Bölüm 201: Chen Feng'in Planı

Çevirmen & Editör: ArgoGamer

Buzlu su... saldırısını mı engelledi?!

Lei Hao, sersemlemiş bir şekilde ileriye doğru baktı.

Chen Feng... buzlu suyu kontrol edebiliyor mu?

İmkansız!

Neden Buz Nehri şimdiye kadar bir efsaneydi?

Çünkü tüm yetenekleri yok edebiliyordu! Kontrol edilemez bir şey! Bunun nedeni, kontrol ile ilgili her beceri, esasen genetik bir yetenekti. Genetik yetenek kullanarak, genetik yetenekleri yok edebilen bir suyu kontrol etmek mi istiyorsun? Bu sadece bir şakaydı.

Buzlu suya gelince... Buz Nehri'nden ayrıldıktan birkaç saniye sonra etkisini kaybediyordu. Bu sadece korunamayan bir şeydi.

Bir zamanlar, her şeyi zirve durumunda koruma yeteneğine sahip biri, Buz Nehri'nden buzlu su almaya çalışmıştı.

Ancak... bu girişimi bir şaka haline gelmişti. Bunun nedeni, suyun özelliğini korumak için genetik yeteneğini kullanmış olmasıydı. Genetik yeteneği, buzlu su ile temasa geçtiği an yok olmuştu.

Kontrol etmek mi? Bunun olması imkansızdı.

Ancak, tam şu anda... Saldırıları tam Chen Feng’e inmek üzereyken, yerin altındaki buzlu su fışkırıyor ve saldırısını yok ediyordu. Her şeye kendi gözleriyle tanık olmuştu.

Tesadüf mü?

Bunun bir tesadüf olduğuna kim inanırdı?

Xiu!

Bir kez daha saldırıya geçti.

Bang!

Bir kez daha buzlu su fışkırdı.

Bir kez!

İki kez!

Bu tuhaf sahne, herkesi şok etti.

"Bu..."

Herkes, olanları ağzı açık bir şekilde izledi.

Chen Feng ve Wang Yao, yavaş yavaş uzaklaşıyordu.

Lei Hao derin bir nefes aldı. "Ölüme kur yapıyorsun!"

Buradaki buzlu su yüzünden, normal saldırıların işe yaramayacağını fark etmişti.

O zaman... Ruhsal saldırıları da engelleyebilir misin?

Sözlü Uyum Yasası, en güçlü becerisiydi. Ancak bunun dışında, birçok 4 yıldızlı ve 5 yıldızlı gizli sanatı vardı.

Örneğin: Yaşam ve Ölüm Anlayışı

Mesafeyi, alanı ve savunmayı görmezden gelen 5 yıldızlı bir gizli sanat.

Beş farklı genetik yeteneğin birleşmesiyle oluşan bu gizli sanat, hedefin vücuduna son derece güçlü bir zihinsel saldırı gönderirdi. Gerçekte bu yetenek, Sözlü Uyum Yasası'nın düşük versiyonuna benziyordu.

Bu, lanetler gibi biçimsiz bir saldırı olarak sınıflandırılıyordu.

Hum-

Lei Hao'nun yanında, güçlü bir enerji toplandı.

Lei Hao, Chen Feng'i işaret etti.

Bitti!

Herkesin kalbi titredi. Bu beceri, çoğu kişinin tanıdığı bir yetenekti. Buzlu suyun fışkırması, şans yada tesadüf olsun, herkese bir umut vermişti. Ancak, bu Yaşam ve Ölüm Anlayışı'nı nasıl engelleyebilirdi?

Chen Feng'in işi bitmişti.

Herkes umutsuzca iç çekti.

Xiu!

Birleşen tuhaf aura, Chen Feng'e kilitlendi.

Chen Feng de bu sahneyi görmüştü. Lei Hao'nun kesinlikle ölümcül bir yetenek kullandığının farkındaydı. Ancak tam o anda, yüzünde bir gülümseme ortaya çıktı.

Bitti...

Başını aşağı indirdi.

Aniden, bu küçük kıza bakarken, son derece güzel olduğunu fark etti. Görünüşü, kırmızı eteği ile birleşince, kıyaslanamayacak şekilde büyüleyici görünüyordu.

Chen Feng ona sıkıca sarıldı ve kulağına fısıldadı. "İkimiz de hayatta kalmalıyız. Kesinlikle... hayatta kalacağız!"

Pu tong!

Chen Feng havaya sıçradı. Kucağındaki Wang Yao ile, tereddüt etmeden buzlu suya atlamıştı.

Pu tong!

Su, etrafa sıçradı.

Xiu!

Lei Hao'nun saldırısı gelmişti. Ancak saldırısı, buzlu suyun ortasında kayboldu. Hangi saldırıyı kullandığına bakılmaksızın, Chen Feng ve Wang Yao’ya ulaşamazdı.

"Bu..."

Herkes, endişeli bir şekilde bağırdı.

Nehre atlamak mı?

Buz Nehrine atlamak mı?

Bu adam çıldırmıştı!

Birisi, Buz Nehrine atladığında, hiçbir genetik yetenek kullanamazdı. Sadece sıradan bir insan gibi nehrin akıntısıyla ilerledi...

Bunu yapan kişilerin hayatta kalma şansı sıfırdı!

Bang!

Chen Feng ve Wang Yao nehrin akıntısına kapıldı ve bir anda gözden kayboldular.

Kayboldular!

Son anda, herkes, Chen Feng ve Wang Yao'nun bedenlerinin buzla kaplandığını görmüştü.

Burası Buz Nehriydi! Hayal bile edilemeyecek kadar soğuk olan bir su kütlesiydi.

O zamanlar, F-sınıfından A-sınıfına kadar binlerce savaşçının buzlu suya düştüğüne dair söylentiler vardı. Hiçbiri canlı olarak dönmemişti.

Bir kişinin genetik yetenekleri olmadan, vücut kalitesi ne kadar yüksek olursa olsun, hala ölecekti. Bunun nedeni, Buz Nehrine düştüğü an, hemen buz topuna dönüşecekti. Daha sonra, bu buz kütlesi derinlere batmadan önce, akıntıyla beraber sürüklenecekti. Ya da bekli... Buzlu suda yaşadığı söylenen mutasyona uğramış efsanevi canavarlar tarafından yutulacaktı. Hayatta kalmak için hiçbir umut yoktu.

Uzakta,

Lei Hao kaşlarını çattı. "İntihar mı?"

Bu çocuğun aslında Buz Nehrine atlamasını hiç beklemiyordu. Efsanelere göre, Buz Nehrine atlayan hiç kimse hayatta kalamazdı.

Bilekliği titredi.

Lei Hao ekrana baktı. Genetik Birlikten uzmanlar neredeyse gelmişti.

"Koş!"

Lei Hao alaycı bir şekilde gülümsedi. Ayrılmadan önce soğuk bir şekilde, Hou Liang ve diğerlerine baktı.

Wang Yao buzlu suya düştüğünden, görevleri tamamlanmıştı. Şimdi, geri çekilme zamanıydı.

Shua!

İkisi, hızlı bir şekilde ayrıldı. Ayrıldıktan kısa bir süre sonra, çok sayıda korkunç aura ortaya çıktı. Nihayet, Genetik Birlikten uzmanlar gelmişti.

"Nereye kaçtığını sanıyorsun?"

Bang!

Gökyüzünde bir siluet ortaya çıktı ve boşluğu parçaladı.

Hum-

Yırtılan boşlukta, hızla kaçan Lei Hao ve yoldaşı vardı.

"Sen!"

Lei Hao, yeni gelen kişiyi görünce, ifadesi büyük ölçüde değişti.

Kaç!

Sözlü Uyum Yasası'nı harekete geçirdi ve tüm hızıyla kaçtı!

Önceden hazırladığı Sözlü Uyum Yasası bir anda parladı ve ışık hızında kaçmaya başladı. Daha önce kendisini kurtaran arkadaşına gelince? Lei Hao onu hiç umursamadı.

Bang!

Sonsuz yıldırımlar aşağı düştü.

"Lei Hao!" o kişi öfkeyle bağırdı. Göksel Beden Kalkanı'nı harekete geçirdi. Ancak, ölmeden önce sadece iki saniye dayanabildi.

Pu!

Göksel Beden Kalkanı parçalandı. A-sınıfı uzman ölmüştü.

Ölmeden önce, ikinci bir yetenek kullanma şansı bile yoktu.

"Hmph!"

Genetik Birliğin uzmanları, bakışlarını Lei Hao’nun kaçtığı yere sabitledi. Ardından, son derece hızlı bir şekilde peşinden gittiler.

Aynı zamanda, bazı uzmanlar geride kalmıştı.

Burada meydana gelen olaylar yüzünden, sadece Hou Liang'ın grubu değil, yakındaki kamplarda çalışan herkesin tahliye edilmesi gerekiyordu.

"Onları kurtarmak mümkün mü?"

Hou Liang, aceleyle Buz Nehri'nin önüne geldi.

"Maalesef." herkes iç çekti. "Genetik Birlik, Buz Nehri hakkındaki bilgileri her zaman saklamıştır. Bu, insanlığın asla dokunmayı başaramadığı bir şey. Dolayısıyla, sadece mühürleyebildik. Mühür yok olduğuna göre... Yakında tüm Aşırı İzlanda sular altında kalacak."

Bang!

Bang!

Uzakta, zemin titredi.

Buzlu su yerden fışkırdı.

Herkesin ifadesi ciddileşti.

Buranın, sınırsız buzlu suyla kaplanacağını biliyorlardı.

Bütün Aşırı İzlanda, devasa bir nehre dönüşecek ve bu bölgede, tüm genetik yetenekler etkisiz hale gelecekti. Dolayısıyla, burası artık yasak bölge olacaktı.

Wang Chun buzlu suya baktı. "Chen Feng..."

"Gidelim." Hou Liang iç çekti, kendini biraz suçlu hissetti. "Benim hatam yüzünden..."

Wang Chun sessiz kaldı. Böyle bir şeyin gerçekleşeceğini kim tahmin edebilirdi?!

Gizemli organizasyon...

A-sınıfı uzmanlar...

"Shen Yi." Wang Chun aniden bakışlarını yoğunlaştırdı. "Güçlenmeme yardım et. Daha güçlü olmalıyım! Herkesi çağırmak istiyorum! Bu gizemli organizasyonu yok edeceğim!"

Wang Chun'un bakışları oldukça kararlıydı.

Başlangıçta, yeterince güçlü olduğuna inanmıştı. Kendinden yüksek sınıftaki kişilere meydan okuma yeteneğiyle oldukça gurur duyuyordu. Ancak gerçeklik, yüzüne ağır bir tokat atmış ve onu uyandırmıştı.

Burası, tehlikelerin kol gezdiği bir dünyaydı!

Eğer hayatta kalmak istiyorsa... Daha güçlü olmalıydı!!

Wang Chun derin bir nefes aldı. "Chen Feng..."

"Gidelim!"

Shua!

Wang Chun, Hou Liang ve diğerleriyle birlikte gitti.

Aşırı İzlanda'da, sonsuz buzlu su yerden fışkırdı. Kısa bir süre içinde, yerdeki çatlaklar genişledi ve sonunda parçalandı. Tüm Aşırı İzlanda, devasa bir nehre dönüşüyordu.

Bang!

Bang!

Aşırı İzlanda'nın tamamı ortadan kayboldu. Onun yerine, Buz Nehri geldi.

Uzun bir süre sonra, akan su sakinleşti. Gözün görebildiği kadarıyla, sadece buz mavisi bir alan vardı.

Burası Buz Nehriydi.

Efsanelerde, insanlığın yasak alanı!

Aynı zamanda, Buz Nehrinin belirli bir yerinde, birbirine iyice sarılmış iki siluet, durmaksızın batıyordu.