Bölüm 635: Kırmızı Erik

avatar
5953 20

True Martial World - Bölüm 635: Kırmızı Erik


 

Kırmızı Erik

 

Metruk Irkının tüm üyeleri Ruh Mezarı'nda bir savaş çıkmasını beklemişti. Jiang Xiaorou dâhil, Ruh Mezarı'na giren herkes ölümüne dövüşmeye kararlıydı.

 

Jian Xiaorou'nun bildiği tek şey Yi Yun'un yedi yıl önce Büyük İmparatoriçe gizemli bölgesine girdikten sonra bir daha çıkmadığıydı.

 

Şu anda Yi Yun büyük ihtimalle inzivada eğitimdeydi ve Kanlı Ay kellesi için akıl almaz bir miktarda ödül koymuştu.

 

Yi Yun Büyük İmparatoriçe'nin mirasını aldıktan sonra Kanlı Ay'ın öldürülecekler listesinin başına oturmuştu.

 

Jiang Xiaorou'nun tek isteği Yi Yun'un Büyük İmparatoriçe gizemli bölgesinde bir asır kalmasıydı. Ancak mutlak güce sahip olduğunda çıkmasını ümit ediyordu. Ve öyle olursa, Yi Yun'un karşısındakiyle dövüşme şansı olacaktı.

 

Ve aradan geçecek bu asır boyunca Jiang Xiaorou Metruk Irkıyla beraber ölümüne savaşmakta kararlıydı.

 

Ancak Jiang Xiaorou sadece sıradan bir kadındı. Tüm bunları sırf yeryüzündeki herkese kurtuluş getirmek için yapmıyordu. Bunu iddia edecek yüce amaçları yoktu.

 

O sadece sevdikleri için savaşıyordu. Bu hayatta iki yakını vardı. Biri Yi Yun, diğeriyse annesiydi.

 

İki Reenkarnasyoncu, Sheji ve Qiongqi'le aynı anda tek başına savaşmak cidden zorlu olacaktı.

 

Üstelik Reenkarnasyoncuların arasında tahmin edilemeyen Zhulong vardı!

 

Savaşın kızıştığını izleyen Zhulong elleri arkasında ve etrafında beş ateş tüyüyle sanki hiç endişeli değilmiş gibi gözüküyordu.

 

Bu ateş tüyleri Da Yan formasyonu tarafından öldürülen Semavi Kan Birliği üyelerinin manevi ruhlarıydı. Ruhları, Ruhsal Ölüm yasaları altında yoğunlaşmıştı. Hem ruhları dağılmıyordu, hem de savaşı izleyebiliyorlardı.

 

Bu Semavi Kan Birliği üyelerinin kendilerine olan güvenini tavan yaptırmıştı.

 

İnsanlar ölümden korkmaya mahkûmdu ve artık onları kurtarabilecek bir olduğundan dövüşte daha da cesur davranıyorlardı.

 

Artık hayatlarını umursamadan kendilerini feda etseler bile önemli bir hizmet sağlayarak Reenkarnasyoncu olabilirlerdi.

 

Jiang Xiaorou yanan beş ruhtan alaycı bir hissin geldiğini hissetti.

 

Bu beş kişi Reenkarnasyoncuların ve Semavi Kan Birliği üyelerinin onlar adına intikam almasını bekliyordu. Metruk Irkı elitlerinin tamamen yok olup Jiang Xiaorou'nun haplara dönüşüne tanık olmak istiyorlardı.

 

Jiang Xiaorou derin bir nefes alıp elindeki uzun kırbacı sıkıca tuttu. Aurası sadece başını kaldırdığında görebileceğin bir dağ olana kadar yükselmişti.

 

Jiang Xiaorou'nun yüzünde kutsal desenler belirmişti.

 

Onlar Kutsal Ruh'un kutsal desenleriydi. Jiang Xiaorou kutsal kemik sunağına çıktığında antik kan bağını uyandırmıştı ve Metruk Irkının Kutsal Ruh'unun kabulünü kazanmıştı.

 

Ve Kutsal Ruh'un gücünün bir kısmı Jiang Xiaorou'nun kan bağında kalmıştı.

 

“Halefim!”

 

Chen Fei, Jiang Xiaorou'nun yüzünün kutsal desenlerle dolduğunu gördüğü anda yumruklarını sıktı, çünkü içi acıyla dolmuştu.

 

Metruk Irkının Kutsal Ruh'unun gücü büyük olduğu doğruydu, fakat kolayca kullanılamazdı.

 

Özellikle Jiang Xiaorou'nun kısa süreli yetişimi Kutsal Ruh'un gücünü cennete karşı çıkan bir kan bağına sahip olsa bile umursamadan kullanması için yetersizdi. Kutsal Ruhu her kullanışı Jiang Xiaorou'nun Qi ve kanını emiyordu.

 

Bu kendi yaşam özünü yakmakla aynı şeydi.

 

Chen Fei, Jiang Xiaorou'nun dövüşmek için kendi yaşam özünü yakmasından hoşnut olmamıştı.

 

Chen Fei dişlerini sıktı ve nefretle Semavi Kan Birliği üyelerine baktı. Elindeki kemik kılıcı sıkıca tuttu ve bağırdı.

 

“Gebertin! Hepsini gebertin!”

 

...

 

Metruk Irkı elitleri Semavi Kan Birliği üyeleriyle yoğun bir savaşın ortasındayken hala uzamsal boyut kapısından geçmemiş insan dâhileri sıraya girmiş bekliyordu.

 

Gök Tilkisi üyelerinin sayısı Semavi Kan Birliği üyelerinden daha azdı. Üstelik Ruh Mezarı'na eğitim tecrübesi elde etmeye girdiklerinde birkaç küçük takıma ayrılmışlardı.

 

Semavi Kan Birliği aynı kuşun tüylerinden oluştuğundan bu kişiler küçük takımlara ayrılarak avantaj sağlamıştı.

 

Bu küçük takımlar asıl grubun tam önünden gidiyordu.

 

Öndekiler Yin Ruhlarını öldürmeleri için onlara büyük fırsat tanıyor ve sınav için daha iyi sonuçlar alarak büyük ödüller almalarını sağlıyordu.

 

Dışlanmış olan Semavi Kan Birliği üyeleri ise sadece öndekileri takip ederken arkada kalanları toplayabiliyordu.

 

En kötü takımsa şüphesiz ki Wei Chiwei, Chu ikizler ve yoldaşları tarafından kurulan küçülen takımdı.

 

Küçük takımlarında sadece yedi kişi vardı, fakat asıl liderleri olan Jiang Yidao ortada yoktu. Kalan altı kişiyse güç bakımından normalin altındaydı. O kadar dışlanmışlardı ki yerde toplayacak bir şeyleri yoktu.

 

İlk grubun neredeyse beş kilometre arkasındaydılar.

 

Ve en kötü şeyse kötü niyetli yıldız onları takip ediyordu.

 

Arkalarından gelen maskeli adam içlerini korkuyla doldurmuştu ve tüm yol boyunca bunu yapıyordu!

 

Altılının kalbinde maskeli adam sinsi hayaletlerden daha korkunçtu.

 

Bu, ürpertici ve karanlık Ruh Mezarı'nda ilerlerken korkunç bir şeytan tarafından takip edilen altı kişi için bir ruhsal güç testiydi.

 

Özellikle daha ürkek bir tavrı olan Chu Qing'er ve Chu Ke'er için bu korkunçtu. Maskeli adam ne zaman onlara yaklaşsa sırtlarından soğuk terler aktığını ve tüylerinin diken diken olduğunu hissediyorlardı. Sırf yürümekten bile midelerinin yandığını hissediyorlardı.

 

“Bu kötücül yıldız niye sürekli bizi takip ediyor?”

 

“Zaten ruh anlaşması imzaladığımızdan Savaş İttifakı'na ihanet edemeyiz. Bizi sürekli takip ederek ne kazanacak ki? Eğer birisini takip etmek istiyorsa Savaş İttifakı'na yararı olabilecek kişileri takip etmeli. Gongsun Hong ve yoldaşları bildiğin Savaş İttifakı'nın oğlu gibi!”

 

Wei Chiwei ve diğerleri içten içe yakarıyordu. Maskeli adamın niyetini anlayamıyorlardı fakat sormaya da cesaret edemiyorlardı.

 

Sırf peşlerinden gelen hayalet bile yapmak istedikleri şeyleri yapamayacak gibi hissettiriyordu.

 

O sırada bir uzamsal boyut kapısına ulaştılar. Onlardan önde olan Semavi Kan Birliği üyelerinin hepsi bu uzamsal boyut kapısından geçmişti.

 

Altılının içeri girmek gibi bir niyeti olmadığından etrafta gezindiler. Sınavın sonucunu çoktan biliyorlardı. En ufak bir çöp parçası bile elde edememek kaderlerinde vardı.

 

O anda, uzamsal boyut kapısından bir enerji dalgası geçti ve hafiften yüzlerini acıttı.

 

“Oh? Önümüzde bir dövüş mü var?” Wei Chiwei bir anlığına şaşırdı.

 

Eneji dalgasının uzamsal boyut kapısından geçmesi, dövüşün çok şiddetli olduğu anlamına geliyordu.

 

Diğer Semavi Kan Birliği üyelerinin içi dövüş olduğunu görünce heyecanla dolmuştu, fakat Wei Chiwei ve diğerleri sadece dövüşten uzak kalmak istiyordu.

 

Arkalarında maskeli adamı görünce uzamsal boyut kapısından geçmekten başka çareleri olmadığını düşünmüşlerdi.

 

Tam uzamsal boyut kapısından geçmişlerdi ki, korkunç bir patırtı sesiyle rüzgâr üstlerine hücum etti. Altısı da önceden hazırlanmış olsa da yine de güçlü rüzgârı yedikten sonra geriye itilmişlerdi. En zayıfları Chu Qing'er ve Chu Ke'er ise rüzgâr tarafından geriye uçmuştu.

 

“Ne oldu?”

 

Altısı da tedirgin olmuştu. Yoldayken sadece Yin Ruhları vardı ve dövüşler sıradandı, fakat neden şimdi birden bu kadar şiddetlenmişti?

 

Sonunda sağlamca yere bastıklarında önlerindeki sahne yüzünden daha da şaşırdılar.

 

Gözlerinin önündeki savaş beklediklerinden daha da şiddetliydi!

 

Semavi kan Birliği üyeleri tüm güçleriyle hücum ediyordu. Birkaç savaş formasyonu oluşturmuş karşı tarafla acımasız bir şekilde savaşıyorlardı.

 

Savaş büyük yıkıma ve artmakta olan ölümlere neden olmuştu. Savaş alanı korkunç gözüküyordu.

 

Dikkatlerini çeken ise devasa beyaz kemikli yılanın üstünde duran kırmızı elbiseli genç leydiydi.

 

Elinde kırbaçla yüzden fazla Semavi Kan Birliği üyesiyle ve Savaş İttifakı'nın Reenkarnasyoncularıyla yüzleşiyordu!

 

Saçı dağılmıştı ve ağzının kenarından kan akıyordu. Tıpkı kana bulanmış kırmızı bir eriğe benziyordu. Etrafa perişan, fakat güzel bir aura yayıyordu.

 

“Kim o?” Wei Chiwei ve dostları hemen kırmızı elbiseli kıza bir isim takmadı.

 

Ancak sürekli arkalarında sessiz ve ifadesizce duran adamın yüzünde, kırmızı elbiseli kızı görünce şaşırmış bir ifade oluşmuştu.

 

Soğuk maskeden ifadesiz gözleriyle kırmızı elbiseli kıza baktı. Sanki o anda zaman durmuş gibiydi.

 

Jiang Xiaorou... Abla…

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr