Çeviri: bebebiskuvisi Düzenleyen: bezald35

Lian kabilesinin arka dağlarında, Yi Yun uzaktan yükselen dumanı görebiliyordu. Ateşin nereden geldiğini göremiyordu ama ne olduğunu da tahmin edebilirdi.

Sadece gülümsedi, hiçbir şey söylemedi.

Jiang Xiaorou’yu engin yabandan dışarı götürmeyi planlıyordu, bu yüzden ev yansa da sorun olmazdı.

Yi Yun gözlerini kapadı ve yer ve gök Yuan Qi’sini soğurmaya başladı.

Meridyenleri açıldığından beri bunu yapabiliyordu.

Soğurmak, yer ve gök Yuan Qi’sini absorbe etmekti. Bir dolaşım tamamlandıktan sonra, enerji gözeneklerinden dışarı atıldı ve bedeni dönüştürdü, bu birikimli bir süreçti.

Bu açık meridyenler, yer ve gök Yuan Qi’sinin akacağı kanallar olacaktı.

Lin Xintong’un meridyenleri kurumuştu, bu yüzden en büyük sorunu yer ve gök Yuan Qi’sini soğurmasının mümkün olmamasıydı ve bu da bedenindeki enerjiyi dilediğince kullanamamasına neden oluyordu.

Ama Lin Xintong bu tür kısıtlamalar altında bile günümüz dövüş sanatlarında başarılar elde edebilirdi. İnanılmaz bir beceri.

Yi Yun bundan habersizdi, trans benzeri bir hâlde oturuyordu, Yuan Qi soğurmaya başladı.

Soğurma basit görünebilir ama öyle değildi. Yeteneği test eden bir süreçti.

Yeteneği olmayan birinin trans durumuna girmesi asla mümkün olmazdı. Zaman çok yavaş akıyormuş gibi hissederdi. Yirmi saat sonra veya bir-iki gün sonra bağdaş kurarak oturmak ve soğurmak çok sıkıcı olurdu. Bazı insanlar uzun bir süre boyunca bu sıkıcı şeyi yaptıktan sonra sabırlarını kaybederlerdi.

Özellikle hiperaktif çocukların tahammül edebilmeleri mümkün olmazdı.

Ama biri bu trans durumuna ulaşabilirse zaman kavramını kaybederdi. Göz açıp kapayıncaya dek birkaç gün geçmiş olurdu. Ve kişi soğururken biraz şekerleme yapmış gibi hissederdi.

Yi Yun ise şu an böyle bir durumdaydı.

Yi Yun’un bünyesi normal bir insanınkinden farksızdı. Ama ruhu diğerlerinden farklıydı. Olağanüstü bir algılama yeteneğine ve bedeninde gizlenen Mor Kristal’e sahipti.

Mor Kristal, enerjiye bağlı ilahi bir eserdi. Bir insanda “Can”, “Qi” ve “Ruh” bulunur. Bedendeki “Can” , özün kendisi “Ruh” ve enerji ise “Qi”’dir.

Yi Yun, Qi toplamak için Mor Kristal’i kullanarak bunu kolayca yapabilirdi!

Yer ve gök Yuan Qi’sini emme hızı da meridyenlerinin içinde dolaştırma hızı da normal bir insanın çok çok ötesindeydi.

Böyle olunca da Yi Yun zaman kavramını tamamen unutmuştu.

Gün batımından gecenin geç saatlerine, gecenin geç saatlerinden şafağa…

Dağ soğuktu ve Yi Yun’un giysileri de soğuk havadan dolayı nemliydi. Beyaz don tabakası saçlarında kristalleşmişti.

Daha önceden Jiang Xiaorou’yu onu aramaması için uyarmıştı ve meraklanmadan ağaç evde beklemesi için.

Ağaç evde, acıktığında kendisine hazırlayabileceği bol bol gıda vardı.

Güneş doğduktan sonra engin yabanda yükseldi. Altın sarısı güneş zorlukla tırmanırken güzel bir görüntü oluşturdu. Ufuk, günışığınca altınla kaplanmış gibi görünüyordu. Tüm dağ, günışığının vaftiziyle canlanmış gibiydi.

Yi Yun hareketsizliğini sürdürdü. Genç yüzü, günışıkları onun derisine düşüyormuşçasına yükselen güneşi karşıladı.

Gün doğumunu öğlen takip etti, ardından akşam, akşamdan sonra gece!

Yi Yun bir gün ve bir gece boyunca tek bir besin almadan orada oturup meditasyon yaptı.

Hareket etmeyen bir taş parçası gibiydi. Ama Yi Yun gibi görseydiniz sayısız ışık noktasının ona doğru uçtuğunu ve tüm bedenini kapladığını görürdünüz.

Bedenindeki meridyenler, akan altın gibi ışığın altında apaçık bir hâle gelmişti. Işığın altında şeffaflaşmıştı sanki.

Yi Yun bile vücudunun içindeki parlayan meridyenleri, mükemmel bir meridyen çizimi gibi, bir harita gibi görebiliyordu.

Büyüleyici bir sahneydi.

Yi Yun ışıkların yavaş yavaş kalınlaştığını görebiliyordu. Meridyenlerinin parlaklığı gittikçe artmaya başladı ve vücudu da ısınmaya!

Yi Yun’un zihninde çeşitli görüntüler belirdi. Onlar zihninde bir film gibi oynayan Ejderha Kaburgası Kaplan Kemik Yumruğu hareketleriydi.

Sanki kendini, manevi dünyasında geliştiriyordu ve yorulmadan Ejderha Kaburgası Kaplan Kemik Yumruğu’nun her duruşunu yapmaya devam ediyordu.

Arka tarafında, her iki yanında biri olmak üzere kaplan ve ejderha gölgeleri vardı.

Yi Yun’un durumu gittikçe daha gizemli bir hâl almaya başladı. Bedenine baskı yapıldığını ve hücrelerinin durmadan sıkıştırılarak katılaştırıldığını hissedebiliyordu. Kemikleri ağırlaştı ve kanı cıvaya benzer hâle geldi.

Ejderha Kaburgası Kaplan Kemik Yumruğu’ndan sonra Fil Yutma Tekniği’ni çalışmaya başladı!

Fil Yutma Tekniği bir yumruk tekniği değildi ama bir hareket dizisi barındırıyordu ve bu hareket dizisi, Ejderha Kaburgası Kaplan Kemik Yumruğu’ndan bile daha gizemliydi!

Fil Yutma Tekniği epey fazla enerji tüketiyordu. Bedenindeki enerjinin tükenmesi durumunda, bedeni dış dünyadan tüm enerjiyi karşılayacak kadar enerji emecek duruma ulaşacaktı.

Yi Yun şimdi bir sünger gibiydi, özgürce güç emebileceği bir enerji okyanusunun içindeydi.

Yuan Qi’si maksimuma ulaştıktan ve Fil Yutma Tekniği ile Ejderha Kaburgası Kaplan Kemik Yumruğu’nu defalarca uyguladıktan sonra…

“Peng!”

Yi Yun aniden vücudunun içinde bir şeyin patladığını duydu. Çiğ ve tatlı bir nefes boğazına kadar yükseldi ve ağzını açmasıyla bir “Wah!” sesi ile birlikte ağız dolusu siyah kan kustu.

Bu siyah kan fazlasıyla yapışkan ve yoğundu. Yi Yun kustuktan sonra, başından aşağı nektar yağıyormuş gibi tüm bedeninin ıslandığını ve güçle dolduğunu hissetti.

Ağzını açtı ve nektar ağzına girdi!

Bu bir illüzyon değildi. Dilinde bu tadı hissetti, çünkü tükürüğü bile nektar gibi tatlı olmuştu. Bir ağız dolusu yuttuktan sonra fazlasıyla gevşedi ve tatmin oldu!

Yi Yun, Ölümlü Kan’ın beşinci seviyesi Qi Gatherer’a ulaşmış olduğunu biliyordu.

Qi Gatherer Alemi, Ölümlü Kan ve Mor Kan Alemleri arasındaki sınırdır, bedendeki işleyiş ölümlülüğü yabana atabilir.

“Harika! Harika hissettiriyor!” Yi Yun birden gözlerini açtı. Gözleri şimşek gibi parladı ve bakışları da yıldırım gibi karanlığı delip geçti.

Ayağa fırladı, kayanın üzerinde yaşayan bir kaplan gibi görünüyordu!

Qi Gatherer  lemi’ne ulaşmasıyla bedeninin enerjiyle dolup taştığını hissetti. Sağ bacağını her zamanki gibi kaldırdı ve yere bastı!

“Boom!”

Siyah demirtaş Yi Yun’un adımıyla ezildi.

Kayadaki çatlağı görünce fazlasıyla memnun oldu.

“Gücüm Meridians Alemi’nde olduğum zamana göre kat kat fazla! Bin poundluk ağırlığı geç, beş-altı bin poundluk ağırlığı kaldırmak bile sorun olmayacaktır.”

Altı kazana veya altı bin pounda ulaşan gücüyle, altı bin poundluk bir objenin yüksekten düşmesiyle aldığı zarar aynı nedenden olduğuna göre kayanın zarar görmesine şaşmamak gerek.

Altı bin poundluk bir nesne bir yumruk boyutuna kadar küçültülmüş olsaydı korkunç olurdu.

Ve Yi Yun’un Ejderha Kaburgası Kaplan Kemik Yumruğu ile atılmış bir yumruk, beden gücünün birkaç kat fazlası kadar güçlü olurdu.