Esas Baskı

Şimdi kanla kaplı olan siyah gaz, pençenin etrafında dolanıyordu. Pençe keskindi ve şimdi bazı yerlerinde et parçaları vardı. Etrafa şeytani bir enerji yayıyordu.

Bu şeytani enerji kendi aurasından daha şeytaniydi.

İnce adamın ağzından siyah kan akıyordu ve pençesini tutup inanamıyormuş gibi üstüne bakıyordu.

Arkasında saçları bembeyaz olmuş, yüzü solmuş Shen Tu Nantian duruyordu. Ona artık beyaz olmayan ölü gözlerle bakıyordu.

Shen Tu Nantianın yüz ifadesi sanki mantığını kaybetmiş vahşi bir yaratık gibiydi.

“Sen aslında…”

İnce adam şiddetli bir şekilde öksürmeye başlayınca ağzından oluk oluk siyah kan akmaya başladı.

Partnerinin bir anda çıldırıp arkadan ona saldırmasını beklememişti!

Yi Yun'un saldırısına karşı koymak için tüm gücünü kullanmıştı ve arkasını savunmayı hiç umursamamıştı. Bu da Shen Tu Nantianın başarılı bir şekilde saldırıp bedenini yok etmesine neden olmuştu.

“Cha!”

Kılıç ışınının parlamasıyla başka bir ölümcül saldırı geldi. Yi Yun sanki ince adamın önüne ışınlanmış gibi belirdi ve kılıcı kalbine sapladı!

Kırık kılıcın üzerini alevler bürümeye başladı ve ince adamın siyah eti yandı. Yanık cesedin pis kokusu etrafa yayılıyordu.

İnce adamın yüz ifadesi cansız bir hal almıştı. Vücuduna saplanmış olan kırık kılıca baktı ve gözlerini kılıç boyunca gezdirip Yi Yun'a baktı.

Yi Yun ona soğukça baktı ve yavaşça elinden ses iletim simgesini aldı.

“Şerefs–”

Alev bulutu yükselirken Saf Yang Cehennemi simgeyi sıvı haline dönüştürdü.

Bu olası sorun son bulduğu halde Yi Yun adamın işini bitirmedi. Saf Yang Yuan Qi'sine yüklendi ve etraftaki uzayı mühürleyip büyük Saf Yang Cehennemi oluşturdu.

Yi Yun, az önce ince adamın sadece bedeninin yok olduğunu biliyordu. Yi Yun'un kaçmasına asla izin vermeyeceği Yin Hayaleti hala canlıydı.

“Nedeni neydi… Neden?”

İnce adamın gözleri nefret ve öfkeyle doluydu. Bu savaşta birçok felaket olmuştu. Şu ana kadar Shen Tu Nantian’a hala ne olduğunu anlayamamıştı.

Ne olduğunu anlayamamış olsa da her şeyin Yi Yun'la bir alakası olduğuna emindi. Özellikle Yi Yun'un şimdi tüm kaçış yollarını tıkamasıyla hiçbir şansı kalmamıştı.

Kin dolu bir şekilde Yi Yun'a baktı ve dişlerini gıcırdatarak konuştu: “Benimle ölmeni istiyorum!”

“Püf!”

İnce adamın kaşlarından siyah bir ışın fırladı. Işının sonunda siyah bir kafatası vardı ve doğrudan Yi Yun'un kaşlarına doğru ilerliyordu!

Yi Yun, siyah kafatasının ince adamın Yin Hayaletinin ta kendisi olduğunu biliyordu!

Yin Hayaleti hayatta kalma şansı olmadığını bildiğinden doğrudan Yi Yun'un ruh denizine doğru saldırmıştı.

Eğer Yi Yun yeterince güçlü olmasaydı o zaman doğrudan ince adam tarafından ele geçirilirdi.

Aslında Yi Yun hem fiziksel hem de zihinsel olarak çok güçlüydü. İnce adam kondisyonunun zirvesinde olan Yi Yun'u doğrudan ele geçirmesinin imkansız olduğunu biliyordu. Yi Yun'un ruh denizine girerek kendini patlatmayı ve Yi Yun'la beraber ölmeyi düşünüyordu!

Ancak Yi Yun çoktan buna karşı hazırlanmıştı. Kılıcı adamdan geri çıkarıp hızla geri çekildi.

“Boom!”

Bir dizi Yang Yuan Qi patlaması siyah kafatasını yavaşlattı. Bir anda etraf çığlıkla dolmuştu. Zayıf Yin Hayaletinin çoktan yaralandığı apaçık ortadaydı.

Yi Yun'un hazırlanışıyla Yin Hayaletinin kendini patlatması doğal olarak başarılı olmamıştı.

Tam Yi Yun Yin Hayaletini yok edecekti ki…

“Ah!”

Shen Tu Nantian’dan kulak tırmalayan bir ses geldi. Beyaza dönmüş yüzü ve ölü gibi gözleriyle aniden ağzını açıp keskin dişlerini sergiledi.

“Püf!”

Siyah enerji Shen Tu Nantian’ın ağzından dışarı fırlayıp uçan kafatasına doğru ilerledi!

Siyah enerji bir parmak büyüklüğündeki kafatasını sarmaladı. Kafatası ne kadar debelenirse debelensin siyah enerjinin tutuşundan kaçamıyordu.

Bir kaç saniye içinde kafatası tamamen siyah enerji tarafından yenmişti.

“Ah... Ah... Ah!”

Yi Yun bir dizi çığlık duyarken, siyah enerjiden siyan bir şeytani enerji yayıldı ve kafatasına saplanıp Yin Hayaletinin enerjisini kafatasından söküp çıkardı!

Kafatasını da beraberinde alarak, şeytani enerji Shen Tu Nantian’ın ağzına geri uçtu!

Shen Tu Nantian sanki hiçbir şey olmamış gibi ağzını kapattı.

Yi Yun bunu görünce tedirgin oldu!

Shen Tu Nantian’ın ruh denizini işgal eden şeytani enerji uyansın diye Mor Kristal'e güç yüklemişti. Ancak şeytani enerjinin sadece uyanmakla kalmayıp ayrıca Shen Tu Nantianın içindeki Yin Hayaletini yemesini de beklememişti. Tıpkı bir arı kovanı gibi Shen Tu Nantian’ı kontrol ediyor ve birazcık şeytani enerjisiyle de ince adamın bedenindeki Yin Hayaletini kontrol ediyordu!

Şimdi, ince adamın Yin Hayaleti enerjisi Shen Tu Nantian’ın bedeni tarafından yenmişti ve yavaşça öğütülüyordu.

Bu durum Yi Yun için tamamen beklenmedikti.

Ve o sırada Shen Tu Nantian kafasını çevirip nefretle Yi Yun'a baktı. Yüzünde kasvetli bir ifade vardı ve gözleri sonsuz öldürme niyeti yayıyordu.

Kanlı pençelerine sanki hemen saldıracakmış gibi dokundu.

Yi Yun bunu görünce şeytani enerji tarafından kontrol edilen ve kendi kendine ince adama saldıran Shen Tu Nantian’ın tamamen kontrolü altında olmadığını anlamıştı. Şeytani enerji, ince adamın vücudundaki Yin Hayaleti enerjisi için onu kendi öldürmek istemişti.

Daha da güçlü olmak istemişti!

Kendi düşünceleri olan bir enerji… Çok garipti!

Ancak, ne kadar garip olursa olsun Mor Kristal'in kontrolünden kaçamazdı.

Önceden, Shen Tu Nantian hala hayattayken, bu enerji Mor Kristal tarafından tamamen zaptedilmişti. Varlığı tamamen gizliydi, bu yüzden Lin Aşiretinin Büyük Kıdemlileri bile fark etmemişti. Sonundaysa gizemli bölgede Yi Yun tarafından kolayca çıkartılmıştı.

Bugün bir kez daha büyümüştü, fakat hala yeterince güçlü değildi!

Mor Kristal, evrendeki tüm enerjilerin kökeniydi. Bu şeytani enerjiye karşı mutlak bir kontrolü vardı.

Yi Yun tek bir düşünceyle Mor Kristal'in ruhsal enerjisini kontrol etti. Mor Kristal'in güçleri etrafa yayıldı ve Shen Tu Nantian’ın vücudunu dev bir ağ gibi kapladı.

Sanki Mor Kristal'in güçleri tarafından kaplanmış gibi Shen Tu Nantianın bedeni küçüldü ve farkında olmadan korkusunu belli etti.

Yi Yun'a saldırmaya cesaret edemiyordu, fakat ona kaygılı bir şekilde bakıyordu. Şeytani enerjinin hayatta kalmak için içgüdüleri vardı. Mor Kristali elinde bulunduran Yi Yun'un onu kolayca zaptedebildiğini görünce diz çökmesi gerektiğini anlamıştı.

Yi Yun, Shen Tu Nantian’a baktı. Açık konuşmak gerekirse enerji görüşüyle Shen Tu Nantian’ın bedenindeki şeytani enerjiye bakıyordu.

Bu şeytani enerji Shen Tu Nantian’ın ruh denizini tamamen ele geçirmişti. Shen Tu Nantian'ın tüm bedenini sarıp kendini meridyenlerinin her noktasına işlemiş ve vücudunu tamamen kontrol etmişti.

Yin Hayaletinin ruhunu yiyebilen ve sonra tamamen bedeni kontrol edebilen bir enerji kulağa inanılmaz geliyordu.