Yanlış Hesap

**********************************************************************************************************************

Kaleden çıktıktan sonra Dudian aynı yoldan geri döndü.

Kerry onlara yetişti. Dudian'in yüzündeki ifadeyi görünce omzuna vurdu, "Bu kadar hayal kırıklığına uğrama. Usta Eivissa'nın seni kabul etmemesinin nedeni yeteneğini engellemek istemiyor olması. Bu zaten iyi bir seçim olmayabilirdi bu yüzden sen tahta elementine odaklansan daha iyi olur. Belki başka bir tekstil makinesi yaratabilirsin. İmkansız olan hiçbir şey yok."

Dudian iyi niyetinden bunları söylediğini biliyordu, "Bu ayın görevi ne?"

"Görevler ayın başında veriliyor. Ayın yarısından fazlası geçti bu yüzden geri kalan süre için bir görev verilmeyecek. Çalışacak ve öğrenecek zamanın var böylece sonraki ayın görevine hazırlanabilirsin." diye cevap verdi Kerry.

Dudian başını salladı. Amacı duvarın dışında avlanabilmek için silahlar üretmekti. Süper çipten bilgileri aldığından bu çağın ulaşamayacağı silahlar yaratabilirdi. Şimdi onu asıl ilgilendiren şey fiziksel gücünü kıdemli avcı seviyesine yükseltmekti. Belki kıdemli avcıdan daha yüksek bir seviyeye. Yeteneklerini kısa sürede mükemmelleştiremeyeceğini biliyordu bu yüzden o eksiğini telafi etmek için fiziksel gücüne güvenmek zorundaydı.

Amacı Tapınağa katılıp mimar kimliğiyle normal koşullarda alması zor olan materyalleri almaktı.

"Şimdi Tapınağa katıldığına göre bir seremoni olacak." Kerry dedi ki, "Seremoni bittikten sonra bir şölen yapmana yardım edeceğiz. Dönem madalyasını Tapınaktan alabilmen için tüm soylular davet edilecek. Üstelik, sen tarihteki en genç dönem madalyası alacak mimarsın. Kıdemli mimar oldunuğunda Tapınak seni yetiştirmeye odaklanacak. Hatta seni öğrenim görmen için iç duvara gönderebilirler."

İç duvar mı? "İç duvar" bayağı ilgisini çektiğinden Dudian'in gözleri parladı.

Bir süre sonra Dudian ve Kerry Elementler Tapınağından çıktı. Arabaya bindiler ve nakil haklarıyla ilgili işlemleri tamamlamak için Dudian'in seçtiği kaleye gittiler.

Göz açıp kapayıncaya kadar aradan birkaç gün geçti.

Ryan Kalesi.

İhtiyar Fulin Dudian'in ona verdiği teleskoba baktı, "Sen mi geliştirdin?"

Dudian güldü, "Bak bakalım."

İhtiyar Fulin teleskobu kaldırdı ve pencereden dışarı baktı. Şaşırmıştı, "Şehrin dışındaki yamaçta olan yayaların yüzlerini görebiliyorum."

Züccaciye icat edildikten kısa bir süre sonra Elementler Tapınağındaki insanlar teleskobu yarattılar. Ancak, mesafe pek iyi değildi. Teleskopların gelişiminin uzun bir tarihi vardı. Bir zamanlar ünlü olan Hubble bile evrenin sonunu gözlemleyebilen daha gelişmiş teleskoplar icat edildikten sonra bir teleskop olarak sayılmamıştı.

"Geez! Tapınağa katılalı birkaç gün olduğu halde diğer mimarların aletlerini geliştirmeni beklememiştim." İhtiyar Fulin hayret etmişti. Dudian'in akıllı olduğunu biliyordu ve onun performansına daha önce şahit olmuştu, "Bunu Tapınağa gönderirsen bayağı bir puan alabilirsin, değil mi?"

" 'Yaşam kaynağı' almaya yetmez." dedi Dudian. Aslında gizlice bunun on katı uzağını gözlemleyebilen bir teleskop yapmıştı. Binlerce metre uzağı görebiliyordu.

Tabii, bir engel olursa teleskobun pek bir yararı olmazdı. Aslında duvarın dışındaki ortamda böyle engellerden yeteri kadar vardı.

On kat uzağı gösteren teleskobu şimdi vermek gibi bir niyeti yoktu. 'Yaşam kaynağı' alacak kadar puan kazabilecek olsa da bu çok ani gözükürdü. Teleskobun yanı sıra puan karşılığında takas edebileceği başka bir şey hazırlamıştı. Lakin şüphe çekmemek için birkaç gün beklemek zorundaydı.

"Bu gece, şölende ben de olacağım." İhtiyar Fulin Dudian'in başarılarını görmekten memnun olmuştu, "Yeni tekstil makinesinin icadı için dönem madalyası almanı beklememiştim. Eğer Scott Konsorsiyumuyla bir anlaşma imzalamasaydın Tapınaktan 10.000 altın sikke alırdın. Üstelik, Tapınağı vereceği pay Scott Konsorsiyumunkinden daha fazla olurdu."

Dudian şaşırmıştı, "Scott Konsorsiyumunun verdiği paydan kaç sikke alıyoruz?"

"3000 altın sikke. Bu ilk ayınki." dedi İhtiyar Fulin.

Dudian'in yüzü çirkinleşti.

İhtiyar Fulin yüz ifadesini görünce dedi ki, "Sorun ne?"

"Eper yanlış hatırlamıyorsam anlaşmayı ayın başlangıcından 5 gün önce imzaladık. O süre içerisinde hiç kar payı aldın mı?" Dudian onu sorguladı. Kendi araştırmalarıyla uğraştığından ve Tapınakta meşgul olduğundan işi yönetecek fazladan enerjisi yoktu.

"Şeyy." İhtiyar Fulin başını iyi yana salladı.

"Kağıtları kontrol etmedin mi?" diye sordu Dudian.

İhtiyar Fulin ne demek istediğini anlamıştı, "Bize az vermek için hesaplarda sahtecilik mi yapıyorlar demek istiyorsun? Bu imkansız olmalı. Bu kadar küçük parayı neden umursasınlar ki. Ne de olsa biz de bir konsorsiyumuz. Üstelik, sen bir mimarsın. Bu kadar aptal olamazlar"

"Para hiçbir zaman fazla olmayan bir şeydir. Bırak bizi para için aslanın yelesinden tüy bile yolarlar. Onların gözünde biz fare bile değiliz."

İhtiyar Fulin dedi ki, "Alacağımız paranın daha çok mu olduğunu söylüyorsun?"

"Bir süre sonra tüm yeni ürünlerin popülerliği azalır ama yeni tekstil makinesi farklı." Dudian dedi ki, "Herkes tekstil makinesindeki gelişmenin farkında. Üretimdeki etkisi de bayağı fazla. Zeki olanlar bunu anlamıştır. İlk ayın karı muazzam olur. En çok kar ilk üç ay içinde kazanılır. Ardından istek sınırlı olduğundan yavaşça azalır."

İhtiyar Fulin şaşırmıştı. Yeni tekstil makinesinin çok değerli ve büyük etkisi olduğunu biliyor olsa da Scott Konsorsiyumunun verdiği 3000 altın sikke ona göre fazlaydı.

"Ben gidip araştıracağım." İhtiyar Fulin cevap verdi.

Dudian başını iki yana salladı, "Bunu yapacak kadar açgözlü olduklarına emin değilim. Yapsalar bile sayıların üstünü örtmüşlerdir. Ben Tapınaktan birine yeni tekstil makinesinin piyasa değerinin tahminlerini sorarım. Ardından Scott Konsorsiyumuyla %2'lik payımızı görüşürüz." Gözlerini kıstı ve bir an içlerinden buz gibi bir bakış geçti."

İhtiyar Fulin sahteciliğin izini sürseler bile paralarını geri almanın bir yolunun olmadığını biliyordu.