Bölüm 421: Siyah Alan, Şimdi Korktunuz mu?

Çeviri: ArgoGamer

Düzenleyici: BlackBozo

Gizemli Organizasyon.

İki zirve A-sınıfı savaşçının saldırıları Chen Feng'e ulaştığında, aniden zemin titremeye başladı.

Mhm?

Herkesin ifadesi değişti. İki zirve A-sınıfı savaşçı dişlerini sıktı ve depremi görmezden gelerek Chen Feng'i ilk öldürmeye odaklandı. Tam o anda, yeraltından iki korkunç siyah ışık fırladı.

Pu! Pu!

İki figür, siyah ışık tarafından doğrudan delindi ve zorla geri fırlatıldılar. İki zirve A-sınıfı savaşçı bu şekilde öldürüldü.

“Ne?”

Gizemli Organizasyon üyelerinin ifadeleri büyük ölçüde değişti. Öldü mü? Sadece bu şekilde mi? Halk tarafından bilinen ve neredeyse yenilmez varlıklar olan zirve A-sınıfı savaşçılar, aynen bu şekilde mi ölmüştü? Chen Feng'in olduğu tarafa şaşkınlıkla baktılar ve onun önünde iki büyük delik olduğunu fark ettiler. Bu iki delikten, korkutucu miktarda siyah ışık fışkırıyordu.

Hum—

Hum—

Siyah ışık parlaklaştı ve zemin durmaksızın titredi. Aniden patlayan siyah ışık, akan bir nehir suyu gibi fışkırıyordu.

Splash*…

Çn: Su sıçrama efekti gibi bir şey. Şıp! Şap! Bunlara benzer işte.

Siyah akıntı durmaksızın yükseldi.

“Dikkat edin!!!”

Bunu görünce, Gizemli Organizasyon üyelerinin ifadeleri büyük ölçüde değişti. İki zirve A-sınıfı savaşçının aniden öldürülmesine tanık olduklarından, şoklarından henüz kurtulamamışlardı. Bu korkutucu sahneyi gördüklerindeyse, yapabilecekleri tek şey korkuyla geriye doğru adım atmaktı.

‘Kahretsin! Chen Feng'in çağırdığı bu korkunç şey de ne?’

Gökyüzündeki doğal fenomenden veya o ürkütücü akıntıdan bağımsız olarak, nasıl bakarlarsa baksınlar, Chen Feng'in yapabileceği bir şey gibi görünmüyordu. Bu adamın koz kartı tam olarak neydi? Hiçbir fikirleri yoktu. Yapabilecekleri tek şey, siyah akıntı tarafından delinmeleri korkusuyla geri çekilmekti. İki tane zirve A-sınıfı savaşçı gözleri önünde öldüğünden, artık sakinliklerini koruyamıyorlardı. Herkesin bilmediği şey, Chen Feng'in de benzer şekilde şok olmasıydı.

‘S*ktir! Bu da ne böyle?’

Chen Feng'in de yüzünde “S*ktir ne?” ifadesi vardı. Şu anda Çok Yakın, Ama Dünyalar Ayrı yeteneği olmasa bile, Şanslı Aura'nın tesadüfler yaratarak çalışacağının farkındaydı. Ancak, bu ani sarsıntı beklentilerini tamamen aşmıştı. İki zirve A-sınıfı savaşçıyı öldürmek mi? Chen Feng fışkıran siyah akıntıya bakarken kalbinde bir korku hissetti.

“Dikkatli olun!” Chen Feng, barbarlara hızla geri çekilmelerini söyledi.

Howl

Barbarlar bunun bir tehlike olduğunun farkındaydı. Bu nedenle, Chen Feng'i takip ederken geri çekildiler. Ne yazık ki Chen Feng ve barbarlar çok yakındı. Hâl böyleyken, siyah akıntı çok yakında ayaklarına ulaşacaktı.

Chen Feng'in kalbi titredi. “Bitti.”

Acayip Şanslı Aura… Evet, gerçekten de iki zirve A-sınıfı savaşçıyı öldürdün. Ama ardından hem barbarlar hem de ben öleceğim galiba, değil mi? S*ktir, S*ktir, S*ktir, S*ktir!

Chen Feng, kaderini nasıl azarlayacağını bile bilmiyordu.

Bir kez daha işe yarayacağını ve kendisiyle barbarları kurtaracağını umarak Şanslı Aura'yı tamamen aktifleştirdi. Ne yazık ki, Şanslı Aura'yı ne kadar aktive ederse etsin, hiçbir şans değeri tükenmiyordu.

Chen Feng'in kalbi titredi. Bitti… Şans değeri tükenmediğine göre, bu, tehlikenin tersine çevrilemeyeceği anlamına gelmiyor muydu? Sözde her şeye kadir neredeydi?

Hua-

Siyah sıvı, Chen Feng'in ayaklarının yanına geldi. Ardından… Ondan uzaklaşmaya başladılar.

Hey?

Chen Feng altından akan ve neredeyse ayaklarına ulaşan dereye şaşkın bir şekilde baktı. Barbarlar da benzer şekilde şok olmuştu. Görünüşte korutucu olan bu akıntı onlara zarar vermemiş miydi? Neden? Chen Feng'in hiçbir fikri yoktu. Her halükârda, hızlı tepki süresine sahipti. Uzaktaki, korkuyla geri çekilen Gizemli Organizasyon üyelerini görünce, aniden aklına bir fikir geldi.

“Gidin!” Chen Feng barbarlara inisiyatif almalarını ve harekete geçmelerini söyledi. Baskın sesi yankılanmaya başladı: “Hehehe. Gerçek gücün neye benzediğini görmenize izin vereceğim.” Sayısız Yanılsamayı, sesini yükseltmek ve kalınlaştırmak için kullandı.

“Korkuyor musunuz? Gergin misiniz? Bu, benim Siyah Alanım!”

Chen Feng'in otoriter sesi Gizemli Organizasyonda yayıldı. “Şimdi, canınız için koşun… Hahahahahaha.”

Hua—

Hua—

Siyah sıvı durmadan ilerledi. Chen Feng'in sesini duyduklarında Gizemli Organizasyon üyeleri alarma geçti. Bu şey gerçekten de Chen Feng tarafından mı çağırılmıştı? Siyah Alan mı? Bu da ne?

Herkesi rahatlatan tek şey, Chen Feng'den oldukça uzak olmalarıydı. Siyah akıntı çok korkutucu olsa da, hızı o kadar da yüksek değildi. Ama o zaman Chen Feng…

Bang! Bang!

Aniden, zemin titremeye başladı. Başlarını kaldırdıklarında, Chen Feng'in barbarların üstünde oturduğunu ve kendilerini kovaladığını fark ettiler. Bu lanet devler, siyah sıvıdan en ufak bir şekilde etkilenmiyor ve korkunç bir hızda peşlerinden koşuyorlardı. Lanet olsun! Bu, gerçekten de Chen Feng'in çağırdığı bir şeydi! Bu şekilde, sadece kendisinin çağırdığı bir güç onun kontrolünde olurdu.

Tang Lan en ufak bir tereddüt etmeden geri çekilme emrini verdi. “Gidin!”

Shua! Shua!

Chen Feng'in grubu siyah sıvının ortasında onları şiddetli bir şekilde takip ederken, onlar da korkuyla kaçmaya başlamıştı. Hiç kimse, Chen Feng'i kuşatma ve yok etme operasyonunun bu kadar saçma bir şekilde sonlanmasını beklemiyordu. Gizemli Organizasyon üyeleri, aslında Chen Feng tarafından kovalanıyordu!!

Koş koş koş! Birçoğunun düşündüğü tek şey buydu. Siyah akıntının binalara karşı etkisiz olmasına sevindiler. Bunun üzerine, çok sayıda insan yakındaki arazilere kaçtı ve bazıları da uçmaya başladı. Tüm bunlara rağmen, hiçbiri Chen Feng'in grubuna yaklaşmaya cesaret edemedi. Ne şaka ama? Bu barbarların hepsi A-sınıfıydı!

Üstelik Chen Feng de inanılmaz derecede korkutucuydu. Sadece birinin dikkatsiz bir şekilde siyah akıntıya girmesi gerekiyordu ve o kişi daha ne olduğunu bile anlayamadan ölecekti. Bu şekilde ölmeyi planlamıyorlardı.

Chen Feng pişman görünüyordu. “Ne kadar yazık. Başlangıçta hepinizi öldürmeyi planlamıştım...”

Shua!

Chen Feng'den uzaklaşırken onun sözleri duyan Gizemli Organizasyon üyeleri, omurgalarından aşağı bir ürperti hissetti.

Chen Feng'in soğuk sesi yankılandı: “Hmph! Hepinizi öldürdüğüm bir gün gelecek!” Sakince, altındaki barbara dokundu. “Hadi gidelim.”

Howl!

Barbar kükremeyle karşılık verdi. Daha sonra, bir grup barbar siyah akıntıda ilerlerken koşmaya başladı ve oradan ayrıldı. Gizemli Organizasyon üyelerine gelince, sadece uzaktan izleyebilirlerdi. Takip etmeye bile cesaret edemediler. Ne şaka ama? Chen Feng'i öldürmeye çalışan iki zirve A-sınıfı savaşçı kolayca mağlup edildi ve diğer iki zirve A-sınıfı savaşçı da öldürüldü. Hâlâ kim Chen Feng'in peşine düşmeye cesaret edebilirdi?

Bu adam aşırı derecede korkutucuydu. Onu kovalamak için ne kullanabilirler? Kim onun peşinden koşmaya cesaret edebilir ki? Nihayet, Chen Feng ve barbarların siluetleri artık görülmüyordu. Chen Feng'in ve barbarların kaçtığı yönde siyah sıvı yoktu. Ancak, etraftaki siyah akıntıyı gördüklerinde… Rahat bir nefes verdiler. Sonunda gitmişti! Evet, o korkunç iblis Chen Feng sonunda gitmişti.

Tang Lan iç çekti. “En çok aranan kişinin gücü bu mu?” Chen Feng'in gücüyle, sınıflar artık onun için anlamsızdı. Liderleri dışında Chen Feng'i kim yenebilirdi? Gerçekten de bu kadar genç yaşta böyle korkutucu bir yüksekliğe ulaşmıştı? Sigh.

Diğer herkes de sessizliğe battı. Büyük ve muhteşem Gizemli Organizasyon, Chen Feng'in elinde arka arkaya iki kez yenilgiye uğramıştı. İki kere! Bu bir oyun değildi! Şu anda, Chen Feng ayrılmış olsa bile, sonsuz siyah su ile uğraşmaları gerekiyordu. Chen Feng'in başta durduğu yerde, iki zirve A-sınıfı savaşçının öldürüldüğü yerde, siyah suyun durmadan fışkırdığını gördüler ve kalplerinde tarifsiz bir korku belirdi.