Bölüm 214: #####

avatar
4450 13

The Dark King - Bölüm 214: #####


Bölüm

 

Av

 

*********************************************************************************

 

Whoosh!



O anda sabit bir hedefe atış yaptığından bugüne kadarki eğitimlerinin aptalca olduğunu hissetti lakin iskelet bir anda hareket etmeye başladı. Üstelik vücudu normal bir insanınki gibi değildi, hareket ederken kıvrılıyor ve atış yapmayı zorlaştıran hareketler yapıyordu. Bir sonraki hareketini tahmin etmek çok zordu.



İskeletin kıvrılan vücuduna bakınca Dudian'in alnında soğuk terler birikti. Aralarında 120 metre uzaklık vardı ve giderek azalıyordu. Dudian iskeletin nereden gideceğini tahmin edemiyordu ama iskelet aralarındaki mesafeyi giderek daha da kapatıyordu.



Whoosh!



İskelet Dudian'den 60 metre uzaktayken bir ok fırladı. Puff! İskelet göğsünden vuruldu. Bir anlığına duraksadı ve ağzını açıp kükredi. Ancak, iskelet tekrar Dudian'e doğru koşmaya başladı.



Dudian ipi çekti ve ikinci atışı yaptı. Arkasını dönüp geri çekilmeye başladı ancak hala aklından iskeletin nasıl hareket edeceğini tahmin etmeye çalışıyordu. Aralarındaki mesafe 20 metreye düştüğünde üçüncü atışı yaptı.



Puff! Ok iskeletin kafasına saplandı. Birkaç metre delmişti ama daha fazla delemeyince durmuştu.



"Kafası neyden yapılmış?" Dudian'in yüz ifadesi hafiften değişti. İskeletin yaklaştığını görünce çabucak yayı ve okları sırtına koydu ve hançerini çıkardı. Bir saniye içinde aralarındaki mesafe kapanacaktı. Dudian dikkatlice, nereye saldıracağını görmek için iskeletin kollarına baktı.



Roar!



İskeletin ağzından çıkan yoğun koku Dudian'in yüzüne geldi. İskelet sağ kolunu kaldırdı ve orağın çıkıntısını Dudian'e doğru savurdu.



Dudian eğildi ve iskeletin bacağını tekmeledi.



Ancak, bu devasa iskeletin bacaklarına pek dikkat etmemişti. O anda bacaklarının ve ayaklarının dizlerine kadar gri pullarla kaplı olduğunu gördü.



Dudian ayağıyla iskeletin bacağını tekmeledi. Ancak sanki bir demiri tekmelemiş gibi hissetmişti. Çok acımıştı ama kendi gücü de orta seviye bir avcıya eş değerdi. Tekme yüzünden iskeletin de ayağı takılmıştı.



İskelet düşünce Dudian takla atıp iskelete yaklaştı. O sırada da hançerini çekti ve işini bitirmek için boynuna saldırdı.



Puff! Hançerin keskin tarafı eti kesti ama yarıda sıkıştı.



Dudian yüz ifadesi, iskeletin boyun omurlarının bu kadar kalın olacağını beklemediğinden değişti. Nasıl olurda kaliteli demirden yapılan hançer kesemez?



Dudian şaşırmıştı ama konu üzerine fazla kafa yormadı. Devasa iskeletin biraz bilinci var gibi gözüküyordu çünkü acı içinde kükremeye başlamıştı. Yerde yatıyor olsa da iki metrelik kollarıyla uzanıp Dudian'e saldırmaya çalışmıştı.



Dudian çabucak hançeri bıraktı ve geri bastı. Hemen arkasını dönüp atış yapabileceği uzun bir bina olup olmadığına baktı ama hiç bulamadı. Yüz ifadesi hafiften değişti. İçgüdüleri beyninden daha hızlı çalıştı ve vücudu harekete geçti. Yosunlarla kaplı molozlara doğru koşmaya başladı.



İskelet ayağa kalktı, kükredi ve onun peşine takıldı.



Dudian çevikti bu sayede iskeletle arasında bir mesafe açabilmişti. Devasa iskeletin gücü ve hızının normal iskeletlere göre daha fazla olduğunu fark etmişti ama onla boy ölçüşemezdi. Ancak, yakın dövüşte pek iyi olmadığından iskeletin saldırılarına karşılık vermek zordu.



Whoosh!

 

Dudian çabucak kaçtı.



İskelet kükreyerek onun peşinden geliyordu. İskeletin önünde çok fazla engel vardı. Dudian iskeletin, sıradan iskeletten daha güçlü ve büyük olduğunu düşünmüştü ama denge ve esneklik konusunda büyük bir dezavantajı vardı.



Dudian harabeler boyunca 200-300 metre kadar koştu. Sonunda aralarında biraz mesafe koyabilmişti. Koşarken etrafına da dikkat ediyordu. Özellikle koşarken başka canavarlar saldırmasın diye kokulara dikkat ediyordu. Üstelik, peşinden gelen iskeletin hareketlerine de odaklanmıştı. Durdu ve yayıyla oklarını çıkardı. Ona gittikçe yaklaşan iskelete dikkatlice baktı.



"Vurmak zorundayım!"



Mesafe 40 metreye düştüğü halde aklı huzur içindeydi. Tam o sırada ipi bıraktı.



Puff! Beş saniye sonra ok iskelete saplandı.



İskeletin hızlı koşan vücudu gücünü kaybetti. Bacağı duraksadı ve iskeletin üst vücudu yere yapışıp dört beş kez yuvarlandı. Siyah kan etrafa saçıldı.



Dudian rahatlamıştı ve yüremeye başladı. Okun, iskeletin kafası yerine gözüne saplandığını gördü! Kafatasına kadar delmiş ve kafa içi dokularına zarar verip ölümüne sebep olmuştu.



Dudian nefesini düzenledi ve etrafı kontrol etti. Hiçbir hareket hissetmeyince ilk dövüştüğü yere geri döndü ve hançeriyle barut kutularını aldı. İskeletin cesedinin olduğu yere geri döndü ve hançerle kafasını kesti.



Servikal omurunu kesmek normalden daha uzun sürdü.



"Böyle garip bir iskeleti ne duydum ne de gördüm. Atlasta da bu canavar hakkında kayıt yoktu. Bu iskeletlerin yeni mutasyonu mu?" Dudian hançeriyle iskeletin kafasını açmak için çenesinden eklemlerine kadar kesti, "Hızına ve gücüne bakarsak seviyesi 12'yle 14 arası olmalı. Dövüş gücüne bakarsak, normal orta seviye bir avcıya eşit."



İskeletin kafasını boşaltması fazla sürmemişti. Beyin dokuları sıradan bir ölümsüzünkiyle aynıydı. Her şey donmuş ve siyah renkteydi. Buz kristalini çıkardı, rengi normal bir buz kristalinden daha derin ve saftı.



Dudian kendi şeylerini ve buz kristalini aldı ve daha fazla tehlikeden kaçınmak için oradan ayrıldı.



Dudian açık bir alana gelince yosunlarla kaplı bir moloz parçasına dayandı. Koyu mavi buz kristalini çıkardı. Bir süre tereddüt etti ama sonunda elinde kesik açıp buz kristalini avucuna koydu. Buz kristali yavaşça eridi ve yaradan vücudunun içine girdi.



Dudian başta sol eliyle hiçbir şey hissetmiyordu ama sonraki an soğukluk kolundan tüm vücuduna yayıldı. Kafasındaki o soğuk his yok olduğu anda korkmuştu. Ancak, aklı açılınca sanki vücudu uyarılmış gibi olmuştu. Görüşü daha renklenmiş ve canlanmıştı.

(Ç.N= NZT-48)



Dudian, iskeletle normal ölümsüzün kristalini özümsemenin aynı olduğunu biliyordu. Ancak, etkisi çok farklıydı.



"İlginç. İskelet evrimleşip mutasyon geçirdiği için buz kristalinin de kalitesi değişmiş." diye fısıldadı Dudian. Hançerini temizledi ve kınısına koydu. Haritayı çıkardı ve daha önce gittiği yerleri çizdi. Yeni Dünya Konsorsiyumunun çalıştırdığı tek avcı olduğundan harita işi de ona kalıyordu. Bu hem gelecek avların da daha etkili olmasına yarayacaktı.



Dudian bölgenin haritasını çıkardıktan sonra kalemi kaldırdı. Sadaktan bir ok çıkardı. Okun ucu koyu gümüş renkliydi. Oku elinde tutup baruta baktı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr