Bölüm 253: #####

avatar
4072 10

The Dark King - Bölüm 253: #####


Bölüm

 

Kutsal Kilise

 

***************************************************************************

 

Ryan Kalesi ikinci kattaki çalışma odası.



İhtiyar Fulin ses çıkarmadan uzun bir süredir elinde bir mektup tutuyordu.



Sander masanın öbür tarafında duruyordu. İhtiyar Fulin'in yüz ifadesi görünce dedi ki, "Baba! Dean'e Tapınakta bir şey mi oldu?"



İhtiyar Fulin sessiz bir şekilde mektubu ona uzattı. Sander elini uzattı ve mektubu aldı. Ne yazdığını merak ediyordu ama okuduktan sonra yüzü çirkinleşti ve aceleyle dedi ki, "Müzakere mi istiyor? Kıdemli mimarlar ondan daha bilgili. Herkesin önündeyken kendini nasıl savunacak? Elementler Tapınağına katılalı bir aydan daha az oldu... Bu, bu..."



İhtiyar Fulin düşünüyordu bu yüzden Sander'e cevap vermedi.



"Onunla iletişime geçip itirazını geri çekmesini istemeliyiz." Sander, İhtiyar Fulin'e dedi ki, "Tapınaktaki ilk göreviydi, başarısız olması normal. Dönem madalyasını aldığından beri birçok zengin iş adamı konsorsiyumumuza katılmaya geldi. Hepsini reddetsek de iş bakımından ilişkilerimizi yürütüyoruz. Üstelik, müzakerede bir şey yapamazsa o zaman kazandığımız ün ve itibar yıkılacak!"



İhtiyar Fulin yavaşça sordu, "Onun sabırsız biri olduğunu mu sanıyorsun?"



Sander soru karşısında şaşkına dönmüştü. Dudian'i düşündü. Aklına oğlanın sakin gülümsemesi geldi. Sander onunla ilk defa karşılaştığında delikanlı ona bir çeşit akıl ermez his vermişti. İçindeki endişe gitmişti ama yine de konuşmaya devam etti, "Baba, ne de olsa Elementler Tapınağına katıldı. Böyle bilgilerle daha önceden temas kurmadı. Sakin ve akıllı olsa da bu bir anlam ifade etmez... Tabii başka bir planı yoksa!? Dönem madalyasını aldı diye itibarını kaybetme korkusundan bir hışımla dürtülerine kanıp bir işe kalkışacağına endişeleniyorum."



"Ölümle yüzleşmediği sürece hapishaneden mükemmel bir şekilde kaçabilen biri asla duygularına ve dürtülerine göre hareket etmez." İhtiyar Fulin yavaşça konuşmaya devam etti, "Bu davranışlarının amacını bilmesem de kesinlikle bir planı olduğunu biliyorum. Çocuk gözüpek biri. Birkaç yıl sonra şu konsorsiyumları kontrol eden yaşlı tilkiler bile onun rakibi olamayacak!"



Sander İhtiyar Fulin'in rahatlamış ifadesine baktı.



"Birini gönder ve yardıma ihtiyacı olursa her an hazır olduğumuzu haber et." diye emir verdi İhtiyar Fulin.



Sander tereddüt etti ama yine de onayladı, "Tamam."

 

...

 

...

 

Göz açıp kapayıncaya kadar aradan iki gün geçti.



Diğer tüm konsorsiyumlar haberleri almıştı. Çoğu Dudian'in görevi tamamlamakta başarısız olduktan sonra dürtülerine yenik düşüp hareket ettiğini ve bir müzakere için itiraz ettiğini düşünmüştü. Onlara göre bilgi uzun zaman alan çalışmalar, araştırmalar ve başarısızlıklar sonucu birikirdi. Aklın bilgi ve tecrübenin birikimiyle büyümesi gerekiyordu. Dudian ilk görevinde başarısız olsa bile bunu anlayabilir ve kabullenebilirlerdi. İlk görevini başarılı bir şekilde tamamlasaydı bir dahi olarak sayılırdı.



Elementler Tapınağı.



Dudian araştırma odasında paratonerin üretimine devam ediyordu. Dudian'in paratoneri neredeyse bitmişti. Her şeyi neredeyse yapmıştı. Şimdiyse parçaları birleştirip saf demirin kalıbını çıkartmak için eritip yoğunlaştırması gerekiyordu.



Pat! Pat!



Dudian önceki şövalye çırağının kokusunu aldı. Kapıyı açtı ve genç adamın kapının önünde durduğunu gördü. Çırağın yüzünde tedbirli bir ifade vardı. Elinde bir kart ve zarf vardı. Dudian'in kapıyı aniden açtığını görünce korkmuştu, "Bu... Bu sizin için."



Dudian başını salladı ve kartla zarfı aldı. Kart Tapınağa girmek için kullanacağı geçiş (Kimlik) kartıydı. Zarfı açtı ve kağıtta ne yazdığına baktı, "Yarın saat 7'de..." Gülümsedi ve zarfı çöpe attı.



Dudian materyallerini topladı ve kendi kalesine dönmek için kalenin dışında duran arabayı çağırdı.



Araba onun özel kullanımındaydı. Bedavaydı ve Elementler Tapınağı tarafından ayarlanmıştı. Tapınak üyesi olmanın küçük avantajlarından biriydi.



"Kara Ölüm Mevsimi" 22 Nisan.



Saat sabah 6:30.



Dudian'in arabası Kutsal Dağa girdi. Araba 11. ve 12. kalelerin arasındaki Mimar Salonuna doğru gidiyordu. Klasik bir katedral gibi gözüküyordu ama binlerce metrekarelik alanı kaplıyordu. Çok geniş ve büyük bir yerdi. Salonun önünde 8 metre uzunluğunda uzun bir heykel vardı. Heykel elinde kitaplar tutuyordu. Bu, mimarların insanların yaşam kalitelerini arttırmaya olan bağlılıklarını simgeliyordu.



Dudian arabadan indiğinde salonun dışında düzinelerce araba olduğunu gördü. Bazılarında farklı soylu ailelerin sancağı ve bayrakları vardı. Muhtemelen müzakereyi gelip izlemek için bayağı para harcamışlardı.



Dudian gözlerini kıstı ve üstünü çırptı. Ardından sakince salona doğru yürüdü.



"Bak, o yeni tekstil makinesinin yaratıcısı Dean!"



"Bu o!"



Dudian arabadan inince yakındaki mimarlar onun adını söylemeye başladı. Sonuç olarak üstüne daha fazla dikkat çekmişti.



Dudian şaşırmıştı çünkü bu çağda kamera yoktu. Üstelik, gazetelerde sadece yazı vardı ve hiç resim yoktu. Eğer resmedilmesi gereken büyük bir haber olursa bir ressamdan görünüşün taslağını çizmesini isterlerdi. Bu gibi koşullarda onun görünüşünü bilecek fazla kişi olduğunu düşünmemişti. Dönem madalyasının cazibesi inanılmazdı.



İnsanların toplandığını görünce Dudian fazla kalmadı ve çabucak salona girdi.



Salon bayağı büyüktü. Sıralarca arka arkaya dizilmiş oturak vardı. Ön taraf insanların kendini savunması için olan açık bir alandı.



O anda, oturakların yarısı doluydu. Yaklaşık 200, 300 kişi vardı. Dudian arka sırada oturanların sıradan bir aileden geldiğini ve önde tartışılan argümanları duyamayacağını tahmin etti.



Doğrudan en öne gitti ve sola geçip oturdu. İsminin yazdığı bir masa vardı. Üstelik, onun tarafından yapılan askeri arbalet masanın üzerine konmuştu. Diğer masadaysa yılan arbaleti vardı. Ancak, karşı taraf daha ortaya çıkmamıştı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44260 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr