Bölüm 222: #####

avatar
4585 12

The Dark King - Bölüm 222: #####


Bölüm

 

Büyü Damgalarını Uyarmak

 

*************************************************************************************

 

Dudian doğal olarak onun başarmasına izin vermeyecekti. Parmaklarını kaplayan zırhı geçmeden gönce onu yakaladı. Üstünde kan veya yara yoktu.



"Eğer bunu duvara götürüp Kutsal Kilise'ye verirsem o zaman karşılığında 50.000'den 80.000'e kadar altın sikke alabilirim. Sıradan olsa da yine de değerli. Glenn'in siyah weaverdan aldığı büyü damgalarıyla aynı seviyede." Dudian detaylar hakkında düşünüyordu, "Atlasa göre gulyabaninin büyü damgalarının yeteneği ölümsüzün virüsüne karşı koymak ve onları yiyebilmek..."



Kitapta sadece yeteneği kaydedilmişti. Solucanını özümseyenler ikinci evrimi geçirmemişlerdi bu yüzden de nasıl bir yetenek kazanacaklarını bilmiyorlardı.



Aslında öyle bir yeteneği olsa duvarın dışında istediği kadar avlanabilirdi. Acıktığı zaman ölümsüzleri öldürüp yiyebilirdi. Virüse ve diğer hastalıklara karşı güçlü bir direnci olurdu. Bazı avcılar "Kara Ölüm Mevsimi"nin sonlarına doğru hastalıktan ölüyordu.



"Yani vücuduma girerse göğsüme tırmanıp juranzhinin büyü damgalarının yerini alacak. Siyah Weaver’ın solucanı Glenn'in eski büyü damgasının yerini aldı. Buz kristallerini özümsemek ya da iz sürebilmek gibi yeteneklerimin büyü damgalarım değiştirdikten sonra kalacağının garantisi yok."



Okçuluk çalışırken genç eğitmenin ona dediklerini hatırlayınca Dudian'in gözleri parladı, "Eğer büyü damgalarımın uyarılmasını ve evrim geçirmesini istersem o zaman diğer solucanların kanında vaftiz ettirmek zorundayım..."



Adı vaftizdi lakin yapılan şeyler "vaftiz"den biraz farklıydı. Solucanının kanını büyü damgalarına enjekte etmek için şırınga kullanmak zorundaydın. Büyü damgaları otomatik olarak pislikleri çıkartırken geri kalan hücreler kanla yıkanacak. Ardından büyü damgaları bir değişime uğrayacak.



Dudian'in gulyabaninin solucanını birkaç nedenden dolayı geri götürmek gibi bir niyeti yoktu. Öncelikle, Kutsal Kilise solucana bir değer biçip ona göre altına çevirecekti. Bu yüzden de Kutsal Kilise vergi niyetine bir ücret kesecekti. Bu madde anlaşmada geçiyordu. Kutsal Kilise tüm konsorsiyumlardan "geçiş ücreti" kesiyordu. Yani duvara getirilen tüm malzemelere değer biçilecek ve biçilen değerin bir kısmını Kutsal Kilise vergi olarak alacaktı.



Gulyabaninin solucanları geri götürdüğümde tüm konsorsiyumlar haberleri alacaktı. Şu anda hepsi "bekle ve gör" pozisyonundaydı. Konsorsiyumlar açık bir şekilde onları gözlemliyordu. Muhtemelen diğer konsorsiyumlar Yeni Konsorsiyumun iflas edeceğini veya avcının duvarın dışındayken öleceğini düşünüyordu. Avcı ölürse Ryan ailesinde başka avcı olmadığından kendini destekleyemeyecekti. İki durumda da ana fikir Yeni Dünya Konsorsiyumunun ölümüydü.



Eğer bu konsorsiyumlar sadece geri dönmekle kalmayıp yanında da "ölüm geçidi"nden bir gulyabaninin solucanını getirdiğini öğrenirse o zaman çoğu tehdit edilmiş hissederdi. Hatta bu geçidi ele geçirmeye bile çalışabilirlerdi.



Dudian bu konuyu düşününce elindeki solucana baktı. Bir süre sessiz kaldı ve sonra çantasından küçük bir kutu çıkardı. Gulyabaninin cesedinden bir parça et ve kan aldı, ardından onları kutunun içine koydu. En azından şimdilik ne yapacağına karar verene kadar solucanı kutuya koydu. Azcık hava girmesi için kutuyu araladı.



"Enjekte edecek bir şey..." Dudian etrafındakilere baktı. Her şey çoktan toza dönmüştü. Burada şırınga bulamazdı. Yine de, toplayıcı günlerinde öğrendiği bir otu hatırlamak için beynini yoruyordu. Adı "mızrak otu" olan bir bitki vardı. Kuru yerlerde büyüyordu. Küçük ve tüp gibi bir şeydi. İçi boş ama ucu çok keskindi. Üstelik, suyunda anestezik özellikler vardı. "Mızrak otu"nun anestezik suyunun çoğu duvarın içinde çıkarılıyordu.



Yere bastı. Kuru ve sert bir yerdi. Mızrak otunun büyüyebileceği yerleri aramaya başladı.



Yabani otlarla ve bitkilerle dolu olan bir yeri bulması fazla sürmedi. Büyük bir mızrak otu bulmuştu. Dudian mızrak otunu hemen hançeriyle kesti. Kutuyu açtı ve etin üstünde yatan solucana baktı. Eğer ev sahibi öleli çok olduysa ve solucan uzun bir süre boyunca yeni bir ev sahibi bulamazsa o zaman ölürdü.



Ancak ölse bile yine de büyü damgalarını uyarabilirdi. Bunun asıl nedeni çürümemesiydi.



Dudian temiz ve büyük yapraklar buldu. Onları çantasının üstüne koydu ve solucanı da yaprakların üstüne yerleştirdi. Dudian hançeriyle solucanı kesti. Yumuşak bedeninden yapış yapış kan aktı.



Dudian çabucak onu ezdi ve tüm kanı büyük mızrak yaprağının üstüne döktü. Sadece sağ elini kullandığından her şey çok yavaş ilerliyordu. Doğal şırıngayı hazırlamayı bitirdikten sonra göğsündeki zırhı çıkardı. Göğsünde sarmaşık gibi koyu kırmızı bir yara vardı. Büyü damgasının ucunu çimdikledi ve mızrak otuyla hafifçe deldi.



Dudian tüm vücudunu keskin bir acının kapladığını hissetti.



Sanki beyni patlayacak gibi hissediyordu. Büyü damgası avcıların vücudundaki en zayıf ve ölümcül noktaydı. Fazla derine batırmaya cüret edemiyordu eğer batırırsa bu intihar etmekle aynı şey olurdu.



Mızrak otunun ucu biraz girdikten sonra otun arkasından üflemeye başladı.



Hava solucanın kanıyla beraber Dudian'in büyü damgalarına doldu.



Dudian uzaylı bir şey sanki kalbini işgal ediyormuş gibi hissetti. Son derece garip ve acı dolu bir işlemdi. Çok terliyordu.



Bir süre sonra mızrak otunun içinde hiçbir şey kalmadığını ve her şeyin içeri enjekte olduğunu gördü bu yüzden mızrak otunu geri çekti.



Dudian büyü damgalarına baktı. Mızrak otunun deldiği yer gözle görülür bir şekilde iyileşiyordu. Lakin yine de büyü damgalarından büyük bir acı geliyordu. Garip hissettiriyordu. Bir an vücudu donuyor gibi daha sonraysa yanıyor gibi hissediyordu. Sıcak mı yoksa soğuk mu olduğunu söyleyemiyordu.



Dudian çok yorgun ve bitkin hissetti. Dinlenmek için çantasına yaslandı. Göğsünden gelen acı giderek azaldı fakat son derece sıcak bir his tüm vücudunu kapladı. Sanki lavın içinde yüzüyor gibi hissediyordu. Parmaklarıyla büyü damgalarına dokundu. Büyü damgaları küçülüyormuş gibi gözüküyordu... sanki... solucanın kanını sindiriyordu.



Dudian çok rahatsız hissetti. Kafa derisi acıdan sızlıyordu. Kendine gelmek için başını salladı. Dudian ayağa kalktı ve çantasını alıp büyük duvara doğru yürümeye başladı. Birkaç adım attıktan sonra vücudunun tüm hücrelerine güçlü bir bitkinlik akın etti. Duvarın dışında olduğunu ve çok tehlikeli olduğunu biliyordu lakin içindeki uyuma hissine karşı koyamıyordu. Yavaşça yere oturdu ve gözlerini kapadı.



Dudian yanağını okşayan soğuk rüzgarı hissedince uyandı.



Aniden gözlerini açtı ve ayağa kalktı. Gökyüzünde süzülen kırmızı bulutlar vardı. Güneş batıdan batıyordu. Akşam olmuştu.



Dudian etrafındaki kokuları hissetti. Az önceki savaş alanında iki canavar vardı. Kanın kokusu yüzünden oraya gitmiş olmalılardı.



Sırtından soğuk terler akıyordu. Eğer savaş alanına yakın uyusaydı şimdiye ölmüş olacağını biliyordu. Şansına, solucanın kanını enjekte etmeden önce vücudundan gelen kokuyu ve çantasını saklamıştı.



Büyü damgalarını hatırladı ve göğsüne baktı. Büyü damgalarının şeklinin biraz değiştiğini görünce şaşırdı. Büyü damgaları önceden bir parmak uzunluğundaydı. Şimdiyse üçte biri kadar uzamıştı.



Dudian eliyle büyü damgalarına dokundu. Hiçbir acı hissetmedi lakin soğuktu. Zırhını giydi. Geçici olarak geceyi burada geçirmesi gerektiğini biliyordu.



Dudian güneş tamamen battığında önceden temizlenmiş harabelere döndü. Yıkılmış bir binanın bodrum katında saklanıyordu. Her yer toz ve sarmaşıklarla doluydu. Oturacak bir yer seçti ve çantasını yere koydu. Kuru odunlar topladı ve onları bir araya koydu. Sonra kibritle etrafı ısıtmak için ateş yaktı.



Dudian heyecanlı bir şekilde vücudunu kontrol ediyordu. Büyü damgaları evrimleştikten sonra bünyesinin de geliştiğini biliyordu. Üstelik yeni bir yetenek kazanabilir veya önceki yeteneklerinden biri tekrar gelişebilirdi.



Koşuş hızı büyü damgalarının evriminden sonra artmıştı. Bu şırınga metodunun işe yaradığının bir kanıtıydı. Artık, yeteneklerine bakma zamanı gelmişti.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44329 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr