Bölüm 150: Kim Kimi Öldürecek?

Çevirmen & Editör: ArgoGamer

"Elveda," Zhao Tian soğuk bir şekilde bağırdı.

Kararını verdiğinden beri tereddüt etmeyecekti.

Eğer biraz daha gecikirse, yeteneğe değer veren bazı yaşlılar, büyük olasılıkla savaşa müdahale edeceklerdi.

Bu nedenle, Chen Feng'i mümkün olduğunca hızlı bir şekilde öldürmek zorundaydı!

Shua!

Chen Feng hala Zhao Tian'ın sözlerini anlamaya çalışırken, Zhao Tian anında saldırıya geçti. Tamamen silahlı vücudu harekete geçti ve kılıcını Chen Feng’e doğru savurdu.

Bang!

Kılıç saldırısı, korkunç bir şekilde indi.

"Ka!"

Gökyüzü titredi.

Böyle güçlü bir saldırı altında, mükemmel olmayan sayısallaştırılmış dünya, her an çökecek gibi görünüyordu.

"Kötü bir şey olacak!"

Tüm izleyiciler tedirginleşmişti.

Dijital savaşın oldukça tehlike olduğunu biliyorlardı. Ancak, Zhao Tian'ın Chen Feng gibi bir acemiye karşı bu kadar kısır olmasını hiç beklememişlerdi.

Sersemlemiş bir şekilde hiç hareket edemeyen Chen Feng’e baktıkları zaman, herkesin kalbi titredi.

Chen Feng...

Dijital savaşlar hakkında hiçbir şey bilmiyordu!

Bu yerden nasıl ayrılacağını veya nasıl savaşacağını bilmiyordu!

Hayır.

Daha doğru olmak gerekirse, ona tamamen yabancı olan sayısallaştırılmış dünyaya girdiğinden beri, Chen Feng tamamen sersemlemiş gibi görünüyordu.

Bu kılıç saldırısıyla, muhtemelen işi bitmişti.

Aynı zamanda, sanal şirket binasının en üst katında.

"Neler oluyor?"

Gao Yun Feng'in yüzü soldu. "Teslim olması ile ilgili mesaj nereye gitti? Chen Feng'e göndermediniz mi?"

"Hayır, Chen Feng'e gönderdik."

Teknisyen acı bir şekilde gülümsedi. Yaptığı ilk şey, aceleyle Chen Feng'e göndermekti. Bilinmeyen nedenlerden dolayı, Chen Feng hiç tepki vermemişti.

Eğer öyleyse, neden bir şey yapmadı?

Gao Yun Feng oldukça endişeliydi.

Zhao Tian, mesaj iletimlerini engellemek için bazı yöntemlere sahip olabilir mi? Ama bu bir sistem bildirimiydi! Ancak, bu dünyada çok fazla gizemli yetenek olduğundan, kimse bundan emin olamıyordu.

Shua!

Gao Yun Feng, Chen Feng'e doğru inen korkunç kılıç saldırısına baktığı zaman, kalbi titredi. Chen Feng böyle mi ölecek? Her zaman, Chen Feng'in şampiyon olmaya nitelikli olmadığını düşünmüştü. Ancak bu, Chen Feng'in yaşı yüzündendi.

Chen Feng'in yetenekleri, kimsenin inkâr edemeyeceği bir şeydi!

'Çabuk!! Teslim ol!' Gao Yun Feng içten içe mırıldandı.

Bu son mücadele olduğundan, kimse maça karışamazdı. Kuralları belirlemiş olan kendisi bile, sadece endişeli bir şekilde izleyebilirdi.

Şu anda, Chen Feng aniden elini kaldırdı ve Zhao Tian'a işaret etti.

"Sonunda tepki gösterdi mi?"

Zhao Tian alaycı bir şekilde güldü. "Çok geç!"

Bang!

Korkunç kılıç ışını indi.

Bang!

Dünya titredi.

"Chen Feng öldü mü?"

Herkes tereddütle sahneye baktı ve topluca hayrete düştüler.

Bu...

Tanrım!

Ne görmüşlerdi?!

Bu nasıl mümkün olabilir?!

Sayısız insan o kadar şok oldu ki hepsi ayağa kalktı.

"Lanet olsun!"

Gao Yun Feng o kadar şaşırmıştı ki neredeyse küfür edecekti.

Sayısallaştırılmış dünyada, Chen Feng hala aynı yerinde duruyordu.

Ona doğru inen kılıç ışını paramparça oldu ve sayısız gen parçasına dönüştü. Bunun yerine, Chen Feng'den çok uzak olmayan Zhao Tian'ın başında, parmak büyüklüğünde bir delik ortaya çıktı.

Zhao Tian'ın bedenindeki tüm ekipmanlar paramparça olmuştu.

"Bu nasıl mümkün olabilir..."

Zhao Tian gözlerini o kadar geniş açtı ki, sanki bir hayalet görmüş gibiydi.

Yenildi mi?

Chen Feng tarafından mı yenildi?

Dahası, sayısallaştırılmış dünyada mı yenildi?!

Bu nasıl mümkün olabilir!

Chen Feng açıkça sayısallaştırılmış dünyada bir çaylak idi!

Şu anda.

Xiu.

Kırmızı bir ışık ortaya çıktı.

Ancak şimdi, Chen Feng'in elindeki göz kamaştırıcı kırmızı ışık parçasını fark etti. Sanki yaşayan bir varlık gibi Chen Feng'in etrafında dolaşıyordu.

"Bu da ne..." Zhao Tian mırıldandı.

Şimdi hatırladı.

Daha önce, kendisini delen şey tam olarak buydu.

O anda, vücudundaki tüm gen ekipmanları çöktü.

Bu şey...

"Bu toprak parçasında farklı bir şey olduğunu hissetmedin mi?" Chen Feng aniden, yüzünde bir gülümsemeyle sordu.

"Ne?" Zhao Tian'ın ifadesi büyük ölçüde değişti. "Bu, senin sayısallaştırılmış dünyan!"

"Doğru," Chen Feng soğuk bir şekilde konuştu. "Sayısallaştırılmış dünyama, sadece bir parça toprak inşa ettim ve tek bir saldırı yöntemi kurdum. Her ikisi de oldukça kullanışlı."

Zhao Tian'ın yüzü soldu.

Yani durum böyle!

Bu toprak parçası...

O parlak ışık...

Aslında Chen Feng'in dijital savaş yöntemi!

Hiç bir temelinin olmadığına inandığı Chen Feng, aslında çok güçlü dijital savaş yöntemlerine sahipti.

Chen Feng ile dijital savaşta rekabet etmek mi?

Sadece ölüme kur yapıyordu.

Şu anda, bunu gören herkesin ifadesi büyük ölçüde değişti. Kimse, böyle bir şeyin olmasını beklemiyordu. Daha önce Chen Feng için endişelenenler ve dua edenler vardı. Göz açıp kapayıncaya kadar, her şey ortaya çıkmıştı?!

Tek bir el hareketiyle, Zhao Tian'ın sahip olduğu her şeyi yok etmişti.

Tek bir ışık ışını ile, Zhao Tian'ı deldi.

Bu ikisinin dijital savaş yöntemleri, tamamen farklı ligdeydi!

"Çok güçlü!"

"Çoook havalı, ah ah ah ah ah ah!"

"Hepiniz nasıl hissettiğimi bilmiyorsunuz. Bu, lunaparktaki hız trenine binmek gibi. Bir saniye önce, Chen Feng'in öleceğini düşünmüştüm. Ancak bir sonraki an, şaşırtıcı bir şekilde karşı saldırı yaptı!"

"Lanet olsun, çok güçlü."

Sohbet, çılgın bir şekilde spam edildi.

"Sen..." Zhao Tian'ın gözlerinde soğuk bir parıltı ortaya çıktı. "Bu gerçekten senin mi?"

Hile yapıyor olabilir mi?

Gen Üretim Derneği, üreticinin kendisine ait olan her yönteme izin verecektir. Ancak, başkalarına ait olan bir şeyin kullanılmasına izin verilmiyordu.

Bu anlaşılabilirdi.

Eğer bir yaşlı, kendisine ait bir yöntemi başkasına öğretecek olsaydı, bu kabul edilebilirdi. Ancak, kişi, sadece son dakikada kendine ait olmayan gücü ödünç alsaydı?

Buna kesinlikle izin verilmiyordu!

Örneğin...

Wang Yue'nin daha önce kullandığı erik çiçeği. Bu, kurallara aykırıydı!

Chen Feng gerçekten bu kadar güçlü müydü?

Zhao Tian bundan şüphe etti.

"Sadece bir acemi olduğun gerçekten de doğru olabilir. Ancak daha önce, bir uzman bu ışık parçasını vücuduna bırakarak sana yardımcı olmuş olabilir."

Zhao Tian bunu kabul edemezdi.

Dijital savaşa girme yöntemini öğrenmek için çok fazla zaman harcamıştı. Orta düzey üreticiyi aşması ve dijital savaş yöntemlerini öğrenmesi, son derece zor bir şeydi!

Chen Feng'e gelince?

Acemi bir üretici?

Bu nasıl mümkün olabilir!

"Öyle mi?"

Chen Feng sadece gülümsedi.

Xiao Ying, Chen Feng’in ruhsal dünyasına girdiğinden beri; Chen Feng, Xiao Ying ve kendi ruhsal bağının giderek daha da yakınlaştığını hissediyordu. Xiao Ying, yavaş yavaş kendi ruhsal enerjisi ile asimile olmaya başlamıştı. Sonunda, Xiao Ying ruhsal enerjisinin bir parçası haline gelmişti!

Hile mi?

Ne şaka ama!

"Peki, sen ne düşünüyorsun ?"

Chen Feng elini kaldırdı.

"Hum—"

Sayısallaştırılmış dünyada; Chen Feng tarafından paramparça edilen ve kontrolsüz kalan gen parçaları, yavaş yavaş Chen Feng'e doğru ilerledi.

"Yoğunlaş!"

Chen Feng havayı işaret etti.

Shua!

Bu gen parçaları, bir kez daha büyük bir kılıç şekline yoğunlaştı.

"Bu nasıl mümkün olabilir?!" Zhao Tian, yüzünde çirkin bir ifadeyle bağırdı.

Bu, dijital savaş yöntemlerinin en temeliydi. Ancak, bu gen parçalarını, kendi sayısallaştırılmış dünyasının bir parçası haline getirmek çok uzun bir süreçti.

Zhao Tian bunun için bir ay harcamıştı!

Chen Feng'e gelince...

Sadece bir saniye kullanmıştı.

Gözünün önündeki gen parçaları, rakibi tarafından bir silaha dönüşüyordu.

Hile mi?

Herhangi bir ihtiyaç var mıydı?

İkisinin dijital savaş yöntemleri tamamen farklı seviyedeydi!

Zhao Tian... yenilmişti.

Tamamen yenildi.

Chen Feng yavaşça, "Ancak, daha önce söylediğin sözler bana bir şeyi hatırlattı." dedi. "Bu yüksekliğe ulaşmak senin için oldukça zor olmuştur. Bu nedenle, tüm bu hazinelere sahipsin. Dahası, sen kısır ve acımasız bir insansın. Yani, bana karşı intikam almak için kesinlikle bir fırsat arayacaksın. Dolayısıyla..."

İyi değil!

Zhao Tian'ın kalbi titredi. Chen Feng kendisini öldürmek istiyordu!