Bölüm 383: Irk

Çevirmen: ArgoGamer

Düzenleyici: BlackBozo

“Burası.”

Herkesin ruh hali canlandı. Kong Bai'nin ifadesi bile bir şekilde iyileşti. Umutsuzlukla dolu yüzünde yeniden bir renk tonu belirdi. Şimdiye kadar seyahat ettikten sonra nihayet bir umut izi belirdi. Uzaktaki belirsiz sahne yavaş yavaş belirginleşti. Bu topraklardaki tek deniz fenerine benzeyen, emsalsiz bir rahatlık hissi veren ve bilinçaltında o yöne gitmelerine neden olan soluk süt sarısı bir parlaklık görülebiliyordu.

Kong Bai beklenti doluydu. “Mirasın olduğu yer burası mı?”

Bang!

Bang!

Zırhlı araç hiç durmadan oraya yaklaştı. Uzaktaki binalar gittikçe daha belirgin hale geldi ve hayali görünümlü manzaraya yaklaştıkça daha gerçek hale geldi. Uzaklardan gelen sarı parlaklık, heybetli bir his veren sayısız devasa kuleye dönüştü. Ortaya çıkmasından korktukları tehlikeler ortaya çıkmamıştı. Burası gerçekten de miras diyarı idi! Tehlikelerle dolu yolculukları, nihayet onları buraya getirmişti. Ancak, yaklaştıkları anda Chen Feng hızla uzaklaştı.

Kong Bai'nin kafası karışmıştı. “Ne yapıyorsun?”

Chen Feng, miras diyarının merkezini işaret etti. “Bak.” Baktıklarında ciddi bir ruh haline girdiler. Bu kulelerin altında, bazı uzun ve sağlam görünümlü figürler hareket ederken görülebiliyordu. Aslında burada ikamet eden insanlar vardı! Bunlar yaşayan varlıklardı!

Kong Bai anında anladı. “Olabilir mi... Burası barbarların gerçek yetişkinlik ülkesi mi?”

Sözde yetişkinlik ülkesi, yetişkin barbarların vaftiz edileceği ve sıradan bir insandan gerçek bir barbara dönüşmeden önce mirası alacağı yere atıfta bulunuyordu.

Chen Feng ve Qin Hai birbirlerine baktılar. “Yani… Sözde miras, enerji bağışıklığı mı?”

“Bu oldukça mümkün.”

Kong Bai'nin bakışları alev alıyordu. Miras diyarına her türlü beklenti içinde gelmişti. Miras, barbarların sahip olduğu olağanüstü güç veya belki de barbarların sahip olduğu olağanüstü canlılık olabilirdi. Ancak, en çok istedikleri şey, enerji bağışıklığıydı! Mirası elde etme yeri burası ise, bu mirası herkesin alabileceği anlamına gelmiyor muydu? Onlar için baştan çıkarıcı bir fırsattı. Gelecekte benzer güce sahip kişilerle savaşırken, içlerinden birinin %90 enerji bağışıklığına sahip olduğunu hayal edin…

“Eğer bizde girersek...”

Birbirlerine baktılar ve bunun işe yarayabileceği sonucuna vardılar. Bu miras diyarı, açıkça dış dünyadan farklıydı. O kadar uzun süredir buradalar ki, burası onlara herhangi bir tepki göstermemişti. Dış dünya ile hiçbir şekilde ilişki kurmamış olmaları oldukça muhtemeldi. Eğer öyleyse…

Kong Bai'nin gözleri parladı. “Barbar gibi davranalım ve içeri girelim.”

Qin Hai acı bir şekilde güldü. “Bu mümkün değil.” Buradaki barbarlar dış dünyayla iletişim kuramasalar bile, üçü hala insandı, bu barbarlardan tamamen farklı bir ırk. Bu gerçeği nasıl gizleyebilirler? Chen Feng'in daha önce zırhlı aracın yönünü aniden değiştirmesinin nedeni de buydu. Yaklaşırlarsa, kesinlikle keşfedileceklerdi.

Boy meselesini kolaylıkla halledebilirlerdi… Sonuçta, burada farklı boylarda bir sürü çocuk barbar vardı. Ancak, bir barbarın aurası ve görünüşü...

Qin Hai açık açık konuştu. “Bu barbarlar çok çirkin. Şeytani aynanın standartlarına göre, bu barbarların bir parçası olarak gizlice girmen senin için iyi olur. Ancak, bunun ben ve Chen Feng için işe yarayacağını sanmıyorum.”

Kong Bai: “…”

‘Lanet olsun, bundan bahsetmeyi kesebilir misin?’

Qin Hai omuz silkti. “Şaka yapıyorum. Görünüş çok büyük bir sorun değil. Asıl mesele auralarımız...”

Chen Feng gözlerini kapattı. “Aura...”

Shua!

Shua!

Şanslı Aura sessizce harekete geçti. Geçtiğimiz birkaç saat içinde, birkaç puanlık şans değeri yenilenmişti. Hala savaş için yetersizdi, ancak bu kadar basit bir sorunu kolayca çözebilmesi gerekiyordu.

“Öyleyse... Sayısız Yanılsama'nın yetenekleri arasında, buna en uygun olan hangisi?”

Shua!

Shua!

Chen Feng'in aklından sayısız bilgi geçti. Kısa süre sonra, bir şans puanı değeri tüketildi ve belirli bir bilgi kümesi zihninde sabitlendi. Kafasında basit ve pratik bir yetenek belirmişti.

Chen Feng'in gözleri parladı. “O zaman sen.” Bu, kişinin aurasını değiştirebilen küçük bir yetenekti. Enerji Ekipmanı ile birlikte kullanıldığında, kişinin aurasını değiştirebilen bir eşya yaratılabilirdi. Chen Feng bunu düşündü ve uygulanabilir olduğuna karar verdi. En azından Şanslı Aura'nın tavsiyeleri onu daha önce hiç hayal kırıklığına uğratmamıştı.

“Auralarımızın değişimini ben hallederim.” Chen Feng nefes aldı ve devam etti, “Ancak, ben meşgulken bu arabayı kullanması için başka birine ihtiyacım var.”

Chen Feng, miras diyarını çevreleyen ışıltıyı işaret etti. Eğer yeteneğini kullanmak için burada durursa, yabancı auraları burada çok uzun süre kalırdı. Kesinlikle barbarların dikkatini çekecektir. Bu nedenle, etraflarındaki oldukça iyi koruma pelerinine rağmen, havada kalan auralarını gizlemek için sürekli hareket etmeleri gerekiyordu.

Kong Bai dudaklarını kıvırdı. “Bu bir sorun değil. Araba kullanmaya çok aşinayım. O zamanlar, Akina Pass 2'de…”

Kong Bai, profesyonel bir şekilde Chen Feng ile koltuk değiştirdi ve sürücü koltuğuna oturdu. Ne yazık ki, övünmeyi bitiremeden önce, şaşkın bir ifadeyle direksiyona baktı.

“???” Kong Bai şok oldu. “Bu ne tür bir araba?”

Chen Feng omuz silkti. “Bir kum arabası. Normal bir araba kontrol edilemeyecek kadar zahmetli. Sonuçta, bu arabanın aktivasyonunu bir enerji kaynağı kullanarak sürdürüyoruz. Bu nedenle, bebek arabası gibi basitleştirilmiş bir araç işe yarar. Her durumda, sadece enerjiyi tüketerek hızla ilerleyebilecek bir şeye ihtiyacım vardı.”

“Biliyorum...” Kong Bai ağrıyan başını ovuşturdu ve sordu, “Bunlar nedir?”

Chen Feng içini çekti. “Düğmeler.” Bu kadar basit bir kontrol sistemini bile bilmiyor, yine de deneyimli bir sürücü olmakla övünmeye cesaret ediyor? Yüzün nerede? Chen Feng, Kong Bai'yi öğretmeye karar verdi. “Bak. Bu direksiyon çarkının işlevine aşina olmalısın, değil mi? Evet, yön değiştirmek için sola veya sağa çevirebilirsin. Çok basit. Bu ”vites” düğmesine gelince, drift yapmak istediğinde kullanıl…” öksürdü ve kendini düzeltip sanki hiçbir şey olmamış gibi devam etti; “Buraya fren yapmak için basmalısın. Bu, hız için kullanılır.”

Qin Hai: “…”

Kong Bai: “…”

Enerji Ekipmanı kullanılarak bir araya getirilen herhangi bir şeyi basitleştirecek olsa da, bu miktardaki basitleştirme oldukça fazlaydı, değil mi? Üzerine basmak mı? Suskunlaşan Kong Bai aşağıdaki fren pedalına baktı. Nasıl bakarsa baksın, büyütülmüş bir değişim düğmesi gibi görünüyordu. Neyse ki, bu araban bir go-karta benzeyecek kadar basitleştirilmesine rağmen, deneyimli bir sürücü olan Kong Bai'nin kontrolleri kavraması, fazla uzun sürmemişti. Yakında arabayla gezmeye başladı.

Nihayet Chen Feng yeteneğini kullanmaya başlayabilirdi. Auralarını gizleyecek bir şey üretmesi onun için oldukça basit olurdu. Buradaki sınırsız enerji arzı ve bir puanlık şans değeriyle, Sayısız Yanılsama'nın içindeki doğru yetenek ortaya çıkacaktı. Daha sonra, bu küçük yeteneği Enerji Ekipmanı ile birleştirebilirdi. Temel ve katalizör olarak az miktarda şans değeri kullanırsanız, nihai sonuç ne olur? Chen Feng beklenti içindeydi.

Hum-

Işık gözlerinin önünde dönmeye başladı. Yeteneğine sonsuz bir enerji sağlandı ve zayıf aura durmadan titreşti. Neyse ki, Kong Bai'nin sürüş becerileri oldukça güvenilirdi. Bu nedenle, yetenek kullanıldığında sızan aura, belirli bir noktada birikmek yerine tüm havaya yayıldı. Böylelikle barbarların dikkati çekilmedi. 10 dakika sonra Chen Feng üretimini bitirdi.

“Bitti.”

Önündeki kümeye beklentiyle baktı.

Hum -

Gereken enerji tam olarak sağlandığından, üç “Eşsiz Kılık Değiştirme Enerji Ekipmanı” yaratıldı. Anında, havayı dolduran parlaklık ve aura kayboldu.

Shua!

Önlerinde, üç tane kaba siyah küme belirdi.

Qin Hai onlardan birini merakla aldı. “Bu şey mi?”

Shua!

Anında, siyah küme çatladı. İçinde ne olduğunu görünce, Qin Hai'nin ifadesi bir anda değişti.