Ürün

***************************************************************************************************

"Duydun mu?" dedi genç adam. Glenn kaşlarını çattı, bir süre düşündükten sonra Dudian'in ne yaptığını anladı. Kalbi yumuşamıştı ama yüzünde hala umursamaz bir bakış vardı.

Genç adam ona baktı, "Eğer bu doğruysa üsttekiler yanlış bilgi almış. Sen sopayı salladın ama vurmadın değil mi?"

Glenn ona baktı, "Öyle mi?"

"Hadi ama, koskoca Glenn'in elinden mi kaçabilecek?" Genç adamın yüzünde şaşırmış bir ifade vardı.

Glenn yavaşça dedi ki, "Eskiden bizim konsorsiyumda bir acemiydi. Büyü damgalarını Juranzhi'den aldı biliyorsundur. Bu yüzden çok güçlü bir koku duyusu var. Daha başka ne yetenekleri olduğunu bilmiyorum. Ne yazık ki, Atlas Juranzhi konusuna gelince daha tam değil."

"Sende de siyah weaverdan büyü damgaları var. Bu yüzden de suikast işlerinde çok iyisin. Üstelik, iki evrimden geçmiş kıdemli bir avcısın. Tek bir evrim geçirmiş biri nasıl senle aynı düzeyde olabilir ki?"

Glenn cevap verdi, "Büyü damgaları arasındaki güç farkı büyük olabilir. Duvarın içindekilere göre evrim olasılıklarla dolu bir şey. Canavarların kendi aralarında bile çeşitleri olduğundan, bazen büyü damgalarının da yetenekleri değişebiliyor."

Genç adam iç çekti, "Doğru ama ilk saldırın başarısız olsa bile onu nasıl öldüremedin?"

"Çocuk çok kurnazdı. Eğer peşinden gitseydim kimliğim açığa çıkardı." dedi Glenn, "Bu riski alamazdım."

Genç adam onunla aynı fikirde değildi, "Açığa çıksan ne olacaktı ki. Orta seviye bir avcıları olmadan Ryan ailesi çantada keklik. Mellon Konsorsiyumu önce onlara ekonomik baskı uygulardı ve bir süre sonra da Ryan ailesi iflas ederdi."

"Üsttekiler çoktan beni azarladı. Bir de seni çekemem." Glenn ona bir bakış attı.

Genç adam şaşırmıştı, "Tamam, hadi yiyelim!"

...

...

Ryan Kalesi.

İhtiyar Fulin yavaşça kapıyı açtı ve odaya girdi. Dudian'in yatakta yattığını gördü, "Söylediğin şeyleri hallettik. Tekstil fabrikası yarına hazır olur. Ancak, terzi konusunda sorun çıkabilir. Şu anda fazladan para ödemediğimiz sürece, terzileri işe almak zor olur."

"Fark etmez." Dudian ona baktı, "Mellon Konsorsiyumu bir şey yaptı mı?"

İhtiyar Fulin hafiften gülümsedi, "Beklediğimiz gibi suikast işini bıraktılar ama muhtemelen bir süre sonra ekonomik baskıya başlarlar. Konsorsiyumun yönettiği bir gazete ajansı sabah haberlerinde senin yaralandığını yazdı. Konsorsiyuma başvurmak isteyen iki aile de bu sabah artık istemediklerini iletmek için birini gönderdi. Üstelik, diğer soyluların gözündeki itibarımız Mellon Konsorsiyumunun yaptıkları yüzünden yerle bir oldu. Şu anda, hiç de iyi bir durumda değiliz."

Dudian pencerenin kenarındaki vazoya baktı ve fısıldayarak dedi ki, "Ryan ailesinin karıştığı iş alanlarına bakacaklardır. İşimizi tamamen bitirmek için müşterilerimizi çalmaya çalışacaklardır."

İhtiyar Fulin ona baktı, "Bunların hepsini beklediğine göre yapacak bir şeylerin de olmalı?"

"Panik yapma! Başlangıçta ailenin adına olan dükkanları almaya çalışacaklar. Tabii bu biraz zaman alacak. Bu süreyi fırsat bilip tekstil işiyle ilgili müşteri bulmalıyız. Eğer tekstil işine karışırlarsa siparişleri piyasa değerinin altından al. Büyük bir konsorsiyum olsalar bile ekonomik çıkarlarımızın hepsini alamazlar."

İhtiyar Fulin alay eder gibi gülümsedi, "Eğer araya girmek isterlerse siparişler durur."

Dudian ona baktı, "En azından küçük bir servet yapmamıza yarar."

"Huu..." İhtiyar Fulin neredeyse tükürüğünde boğulacaktı. Derin bir iç çekti ve dedi ki, "Görünüşe göre yaşlanıyorum."

"Emekli olmak aklından bile geçmesin, onlar tepki vermeden önce alabildiğin kadar sipariş almaya bak."

"Tamamdır." İhtiyar Fulin başını salladı ve arkasını dönüp gitti.

Hava yavaştan kararıyordu.

...

...

Akşam, yemekten sonra.

Dudian, Fulin ve üç oğluyla beraber Yard şehrinin dışındaki fabrikaya gitti. Fabrika büyüktü. İçi yeni alınmış dokuma tezgahlarıyla doluydu.

Fulin Dudian'e dönüp dedi ki, "Artık bunları ne için istediysen... Hepsi hazır."

Dudian İhtiyar Fulin'in oğluna baktı ve sonra ona doğru döndü, "Bunları geliştirdikten sonra buradan hiçbir bilgi çıkmayacak. Her şey gizli tutulmalı. Yoksa, bizim geliştirdiğimiz dokuma tezgahları diğer konsorsiyumların fabrikalarında çıkar ve bu avantajımızı kaybederiz."

İhtiyar Fulin başını salladı ve dedi ki, "Anladım. Gizlilik konusunu ben hallederim."

İhtiyar reisin yüzündeki ciddi bakışı görünce Dudian hiçbir şey demedi.

Dudian alet çantasını açtı ve birkaç şey çıkardı. Dokuma tezgahına iğleri eklerken çıkrıkları ayarlıyordu. Alete toplam 5 iğ eklemişti.

Pamuk ipliklerini beş iğden geçirdi ve sonra çıkrıkları döndürmeye başladı. İğler, tek bir iğe göre 5 kat daha hızlı hareket etmeye başlamıştı.

"Bu..." İhtiyar Fulin ve oğulları şaşırmıştı. Önlerinde çalışan dokuma tezgahına şaşkınlıkla baktılar. Dudian'in yaptığı tezgahın hızını kat ve kat arttırmıştı.

"Bu gelişmiş hali mi?" İhtiyar Fulin gözlerini fal taşı gibi açtı ve baktı. İş konusunda uzman sayılabilecek biri olarak bu tezgahla neler kazabileceklerini biliyordu.

Dudian başını salladı. Kara barutun tarifini öğrenene kadar bazı bilgilerin üstünden geçmişti. Bu gelişmiş doku tezgahı buharlı makinelerden önce çıkmıştı. İnsanlar buhardan sonra insan gücü yerine makine gücüne başvurmaya başlamışlardı.

"İnanılmaz!" dedi Sander.

"İğlerin hızının yanı sıra dokuma tezgahının hızı da iki katına çıkabiliyor." dedi Dudian, "Eğer on iğ eklersek o zaman bu şimdiki tezgahlara bin basar."

************************************

Çıkrık - Pamuktan, yünden iplik bükmek ya da bükülmüş iplikleri sarmak için kullanılan, el ya da ayakla çevrilen, çevrildikçe kayışıyla bir iği döndüren, dolap gibi bir ilkel araç.

İğ - İplik fabrikalarında yün, ipek, pamuk vb.den iplik üretmekte kullanılan, eğiren araç.(Halk ağzından çıkrıklarda ipliğin sarıldığı demir çubuk.)