SANAL DÜNYADAKİ GERÇEKLİK

TORAN yazan FarozX
avatar
276 0

TORAN - SANAL DÜNYADAKİ GERÇEKLİK


Toran elini çenesine götürerek kaşlarını çattı. “Demek durum bu. Sizler, aslında birer suçlusunuz. Ve, suçlarınızı buradaki cesetleri temizleyerek telafi ediyorsunuz. E, sanal da olsa güzel bir aile ve burada geçirdiğiniz her bir yıl için silinen beş yıl... Karlı bir anlaşma.”

 Adam, başıyla onaylayarak Toran'a katıldı.

 “Evet. Ama, riski de yok değil. Bizi, bulan oyuncular hemen bizi soymak ve öldürmek için kolları sıvıyorlar.”

 “E, yani. Ne de olsa erzağınız var ve...” adamın kulağına eyilerek fısıltı tonunda, “Karın çok 

güzel,” dedi. “Eminim birçok insanın iştahını kabartır bu ev.”

 Evin babası yutkunarak Toran'ın göz bebeklerindeki donukluğa baktı. “Peki... şimdi n'apacaksın?”

 “Ben, kişisel çıkarlarım için masum insanları öldürmem.”

 Mutluluktan gözleri sevinçle dolarak, kaşları kalktı ve ağzı kulaklarına vararak, “O zaman-”

 “Ama, sen masum değilsin,” diye ekledi adamın sözünü keserek. 

 Adamın biranda yüzü düştü. “Ne?..”

 Toran, adama karşı saldırı fırsatı bile vermeden kafasına sıktı ve adam kanlar içinde yere yığılırken mücevheri turuncuya döndü. 

 “Mermileri idareli kullansam iyi olacak.”

 Toran, silahı envanterine koyarken ölmüş mahkumun sanal eşi, çocuğu ve evi mavi renkte piksel parçalara ayrılarak göğe doğru yükseldi ve yok oldu...

 Birkaç dakika içinde Toran kendisini boş bir arazide gecenin karanlığıyla bir bütün olmuş halde buldu. Tabii, kendisine doğru yaklaşan iki kişiyle beraber.

 “Düşündüğümden daha hızlı bitecek gibi.”

 Toran, hızla iki katlı bir evin içerisine girerek birkaç dakika da etrafı kolaçan etti ve işe yarar bir şeyler aradı. İki şişe su ve yarım şişe kolanyağı envanterine attıktan sonra evin salonunda yanan kokulu mumlardan birini aldı. 

 Eve doğru yaklaşan üç kişinin sinyalleri daha da şiddetlenince Toran evin koridoruna, odalarına, salonuna ve kapının hemen önüne kolanyağı bocadı ve kolanyağı dökmediği evin ufak banyosuna girerek düşmanlarını beklemeye başladı. 

 [Umarım yanarak ölmem.]


 Kimliği bilinmeyen ayaklar evin alev topuna döndüğünü görünce evden hızla uzaklaş- Hayır!

Sinyaller oldukları yerde beklemeye devam etti. Toran'ın yanmış cesedini görmeden hiçbirinin çıkmaya niyeti yok gibiydi.

 Toran, silahını çıkararak, “Umarım mermileriniz vardır,” diye mırıldandı ve evin camından atlayarak bodozlama adamların önüne atladı. Heriflerden biri, korku dolu bakışlarıyla envanterinden tam silahını çıkardığında Toran adamın soluna geçerek iki düşmanının arka arkaya sıralamasına neden oldu ve sert bir hamleyle düşmanının işaret parmağını yakalyıp geriye doğru yatırdı. Ve, adam acıyla haykırarak yere yığılırken arkasındaki adamın kafasına Toran'ın silahından çıkan kurşun isabet etti.

 Parmağı kırılan yerde acıyla kıvranırken bir yandan da can havliyle Toran'dan kaçmaya çalışıyordu. Toran, adamın kafasındaki saçlarından tutarak başını havaya doğru kaldırdı ve adamın yüzünün sol kısmını suratına yaklaştırdığı sırada rüzgar Toran'ın sol gözünü örten saçını havalandırdı ve adam gördüğü karşısında korkudan dona kaldı.

 “Mermimi harcayamam kusura bakma.”

 Toran, adamın arkasına geçerek soğuk kanlılıkla düşmanının boynunu kırdı ve her ikisinde envanterinde işe yarayan ne varsa aldı.

 [Hmm... Şuan yedi mermim birçok sargı bezim ve... yeni gördüğüm bir özellik sayesinde yaptığım molotof var. Sanırım, bu özellik video oyunlarındaki “craft” dedikleri şey. Neyse, pek bilgim yok. İlgim de...]

 Toran, gün ışıklarını ayaklarının altında hissedince merakla arkasını döndü ve tam arkasında uçsuz bucaksız bir okyanusla göz göze geldi. Günün ilk ışıklar etrafı aydınlatıp, ısıtma mesaisine başladığı ilk vakitlerde okyanusun mas mavi çarşafına düşen güneş ışınları uzayarak kıyının kenarlarına kadar uzanıyordu. Tabii, okyanusda yüzmek için önce kıyıyla okyanusu ayıran yüzlerce metrelik taşlık uçurumdan aşağıya atlamak gerekiyordu.

 [Bu gerçekten hoş bir görüntü... Ama, nasıl bu kadar hızlı sabah olabilir?]

 Denizden gelen soğuk rüzgarlar gece yaşanan sıcak olayların üzerine soğuk bir battaniye gibi örtünürken Toran yanağında hafif bir sıcaklık hissetti ve elini yanağına attığında sıcaklığın nedenini anladı. Kan!

 Ağır ve sakin adımlarla sanki hiçbir şey olmamış gibi arkasını dönerek karşısında otuz iki diş sırıtan siyah saçlı, iki metre boyundaki kadınla göz göze geldi.

 “To-r-a-n.”

 Toran başını yana yatırarak, “İsmim hoşuna mı gitti?” diye sorarken envanterindeki silah küçük, mavi kıristaller eşliğinde sağ avucunun içinde toparlanarak somutlaştı ve bir silah oluşturdu.

 “Hihihihi...”

 Kadın yüzünün sağ kısmı geriye doğru çekilerek büzüşürken sağ gözünde de hafif bir kayma meydana geldi. Sanki, yüzünün sağ tarafı yanmış gibiydi.

 [Sanırım asıl olay şimdi başlıyor.]

 Kadın, ağırlığını bir sağ bir sol ayağına vererek olduğu yerde sallanırken bedeninden süzülen soğuk dumanlar gök yüzüne doğru süzülmeye başladı. Beyaz teninin sol tarafı soğukla beraber katılaşıp, bir buza dönüşürken sağ tarafında ani bir patlamayla ateş topuna döndü ve kadın sağ dizini kırarak sol yumruğunu yere geçirdi.

 Yerden, çıkan rastgele buzul kazıklar etrafa ölüm saçarken tam önünde beliren bir buzul kazıtan geriye doğru adım atarak kurtuldu ve ardından bedenini sola ve oradan da havaya sıçrayarak buzul kazığın üzerinde gök kuşağı çizerek sol tarafa geçti.

 Ardından, silahını bir el ateşledi lakin kadın sağ elini mermiye uzatınca mermi sağ eline saplandı ancak eriyerek yere aktı.

 “Hihihihi! Torann... Han'ın senden neden bu kadar korktuğunu hâlâ anlamıyorum. Hepsi, bir kuruntu muydu yoksa?”

 Toran, kaşlarını çatarak dizlerini kırdı, her an kaçmaya hazırlıklı olması gerekiyordu.

 “Han benden mi korkuyordu? Saçmalama. O, piç kurusu başındaki sahiplerin dışında kimseden korkmaz. Tanrı'dan bile!”

 Kadın ağır bir adım Toran'a doğru atarak tekrar kikir kikir gülmeye başladı

 “Haklısın... Tanrı'dan bile korkmuyor... Ama, senden korkuyor. Neden?” biranda kaşlarını çatarak sol tarafı daha da soğumaya sağ tarafıysa daha da harlandı. “Gücünü benden saklıyor musun?!”

 Kadın havaya savurduğu sağ yumrukla oluşan alev kasırgası Toran'ın tam üzerine savruldu. Toran, son anda aşağıya eğilerek kurtuldu ve hışımla ileriye atılarak biranda kadının dibinde belirdi ve bir kuşunda çenesinin alatından sıktı. Fakat, kurşun bu sefer de kadının buzları tarafından engellenecek geri sekti ve az kalsın Toran'ın şakağına giriyordu.

 Kadın, düşmanını kendinden uzaklaştırmak için sol yumruğunu savurunca Toran'da doğal olarak geriye doğru sıçrayarak düşmanıyla arasına mesafe koydu. Ve, o an sırtında hafif yanıkların oluştuğunu idrak etti.

 [Ne yapmalıyım?]

 Dişlerini sıkarak güçsüzlüğüne lanetler okumaya başladı.

 [Sakinliğimi kaybetmemem gerekiyor lakin bu manyağa karşı nasıl bir şansım olabilir ki? Kumarhanede öldürdüğüm genç delikanlıyla uzaktan, yakından bir alakası yok. Bu kadın, tamamıyla ayrı bir seviyede. İnsan mı bu?]

 Toran, kara kara düşünürken kadın başka bir saldırıya hazırlanmaya başlıyor gibiydi. Göğsünü öne çıkararak her iki kolunu da geriye doğru gerdi ve yüzünü göğe doğru kaldırdı. Toran'da topuklarını götüne vura vura koşmaya başladı.

 [Çok güçlü ama inanılmaz hantal. Belki, ona izimi kaybettiremem ama onu yenecek başka birisini bula-]

 Toran'ın yanında açılan bir panel sözünü yarıda kesti.

 “Kutlarım! Son ikiye kalmayı başardın asker. Şimdi, git ve düşmanını yen. Ve, unutma düşmanının mücevherini almadan savaş asla bitmez.”

 Toran'ın yüzünde sinsi bir sima belirdi.

 [Sanırım kazanmak için bir ihtimalim var...]

 Arkasından gelen inanılmaz şiddetli şok dalgaları ayaklarını yerden keserek yüzündeki cool imajın bozulmasına ve onlarca metre savrularak yerde taklalar atmasına neden oldu. Ve, arkasına baktığında resmen nutku tutuldu. Karşısındaki, deniz kıyısının yarısı tamamıyla buzla diğer yarısıysa alev havuzuyla kaplanmıştı.

 [Bb...enn... mücevherini nasıl alayım?..]


 


  Yazardan Not: Bir çok öğrenci, mesela ben, bu hafta sınav oluyor. O yüzden, hem sizlerin okumayacağını düşündüğümden hem de ders çalışmam gerektiğinden bölüm atamadım. Kusura bakmayın... 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44377 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr