Bölüm 590: Büyük Fark

avatar
6990 23

True Martial World - Bölüm 590: Büyük Fark


True Martial World 590 - Büyük Fark



Az önce… Ne olmuştu?



Kana bulanmış kalıntıları görünce, uzun yüzlü adamın yüzü küle döndü!



Güney Denizli vahşi… On iki muhafızı öldürmek için bu dört kalıntıyı mı kullanmıştı?



Bu nasıl mümkün olabilirdi?



On iki muhafızın güçleri onda toplanmıştı, yani formasyonun zayıf noktası on iki muhafızdı.



Ama birinin dört düşük seviye kalıntıyı kullanarak bir anda on iki muhafızı öldürmesi imkansız olmalıydı!



Peng!



O anda, bir raf sağır edici sesler çıkararak yere devrildi ve tüm mallar yerlere saçıldı!



Şişman satıcının bacakları, korkudan dolayı tutmaz olmuştu. Kaçmayı planlamıştı, ama acele ettiğinden dolayı bir rafa çarpmıştı.



Ka… Katil… Gelme… Gelirsen… Ben… Seni memurlara rapor ederim…



Şişman satıcı, sadece Mor Kan Âlemi’ndeydi. Bu âleme de sadece hap yiyerek ulaşmıştı ve hiç dövüş sanatlarına çalışmamıştı. Daha önce hiç böyle bir sahne görmemişti, on iki Dao Tohumu savaşçı gözlerinin önünde bir anda ölmüştü, nasıl öldüklerini bile görememişti ve korkudan altına işemişti.



Yi Yun’un kolayca kazandığını görünce, çelişkili konuşmaya başlamıştı. Ellerinde bir simge tutuyordu. Bu simge, şehirde bir tehlike olduğunda görevlilere haber vermeye yarardı. Ama yıllardır kullanılmamıştı.



Ama Yi Yun’un ona doğru yürüyüşünü izlerken bile şişman elleri titremeye devam etti ve simgeyi kırmaya cesaret edemedi.



Yi Yun ifadesiz bir yüzle şişman satıcının ellerine bastı.



Ka-cha!



Kemik kırılma sesleriyle birlikte, şişman satıcı, kesimhanede kesilen bir domuzmuş gibi çığlık attı. Elleri, Yi Yun tarafından bir dalmış gibi kolayca ezilmişti.



Ah... Ah... Ah, beni öldürme… Beni öldürme… Ben sadece bir satıcıyım… Benim bununla hiçbir ilgim yok!



Şişman satıcı ağlıyordu. Ellerindeki uyarı simgesini yere düşürmüştü ve Yi Yun onu yerden aldı.



Göksel Savaş Şehri’nde cinayete izin verilmediğini hatırlıyorsun, değil mi? Ben yasalara uyan bir vatandaşım. Onları da öldürmedim. Sadece ruh denizlerini sakatladım.



Yi Yun bir an içinde dört metruk kemik kalıntısını fırlatmış ve muhafızların ruh denizlerini parçalayarak onların ruhlarını yok etmişti.



Bu durum, beyin ölümleri gerçekleşmiş gibi düşünülebilirdi, hâlâ yaşıyorlardı ama hiçbir şey algılayamazlardı. Ölümden pek de farklı değildi.



Ve sen…”



Yi Yun, titreyen uzun yüzlü adama doğru baktı.



Sen…



Uzun yüzlü adamın yüzü terle kaplıydı. Hiç bu kadar korkunç bir insan görmemişti. Direnecek cesareti bile yoktu. Gözleri, çabucak dükkânın çıkış kapısına doğru yöneldi.



Dükkân kapandıktan sonra, kendiliğinden bir düzen tarafından mühürlenirdi. Düzeni zorla kırmak ve sokağa çıkıp yardım çığlıkları atmak istedi.



Göksel Savaş Şehri’nde, birini öldürmek için sokakta onun peşinden koşmak ağır bir suçtu. Kesinlikle Göksel Savaş Şehri yasa infaz ekibi uyarılırdı.



Ama bunu düşünmeye başlamışken Yi Yun aniden kayboldu!



Hemen hemen aynı anda, önünde siyah bir gölge belirdi. Yi Yun, sanki Ölüm’ün kendisiymiş gibi ışınlanabiliyor gibi görünüyordu!



Ah!



Uzun yüzlü adam çığlık atacak zaman ile bulamadan bir “Peng!” sesi duyuldu.



Yi Yun, avucuyla uzun yüzlü adamın Dantianı’na vurdu. Avucundan gelen Yuan Qi patlamasıyla birlikte, Yuan Qi’si adamın Dantianı’na girdi ve meridyenleri boyunca dalgalandı.



Pa! Pa! Pa!



Mısır patlıyormuş gibi sesler çıkarak, uzun yüzlü adamın Dantianı ve meridyenleri tamamen yok oldu!



Yetişimi sakatlanmıştı!



Kasları ve tendonları, Yi Yun tarafından parçalanmıştı. Bir daha hiç yürüyemeyecek, ömrünün geri kalan günlerini yatakta geçirecekti.



Bu, daha önce dilediğini yapabilen bir savaşçı için ölümden yüz kat daha trajikti!



Uzun yüzlü adam kan kustu. Adamın vücudu titremeye başladı, kasları parçalandıktan sonra kasılmaya başlamıştı. Bedenine ne olduğunu fark ettiğinde, yüzü küle döndü!



Ölümden daha kötü bir hayat! Göz açıp kapayıncaya kadar Li Ateşi Tarikatı Dükkânı’nın genel müdürlüğünden yaşayan ölüye dönmüştü!



Yasalara uyan bir vatandaş olduğumu söyledim. Göksel Savaş Şehri’nde seni öldüremeyeceğimden, seni canlı tuttum.



Yi Yun konuşurken elindeki kana bulanmış kalıntıları adamın yüzüne doğru fırlattı.



Bunları sana geri iade ediyorum. Verilmiş kalıntıları iade ettim. Ödemeni iade ettiğime göre bu taş hâlâ benim!



Yi Yun konuşurken gizemli taşı aldı ve sonrasında şişman satıcıya baktı.



Bakışı, niyetini içeriyordu.



Boom!



Şişman satıcı kulakları sağır eden bir çığlık attıktan sonra bayıldı.



Ruhu, Yi Yun’un niyetinden yara almıştı. Uyandığında, bir geri zekalı olacaktı.



Yi Yun, insan seviye dükkânın içindeki herkesi, kısa sürede sakat bırakmıştı.



Anca ondan sonra Ah Niu ve Ah Yu’a döndü.



Olanların hepsi birkaç saniye içinde gerçekleşmişti.



Fakir arka plana sahip gençler, bu sahneyi görünce tamamen afalladılar.



Daha önce, şehre girdiklerinde, Yi Yun onlarla konuşmak için inisiyatif almıştı. Yi Yun’un iyi niyetli ve cömert biri olduğunu düşünmüşlerdi.



Yi Yun’un kıyafetleri çok yaygın şeylerdi. Üstlerine başlarına hazineler geçiren büyük oluşumların zengin çocuklarından farklıydılar.



Yi Yun’un bu kadar genç yaşta, böylesine korkunç bir güce sahip olacağını hiç beklememişlerdi.



Böyle güce sahip kişiler, genelde olağanüstü arka planlara sahip insanlar olurlardı. Böyle insanların da Göksel Savaş Şehri’nin herkesçe kullanılan girişlerini kullanmasına gerek yoktu, buyur edildikleri özel girişler vardı.



Ama Yi Yun kalabalığa karışmıştı ve özel bir şey göstermemişti.



Ah Niu ve Ah Yu’ya göre, Yi Yun şehirlerde kendisini saklayan efsanevi münzevi ustalar gibiydi.



Büyük Kardeş Jiang, sen…



Ah Niu ve Ah Yu, karışık duygularla Yi Yun’a baktılar. Özellikle Ah Niu, Yi Yun’un hareketlerini gördükten sonra heyecanlanmıştı.



Uzun yüzlü adam durumdan faydalanmış ve hayatlarının kontrolünü ellerine almıştı. Onun niyetine göre katledilecek güçsüz insanlar olduklarını akıllarına kazımıştı.



Ah Niu, güçlü biri olmak ve uzun yüzlü adamı acımasızca dövmek istemişti, ancak bunu yapabilecek kabiliyette değildi.



Yi Yun ise, Ah Niu’nun istediği her şeyi kolayca yapmıştı. Duvardaki örümcek ağlarını temizlemek kadar kolay…



Bu çok etkileyiciydi ve onun hayranlık hissetmesine neden olmuştu.



Gitmeliyiz. Li Ateşi Tarikatı çok geçmeden buradaki durumu fark eder.



Göksel Savaş Şehri’nde birçok dükkânda değerli hazineler satılırdı, bu yüzden hırsızlığı önlemek maksadıyla büyük aşiretler düzenler ve merkez ofislerine ekranlar kurarak durumu izlerlerdi.



İnsan seviye bir dükkânda gerçekleşen böyle ciddi bir durumu, Li Ateşi Tarikatı’nın cennet seviye dükkânında bulunanlar çabucak fark ederdi.



Düzeni izlemekten sorumlu kişi, durumu Li Ateşi Tarikatı Kıdemlisi’ne rapor ederdi ve onun da buraya gelmesi fazla uzun sürmezdi.



Göksel Savaş Şehri’nin kendi güçleri de, buraya durumu kontrol etmeye geleceklerdi. Zira yaptığı eylemler Yuan Qi dalgalanmasına neden olmuştu ve çok geçmeden yasa infaz birliği bu dükkâna gelirdi.



Bunların, Yi Yun tarafından yapıldığını anlamalarını önlemek için tüm izleri silmek ise, imkansızdı!










Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44330 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr