True Martial World 605 - Giriş

“Lord Denetçi, bunlar Semavi Dao Birliği’ne katılmak için çeşitli aşiretlerden ve tarikatlardan gelen dahilerin son grubu!” Soluk benizli, ölü gözlü bir adam ciddi bir sesle konuştu.

Maskeli adam başını salladı. Adam daha konuşmaya başlamadan kalabalığı gözlemlemeye başlamıştı zaten.

Semavi Dao Birliği kurulduğundan beri, Uzun Ömür Hapları’yla, sayısız kaynakla ve kendi aşiretlerini ve tarikatlarını terk etmelerine gerek olmadığı vaadiyle sayısız dahi burada toplanmıştı. Oluşumlarının gizlice yetiştirdiği geleceğin aşiret ve tarikat liderleri bile Semavi Dao Birliği’ne katılmıştı.

“Tian Yuan Dünyası’nın neredeyse tüm dahileri burada!” Tok sesli adam konuşmaya devam etti.

Savaş İttifakı’nın gücünün, eşi benzeri görülmemiş bir seviyeye ulaştığı söylenebilirdi.

O anda, altın maskeli adam bir simge çıkardı.

Simgeden yükselen parlak ışıkla birlikte, düzen etkisiz hâle geldi. Işık sönünce, siyah taştan şaşaalı büyük salon kalabalığın önünde ortaya çıktı.

Bunu görünce orada beklemekte olan dahiler çok şaşırdı.

Özellikle altın maskeli adamı ve arkasında beklemekte olan birkaç kişiyi gördüklerinde dehşete düştüler. Platformdaydılar ve çevrelerinde bir düzen olduğunu fark etmemişlerdi. Ayrıca bu insanların onlara o kadar yakın bir yerde olduklarını ve onları gözlemlediklerini de fark etmemişlerdi.

Bu insanların yaydığı auralar onları geriyordu. Maskeli adamın tüm yüzü maskenin ardındaydı. Gözleri bile gizlenmişti. Karanlık, altın maskesinin üzerinde sadece birkaç basit çizgi vardı, çok soğuk ve ürkütücü görünüyordu.

Maskenin gözlerinde yer alan dar delikler, onları nefessiz bırakıyordu.

“Bu, Savaş İttifakı!”

“Onlar bizi almak üzere buraya gelmiş, Semavi Dao Birliği’nin önemli figürleri olmalılar!”

Bu dahiler ayağa kalkıp saygılarını göstermek üzereyken, maskeli adamın arkasında duranlar aniden saldırdı!

Birçok keskin sabre hüzmesi gökten yağmaya başladı ve tüm alanı kapladı!

“Bu nasıl olabilir?”

“Neden aniden saldırıyorlar?”

Elitler hemen gözlerini kıstı ve kimi kaçınmaya çalışırken kimi de saldırılara dayanmaya çalıştı.

Bazıları bir panik anından sonra hemen savunmaya çekildi ama tamamen dayanmakta başarısız oldular ve çığlıklar attılar.

Yi Yun’un Gökyüzü Yolu’nda karşılaştıklarından biri, Yuan Qi tarafından vuruldu ve göğüs boşluğundan et parçaları kopup kan fışkırırken geriye doğru uçtu.

Yuan Qi, meditasyon yapan Yi Yun’a doğru uçmaya başladığında önce hareketsiz kaldı, ama ardından bir yumruk attı!

Bam!

Dokuz Yenidoğan’ın sağlam vücudu ve gücü, altın Yuan Qi’yle çarpıştı. Altın Yuan Qi kaybolurken şok dalgası da dağıldı.

“Bu… Bu da ne lan böyle?”

“Elim kırıldı. Saldırılarında çok acımasızlar!”

Birçok dahi yaralarından ötürü mızmızlandı.

Hiçbir uyarı yapılmadan ani saldırı yapılmıştı ve saldıranların yetişim seviyeleri onlarınkinden daha iyiydi. Onlara nasıl dayanabilirlerdi ki?

Bu elitler, önemli figürlerin onları karşılamaya geldiğini düşünmüşlerdi. Onların üzerinde iyi bir intiba bırakabileceklerini ve gelecekte daha çok kaynak alıp daha iyi muamele görebileceklerini düşünmüşlerdi.

Ama onları bekleyen tek şey Yuan Qi patlaması olmuştu.

Yuan Qi dağıldıktan sonra, insanlar meydandaki durumu gördüler. Dahilerin büyük çoğunluğu Yuan Qi patlamasından kötü etkilenmişti ve bir kısmı kanlar içindeydi.

Ama saldırıya tamamen direnmeyi başarmış birkaç kişi de vardı. Görünüşe göre, bunu kolayca başarmışlardı.

Bu insanların sayısı yedi ya da sekizdi. Hepsi elitti ve güç farkları muazzamdı.

Bu yedi sekiz kişi arasında, hâlâ bir köşede oturup meditasyon yapan biri vardı. Sıradan görünüyordu ve sırtında bir sabre asılıydı.

Diğer elitlerin hepsi ayaktaydı ama o, oturuyordu!

Yuan Qi patlamasından önce de orada oturuyordu ve meditasyonunu daha yeni bitirmişti! Kıyafetleri, biraz önceki patlama hafif bir esintiymiş gibi tozlanmamıştı. Bunu zar zor hissedebilmiş gibiydi.

“Dağa çıkarken karşılaştığımız o piç!”

Gizemli Totem Irkı’ndan olan genç Yi Yun’u tanıdı. Yüce Kılıç Dağı yolunda Yi Yun’a dostça davranmışlar ama onun tarafından görmezden gelinmişlerdi. Yi Yun’un onları küçümsemesinden dolayı öfkelenmişlerdi.

Yi Yun’un hareket tekniğinin çok iyi olduğuna ve bu sayede onları geride bırakabildiğine inanıyorlardı. Ama şimdi gördüklerine bakılırsa, Yi Yun onlardan daha güçlüydü!

Saldırı sırasında içlerinden biri ciddi şekilde yaralanmışken diğerleri de sefil durumdalardı. Yi Yun’la aynı seviyede olmadıkları açıktı.

Bu, Yi Yun’a karmaşık duygularla bakmalarına neden oldu.

Yi Yun’un şu anki gücü, kimliğini açığa çıkarmamak için gizli kozlarını kullanmaksızın bir Yuan Açılış Âlemi uzmanına direnebilecek düzeydeydi. Tüm kozlarını oynarsa ne kadar güçlü olacağını kendisi bile bilmiyordu.

Aslında, her şeyiyle savaşabileceği bir savaşa girmeyi dört gözle bekliyordu.

“Bu adam bir sabre kullanıcısı…”

Yi Yun’un yanındaki birkaç elit, onun sırtındaki sabreyi fark etti. Bir sabre kullanıcısı olmasına rağmen böylesine güçlü bir yumruk atabilmesi takdire şayandı.

Saldırı karşısında zorlanmadan direnebilen elitler bile Yi Yun’ bakıp onu akıllarına kazıdılar.

O anda, Şeytan Tanrısı Salonu’nun girişindeki altın maskeli adam konuştu. “Yaralananlar gidebilirler!”

“Ne?” Elitler afalladılar. Birisi bilinçsizce sordu. “Gitmek mi? Nereye?”

Az önce yaşananlara dair belli belirsiz bir fikirleri vardı, ama bunu kabul edemiyorlardı.

“Saçmalamıyor musun? Elbette nereden geldiyseniz oraya. Elendiniz!” Daha önce düzende saklanıp Yi Yun’la alay eden uzun boylu genç kıkırdadı.

Elenmek mi?

Birçok elit bu kelimeyi duyunca şaşırdı!

Semavi Dao Birliği’ne giriş yeterliliklerini elde etmek için çok çalışmışlardı ve oldukça keyifliydiler. Ama şimdi, Savaş İttifakı’na varmalarının hemen ardından geri mi gönderiliyorlardı?

Bu ani saldırının bir sınav olacağını hiç düşünmemişlerdi.

Semavi Dao Birliği’ne girmek için bir sınav yapıldığını hiç duymamışlardı!

Saldırıdan kaçınmakta başarısız olanların yüzleri küle döndü!

Bunu kabul edemezlerdi!

“Tsk! Bu sefer Savaş İttifakı’na katılmaya gelenler öncekilerden kat kat fazla! Gerçekten Semavi Dao Birliği’ne girebileceğinizi düşünüyor musunuz? Çok safsınız!” Uzun boylu genç, kötü niyetli bir küçümseme sergileyerek konuştu.

Bu dahiler, tam Semavi Dao Birliği’ne girmek üzerelerken çok kötü bir sonuçla karşılaşmışlardı. Umutları kaybolan, beklentileri boşa çıkan bu gençlerin elenmesinin yarattığı üzüntü, uzun boylu gencin bundan dolayı üstünlük hissi duyarak zevk almasına neden oldu.

Ama Yi Yun’u da fark etti. Yi Yun’un bu testi kolayca geçmiş olmasından dolayı mutlu değildi.

Ondan daha fiyakalı olan bu gencin karşısında, kıskançlıkla doluydu. Yi Yun’un ezici bir mağlubiyet yaşamasını görmek istiyordu.