Bölüm 103: Gerçekten Arada Fark Var

Ye Xiu, Tang Rou ve Steamed Bun Invasion bir göz açıp kapayıncaya kadar 20 civarı goblini çekmişti. Ye Xiu'nun kamera açısı, normal insanların başını döndürecek bir hızla değişti. Sadece çektiği goblinlere değil, ayrıca alandaki tüm duruma dikkat etmek zorundaydılar.

Su Mucheng için endişelenmesine gerek yoktu. Tang Rou'nun karakteri iyiydi, Ye Xiu onun başarısız olacağından korkmuyordu, sadece belki fazla ileri gidebilirdi. Ancak en büyük endişesi, Steamed Bun Invasion üzerineydi. Bu aceminin düşünceleri, okyanus kadar denizdi. Sıradan insanların onun ne yapacağını kestirmesi mümkün değildi.  Ye Xiu, Su Mucheng'in hatalarının ne olabileceğini tamamen anlayabiliyordu. Tang Rou da öyleydi. Ama bu Steamed Bun Invasion'ın, bu adamın hangi beklenmedik hatayı yapacağını tahmin edemezdi, bu Steamed Bun Invasion'nun çok daha kötü hissetmesine neden oldu.

Crowd Lover ise birkaç zindanın sonunda bu adamın kesinlikle yeni bir oyuncu olmadığını anlamıştı. El hızı, Steamed Bun Invasion'dan düşük olabilirdi ama oyunu çok daha iyi biliyordu. Glory'de kesinlikle birkaç yıllık tecrübesi vardı. Üstelik bu adamın takımdaki rolü, sadece dümdüz hasar vermek üzerineydi. Bu işi iyi yapamazsa bile hızı düşürür ama herhangi bir karışıklığa yol açmazdı.

Şu anda durum hala dengeli olarak kabul edilebilirdi ama bu Tek Dalga Hücumu yöntemi, bir miktar canavarı topladıklarında öldürmeye konsantre olmalarını engellemezdi. Bunun yerine yeni canavarları sürüklemeye devam ederken bu öldürme işine devam edeceklerdi. Şu anda sınırları 20 canavar değildi. İlerlemeye devam ettikçe baskı da artacaktı.

Su Mucheng üç kez daha canavar çekti. Uyarılan goblinlerin toplam sayısı 26 idi. Bu, Ye Xiu'nun Mavi Dere Loncası ile topladığından bile çok daha fazlaydı.

Şu anda üç oyuncunun sorumluluğu altında 26 goblin vardı. Canavar sayısıyla ilgili olarak baskı, Ye Xiu'nun önceki seferinde 26 canavarı tek başına çekmesi kadar yüksek değildi. Ama canavarları toplamak, üç kişinin koordinasyonunu gerektiriyordu. Bu farklı bir tür zorluktu. Takım koordinasyonu, her zaman bireysel oyuncunun gücünden daha zordu. Ama bu uyum bir kez yakalandığında güç büyük oranda artardı.

Geçen günlerde bu uyum üzerine pratik yapmışlardı. Tang Rou ve Steamed Bun Invasion gerçekten Glory oynamayı bilmemesine rağmen Ye Xiu, onlara Donmuş Orman zindanını nasıl bitirebileceklerine dair eğitmişti. Şu anda belki de neden bir şey yapmaları gerektiğini bilmiyorlardı ama bir şey yapılması gerektiğinin farkındaydılar.

Sırasıyla konumlarını değiştirdiler.

Savurma, geriye doğru kaldırma, aşağı itme gibi tüm saldırı tarzları bu canavarların üzerinde kullanıldı.

Bunun dışında daha da önemlisi, hangilerinin önce öldürülmesi gerektiği, hangilerinin bırakılabileceği, hangilerinin dışarıda olması gerektiği veya hangilerinin Atıcı ve Elemantalist'in saldırısıyla geriye atılması gerektiğiydi...

Bu çeşitli oynama tarzları, normal oyuncular ile oluşturulamazdı. Sonuç olarak Ye Xiu'nun Tang Rou gibi yüksek mekanik sahibi uzmanlara ihtiyacı vardı. Steamed Bun Invasion, Tang Rou'dan biraz daha zayıftı ama aniden acemiliği tutmadığı sürece yeterli olacaktı.

Su Mucheng bir ateş daha ederek iki canavarı çekti. Toplam canavar sayısı 28'e çıktı. Tang Rou ve diğerleri de bunu sürekli yaptıktan sonra taktiğe uyum sağlamışlardı. Bu adıma kadar geldikten sonra kalpleri sıkıştı. Çünkü pratik yaptıkları sırada sınırları hep 28'i bulmuştu. Bu noktada devam etmeden önce biraz öldürmeleri gerekiyordu.

Ama 28 goblinde Su Mucheng'in Cleansing Mist'inin ilerlemeye devam edeceğini kim bilebilirdi. Birkaç adımdan sonra menziline iki goblin daha girdi ve hiç tereddüt etmeden onlara vurdu.

"Ah!" Tang Rou şaşkınlıkla bağırdı. 30 tane çekmemişler miydi? İki gündür bu kızla bu zindanı yapıyordu. Ama bu kız asla hata yapmamıştı. Gerçekten resmi rekor kırma girişiminde hata yapacağını kim bilebilirdi.

"Neden iki tane daha çekiyoruz? Bu hata olmaz mı?" Steamed Bun Invasion bile bunun doğru olmadığını hissetti. Çoktan sınırına gelmişti. Başka bir goblinle daha ilgilenmesi mümkün değildi. Görevi sadece canavar çekmek değildi. Ölmediğinden emin olmak zorundaydı ve tüm canavarların odaklarının üzerinde kalması da gerekiyordu. Steamed Bun Invasion'da şu anda 8 tane goblin bulunuyordu. Bir başkasıyla daha baş edemezdi.

"Hata değil, devam edin!!!" Ye Xiu bunun arkasına söyledi.

"İki tane daha geldi, onları kim alacak?" Tang Rou sordu.

"Sizde sorun yok değil mi?" Ye Xiu söyledi. Tang Rou da şu anda 8 goblinle baş ediyordu. Ama el hızı, Steamed Bun Invasion'dan biraz daha yüksekti, bu yüzden iki tanesiyle daha baş edebilirdi.

"Tamam, onları bana ver!" Tang Rou başka bir şey demedi. Soft Mist ilerledi ve iki goblini daha aldı. Pozisyonuna geçti ve Düşen Çiçek Avcu ile doğrudan onları dalganın içine fırlattı. Hemen geri geldi ve şu anda onun üzerinde 10 goblin vardı.

Kısa süre sonra başka bir ateş sesi daha geldi ve Cleansing Mist iki canavar daha çekti.

Tang Rou şaşırdı. 10 goblin zaten son derece zordu. Bir tanesini daha üzerine alacak gücü yoktu. Bunun çaresine bakamamak, tek canavarın onları silip süpüreceği anlamına gelmiyordu. Bu, bu yönetilemeyen canavarın onların saldırı menzilinden çıkacağı ve onu öldürmek için biraz daha zamana ihtiyaç duyacağı anlamına geliyordu.

Zaman! Bu zindanda en önemli şey zamandı.

Ana amaçları bu canavarları öldürmek değildi. En önemli kısım, ne kadar zamanda öldürecekleriydi.

'Onları üzerime alamam değil mi?' Tang Rou kalbinden bu konuda şüphelense bile kişiliğiyle hiç denememiş olsa bile kesinlikle bunu yüksek sesle söyleyemezdi.

Şu anda 28 goblin vardı. Steamed Bun Invasion, 8 tane çekmişti. Tang Rou, 8 tane çekmişti. Ye Xiu, 12 tanesini üzerine almıştı. Başta onlardan 4 tane daha çekmişti.

Steamed Bun Invasion zaten sınırına gelmişti. Daha fazla yapamazdı. Tang Rou da 2 tane daha alınca üzerindeki goblin sayısı 10'a çıkmıştı. Ye Xiu'dan hala 2 tane daha az olsa bile, Ye Xiu ile arasındaki farkı anlıyordu. Ancak Tang Rou, bu boşluğun el hızlarındaki farklılıktan değil, oyun bilgilerindeki farktan geldiğini düşünüyordu.

Sonuç olarak Ye Xiu'nun 12 goblin çekebileceğini gören Tang Rou, kendisinin de bu sayıyı geçemeyeceğini düşündü. Belki de oyunu bilmediği için yanlış değerlendirme yapıyordu?

Bir anda kafasında bu düşünce parladı. Tang Rou, Soft Mist'i çoktan ilerletmişti ama şaşkınlık içerisinde Ye Xiu'nun çoktan Lord Grim ile ondan önce hareket ettiğini gördü. Tang Rou'nun az önce çektiği iki goblini üzerine almıştı ve bu iki goblin kalabalığın arasına girdi.

14! Ye Xiu'nun kontrolü altındaki goblin sayısı 14 oldu!

Steamed Bun Invasion'dan 6, Tang Rou'dan 4 daha fazlaydı.

Tang Rou şaşkına döndü. Bu kişi az önce sınırına gelmemiş miydi?

Tang Rou hala kendine gelememişken... Bir başka silah sesi daha yükseldi ve Cleansing Mist iki tane daha çekti.

"Umarım bana söylemezsin..." Tang Rou, içinden bunu söylerken, Lord Grim'in tekrardan öne atıldığını ve iki canavar çektiğini daha gördü. Toplamı 16'yı bulmuştu.

Aradaki fark, sadece oyun bilgisinden mi kaynaklanıyordu?

Tang Rou'nun önceki düşüncesi dalgalanmaya başladı. Ama maalesef şu anda Ye Xiu'nun yanında değildi. Bu adamın iki elini de ondan hızlı olup olmadığını kontrol etmek için görmek istiyordu.

PAT! Başka bir silah sesi duyuldu.

Tang Rou aptalca, Cleansing Mist'e baktı. Bu atışın canavarları çekmek için yapıldığına inanmak istemedi. Bu hasar vermek içindi değil mi, keşke hasar vurmak için olsaydı?

Ama sonunda... Cleansing Mist'in silahının hasar vermeden geriye döndüğünü gördü.

İki canlı goblin daha fırladı.

18!!! Bu adam bu kadarını idare edebiliyor muydu?

10, Tang Rou 10 tanesiyle zor baş ediyordu.

12'yi denemeyi düşünüyordu.

14, onu şaşırttı.

16, o ve Ye Xiu arasındaki farkın sadece oyun bilgisinden olmadığını fark etti.

18.... Tang Rou artık nasıl hissedeceğini bile tanımlayamıyordu. Lord Grim'in bir kez daha ilerleyerek iki goblin daha çektiğini gördü.

Tang Rou bir anda kendini sonsuz bir yoldaymış gibi hissetti. Bunu anlayamıyordu, ancak öğrenebilirdi. Deneyim birikirdi. Farkındalık artabilirdi. Ama el hızı... Tang Rou el hızının zaten sınırında olduğunu hissetti ve şu anda ondan çok daha iyi insanlar olduğunu anlamıştı.

Sonunda başka bir ateş sesi daha duydu.

Tang Rou çoktan uyuştuğunu hissetti. Belki de daha sonra 22, 24, 26 da gelecekti... şu anda telaşlanmanın anlamı kalmamıştı.

Elbette Cleansing Mist bir hata yapmamıştı. Canavar çekme temposunda en ufak bir yavaşlama olmadı.

"Sakın bana bu kişinin sınırı olmadığını söyleme..." Tang Rou kendi kendine söyledi.

Ama beklenmedik şekilde bu sefer öne çıkan Lord Grim değil, Steamed Bun Invasion olduğunu gördü.

Tang Rou dehşete düştü. Bu adamın da mı sınırı yoktu? Acemiler gerçekten korkunçtu.

Steamed Bun Invasion hızla iki goblini geri getirdi ve kusursuzca çalıştı.

Tang Rou, şu anda kendini sadece sessiz bir izleyici olarak gördü. İzleye izleye aniden boş boş baktı. "Steamed Bun, neden iki tanesini kaçırıyorsun?"

"Kaçırmak mı?" Steamed Bun Invasion bunu anlayamadı.

"İki goblini çekmedin mi?" Tang Rou sordu.

"Evet!"

"Önceki sekiz taneyle 10 olman gerekmiyor mu? Neden hala sekiz tane var?" Tang Rou sordu.

"İkisi az önce öldü!" Steamed Bun Invasion söyledi.

İki oyuncunun bu konuşması Ye Xiu'nun kulağına gitti. Son derece şaşkın hissediyorlardı. Tam olarak hangisi acemiydi? Steamed Bun Invasion tam o sırada iki goblini öldürdü. Ye Xiu ona tam daha fazla canavar çekmesini söyleyecekken Steamed Bun Invasion çoktan ileri atıldı. Ye Xiu, Steamed Bun'un hızından derinden etkilendi, sonrasında Tang Rou şu basit soruyu sordu.

"Öldü mü?" Tang Rou hala kendine gelemedi.

"Bugün silahlarımızı değiştirdik ya. Hasarımız çok arttı, bu yüzden pratiklerde denediğimizden farklı bir durum var. Şu anda canavarları öldürmeyi durdurmamıza gerek yok, sadece ilerlemeliyiz, bu yüzden canavar öldürürken savaşmak sorun olmayacak." Su Mucheng, Tang Rou'nun şüphelerini anlamış olacaktı ki ona açıkladı.

"Ah!" Tang Rou aniden anladı.

"Önceki pratiklerimiz sadece bilgi edinmeye dayalıydı. Şimdi 25 seviye silahlarımızı aldık. Sonunda tüm potansiyelimizi ortaya çıkarabiliriz. Gidelim!" Su Mucheng söyledi.

"Anladım." Tang Rou yanıtladı. Bir iç çekti. O ve bir acemi arasındaki fark, sadece kafasının karışması ve fazla düşünmesine dayalıydı.

"Kaç canavar çekiyorsun?" Tang Rou, Ye Xiu'ya sordu.

"16." Ye Xiu söyledi.

"........" Tang Rou'nun yanaklarından yaş aktı. Az önce hayal görmüyordu. Gerçekten fark vardı!