True Martial World - Bölüm 601: Yi Yun’un Sabre Saldırısı

---

True Martial World 601 - Yi Yun’un Sabre Saldırısı

Savaşacaklar!

Izdırabın pençesinde olan Gongsun Yang için bu olay hoş bir sürprizdi.

Gongsun Yang, Jiang Yidao’dan da Jian Wushuang’dan da ölesiye nefret ediyordu ve tek istediği, iki tarafın da birbirini keserek öldürmesiydi.

Ve bu ihtimali doğuran kavga, onu çok sevindirmişti.

Kim yenilirse yenilsin, kalbindeki nefreti biraz olsun dindirebilirdi.

Orta yaşlı bilgin de olanları gördüğünde gülümsemeye başladı. Yi Yun’un gücüne şahit olması gerektiğinden onları durdurmayı planlamıyordu.

“Yetişim seviyemi zaten bastırdım, ama yasalar bastırılamaz. Madem öyle, ‘Görünüş Totemim’i kullanmayacağım, böylece sana karşı hiçbir avantajım olmaz.”

Yi Yun bunları söylediğinde, Jian Wushuang kaşlarını çattı.

“Ne kibirli!”

Clang!

Jian Wushuang aniden kılıcını savurdu ve uyarı yapmadan saldırdı.

Hamlesini yaparken, bedenini yıldırım ışıkları sarmıştı.

Crackle!

Yıldırımlar çatallanarak etrafta yılanlar gibi dolaşmaya başladı. Yakışıklı genç, gök gürültüsü yasalarını kullanıyordu.

Rüzgar, yağmur, yıldırım ve gök gürültüsünden oluşan doğa yasaları arasında, gök gürültüsü yasaları en büyük saldırı gücüne sahip olandı!

Chi!

Kılıç hüzmesi, gökyüzünü bölen bir gök gürültüsü saldırısı içeriyordu. Bulutlara kadar yükselen bir gök gürültüsü sesi geldiğinde, seyirciler kulaklarını tıkadı.

Rüzgar gibi hareket eden bir figür ve gök gürültülü kılıç hüzmeleri… Jian Wushuang saldırısını üstünkörü yapmamıştı. Küstah küstah konuşsa da, Yi Yun’un kolay lokma olmayacağının farkındaydı.

Sou!

Yi Yun’un yüzüne doğru yaklaşan kılıç ucu, şiddetli bir Yuan Qi içeriyordu!

O anda, Yi Yun hareket etti!

Bin sabre parlamasına dönüşmeden önce bir sabre hüzmesi ortaya çıktı. Uzay-zaman boyunca ilerlediler ve göz açıp kapayıncaya kadar Jian Wushuang’ın önüne vardılar.

Sabre parlamasıyla kılıç hüzmesi, düzensizleşmiş Yuan Qi’nin dairesel dalgalar şeklinde çevreye yayılmasına neden oldu.

Bu dalgalar sıradan bir Dao Tohumu savaşçısına çarparsa, savaşçı tamamen yok olmaktan kurtulabilse bile ciddi bir şekilde yaralanırdı.

Peng!

Aniden bir patlama sesi yankılandı.

O anda, Jian Wushuang kendine doğru yaklaşan muazzam gücü hissetti. Tekrar tekrar geri çekildi.

Yi Yun ise, saldırıyı kestikten sonra sabresini kınına soktu!

Oh?

Jian Wushuang’ın geri çekilmesine mi neden olmuştu?

İnsanlar şaşırdı. Bir sabre, bin sabre parıltısı açığa çıkarmış ve Jian Wushuang’ın geri çekilmesine neden olmuştu. Bu bile, Yi Yun’un ne kadar güçlü olduğuna dair bir kanıttı.

Bu bir antrenman savaşı olsaydı, Yi Yun tam bir hareket bile yapmadan kazanmış sayılırdı!

Yi Yun’un unvanı Jiang Yidao’ydu. İkinci bir sabre saldırısı yaparsa, unvanından vazgeçeceğini söylemişti.

Bu yüzden de sabresini kınına geri sokmuştu.

Ama yine de kazanmıştı!

Jian Wushuang, geri çekilmek zorunda bırakılmasının ardından oldukça küçük düşürücü bir duruma düşmüştü. Özellikle Yi Yun sabresini kınına geri soktuğunda kendisiyle alay edildiğini hissetmişti!

Bu yarım hareketler arasındaki fark çok büyük değildi. Ufak bir dikkatsizlik anı ya da hareketi en iyi şekilde yapamamak kaybetmeye neden olabilirdi ki, bu da çok normaldi.

“Bunun, beni yenmiş olarak sayılmana yeteceğini mi düşünüyorsun?” Jiang Wushuang yüksek sesle bağırdı.

Keng!

Bir yıldırım patlamasıyla, binden fazla kılıç hüzmesi ortaya çıktı.

Jian Wushuang’ın arkasında da yıldırımlar yayan gök gürültülü bir bulut ortaya çıktı. Buluttan dışarı çıkan mor bir gök gürültüsü kuşu kanatlarını açtı!

Bu, Jian Wushuang’ın ‘Görünüş Totemi’ydi!

Jian Wushuang en başta Yi Yun’un ‘Görünüş Totemi’ni kullanmadığını görünce, kendisi de kullanmamaya karar vermişti, ama şimdi gururunu bir kenara bırakarak ‘Görünüş Totemi’ni yoğunlaştırmıştı!

‘Görünüş Totemi’ni çağırmasıyla, aradaki yaş farkından doğan yasalara ilişkin anlayış farkını kapatacaktı. Böylece bu dövüş, adil bir dövüş olarak kabul edilebilirdi!

Gök gürültüsü-yıldırım gücünün artışıyla birlikte, Jian Wushuang’ın kılıcı belli bir zeka elde etmiş gibi görünüyordu. Yuan Qi’yi içine çekip duruyordu ve yıldırım parlamalarının ortasında, Jiang Wushuang, Yi Yun’a atıldı!

“Geber!”

Jian Wushuang, durdurulamaz bir güçle Yi Yun’a saldırdı.

Ama Yi Yun, ona yaklaşan kılıca rağmen sabresini çekmeyerek beklentileri aştı!

Seyirciler bunu gördüklerinde, bir anlığına hayrete düştüler! Bu…

Eşsiz dahilerin antrenman maçlarında hayatları tehlikede olurdu. Özellikle öfkede kaynaklanan bir savaşta, her şey rakibini yenmek üzerineydi. Bir tarafın diğerini öldürmesi bile sıradandı.

Daha önce o yarım hareketle Jiang Yidao kazanmıştı, ama Jiang Wushuang’ı tamamen yendiği de söylenemezdi. Dahası, Jian Wushuang ‘Görünüş Totemi’ni çağırmış ve böylece gücünü büyük ölçüde arttırmıştı!

Jiang Yidao sırf böbürlenmek için sabresini çekmezse, çok tehlikeli bir durumda olurdu!

Ama kimsenin çok fazla düşünmeye vakti olmadı.

O anda, gökyüzünden yüksek ve yankılı bir gürleme sesi geldi!

Gökyüzünde, Yi Yun’un gönderdiği bin sabre parıltısı henüz dağılmamıştı! Aksine, yavaşça yönlerini değiştirip bir araya geldiler!

Oh? Bu…

İnsanlar panikledi. Genelde, sabre hüzmesi bir kez gönderildiğinde saldırıdan sonra dağılırdı. Kalan güç, yörüngesi boyunca ilerlerken kaybolurdu.

Sabre parlamalarının bir kez daha bir araya gelmesi nadir görülen bir durumdu!

Saniyenin binde birinde, bin parıltı birbirlerine yakınlaşıp birleşti!

Weng!

Sabre parlamaları nihayet paralel olmayan altın bir sabre hüzmesi şeklinde bir araya geldi ve atmosferi parçaladı!

Bu sabre hüzmesi yılmaz bir aura taşıyordu. Jian Wushuang’ın gök gürültülü bulutunun üzerine kükreyerek gelen bir çığ gibiydi!

Gök gürültülü bulutun içindeki mor gök gürültüsü kuşu çığlık attı. Kanatlarını açtı ve altın sabre hüzmesini kafa kafaya karşılamak üzere, Jian Wushuang’ın gönderdiği kılıç hüzmesini takip etmeye başladı.

Peng!

Yankılanan bir patlama sesiyle beraber yıldırımlar dağıldı! Yi Yun’un sabre hüzmesi rakipsiz kaldı!

Bunun üzerine, Jian Wushuang’ın gözlerindeki bakış değişti. Hızla tüm Yuan Qi’sini kullandı ve gökyüzünde yıldırımları dağılırken, kaçınmak için bedenini yıldırımların içine soktu.

Ama kaçınmak için ne kadar Yuan Qi harcarsa harcasın, sabre hüzmesi onun göğsüne ulaşmıştı bile.

Bu, aynı sabre hüzmesinin ona saldırdığı ikinci seferdi, ama yine de onu engelleyememişti!

Jian Wushuang tekrar tekrar geri çekildi, ama ne var ki Yuan Qi’sini toplayarak üçüncü bir kılıç saldırısı yapmaktan başka bir seçeneği yoktu.

Yi Yun’un sabresi ise hâlâ kınındaydı. En başından itibaren, tek bir sabre saldırısı yapmıştı!

Bundan kaçınacak bir yol bulamayan Jian Wushuang, kafa kafaya yüzleşmekten başka bir çare bulamadı!

Ama üçüncü kılıç saldırısını alelacele yapmıştı, ne kadar çok Yuan Qi toplayabilirdi ki?

Bam!

Gürültülü bir patlamayla birlikte, Jian Wushuang bir anda sabre hüzmesinin saldırısına uğradı. Koruyucu Yuan Qi’si paramparça olarak geriye doğru uçtu ve uçarken de kan kustu!

Ve uçtuğu yerde, geriye sabre hüzmesinden yanık izi gibi uzun izler kaldı!

Jian Wushuang’ın bedeni birkaç yüz metre uçtuktan sonra, bir dükkânın tabelasına çarptı. Bu çarpma gücünü kullanarak bedenini dengelemeyi başardı.

“Zhi--”

Jian Wushuang kılıcını yere çarparak uzun bir kıvılcım izi bıraktı!

Bedenini tamamen dengelemeyi başaramadan önce yere diz çöküp ellerinden birini yere dayamak zorunda kaldı.

Yi Yun’a içinde panik olan bir bakış atarken ağzının kenarından akan kanı sildi!

Tek sabre hareketi! Gerçekten de tek sabre hareketi kullanmıştı!

Ve yenilmişti!

Jian Wushuang ne kadar öfkeli olursa olsun yenilgiyi kabul etmek zorundaydı!

Yi Yun elini çevirdi ve sabresi boyutlar arası yüzüğüne girerek kayboldu. Yakışıklı gence bakarak konuştu: “Kendi ismini kullanman en iyisi olacak. Artık bu ismi kullanamazsın!”