Bölüm 132: Mu Yuan'ın Aşk Hikayesi

Çevirmen & Editör: ArgoGamer

Bu...

Gao Yun Feng, gözlerinin önündeki gen verilerine boş boş baktı.

Sonunda, Chen Feng'in benzeri görülmemiş derecede olağanüstü iyileştirmeyi nasıl gerçekleştirdiğini anladı. Ayrıca, Chen Feng'in bu başarısının sadece bu sanal dünyada mümkün olduğunu anlamıştı.

Gerçek dünyada, bir kişinin enerji kaynağı olarak kullanması için ülkenin deposunu kim açar?

Bu imkansız olurdu.

Şaşırtıcı bir etkiye sahip olmasına rağmen, bu genin enerji tükenmesi oldukça korkunçtu!

Dahası, çok fazla kaynak harcamak lazımdı.

Hangi yönden bakılırsa bakılsın, bu, kullanmaya değmeyen son derece saçma bir gen reaktifi gibi görünüyordu. Ne yazık ki, krallığın bakış açısından, bu gen reaktifinin kullanımı tamamen makul ve adildi!

Dahası, onlar için mükemmel gen reaktifiydi.

"İşler nasıl bu hale geldi?"

Gao Yun Feng oldukça şaşkındı.

Kural ihlali mi?

Chen Feng'in yaptığı her şey kurallara uygundu!

Kusursuz bitirme!

Kendisi bile herhangi bir kusur bulamadı. Birisi ayarladığı kurallara uyup böyle bir mucize yarattığında, başka ne diyebilir ki?!

Komuta merkezinde, odadaki ruh hali donma noktasına ulaştı.

Teknisyenler boğuluyormuş gibi hissetti.

Uzun bir süre sonra, Gao Yun Feng çaresizce konuştu, "Sonuçları duyurun." dedi.

"Ne?"

Herkes sersemledi.

"Sonuçları duyurun! Chen Feng hile yapmadı, onun verileri tamamen normal! Hala herhangi bir şüphesi olan varsa, buradaki kayıtları gen reaktifi ile birlikte gönderin."

Gao Yun Feng'in çirkin bir ifadesi vardı.

"Oh—"

Herkes, Gao Yun Feng'e şaşkın bir ifadeyle baktı. Her zaman korkunç bir öfkeye sahip olan Gao Yun Feng'in aslında bunu kabul edeceğine inanamamışlardı.

"Hepiniz neye bakıyorsunuz!?" Gao Yun Feng bağırdı. "Ben yanlışla doğruyu ayırt edemeyen biri miyim? Evet, öfkem oldukça kötü. Ancak, neyin doğru neyin yanlış olduğunu biliyorum. Bu turun ilk sırasını Chen Feng hak etti. Kimse onun elinden alamaz!"

"Anlaşıldı."

Herkesin yüzlerinde saygılı ifadeler vardı.

"Hmph." Gao Yun Feng soğuk bir şekilde homurdandı. "Ancak, bu çocuk beni birkaç kez kışkırttı. Daha sonra, kesinlikle ona bir ders vereceğim."

Herkes: "..."

Yan tarafta, yaşlı adam tüm bu gelişmeleri yüzünde bir gülümseme ile izliyordu.

'Chen Feng... ne ilginç bir çocuk.'

Şu anda, ‘Chen Feng'i raporlama' olayı muhteşem bir şekilde ilerliyordu.

Sonunda on milyonlarca rapor kaldırıldı. Gen Üretim Derneği'nin yönetimi araştırmalarını serbest bıraktı. Herkes, sinirli bir şekilde yayınlanan bilgilere bakmaya başladı.

Daha sonra -

Herkes sersemledi.

"Veriler doğru mu?"

"Hiçbir anormallik bulunamadı mı?"

"Chen Feng ilk sırayı mı hak ediyor?"

Herkes neredeyse orada isyan etti.

Neyse ki, bu duyurunun altında, son anların kaydı da vardı. Herkes, yüzlerinin her yerinde güvensizlik ile kaydı açtı. Sonra, şaşırtıcı bir sahne gördüler.

Tek bir ışık ile, saraydaki yaralı olan her kişi iyileşti.

Chen Feng, bu başarıyı elde etmek için, son derece güçlü bir gen reaktifi kullanmıştı!

"Böyle güçlü bir genin var olması nasıl mümkün olabilir?"

"Evet, herkesi iyileştirmek için, en az B veya A-sınıfı bir gen reaktifi gerekli, değil mi? Hile yapmadan, Chen Feng böyle bir gen reaktifi üretebilir mi?"

"Evet!"

Sayısız insan öfkeliydi.

Genetik yetenekler, gerçekten de sınıflarının üstünde gen reaktifleri üretmesine yardımcı olabilirdi.

Ancak, sadece tek bir sınıfı atlamakla sınırlıydı.

Eğer bir kişi, kendi sınıfının üstünde iki veya daha yüksek bir reaktifi üretmeye çalışırsa, kişinin sahip olduğu ruhsal enerji, üretim gereksinimlerini karşılamak için yetersiz olurdu. Böyle bir üretimin başarılı olması nasıl mümkün olabilir?!

Chen Feng hangi sınıftaydı? E-sınıfı!

Ayrıca, daha yeni E-sınıfı olmuştu!

Bu nedenle, Chen Feng'in böyle bir gen reaktifi üretebildiğine inanmayı reddettiler. İçgüdüsel olarak hepsi, bu yarışmada kendilerinden gizlenmiş bir şey olduğuna inanmakta ısrar etti.

Şu anda, Gen Üretim Derneği serbest bıraktıkları son bilgileri yayınladı; Chen Feng'in ürettiği gen reaktifi hakkında ayrıntılı bilgi.

"Hua—"

Bu bilgi parçası, tüm dünyayı bir kargaşaya sürükledi.

"Bu..."

"Lanet olsun, böyle bir gen var mı?"

"S*ktir, şimdi hatırladım. Chen Feng daha önce, tüm enerji depolarının saraya taşınması için krallıktaki herkes emir verdi. Yani bunu, gen reaktifini aktive etmek için mi yapıyordu?!"

"Sadece bu değil, tüm yaralıları sarayda topladı."

"Lanet olsun!"

Herkes aniden ne olduğunu fark etti.

Bu yüzden Chen Feng'in yaptığı her şeyin, son hamlesi için hazırlık olduğunu anladılar!

Yüksek miktarda enerji kaynağı ve yüksek miktarda yaralı insan toplamak için hiçbir şey yapmadan bütün gün bekledi. Ardından, bu gen reaktifinin bir anda en güçlü etkiyi göstermesini sağladı!

Bu...

Kesinlikle buna değer!

Herkes şok oldu.

Sonunda, Chen Feng'in 1200 puanının nereden geldiğini anladılar. Kuralları görmezden gelmiş gibi görünüyordu, ancak bir mucize yaratmak için kendi yöntemini kullanarak kuralları takip ediyordu!

"Ama..."

"Neden Gen Bankasında böyle bir formül var?"

Bazıları şüpheli hissetti.

Ancak kısa bir süre sonra, bu formülün gerçek verileri serbest bırakıldı. Chen Feng tarafından üretilen genden farklıydı.

"Değerlendirmeden sonra, bu gen, Icefox geni kullanılarak üretilmiş. Yani Gen Bankasında mevcut değil. Bu genin, Chen Feng tarafından yaratılan yeni bir formül olması çok muhtemel."

Bu haber yayınlandı an, bir kez daha bir kargaşaya neden oldu.

Yeni formül!

Chen Feng aslında yeni bir formül yaratmıştı!

Bazıları hayranlıkla haykırdı. "Her geçen gün, yeni formüller ortaya çıkıyor. Ancak, böyle yeteneği olan bir formül…"

Bazı araştırmacılar, "Yaşadığı çeşitli sınırlamalar nedeniyle gerçek dünyada çok fazla kullanılmamasına ve seri olarak üretilememesine neden oluyor. Bazı özel durumlarda, büyük bir kullanımı olabilir."

Qin Hai ve diğerlerinin hayranları bile sersemledi ve söyleyecek bir şey bulamadılar.

Her şey kurallara uygundu!

Kahramanca ilk sırada yer aldı!

Yeni bir formül bile yaratmıştı. Kim bununla yarışabilir ki? En azından bu turda, kimse bununla rekabet edemezdi. Bunu sorgulamak mı? Neye dayanarak?!

Kısa bir süre sonra, haberler açıklandı.

Her türlü gazete ve medya kuruluşu bu haberi yaymaya başladı. Bir kez daha, Chen Feng'in popülaritesi büyük ölçüde arttı. Dahası, popülaritesi Qin Hai'yi aştı ve mevcut neslin mucize yaratıcısı oldu.

Daha sonra, eleme mekanizması resmen aktive edildi.

Havada, büyük ışık ekranındaki sayılar bir skorda durmadan önce titredi: 136 puan.

Daha az puanı olanlar direk elenecek!

Shua!

Sayısız katılımcının ismi karardı.

Eleme tamamlandı.

Şu andan itibaren, üçüncü tur sona ermiş ve ilk 100 ortaya çıkmıştı. Bir kez daha, Chen Feng ilk sırada yer aldı.

Sanal şirket binasında, bazı katılımcılar şaşkın bir ifadeyle ayrılıyorlardı. Açıkçası, bu şekilde elendiklerine inanamıyorlardı. Aralarında, ilk 100'e girmiş gibi sevinen bazıları da vardı.

Bu, Acemi Gen Yarışmasında en iyi 100 idi!

En yüksek kalitede rekabet.

Chen Feng çıktığı zaman, sadece Zhang Wei onu bekliyordu.

"Chen Feng."

Zhang Wei ona sıkı bir şekilde sarıldı.

Üst üste iki kez ilk sırada yer almak ve en iyi 100'e girmek. Bu, Altın Şehrin daha önce hiç elde etmediği bir başarıydı. Dolayısıyla, bu durum onlar için çok şey ifade ediyordu. Gelecek yıl, Acemi Gen Yarışmasında Altın Şehir'e tahsis edilen kota, hayal edebileceklerinden çok daha yüksek olacaktı!

Chen Feng gülümsedi. "Diğerleri nerede?"

Zhang Wei, "Zhang Lin gen üretmek için inzivaya çekildi. Mu Yuan ise son zamanlarda kız arkadaşıyla meşgul." dedi.

Chen Feng istemeden güldü. Mu Yuan gerçekten de tavşan kulaklı kıza bağlanmıştı.

"Hadi gidelim." Zhang Wei, Chen Feng'in omzuna dokundu ve, "Onlarla uğraşma. Bu birkaç günde, elde ettiğin ilk sıra yüzünden çok fazla tartışma oldu. Birçok medya kuruluşu seninle röportaj yapmak istiyor. Ancak, hepsini reddettim. Önümüzdeki üç gün içinde, düzgün bir şekilde dinlenmen ve hazırlık yapman gerek. Üç gün sonra, bir sonraki tur başlayacak. Elinden gelenin en iyisini yapsan yeterli."

"Mhm." Chen Feng hafifçe başını salladı.

‘Dördüncü tur, ha...’

Dört gözle bekliyordu.

İkisi de otele döndü.

Şaşırtıcı bir şekilde, boş olması beklenen odada, bir siluet pencereden boş boş bakıyordu. Keder ve donukluk yüzünün her yerine yayılmıştı.

Mu Yuan?

Chen Feng ve Zhang Wei birbirine baktı.

"Görünüşünden, terk edilmiş gibi görünüyor?" Zhang Wei fısıldadı.

Chen Feng hafifçe başını salladı. "Bu beklediğimden daha hızlı."

Tavşan kulaklı kızı gördüğü andan itibaren tuhaf bir şey hissetmişti. Mutantlara karşı önyargısından dolayı olup olmadığından emin değildi, ama kız hakkında kötü bir izlenimi vardı. Ancak, her zaman Mu Yuan'ı çok heyecanlı gördüğünden, bir şey yapmamıştı.

Mu Yuan'ın sevgisini kaybetmesine gelince...

Başarısızlığı tatması hala iyi bir şey. Deneyim kazanmış olur.

Mu Yuan onları fark etti. "Hepiniz geri mi döndünüz?"

Chen Feng hafifçe başını salladı. "Mhm."

"Aşkımı kaybettim," dedi Mu Yuan boş boş.

Chen Feng ve Zhang Wei birbirine baktılar. "Öyle mi?"

"Biliyor musunuz? Birkaç gün boyunca çok samimi olduk, ancak, sürekli ona dokunmama izin vermeyi reddetti. Bu nedenle, bugün onu biraz alkol içmeye davet ettim. Aslında, alkolü kendime biraz cesaret vermek için kullanmayı planlıyordum."

Mu Yuan'ın şaşkın bir ifadesi vardı.

Chen Feng'in merakı kırıldı. "Sonra ne oldu?"

"Sonra sarhoş oldu. Ve ardından, soyunduk..."

Mu Yuan'ın ifadesi daha da çirkinleşti.

"Sonra? Sonra?" Zhang Wei heyecanla sordu.

Chen Feng: "..."

‘Zaten bu yaştasın, bu kadar heyecanlanmak zorunda mısın?’

"Sonra..." Mu Yuan, hayatının aşkını kaybetmiş bir ifadeye sahipti ve "Eteğinin altında, benimkinden daha büyük bir çubuğun olduğunu fark ettim..."

ÇN: WTF!!?

Shua!

Bütün dünya şu anda sessizliğe batmış gibi görünüyordu.

Oteldeki ruh hali bir anda dondu.

‘Seninkinden daha mı büyük? S*ktir! Onun hakkında garip bir şey hissetmeme şaşmamalı.’

Chen Feng ve Zhang Wei birbirine baktı. Böyle şeylere, nasıl cevap vermeli?

"Bir şişe gen reaktifi mi çıkardı?" Chen Feng dikkatle sordu.

Bu durumun garipliğini azaltmaya çalışıyordu.

Ancak, Zhang Wei karşı koyamadı ve gözlerini devirdi.

‘Bu ne s*kik bir gen reaktifi? Eteğinin altından bir gen reaktifi çıkarsa daha garip olurdu, değil mi? Dahası, bu sözlerinle, Mu Yuan’ı daha da utandırıyorsun.’