Bölüm 266: #####

avatar
3919 13

The Dark King - Bölüm 266: #####


Bölüm

 

Sadakat

 

*************************************************************************************************

 

Dudian tahta merdivenlerden aşağı indi ve işkence odasına girdi. Kontuarın arkasında oturmuş kitabını okuyan genç bir gardiyan vardı. Aralarında 6 veya 7 metre olmasına rağmen Dudian kitabın bir adamla kadın arasındaki ahlaksız aşkla ilgili bir kita olduğunu görebiliyordu. Hafiften kaşlarını çattı.



Genç gardiyan ayak seslerini duyunca aceleyle kitabını katladı. İş arkadaşlarının geldiğini düşünmüştü ama başını kaldırdığında gari bir oğlan gördü. Kitabı çekmeceye sıkıştırdı ve biraz heyecanla kamçısını çıkardı. Ancak, Dudian'in vücudunda zincirler olmadığını ve ona eşlik eden Adliye Şövalyeleri olmadığını fark etti.



"Kimsin sen?" Genç gardiyan kaşlarını çattı.



Dudian ona baktı, "Kefaletini ödeyip çıkaracağım mahkumlar var."



"Kefaletini mi ödeyeceksin?" Gardiyan bugün asılan duyuruyu düşündü. Mahkumların kefaletini ödeyecek olan kişinin bu kadar genç bir adam olacağını beklememişti. Kamçıyı bir kenara koydu ve anahtarları çıkardı, "Beni takip et." Çocuğun soylu ailenin onların adına kirli işi halletmesi için gönderdiği biri olduğunu düşündü. Gardiyan önden gitti ve hapishanenin ilk katına açılan ağır demir kapıyı açtı.



Dudian kapıdan girdi. Heryer hala aynıydı ve hiçbir şey değişmemişti. Hafifçe aydınlatılmış aynı koridordu. Çiş ve kaka kokusu hala havadaydı. Etrafa bakınca birçok tanıdık yüz gördü.



Genç gardiyan koridordan geçip kafeslerden birinin önünde durdu. Jopuyla demir parmaklıklara vurdu ve bağırdı, "23. seni kefaletle çıkartmak isteyen biri var!"



Gardiyan dediklerinden sonra tüm bölüm sessizliğe gömüldü. Ancak, bir süre sonra yeri göğü inleten bir kargaşa çıktı.



"Kefalet mi?!"



"Kefaletle çıkan birkaç kişi görmüştüm!"



"Buradan kefaletle çıkmak mümkün mü?"



"Lordum yalvarırım! Beni de çıkartın! Size sadakatımı sunup takip etmeye hazırım!"



"Efendim, beni çıkartın!"



Bazı mahkumlar Dudian'i fark eden diğer mahkumlardan daha akıllıydı. Hemen duygu sömürüsü yapıp yalvarmaya başladılar.



Dudian sessizce baktı ama cevap vermedi. Gardiyanın durduğu hücreye gitti. Gözleri hücrenin içinde oturan mahkumları süzdü. Diğer dört mahkumun yanında oturan şaşkına dönmüş sarışın bir genç gördü. Gencin onu çıkartmak için birinin geleceğini beklemediği besbelliydi.



"Jin beni çoktan unuttun mu?" Dudian gülümsedi.



Sarışın genç Dudian'e baktı ve onu hatırlamaya çalıştı. Lakin daha önce böyle birini görmemişti, "S-en... Beni tanıyor musun?"



Dudian cevap verdi, "Hapisten kaçalı fazla olmadı. Beni nasıl unutursun?"



Hapisten kaçalı mı?



Dudian'in dediklerini duyunca sarışın gencin gözbebekleri küçüldü. Ne diyeceğini bilemiyordu, "Sen D misin? Hapisten kaçan?" Dudian'in hapishanedeki takma adı D'ydi.



Diğer hücrelerdeki mahkumlar aniden sessizleşti. Herkes, hapishaneden kaçtığını hatırladıkları D'nin uzun boylu şık giyimli genç olduğunu görünce şaşırmıştı.



Yanında duran genç gardiyan da şaşırmıştı. Dikenli Çiçek Hapishanesinde 5 yıldır çalışıyordu. Hapishaneden kaçan çocuğu duymuştu ama o zamanlarda ilk katta çalışmıyordu bu yüzden onu tanımamıştı. Böyle birinin tekrar buraya geleceğini ve önünde duracağını beklememişti!



"Hapishaneden kaçtı ve şimdi buraya tekrar gelmeye cüret ediyor?"



Üstelik, muhkumları kefaletle çıkartmak istiyor?



Genç gardiyan şaşkına dönmüş ve olduğu yerde donmuştu.



Dudian gülümsedi, "Benden sonra kaçan oldu mu?"



Sarışın genç gaz lambalarının zayıf ışığı altında aydınlanan Dudian'in görünüşüne baktı. Normalde bir deri bir kemik olan gençle aralarında fark vardı ama gözleri ve dudakları tamamen aynıydı. Özellikle ses tonu ve gülümsemesi tamamen aynıydı. Heyecanla hücrenin parmaklıklarına tutundu, "Tabii ki de hayır! Sen benim hayatımda gördüğüm en acımasız kişisin!"



Diğer hücrelerdekiler de tepki verdiler.



"D demek döndün! Beni de çıkarsana!"



"D biz eski dostuz! Beni de çıkar!"



Ona yalvaran en az birkaç hücre vardı.



Dudian hafiften elini kaldırdı ve herkes sustu. Ona baktılar, hoşnut olmamasını istemiyorlardı.



"Bu sefer 5 mahkumu çıkartacağım." Dudian sakince baktı, "Kefaletle bir mahkumu çıkartmak kolay bir iş değil. Soylu bir aileden mahkumlar için kefil olmasını istemek zorundayım. Ayrıca bu bana 50.000 altın sikkeye patlıyor."



"50.000 altın sikke mi?"



Hücrelerdeki mahkumlar şaşkına dönmüştü. Mahkumların çoğu hariç diğerleri 10.000 altın sikke bile görmemişti. Normalde Dudian'in hücre arkadaşı olan şişko bir zamanlar zengin bir iş adamıydı. Ancak, mal varlığı 20.000 altın sikkeye yakındı. 50.000 altın sikke onlar için uçuk bir rakamdı.



"D ilerde iyi iş yaparsan..."



"D..."



Bazılara hala Dudian'e yalvarmaya devam etti. Dudian'e geri ödemek için o miktarda bir parayı asla kazanamayacak olsalar da umutlarını kaybetmek istemediklerinden yalvarmaya devam ettiler.



Dudian elini kaldırdı ve yalvaran mahkumların sözlerini yarıda kesti, "Beyler kefaletle çıkacaklar çoktan belirlendi. İleride para kazanabilirsem doğal olarak tekrar gelip sizi çıkartacağım."



Genç gardiyanın göz kapakları seğirdi ve kalbi kanadı. 50.000 altın sikke sırf bu çöpler için mi!?



Dudian ona baktı ve genç gardiyan hemen tepki verdi. Anahtarları çıkardı ve hücreyi açtı. Sarışın gence baktı, "Çık dışarı! Efendi Dean seni kefaletle serbest bıraktı! Ona sadakatini göster."



Sarışın genç kafesten çıktı. Genç gardiyan dediklerini duydu ve önündeki oğlana bakmadan edemedi. Yumruklarını sıkıp derin bir nefes aldı, "D, bana özgürlüğümü verdin. Beni yüzüm veya eski dostluğumuz yüzünden değil de bana ihtiyacın olduğundan çıkarttığını biliyorum lakin sadakatimin sonsuza dek seninle olacağına dair yemin edecerim, bundan emin olabilirsin!"



Dudian kayıtsız bir şekilde cevap verdi, "Sana inanıyorum!"



Sarışın genç başını öne eğdi.



Dudian arkasını döndü ve kordiordan geçti. Sarışın genç onu takip etti. Genç gardiyan çabucak hücreyi kitledi ve onlara yetişti. Alay eder bir sesle dedi ki, "İkincisi 36 numara." Hücrelerden birine gitti ve konuştu, "36 ayağa. Seni kefaletle serbest bırakmaya gelen biri var!"



Karanlık hücrede hasırın üstünde oturan zun iri yarı bir adam vardı. Hücrenin önüne gelip duran çocuğa baktı. Genç gardiyanın dediklerini duyar duymaz şaşkına döndü. Kan beynine sıçramıştı. Dudian'e onu çıkarması için yalvaracaktı ama onuru önüne geçmişti. Kefaletle serbest bırakılacak 5 kişiden 1'i olmayı beklememişti!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44334 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr