Bölüm 11: Üstün Gen

Çevirmen & Editör: ArgoGamer

"Başarılı!"

Chen Feng oldukça heyecanlanmıştı; gerçekten zirve nitelikliydi!

Bir özellik puanını artırmak ne kadar zordu? Sayısız insan, sadece uzun süre çalışarak bir puanlık bir artış elde edebilirdi. Bu, özellikle halk tabakası için doğruydu. Bu nedenle, bir güç puanı ve beden puanı, Ahşap-Ayı geninin orijinal fiyatını 5.000 yuan'dan 10.000 yuan'a yükseltti.

"Yeterince eminim..."

"Gen arama aşamasında Şanslı Aura’yı kullandıktan sonra özellikler arttı!"

Chen Feng hoş bir sürprizle karşılaştı.

Bu gün, Chen Feng Şanslı Aura kullanmamıştı, bu yüzden şans değerleri oldukça fazlaydı. Bu nedenle, Chen Feng kalan malzeme setleriyle üstün özellikli Ahşap-Ayı geni üretmek için, altı puan şans değeri kullandı.

Chen Feng hesapladı. “Dün sattıklarımla ve bunların hepsini satarak, kabaca 10.000 olacak.”

Ertesi gün.

Chen Feng sanal topluluğa girdi.

Dün koyduğu sekiz gen reaktifi zaten satılmıştı. Sanal dükkanın önüne geldi, satılık genler koymayı planlıyordu. Ancak beklenmedik bir şekilde, bir uyarı penceresi açıldı.

"Bu gen dükkanı tarafından kara listeye alındınız. Burada satış yapmanız yasaktır."

Havada, yarı saydam bir pencere ortaya çıktı. Chen Feng hayrete düştü. Aynı zamanda, bir bildirim alan King Kong, parlak bir siluete dönüştü ve bir kez daha ortaya çıktı. Bu sahneyi görünce yürekten güldü.

"Hahaha."

"Dün çok dizginsiz değil miydin? Ben, büyükbaban, bugün kısıtlama emri hizmetlerini aldım! Şu andan itibaren, senin gibi çaylaklar burada alışveriş yapmayı unutabilir!"

King Kong çok memnun oldu.

Dün, neredeyse Chen Feng tarafından ölümüne çileden çıkarılmıştı. Kararını verdikten sonra, o gece katma değerli hizmet aktive etti ve sadece, onun bu hayal kırıklığını görmek için bütün bir gün bekledi!

"Senin gibi zayıf bir çaylak gen üreticisi, caddenin karşısındaki Rüzgar Köşkü kadar değersiz!"

"Benim dükkanımda mı satmak istedin?"

“Saçma!” King Kong küçümseyerek söyledi.

"Oh," Chen Feng ilgisizce söyledi ve sonra dönüp uzaklaştı.

'Oh' mu?

King Kong gözlerini genişçe açtı. Sadece bir "oh" ile mi bitti?

Bu adamın öfkeyle patlaması gerekmiyor mu? Bütün bir gün bekledi ve hatta istemeyerek kısıtlama hizmeti almıştı. Sadece "oh" dedi ve böylece mi gitti?

Hayır, bu yanlıştı!

‘Bu p*ç kesinlikle rol yapıyor. Bu durumdan sonra çok kızgın olmalı, ama öfkesini önümde göstermek istemedi, bu yüzden çok sakin ve rahat gibi davrandı. Mhm, gerçek bu olmalı.’ King Kong içten içe düşündü.

Aynı zamanda, Chen Feng geri döndü.

"Tekrar mı döndü?"

King Kong gururlu bir şekilde, "Nasıl? Hala çok kızgın hissediyorsun, değil mi? Hahaha. Ben, büyükbaban, bana çok kızgın olmakla ilgili şu anki ifadenden hoşlanıyorum ama sen hiçbir şey yapamazsın."

"Hayır, sadece bir şey sormak istiyorum," Chen Feng kayıtsızca söyledi. "Daha önce bahsettiğin Rüzgar Köşkü nerede?"

"O değersiz Rüzgar Köşkü mü?"

King Kong alaycı bir şekilde güldü. "Mhm, tam ters istikamette. Oradaki patron sizin için çok daha uygun. İkiniz de ahlaki açıdan çöplerle karşılaştırılırsınız! Sakin davranmanın yanı sıra, ikinizin de bildiği başka bir şey yok!"

"Oh."

Chen Feng başını salladı, döndü ve gitti.

Başka bir "oh" mu?

King Kong gözlerini genişçe açtı ve kalbinde belirsiz bir alev ortaya çıktı.

Lanet olsun!

Belli ki bu p*ç sinirlenmişti. O halde, neden hiç öfkelenmiyordu? Ve özellikle Rüzgâr Köşkünün nerede olduğunu sormak için mi gelmişti? Bu p*ç gerçekten Rüzgar Köşküne gitmeyi planlamıyordu, değil mi?

O kadar anlamsız olamaz, değil mi?

Eğer öyleyse, gerçekten gidip rakibin üzerine felaket getirirse...

"Hehe."

Chen Feng'in karşı tarafa ulaşmasını izlerken, King Kong bir göz atmaya karar verdi.

Rüzgar Köşkü, küçük bir gen dükkanı.

King Kong girdiği an, Chen Feng'in ayrılmadan önce birkaç kez parmağıyla boş havaya dokunduğunu gördü. Bilinçaltında çevresine baktı. Küçük, boş gen mağazası hızla doldu. Boş raflarda, yepyeni bir cam şişe gen reaktifi göründü.

"Bu p*ç gerçekten aptal."

King Kong emindi.

Gerçekten sözlerini dinleyip rakibine felaket mi getirecekti?

Bununla, kayıplarını telafi ettiği düşünülebilirdi.

"Haha!"

"O çöp Windchanter, bakalım bundan sonra nasıl havalı davranmaya devam edebilir."

ÇN: Windchanter, Fransızcada “şarkı söyleyen rüzgar” demek.

King Kong hemen tazelenmiş hissetti.

Ancak, ayrılmadan önce, bilinçaltında bir göz atmak için bir Ahşap-Ayı genine dokundu. Hemen ardından sersemledi. Zirve özellik mi? Başlangıç fiyatı 10,000 mi? Bütün gücüyle gözlerini ovuşturdu. Yanlış görmediğinden emindi. 10.000 başlangıç fiyatı ile gerçekten zirve özellikliydi!

Bu nasıl mümkün olabilir?

King Kong tamamen sersemledi.

Whoosh!

Whoosh!

Son zamanlarda atanan tüm Ahşap-Ayı genlerini burada hızla kontrol etti. Aslında hepsi zirve özellikli genlerdi! Ve daha önce burada bulunan tek kişi Chen Feng idi!

"Zirve... zirve özellik?"

King Kong sersemledi.

Hepsi mi?

Bu nasıl mümkün olabilir!

Bir büyük usta üretici için bile, beden puanı 2 ve güç puanı 3, veya güç puanı 2 ve beden puanı 3 olduğu durumlar ortaya çıkabilirdi. Şu anda olduğu gibi hepsinin 3 puan olması çok zordu. Dahası, son birkaç gün içinde, o adamın ürettiği tüm genlerin sıradan olduğunu biliyordu.

Olabilir mi...

King Kong aniden bir ağız dolusu soğuk hava soludu.

Bu velet, zengin bir ailenin genç ustasıydı. Gen üretimini öğrenmeye yeni başlamıştı. Bu yüzden para kullanarak zorlu yoldan ilerledi ve birkaç gün içinde zirve seviyesine mi ulaştı?

Eğer durum buysa...

King Kong'un kalbi aniden ağrıdı. Aslında büyük bir gen üreticisini zorla kovalamıştı! Dahası, rakibinin ellerine düşmesine neden olan King Kong muydu?

Hayır.

Tesadüf, bu bir tesadüf olmalı.

"Bu p*ç, bu tür üstün özellikli geni nasıl üretebilir?"

King Kong kendini rahatlattı.

Daha sonra, takip eden iki gün içinde King Kong, Chen Feng'in her dükkana girdiğinde zirve özellikli Ahşap-Ayı geni satılığa çıkardığını gördü! Kalbini en çok üzen şey, Chen Feng'e koyduğu kısıtlamayı gizlice kaldırmasıydı. Ve yine de, Chen Feng asla geri dönmedi!

"Ah Ah Ah!"

King Kong öfkeden patladı. Yine de bu, kendisinin yaptığı bir şeydi! Eğer daha önce bu adamın böyle bir yeteneği olduğunu bilseydi...

"Çok kızgınım!"

King Kong, acımasızca göğsünü yumrukladı, eşsiz bir keder hissediyordu.

Şu anda dükkanın iç kapısı aniden açıldı. Rüzgar Köşkünde bir genç ortaya çıktı. "Garip, bu iki gün gerçek hayatta kişisel meselelerle biraz meşguldüm ve dükkanı yönetmek için zamanım olmadı. Bu yüzden satışlarım neden arttı?"

Bu dükkanın sahibi Windchanter'dı.

King Kong "..."

"Hey, King Kong da burada. Haha, dükkanıma müşteri getiren sen olamazsın, değil mi?"

Windchanter alaycı bir şekilde gülümsedi.

King Kong "..."

Kalbi ağrıdı.

"Oh, doğru, uygulama dönemi için hala yedi gün var, değil mi? Bir aylık iş hacmi, sonunda ilk sırada kimin yer alacağını görelim! Aslında, seni geçme şansımın olmadığını düşünmüştüm. Beklenmedik bir şekilde, bu iki gün, satışlarım arttı ve bu kadar kısa sürede sana yetişti. Şansım kötü değil gibi görünüyor."

Windchanter yürekten güldü.

"..."

Söylediği her söz, King Kong'un kalbini deliyordu.

"Hıh."

King Kong alaycı bir şekilde gülümsedi ve ayrıldı.

Windchanter'ın kafası karışmıştı. ‘Garip, bu King Kong p*çini normalde gökyüzü dizginleyemezdi. Hatta kaybettikten sonra, o kadar sakin olmazdı. Bugün neden bu kadar ürkek?’ Açıkçası, Windchanter, daha önceki sözlerinin King Kong'un doğrudan kalbine vurduğunu bilmiyordu. Artan satışları gerçekten King Kong ile ilgiliydi.

Aynı zamanda.

King Kong kendi dükkanına döndü ve son olarak nefesini düzenledi.

P*ç kurusunun söylediği her kelime onun kalbine çarpıyordu. Her sözü, kalbini bir iğne gibi deldi ve kanının akmasına neden oldu. 'Lanet olsun, eğer daha önce o lanet olası gen üreticisinin bu kadar yetenekli olduğunu bilseydim...'

Tamam, artık onunla rahatsız olmayacağım.

King Kong dişlerini sıktı. Sadece ablasından yardım isteyebilirdi. Burada, sadece isimsiz olarak satış yaparsa, hile olarak görülmezdi.

‘Lanet olası Rüzgar Köşkü, iki gün boyunca dizginsiz olmana izin vereceğim,’ King Kong öfkeli bir şekilde düşündü.