3. Bölüm

avatar
288 1

The second life of evil! - 3. Bölüm


Sa Jinyu, başını eğmiş ve iyice kalabalığın arasında saklanmıştı. Endişeliydi. 


-"(Sakın beni seçme!")


-"(Hayır, sakın beni seçme!")


- "(Şansıma sıçayım. Az önce göz göze geldik.. Hadi kahraman, sana güveniyorum. Hemen şeytanı al ve mahvet. ")


Gu Langan, eliyle bir yeri işaret etti. Herkes, onun işaret ettiği yere baktı. Bazıları elleriyle kendisini gösterdi ve mutlu ifadeler gösterdi.


Fakat Gu Langan, başını salladı ve reddetti. Eliyle Sa Jinyu'nun olduğu yeri ısrarcı bir şekilde gösteriyordu. Bu konuda gerçekten inatçıydı ve hedefe de kilitlenmişti.


Elinden kaçması imkansızdı!


Sa Jinyu, etrafında ki insanların çekilmesiyle panikledi ve hemen insanların arkasına doğru koşturdu. Gerginlikle yanağının içini ısırıyordu.


-"(Git büyükanneni seç seni şeytani velet! Sakın kaçmayın. Beni saklayın. Gitmeyin ama..")


Öğrenciler neden Sa Jinyu'nun saklanmaya çalıştığını anlayamadılar. Bu deli kız ne b*k yiyordu? Hazine inatla onu gösteriyordu. Minnettar olması gerekmez miydi? Hatta ayartıp evlense tarikat köşeye dönerdi!


Gu Langan, eliyle kendisinden saklanmaya çalışan genç kızı inatla işaret edip durdu. Ne cüretle ondan kaçardı? 


Bu kabul edilemezdi!


Gu Langan, vücudunu hareket ettirdi. Hala net bir kontrole sahip değildi. Gücü de keskin bir şekilde düşmüştü. Eskiden 9 halkalı büyük bir büyücüydü. Fakat şimdi ise sadece 4 halkaya sahipti. Bu da en fazla 4. Seviye büyüler kullanabilir demekti!


Gu Langan, kaşlarını çattı ve ellerini salladı. Rüzgardan oluşmuş dev bir el hızla saklanan Sa Jinyu'nun yakasını kaldırıp havaya kaldırdı.


Sa Jinyu, aniden havaya çekildiğini hissettiğinde ufak bir çığlık attı ve bağırdı.


-Bırak beni! Seni şeytani velet hemen beni bırak!


-İmdat! Kurtarın beni!


-Kardeşim Yu Jing! Kurtar beni lütfen! Yalvarırım..


Sa Jinyu, bir anda onu çeken kişinin yüzünü görünce daha çok panik olmuştu. Şeytan, eliyle koymuş gibi onu bulmuştu. Haliyle de kaçmaya çalışıyor ama başaramıyordu.


Herkes şaşkınca rüzgardan yapılmış ele bakıyordu. Hiç böyle bir teknik görmemişti. Bu hazine ne tür yeteneklere sahipti?! Onları elde etmek istediler. Bunun için gözleri bile açgözlülükle kızarmıştı.


Hepsi çırpınan Sa Jinyu'ya sinirle baktılar. Hazine onu seçmişti neden kaçmaya çalışıyordu ki? Aklında zoru felan mı vardı? Ayartması gerekirdi ki tarikat gelişsin!


Yu Jing, tuhaf bir şekilde Sa Jinyu'ya baktı ve konuştu.


-Kız Kardeş Jinyu, neden kaçmaya çalışıyorsun? Hazine seni seçti. Lütfen tarikatı daha fazla utandırma!


Gu Langan ve Sa Jinyu bir anda göz göze geldiler. Sa Jinyu'nun panik ve korku haline nazaran Gu Langan, nazik görünen ama karanlık bir gülümseme ile bakıyordu. Avına kenetlenmiş bakışlar...


Gu Langan, eğlenceli bir tip bulmuştu. Sa Jinyu'nun başının üstünde ki şans değeri bir anda 300'den 400'e çıkmıştı. Bu şans mı yoksa kötü şans mı henüz anlayamasa da ilginç olduğu kesindi.


Gu Langan, bir de beyaz saçlı adama baktı. Onun şans değeri hala aynıydı. Pek de ilginç değildi. Hala ne söylediklerini anlayamıyordu ama davranışlarından az çok bir şeyler çıkartabiliyordu.


Gu Langan, sahte bir naziklikle elini uzattı ve bekledi. Amacı tokalaşmaktı. Fakat Sa Jinyu'nun buna niyeti yoktu. Sinirle başını çevirdi ve Gu Langan'a bakmayı reddetti.


-"(Git annenle tokalaş seni hasta ruhlu piç! Seni pislik kahraman, sana şeytanı al demiştim. Hıh, şansıma sokayım! ")


Sa Jinyu'nun ağzı bozuktu. Kibar bir genç kız olmak yerine ağzı bozuk ve haylaz olduğu için zamanında oldukça sorun yaşamıştı.


Kıdemli sahte bir öksürükle konuştu.


-Öğrenci Sa Jinyu. Hazine seni seçti. Bundan sonra onunla sen ilgileneceksin. Bu yüzden de aylık aldığın kaynak 2 katına çıktı! Mümkünse ayartma öhöm..elinden geleni yap.


Sa Jinyu hala Gu Langan tarafından havada tutuluyordu. Yaşlı kıdemliye gözü yaşlı baktı. Gözlerinde "Beni kurtar" sözcüğü gizliydi.


Fakat elbette kıdemli bunu anlayamadı. Sa Jinyu'nun kaynak miktarının arttırılması yüzünden mutlu olduğunu düşündü. 


Gu Langan, hafif bir tebessümle konuştu.


-Eğlenceli olacak küçük kız...


Sa Jinyu'nun tüm tüyleri ürperdi. Şeytan onunla alay ediyordu. Tekrar kurtulmak için çabaladı ama başaramadı. En sonunda vaz geçip eliyle rüzgardan eli işaret edip konuştu.


-Çek şunu! 


Gu Langan, yaptığı birinci sınıf büyüyü bozduğu anda Sa Jinyu'da yere düştü. Acıyla küfredecekti ki vaz geçti. Herkes ona bakıyordu.


Sa Jinyu, hemen üstünü düzeltti ve ayağa kalktı. Başa gelen çekilecekti. Daha fazla kendisini utandırmamalıydı. Hemen eğildi ve konuştu.


-Kıdemliye teşekkür ederim. ("başıma açtığın bela bir yerlerine girsin ihtiyar! İntikamım acı olacak!") 


Sa Jinyu, içinden küfretti. 


Kıdemli eliyle kırılgan bir eşyaymış gibi Gu Langan'ı Sa Jinyu'ya uzattı ve almasını bekledi.


Sa Jinyu, yüzünü buruşturmak istedi ama yapmadı. Onun yerine olabildiğince sahte bir şekilde gülümsedi ve Gu Langan'ı kucağına aldı.


-Prenses hazretlerine hayatıma sıçtığı için teşekkürler. 


Gu Langan, gülmemek için kendisini zorladı. Kesinlikle çok eğleneceğini hissediyordu. Dudaklarını yaladı ve yemek ister gibi Sa Jinyu'ya baktı.


Yu Jing, sahte bir öksürükle bu efsanevi anı böldü ve konuştu.


-Öhöm, kız kardeş Jinyu, tebrikler . Bir sorun olursa bana gel. Sana kesinlikle yardım edeceğim.


Kıdemli de ciddi bir sesle konuştu.


-Öğrenci Sa Jinyu, senden çok şey bekliyorum. Hazinenin tüm yeteneklerini öğren. Her hafta rapor vermek için geleceksin. Yarın da gel ve kaynaklarını al.


Gu Langan, eliyle gizlice Sa Jinyu'nun saçını sertçe çekti ve emir verircesine konuştu.


-Hey köle, gidelim! 


Sa Jinyu, herkesin içinde küfretmemek için zor duruyordu. Sahte gülümsemesini bozmadı ve evine doğru ilerlemeye başladı. Bir süre sonra iyice uzaklaştığından emin olduktan sonra etrafına bir bakış attı.


-Güzel, kimse kalmadı. 


Sa Jinyu, karanlık bir gülümseme ile bir anda ellerini bıraktı ve Gu Langan'ı anında yere düşürdü. Onun gibi narin bir kızı taşımaları gerekirken o bir adamı taşıyordu. Bu ne tür bir şanstı?!


Gu Langan, bunu beklemiyordu. Gözleri sinirle parladı. Yüz ifadesi de anında çirkinleşmişti. Henüz bedenine alışmamıştı.


-Seni or*s*u! Hemen beni yerden kaldır! Sana emrediyorum! 


Sa Jinyu, bu veletin ne dediğini bilmese de kadın içgüdüleri küfrettiğini söylüyordu. Hemen orta parmağını kaldırdı ve konuştu.


-Ne b*k söylüyorsan anlamıyorum şeytani velet! Sürün dur. Beni ilgilendirmez!


Gu Langan, öfkeyle baktı. Eliyle ikinci sınıf bir büyü yaptı ve ateşten bir taht oluşturdu. Daha sonra tuhaf bir şeyler söyledi. 


Yerden iki tane kemik asker çıktı ve tahtı taşımaya başladı. Oldukça iç karartıcı ve ürpertici duruyordu.


Sa Jinyu, korkuyla kemik askerlere ve ateşten tahta baktı. Bu fantezi romanlarında okuduğu nekromansi yeteneği idi. Şeytan elbette bu tür bir yeteneğe sahipti. Hemen arkasını döndü ve evine doğru koşmaya başladı.


-Ha*s*kt*r! S*kt*r..şeytan çok korkunç! Lanet...


Gu Langan, yarım bir şekilde gülümsedi ve eliyle Sa Jinyu'yu işaret edip konuştu.


-Takip edin şu minik fareyi! 


Gu Langan, bu kadını tanımasa da onun kendisini tanıdığını hissediyordu. Haliyle de sorgulamak hedefiydi. 


Kemikten askerler ince bacaklarıyla zorlanarak koşmaya başladılar. Bir yandan da dişlerini çarpıyorlardı. Gözleri yoktu..derin bir karanlık!


Sa Jinyu, askerlerin onu takip ettiğini fark ettiği anda koşması hızlandı. Aynı şekilde üçüncü bir kemik asker daha ortaya çıktı ve Sa Jinyu'yu yakaladılar. 


-("Git ananı yakala!")


Gu Langan, şeytani bir şekilde gülümsedi. Ne eğlenceli bir tipti. Onu tanıdığına emindi. Onu sorgulamak için kesinlikle yakalaması ve dili öğretmesi gerekiyordu.


Gu Langan, buraya yeni gelmişti. Buradaki kimseyi tanımıyordu. Aynı şekilde bu insanlarda onu tanımıyor olmalıydı. Fakat onu tanımayan birisi neden ölümüne korkdundu ki?


Gu Langan, sesini düzeltti ve sirenlere benzer bir sesle konuştu.


-Hemen benim yanıma gel ve beni taşı köle!


Sirenlerin sesi büyüleyiciydi. Sa Jinyu'nun karşı koyması imkansızdı. Bir anda dondu ve Gu Langan'a geldi. Daha sonra da elini uzattı ve ateşten tahttan Güzel Langan'ı alıp kucağına aldı.


Gu Langan, bir kez daha konuştu.


-Beni evine götür köle!


Sa Jinyu, itaat etti ve evine doğru Gu Langan'ı taşımaya başladı. Zihninde olanların farkındaydı. Fakat bedeni karşı koyamıyordu. 


Bir süre sonra Sa Jinyu evine geldi ve ayağıyla kapıyı itip bir odaya geldi. Yeni bir emir bekliyordu.


Gu Langan, şeytani bir şekilde sırıttı. Gerçekten de deney başarılıydı. Sirenlerin ses tellerini ve kanını almak çok işine yaramıştı. 


-Beni yatağa yatır ve yanıma otur köle!


Sa Jinyu, zihninde küfrederek Gu Langan'ı yatağa yatırdı ve kendisi de yanına oturdu. Oldukça gergindi ama bir türlü de karşı koyamıyordu.


Bu da şeytan kralın garip tekniklerinden biriydi. Kahraman olmadan da karşı koyması imkansızdı.


-"(Lanet seni!!!.. Bana yaptıklarını kahraman burnundan çıkartacak senin!")


Gu Langan, kahkaha attı ve konuştu.


-Hahaha...bana küfrettiğini hissediyorum. Kesinlikle kim olduğumu biliyorsun! Şimdi ellerini uzat ve bana yaklaş.


Sa Jinyu, hiç istemese bile büyünün etkisiyle ellerini uzattı ve yaklaştı.


Gu Langan, ellerini Sa Jinyu'nun narin elleri ile birleştirdi ve alnını da diğer alınla birleştikten sonra 4. Sınıf bir büyü yaptı.


-Ruh ve anı aynası!


Gu Langan'ın güçlü ruhu Sa Jinyu'nun ruhuna ve anılarına tepki verdi... Sa Jinyu'nun saklamak istediği ve hatta hatırlayamadığı tüm anılar, Gu Langan tarafından görülmeye başlandı..


Yaklaşık 45dk sonra...


Gu Langan, ayrıldı ve sırıttı. Sonunda bu teknik sayesinde buranın dilini de öğrenmiş oldu...


Gu Langan, pis bir şekilde sırıttı. Çok fazla enerji harcamıştı. Derin bir nefes aldı ve sonunda Siren büyüsünü de bozduktan sonra emir verircesine konuştu.


-Çok ilginç birisi değilmişsin. Hatta tam bir aptalsın! Şimdi, beni nasıl tanıdığını anlat!


Gu Langan, anıları görse de kitap okuduğunu görmüştü. Kitabın içeriğini anlayamamıştı. Daha çok anıları öğrenen bir teknikti ve yabancı ırkların dilini öğrenmesine de yarıyordu.


Sa Jinyu, buranın dilini anında öğrenmiş olan Gu Langan'a dehşet içinde baktı. Hani şeytan bir kaç yıl hiçbir şey yapmayacaktı? 


Bekle!


Dili öğrendiğinden bahsedilmiyordu! Sadece sakin geçen yıllardan bahsediyordu! 


-Sen...seni şeytan!


Gu Langan, masum bir şekilde gülümsedi.. Fakat gözleri oldukça keskin bakıyordu. Öyleki Sa Jinyu'nun içini açıp bakmayı arzuluyor gibiydi.


-Evet benim Sa Jinyu. Şimdi konuş!


Sa Jinyu, bir kez daha ağlamak istedi. Ne söyleyecekti ki? 


Sen aslında bir kitap karakterisin ve kahraman tarafından mahvedildin vr ben de haremden önemsiz bir karakterim mi diyecekti?


Bunu söylemesine imkan yoktu! Zaten durumda yeterince içler acısıydı.


Sa Jinyu'nun sessizliği Gu Langan'ın sinirini bozmaya başlamıştı. Ellerini sertçe sıktı ve hızla Sa Jinyu'nun boğazını yakaladı. Kadın olmasını fazlada önemsemiyordu. Sert bir sesle konuştu.


-Sana konuş dedim küçük kız! Yoksa ben zorla öğrenirim!


Sa Jinyu, boğazında ki sert eller yüzünden nefes almakta, yutkunmakta ve konuşmada zorlanıyordu. Kısılmış gözleri bile yaşarmıştı. Canı çok acıyordu ama elbette bu Gu Langan'ın zerre umrunda bile değildi. Acımasızlık konusunda neredeyse rakibi yoktu.


-Sen..şeytansın! Kahraman...Yu...Jing...öleceksin! Okudum...ki...kitapta!! Seni...p*ç!!


Sa Jinyu, zorlukla konuşsa da Gu Langan ne demek istediğini anlamıştı. Ciddi bir sesle sordu.


-Bir kitapta Yu Jing isimli birisinin beni öldüreceğini mi söylüyorsun? Kitapta okudun! Beni! Doğru mu anladım?


Sa Jinyu, hemen başını salladı ve onayladı. Dehşete düşmüştü. Şeytandan korkmadığını kendisine söylese de aslında çok korkuyordu.


Gu Langan, Sa Jinyu'yu bıraktı. Onun yalan söyleyeceğine inanmıyordu. Kendisinden oldukça korkuyor gibiydi. Pis bir şekilde sırıttı.


-Git bana yemek yap kadın! 


Sa Jinyu, şeytandan kaçmak için hızla odadan ayrıldı. Canını zor kurtardığını hissediyordu. Bir kaç kez öksürdü ve ciğerlerine nefes çekmeye başladı. 


Gu Langan ise kendi kendine düşünüyordu. 


Yu Jing isimli kişinin nedense o beyaz saçlı şanslı adam olduğunu düşünüyordu. Demek o kendisini öldürecekti. O zaman...


Yılanın başını küçükken ezmesi gerektiğini biliyordu. Fakat hala vücuduna alışamamıştı. Bir kez alıştığında ve gücünü topladığında..


İşte o zaman Yu Jing denen adamın sonunu getirecekti!

.

.

.

Yorumlarda ne düşündüğünüzü belirtirseniz çok sevinirim. Sonucta acemi bir yazarım. 


Gu Langan hakkında ne düşünüyorsunuz?


Sa Jinyu hakkında ne düşünüyorsunuz?






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44448 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr