Yun'un kılıcını tuttuğunda eline dayanılmaz bir acının saplandığını hissetti. Kılıç sanki elini ikiye bölecekmiş gibi gözüküyordu!