Bölüm 217: ######

avatar
4479 11

The Dark King - Bölüm 217: ######


Bölüm

 

Yiyecek

 

***********************************************************************************

 

Yılan kuyruklu timsahın ölüp ölmediğini test etmek için birkaç kez daha taş attı, ardından dikkatlice yaklaştı. Hançerini kaldırdı ve gözüne sapladı. Puff! Hançer üst deriyi deldi ve gözünü oydu. Yılan kuyruklu timsahtan tepki yoktu. Bu sefer kesinlikle ölmüştü.



"19. seviye bir canavar öldürebileceğimi beklememiştim..." Dudian vücudunun yorgun ve kaskatı olduğunu hissetti ama içi heyecanla doluydu. Tecrübeli orta seviye bir avcı bile 19. seviye bir canavarı tek başına avlayamayabilirdi. Kıdemli bir avcının halletmesini gerektiren bir seviyeydi ama bu onu yapabilmişti!



"Cıva! İşe yarıyor!"



Dudian gülümsedi. İnsanlar zayıf varlıklardı ama gezegeni yöneten onlardı. Bunun asıl nedeni yaratıklar gibi kaba güç yerine beyinlerini kullanmalarıydı. Bilgi insanların elindeki en tehlikeli silahtı.



Bir süreliğine dinlendi, sonra canavarı kesmeye gitti. Hançeriyle ağzını kesti. Yılan kuyruklu timsahın anatomisinde pek tecrübeli değildi bu yüzden genel bilgilerini kullanıyordu. Başta yavaştı ama giderek timsahın vücudunun yapısına alıştı, bu sayede de kesiş hızı bayağı bir arttı.



Dudian'in yılan kuyruklu timsahın cesedini açması fazla sürmedi. Boynuzlu kertenkelenin yanı sıra önceki avının eti, kemikleri ve gastrik asit karnından dışarı fışkırdı. Hepsi gastrik aside bulanmıştı. Üstelik, pislik kokusuyla kaplıydılar.



Dudian kötü kokuya katlandı ve yaratığı tamamen kesti. En zorlu kısmı canavarın sırtındaki pullar olan yerdi. Üstündeki kanı otlarla sildi ve çantasına koydu. Üstelik pençeleri de aldı. Silah yapımında kullanılabilecek mükemmel malzemelerdi. Hatta ok yapımında bile kullanılabilirlerdi.



Dudian, Karanlık Kilise'ye satabileceği birkaç değerli parçası olsa da fiyatları düşük olacağından yılan kuyruklu timsahın çiğnediği boynuzlu kertenkeleden hiçbir şey toplamadı. Çantasındaki yer sınırlıydı bu yüzden sadece en değerli parçaları aldı.



"Büyük duvarın içinde para kazanmak çok zor. Biraz akıllı olman ve müşterilere yalakalık yapman gerekiyor. Ancak, duvarın dışında çok kolay. Avcılar gözlerinin önündeki altınları, yani buz kridtallerini toplamaya bile tembellik ediyor. Lakin dışarısı da hayatını kaybedebileceğin için çok  riskli." Dudian çantayı sırtına taktı ve yılan kuyruklu timsahın cesedine baktı. İç çekti ve başını salladı. Demir okları canavardan söktü. Bazı okların ucu körelmişti. Yüksek seviyeli canavarlarda etkili olmayacağından onları 8. seviye veya daha düşük canavarları avlamakta kullanabilirdi.



Kendisi istediği zaman dışarı çıkabilsin diye geçidi kiraladıklarını biliyordu. Diğer konsorsiyumların avcıları dışarı çıkmaya isteksizdi. Çoğu zaman dışarı çıksınlar diye konsorsiyum görevler verirdi. Ancak o, her an çıkmaya hazırdı.



"Oh?" Dudian tam ileri gidecekti ki, kaşlarını çattı. Burnuna ölümsüz kokusu geldi. Aslında kokusunu aldığı üç şey daha vardı. Kokularına göre mutant iskeletler gibi gözüküyordu.



Dudian'in yüz ifadesi değişti. Yılan kuyruklu timsahın cesedinden gelen kanlı kokunun canavarların dikkatini çektiğini biliyordu.



"Çok uzaktalar. Sıradan bir ölümsüz kan kokusuna karşı bu kadar hassas olmamalı. Gelen yaratıklar mutant iskeletler olmalı!" Dudian yaklaşan canavarların kokusunu aldı. Dönüp barut kutularına baktı. Kutular iki veya üç tane mutant iskelet öldürmeye yetmeliydi. Ancak, onları yılan kuyruklu timsaha karşı kullanılırsa en fazla ağır yaraya sebep olacağını biliyordu.



Dudian çabucak bir beyin fırtınası yaptı. Yayı, okları ve hançeri kaldırdı. Çantasını yakındaki çalıların arasına sakladı. Yılan kuyruklu timsahın pulları ve derisi kanla kaplıydı bu yüzden yerini açığa çıkaracaktı.



Üstelik, otlarla hançerindeki kanı silmişti. Ardından arkasını dönüp uzaklara kaçmaya başladı.



Birkaç dakika sonra etraftaki otlar hışırdamaya başladı. Dört bacağı olan bir mutant iskelet çalılardan çıktı ve yılan kuyruklu timsahlın cesedine doğru gitti. Zengin kan kokusu beynini ve iç güdülerini tahrik ediyordu. Heyecanla kükredi ve yılan kuyruklu timsahın cesedini ısırmaya başladı.



Onlar canavarı yerken başka bir yerden üç mutant iskelet daha geldi.



Ancak, o üçlü yılan kuyruklu timsahın cesedine yaklaşınca diğer mutant iskeletin de orada olduğunu hissetti. Kükrediler ve birbirlerine saldırmaya başladılar.



Yosunla kaplı taşın üstünde yatıp olan biteni izleyen Dudian şaşırmıştı. Dört mutant iskelet deli gibi birbirine saldırmaya başlamıştı. Birbirlerini ısırmaya çalışıyorlardı. Ayrıca oraklı kollarını saldırmak için kullanıyordu. Çok geçmeden mutant iskeletlerden biri diğerinin kafasını kesebilmişti. Kafasını aldı ve tam yiyecekti ki, diğeri saldırıp onu öldürdü.



Dördünün arasında hayatta kalan sadece bir mutant iskelet vardı. Üçünün kafasını tuttu ve yemeye başladı.  Gözlerini, kulaklarını ve burunlarını birer birer yemeye başladı. Üstelik onları yemeyi bitirdikten sonra kafatasını çatlatıp beynini yemeye başladı.



Dudian önündeki manzara karşısında korkmuştu, "Birbirlerini mi öldürüyorlar?"



Etrafta fazla mutant iskelet olmamasına şaşmamalıydı. Bunlar birbirlerini avlıyorlardı.



"Birbirlerini yiyorlar..." Dudian'in yüzü çirkinleşti. Neden bu kadar az mutant iskelet olduğunu ve neden bu kadar dağınık olduklarını anlayabiliyordu.



Etrafta başka mutant iskelet olduğunu anlayınca hiçbiri yılan kuyruklu timsahı yemeye gitmemişti, "Doğuştan mı yamyamlar?"



Şaşırmıştı ama durumu tahmin ederken de bir bakıma afallamıştı. Kükreme sesini duyunca kendine geldi. Kalan mutant iskelet diğerlerinin kafasını ve cesetlerini yiyordu. Ağzını sonuna kadar açmış kükrüyordu.



Ancak onu şaşırtan şey, gözlerinin önünde evrim geçirmesiydi. Ağzı birkaç santim genişlemiş ve dişleri keskinleşmişti. Kemikleri gözle görülür bir şekilde büyüyordu. Bu resmen inanılmaz bir şovdu. Vücudunun büyümesi bir yana kollarındaki oraklar da büyümüştü.



Bu nasıl bir sindirim sistemiydi? Üstelik, diğerlerinin özünü(buz kristali) nasıl bu kadar hızlı özümseyebiliyordu?






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44325 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr