Bölüm 638: Kutsal Işın Gökyüzünü Yarıyor(1)

avatar
6232 20

True Martial World - Bölüm 638: Kutsal Işın Gökyüzünü Yarıyor(1)


 

Bölüm 638: Kutsal Işın Gökyüzünü Yarıyor(1)

 

“Beşe bir dövüşürken biriniz yaralanıyorsanız siz ne boka yarıyorsunuz?” Zhulong soğuk bir sesle konuştu.

 

Reenkarnasyoncularında arasında en yüksek otoriteye sahip olanın o olduğu açıktı. Onun tarafından azarlanınca Qiongqi ve Sheji sessizce kabul etti. Diğer üç Reenkarnasyoncuysa daha da büyük bir korkuyla dolmuştu. Sanki Zhulong'un suçu onlara yüklemesinden korkuyor gibiydiler.

 

Hepsi Reenkarnasyoncuydu fakat güçleri arasında bir dağ kadar fark vardı. Ne de olsa, “Semavi Dao Reenkarnasyon Tekniği"ni öğrenen herkes Reenkarnasyoncu oluyordu, fakat yetenekleri birbirinden farklıydı. Reenkarne olma sayıları ayrıca asıl güçlerine de etki ediyordu.

 

Zhulong, saçları dağılmış ve ağzının kenarından kan akan Jiang Xiaorou'ya baktı. Yüzündeki antik desenler sanki canlıymış gibi parıldıyordu.

 

“Pa! Pa! Pa!”

 

Zhulong Jiang Xiaorou'ya bakarken alkışladı.

 

“Ne harika bir dahi ama… Sana kıyasla, Semavi Dao Birliği üyelerimin çoğunun lafı bile edilemez. Ne yazık ki… Seni yine de yok etmek zorundayım.” Zhulong bunları söylerken arkasındaki uzay bükülmeye başladı ve boşlukta bir çatlak oluştu.

 

“Roar! Roar!”

 

Uzamsal çatlaktan bir yaratığın kükremesi geldi. Sanki uzay, ilkel metruk bir hayvanı içeri mühürlemiş gibiydi.

 

Uzamsal çatlak büyüdükçe insanlar çatlaktan birkaç kana susamış göz görebiliyordu.

 

“Bam! Bam! Bam!”

 

Ardı ardına patlama sesleri gelmişti. Çatlakta hapsolmuş İlkel Metruk Hayvan pençelerini ve keskin dişlerini kullanarak uzamsal kapının kenarlarını parçalıyordu. Çok geçmeden uzamsal çatlaktan kaçabilecekti.

 

İnsanlar sonunda o şeyin ne olduğu net bir şekilde görmüştü. O şey bir ev büyüklüğündeki üç başlı cehennem tazısıydı!

 

Cehennem tazısı siyahımsı kırmızı kürkle kaplıydı. Tıpkı lavdan yeni çıkmış bir kayaya benziyordu. Üç başındaki altı gözü de Jiang Xiaorou'ya bakıyordu!

 

“Uzun zamandır ölü olan ve sadece manevi ruhunun küçük bir kısmı kalan yılan kemiklerini kontrol edebilmiştin. Peki şimdi bu cehennem tazısını kontrol edebilir misin?” Zhulong yüzünde alaycı bir gülümsemeyle Jiang Xiaorou'ya baktı.

 

Jiang Xiaorou siyah dağın tepesinde duruyor ve güzel gözleri soğuk bir ışıkla parlarken kırbacını sıkıca tutuyordu.

 

Zhulong doğal olarak cehennem tazısını çağırmakta ve bu sözleri söylemekte kararlıydı.

 

Fakat öyle olsa bile Jiang Xiaorou’yu denemek istemişti.

 

Zhulong kendinden emin olabilirdi, fakat Jiang Xiaorou da kendinden emindi. Hayvanlarla iletişim kurabilme özelliği sıradan bir Metruk Irkı üyesinin kat ve kat daha fazlasıydı.

 

Bir düşünceyle, manevi ruh enerjisi kaşlarının ortasında yoğunlaştı. Niyetini tıpkı bir ok gibi doğrudan cehennem tazısının başına gönderdi!

 

Ancak Jiang Xiaorou cehennem tazısının ruh denizine girdiğinde kalbinde bir eksiklik olduğunu hissetti.

 

Hayvanın ruh denizi tıpkı erimiş cehennem gibiydi. Etraf yakaran Yin Ruhlarıyla doluydu. Her tarafta öldürücü niyet kol geziyordu.

 

Peng!

 

Jiang Xiaorou'nun niyeti cehennem tazısının ruh denizinde patladı ve ona ters tepki edip bir anlığına bedenini dondurdu. Yüzünde garip bir kırmızılık belirmişti.

 

Metruk Irkı metruk hayvanları kontrol ederken eğer yeterli güçleri yoksa veya kontrol eden Metruk Irkının sıradan bir üyesiyse, metruk hayvanın ruhu tarafından ters tepkiyi yerlerdi.

 

Ancak bu Jiang Xiaorou'ya daha önce hiç olmamıştı. Metruk Irkının Kutsal Ruh'unun kabulünü bile görmüştü. Kutsal Ruh'un vücudunda depoladığı enerjiyle Jiang Xiaorou Kutsal Yaban'ın Kraliçesi olmuştu. Kutsal Yaban'daki tüm metruk hayvanlar onun önünde diz çökmek zorundaydı.

 

“Yazık oldu.” Zhulong başını iki yana salladı. “Cidden inatçısın. Ne yazık ki, bu üç başlı cehennem tazısı Tanrıların Mezarı'ndan gelen antik bir yaşam formu, yani Tian Yuan Dünyası'ndan sıradan bir metruk hayvan değil. Bu yüzden nasıl olurda senin tarafından kontrol edilebilir ki?”

 

Zhulong bunu söylediğinde sadece Jiang Xiaorou değil, Metruk Irkı ve İnsan Irkı üyeleri de tamamen şaşkına dönmüştü. Tanrıların Mezarı'ndan çıkmış antik bir yaşam formu mu?

 

Tanrıların Mezarı'nda antik yaşam formları mı vardı?

 

Tanrıların Mezarı Tian Yuan Dünyası'nın sakinlerinin kalbinde ulaşılamaz bir mekândı. Tanrıların Mezarı'na kim girerse girsin asla geri dönemezdi. Şimdiyse, Zhulong'dan Tanrıların Mezarı'nda antik yaşam formları olduğunu duymuşlardı.

 

Tanrıların Mezarı'nda hayatta kalabilen bir varlık ne kadar güçlüydü?

 

“Öldür onu!” Zhulong buz gibi sesiyle emir verdi.

 

Cehennem tazısı kükredi ve Jiang Xiaorou'ya saldırdı.

 

“Sen de saldır!” Zhulong, Fengming'e seslendi.

 

Semavi Kan Birliği'nin tüm üyeleri ellerindeki her şeyle saldıracaktı. Zhulong, Jiang Xiaorou'nun işini en kısa sürede bitirtmek istiyordu.

 

“Tamam!” Fengming sinsi bir şekilde kıkırdadı.

 

Elinde metalik bir yelpazeyle cehennem tazısıyla birlikte Jiang Xiaorou'ya saldırdı.

 

O sırada Sheji de harekete geçti. İki insan ve bir yaratık üçlü bir formasyonla saldırdı!

 

Ardı ardına gelen savaşlar Jiang Xiaorou'nun dayanıklılığını tüketmişti. Üstelik yaralarıyla birlikte birçok kşiyle tek başına dövüşüyordu. O anda ölümün kıyısındaydı!

 

“Lotus Çiçekleri!” Fengimng aniden yelpazesini açıp net bir sesle bağırdı.

 

Yelpazenin içinde sayısız çiçek yaprağı çıktı.

 

Bu çiçek yapraklarının her biri bir bebek yumruğu kadardı. Binlerce çiçek yaprağı gökyüzünde toplanıp devasa bir lotus çiçeği oluşturdu!

 

Sürekli Jiang Xiaorou'yla savaşan Sheji'ye kıyasla Fengming hep yan taraftan izliyordu. Bu yüzden kondisyonunun zirvesindeydi ve saldırısında tüm gücünü kullanmıştı. Pembe lotus çiçeği Jiang Xiaorou'nun ayaklarının altındaki siyah dağı bile gölgede bırakmıştı.

 

Lotus çiçeği dönmeye ve yapraklar kılıç gibi keskinleşmeye başladı. Ardından her biri Jiang Xiaorou'ya saldırdı.

 

Ka Ka Ka!

 

Lotus çiçeğinin kılıç Qi'si Jiang Xiaorou'ya lotus çiçeğinden önce ulaşmıştı. Siyah dağ lotus çiçeğinin kılıç Qi'si tarafından kolayca parçalara ayrıldı ve kayaların aşağı yuvarlanmasına neden oldu!

 

Ve o sırada cehennem tazısı da üstüne zıpladı. Hayvan hiçbir yasa bilmiyordu, fakat son derece güçlü bedeni ve keskin pençelerini Jiang Xiaorou'nun kafasına savurmuştu!

 

Üstten ve alttan senkronize saldırısı ve Sheji'nin desteğiyle Jiang Xiaorou büyük bir tehlikeye düşmüştü!

 

O anda, Jiang Xiaorou dilini ısırdı ve bir ağız dolusu kan özü tükürdü!

 

Kan özünü yakmasıyla Kutsal Ruh'un gücünü de aktive etti!

 

Dört Simge Formasyonu!

 

Jiang Xiaorou bağırdı ve dört antik hayvan etrafında belirdi.

 

Vermilion Kuşu, Beyaz Kaplan, Azure Ejderha, Kara Tosbağa!

 

Dört metruk hayvan kükreyip üç başlı cehennem tazısına ve Fengming'e saldırdı!

 

Boom! Boom! Boom!

 

Enerji patlaması gökyüzünü gökkuşağı renklerine boyayıp karanlık vadiyi aydınlattı. Hatta gökyüzündeki Kanlı Ay'ın ışığından bile daha güçlüydü!

 

Işık Jiang Xiaorou, Sheji, Fengming ve üç başlı cehennem tazısını tamamen kapladı!

 

“Halefim!”

 

Işığı görünce Chen Fei'in gözlerinde sanki çatlıyormuş gibi kan izleri oluştu.

 

Organları Zhulong'un siyah enerjisi yüzünden parçalanıyordu. Dayanılamayacak bir acı çekse de artık yaralarını umursamıyordu. Yaptığı tek şey Jiang Xiaorou hakkında endişelenmekti.

 

Dört Simgeli Formasyonu her aktifleştirildiğinde Jiang Xiaorou'nun Yuan Qi'sini büyük anlamda tüketiyordu. Kısacası yeteneği savaşta sadece bir kez kullanabilirdi.

 

Ancak Jiang Xiaorou hiç ara vermeden Dört Simge Formasyonunu ikinci sefer kullanmıştı.

 

Kan özünü yakarak ve Kutsal Ruh'un gücünü gereğinden fazla kullanarak Jiang Xiaorou artık sonuçları umursamayı bırakmıştı.

 

Peng!

 

Gökkuşağındaki son enerji de patladı ve dört bir yana saçıldı.

 

“Wu Wu…” Cehennem tazısı enerji patlaması yüzünden uçunca inledi.

 

Fengming de geriye uçtu. Kıyafetleri yırtılmıştı ve Qi'siyle kanı kaos içinde olduğundan Yuan Qi toplamasını geçici olarak engelliyordu.

 

Fengming telaşlanmıştı. Jiang Xiaorou’nun bu koşullar altında hala böylesi bir dövüş gücünün olmasını beklememişti. Jiang Xiaorou üç başlı cehennem tazısıyla birlikte yaptığı saldırıyı durdurmayı başarmıştı.

 

Jiang Xiaorou hayvanları kontrol etmekte zaten çok iyiydi. Eğer Jiang Xiaorou'nun kontrol edemeyeceği güçlü bir hayvan varsa bu ne kadar güçlü olduğunun kanıtıydı.

 

Jiang Xiaorou neredeyse dümdüz olmuş siyah dağın tepesinde durdu. Elbisesi kana bulanmıştı ve yüzü solmuştu!

 

Kan özünü yaktıktan sonra Qi'si ve kanı tükenmişti. Yüzünün solma nedeni de buydu.

 

O anda, Jiang Xiaorou'nun Yuan Qi'si neredeyse tamamen bitmişti. Durum daha da kötü olamazdı.

 

Eliyle kemik asasını tutuyordu. Asanın sivri tarafı bir taşa dayalıydı, üstündeki mücevherse kan renginde parlıyordu.

 

Sanki kemik asasıyla kendini düşmekten koruyormuş gibiydi.

 

“Halefim!”

 

Chen Fei dudaklarını kanayana kadar ısırdı. Bu kadar zayıf olduğu için kendinden nefret ediyordu. Da Yan formasyonunun çekirdeği olmak gibi basit bir görevi bile yerine getirememişti. Zhulong'un tek bir saldırısı yüzünden ağır yaralanmıştı. Bu da Jiang Xiaorou'nun tüm Reenkarnasyonculara karşı tek başına dövüşmesine neden olmuştu.

 

...

 

“Cadı kız görünüşe göre yolun sonuna geldin.” İnsan tarafından biri fısıldadı.

 

Jiang Xiaorou'nun gücü onları tedirgin etmişti. Fakat şimdi, Yuan Qi'sinin neredeyse tamamen tükenmesiyle artık eskisi kadar korkunç gözükmüyordu.

 

O anda kalabalığın arasındaki Gongsun Hong arkasını döndü ve gizlice, öncülük ettiği sekiz kişilik takıma sesini iletti. “Hadi bunu fırsat bilip savaş formasyonuyla Jiang Xiaorou'yu öldürelim!”

 

“Ah? Biz mi… Saldıracağız?” Takımın üyeleri bir anlığına şaşırmıştı.

 

“O cadı kız rüzgârdaki bir saç teli gibi. Sakın onu öldürünce alacağımız ödülleri unutmayın.”

 

Ödüllerden bahsetmek bile onları kıskandırmıştı. Haklıydı, ödül alacaklardı!

 

Sadece ödül değil kendilerine isim bile yapabileceklerdi. Üç başlı cehennem tazısı ve Fengming'in saldırısından sonra tamamen tükenmişti, bu yüzden bu onlar için en iyi fırsattı!

 

“Saldırın!” Gongsun Hong bağırdı.

 

Bağırışı birçok Semavi Kan Birliği üyesini dalgınlığından çıkarmıştı.

 

Evet, neyi bekliyorlardı ki? Bu Jiang Xiaororu'yu öldürmek için en iyi fırsattı. Diğer Metruk Irkı üyeleri tıpkı küçük patates kızartmaları gibiydiler. Birçoğu ölmüşse ne olmuştu ki? Böylece alacakları ödül artmıştı

 

“Biz de saldırıp Metruk Irkının cadı kızını öldürmeliyiz!”

 

“Bunu onların başarmasına izin veremeyiz!”

 

Göz açıp kapayıncaya kadar Semavi Kan Birliği'nden saldıran kişi sayısı 20'ye çıkmıştı. Bunlar Semavi Kan Birliği'nin en iyileriydi. Bazıları savaş formasyonları oluştururken, diğerleri tek başına saldırıyordu. Bir anda her taraf sabre parlamaları, kılıç gölgeleri ve mızrak ışınlarıyla dolmuştu.

 

Bunu görünce Metruk Irkının elitleri öfkelenmişti!

 

Bu insanlar Jiang Xiaorou'nun perişan halinden faydalanarak şerefsizlik yapıyordu!

 

“Bİz Halefi ölene kadar korumaya yemin ettik!”

 

“Onlarla savaşan biz olacağız!”

 

Chen Fei'in düşüşüyle Metruk Irkının Da Yan Formasyonu büyük bir ölçüde zayıflamıştı, fakat büyük amaç için ölme kararlılıklarıyla dövüş güçleri tavan yapmıştı.

 

Da Yan formasyonu bir kez daha aktifleşince devasa Gök Tilkisi belirdi ve gökyüzüne doğru uludu.

 

Ve tam Gök Tilkisi ileri atılacakken Zhulong sağ elini yavaşça salladı.

 

“Fiyuuv!”

 

İkinci siyah ışın fırladı. Gökyüzünü delerek tam Da Yan formasyonunun çekirdeğine doğru gitti.

 

Chen Fei'in yaralanış anı bir kez daha tekrarlandı. Formasyonun çekirdeği olan yirmili yaşlarındaki beyaz giyimli bir kadın inleyerek, sanki kanadı kırılmış beyaz bir kelebek gibi gökyüzünden düştü.

 

Nefessiz kalmış bir şekilde kızın yüzü bembeyaz oldu ve kan her tarafa saçıldı.

 

“Kıdemli Erkek Kardeş… Chen Fei… Ben…”

 

Beyaz elbiseli kadın bir ağız dolusu kan kusarken kollarıyla vücudunu destekledi. Özür diler gibi Chen Fei'ye baktı. Kendinden utanıyordu. Chen Fei'nin pozisyonunu aldıktan sonra tek bir saldırı bile yapmayı başaramamıştı ve kraliçelerini korumakta da başarısız olmuştu.

 

“Aynı formasyonla kendinizi ölüme göndermek… Bu formasyonla istediğiniz gibi yıkıma neden olabileceğinizi mi sandınız? Ne aptallar ama!” Zhulong'un sesi etrafta yankılandı.

 

Da Yan Formasyonunun açığına görmüştü, bu yüzden çatlatması çok kolaydı.

 

İster ağır yaralı Chen Fei, ister beyaz elbiseli kadın olsun, Zhu Long artık onları umursamıyordu. Onlar bir grup cesetten farksızdı.

 

“Hahaha! Genç Efendi Zhulong gerçekten de etkileyici! O yenilmez!”

 

“Hadi onun işini bitirip adımızı tarihe yazalım!”

 

Yirmi insan savaşçı Jiang Xiaorou'ya saldırdı. Gongsun Hong sürüye liderlik ederken kükredi ve Jiang Xiaorou'nun kar beyazı boynuna saldırdı.

 

Zaferin ellerinde olduğunu görünce Gongsun Hong'un yüzünde sinsi bir gülümseme oluştu. Fakat o anda gökyüzünden kutsal bir ışın indi.










Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44262 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr