Bölüm 176: #####

avatar
4478 12

The Dark King - Bölüm 176: #####


Bölüm

 

Parti

 

**************************************************************************************

 

"Hak ettiği ne, hak etmediği ne?" Sarah, Jenny'nin alnına bir fiske attı, "Sen! Ahh! Sen biraz fazla dürüstsün. Babaım dediği gibi, bu dünyada para ve güçle alınamayacak hiçbir şey yok. Tabii, büyük ustaların dışında."



Jenny derin bir iç çekti ve başını salladı. Sarah onun çocukluktan beri oyun arkadaşı olsa da inandıkları şeyler aynı değildi.



"Ben gidiyorum." Sarah daha fazla konuşmadı ve elini salladı.



Jenny başını salladı ve dedi ki, "Şeyy, onu göreceğini söyledin, değil mi? Iıııı... Benim yerime ona bir mektup verebilir misin?"



Sarah elini kaldırdı ve gülerek Jenny'nin yanağını sıktı, "Bu hanımefendi senin habercin olmayacak. Eğer bir şey söylemek istiyorsan git kendin söyle. Yoksa cesaretin mi yok ha?"



Sarah ona göz kırpıp arkasını döndü ve gitti.

 

...

 

...

 

Yard şehri, Ryan kalesi.



Kalenin içine bir araba girdi. Dudian arabadan indi ve hizmetkarı takip etmeye başladı.



Neredeyse akşam olduğundan aşçıbaşı yemeği hazırlıyordu.



Ryan ailesi çöküşte olsa da hala geleneklere uymaya çalışıyordu. Hizmetkarlar masanın yan tarafında saygılı bir şekilde bekliyordu. İhtiyar Fulin'in çocukları ve torunları masaya önceden gelmişti. Masada oturmuş aralarında sohbet ediyorlardı.



Dudian içeri girdiğinde Hugh kız kardeşiyle konuşuyordu. Çabucak ayağa kalktı ve Dudian'i selamladı, "Hoşgeldiniz, Dean Bey."



Dudian elini sıktı, "Hoşbulduk, nasılsınız?"



Hugh güldü ve dedi ki, "Ben iyiyim. Dean Bey aç olmalı. Bizimle yemek ister misiniz?"



Dudian teklifini geri çevirmedi, "Memnuniyetle. Lütfen bir çift yemek çubuğu getirmelerini söyler misiniz?"



"Yemek çubuğu mu?" Hugh şaşırmıştı ama ne olduklarını sormadı.



Dudian, Hugh'un şaşırmış yüzünü görünce burnuna dokundu. Ne demek istediğini anlamadığını anlamıştı. İhtiyar reis daha ikinci kattaydı ve aşağı inmemişti. Barton, Kroen ve Joseph yemek salonunun köşesinde oturuyordu. Hiç kimse onları umursamıyordu.



Dudian'in odaya girdiğini görünce hemen ayağa kalktılar.



Dudian gülümsedi ve üçlüyü başıyla selamladı.



Bu sırada, beyaz sakallı orta yaşlı bir adam Hugh'a dedi ki, "O kim?"



Hugh çabucak Dudian'i tanıttı, "Bu kişi, dedemin işe aldığı bir avcı."



Orta yaşlı adam şaşırmıştı ama hemen yüzünde bir gülümseme oluştu. Ayağa kalkıp Dudian'in elini sıktı, "Merhaba. Ben Fulin'in ikinci oğlu, Jake."



Dudian hafifçe elini sıktı, "Ben de memnun oldum."



Yemek salonunda oturan diğer kişiler de hemen Dudian'i selamlamak için yaklaştı.



"Dean Bey çok gençsiniz. Daha önce hangi konsorsiyumda çalışıyordunuz?" diye sordu Jake.



"Mellon Vakfı."



"Son zamanlarda babam tek başına yeni bir konsorsiyum kurdu. Konsorsiyumun adı Yeni Dünya Konsorsiyumu. Böylesi genç ve önü açık bir avcıyı konsorsiyuma katabildiğini görmek beni gerçekten de mutlu etti."



Dudian gülümsedi. Yüzünde gülümseme olsa da, buradaki çocukların ve torunların çoğunun hiç de mutlu olmadığını biliyordu. Şansına, ihtiyar reis prosedür işlerini hallederken rahat durmuşlardı.



Bir süre sonra İhtiyar Fulin de yemek salonuna geldi. Dudian'i görünce selamladı, "Dean Bey sizi bu kadar erken beklemiyorduk."



"Erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır." Dudian ayağa kalktı ve gülümsedi.



İhtiyar Fulin herkese oturmaları için işaret etti. Orta yaşlı hizmetçi ona oturması için yardım etti, "Dean Bey, gelin yanıma oturun."



İhtiyar Fulin'in dediklerini duyunca Jake ve diğerleri şaşırmıştı. İhtiyar reisin Dudian'e bu kadar çok değer vereceğini düşünmemişlerdi.



Dudian başını salladı ve İhtiyar Fulin'in yanına oturdu.



Normalde orada Jake oturuyordu. İhtiyar Fulin'in dediklerini duyunca yüzü kaskatı kesildi ama yine de zorla gülümsedi ve başka yere oturdu.



İhtiyar Fulin yemeklerin getirilmesini emretti.



Orta yaşlı hizmetçi başını salladı ve yanındaki hizmetçiye dönüp kulağına bir şeyler fısıldadı.



Bİr süre sonra hizmetçiler ellerinde yemek tabaklarıyla odaya girdi.



İhtiyar reis Dudian'e baktı ve güldü, "Eğer Dean Bey'in geldiğini bilsem daha iyi yemekler hazırlattırırdım. Böyle yemekler yediğiniz için üzgünüm."



"İyi işte kötü güne saklamış oldun." Dudian gülümsedi.



İhtiyar Fulin yemeğini bitirip mendille ağzını sildi, "Dudian Bey, Ryan ailesi yeni bir konsorsiyum kurdu. Yarın büyük açılışımız var. Birçok eski tanıdığımız tebrik etmek için gelecek. Şu anda konsorsiyumumuzdaki tek avcı sizsiniz. Umarım partiye katılırsınız."



Dudian başını salladı, "Sorun değil, katılırım."



"Dede, ben de katılabilir miyim?" Masanın sonundaki Hugh bağırdı.



İhtiyar Fulin ona baktı, "Böyle bir parti için daha çok gençsin. Anca fahri şövalyelik ünvanını aldıktan sonra olur."



Hugh'un capcanlı yüzü birden çirkinleşti.



Yemekten sonra ihtiyar reis Dudian'i özel konuları konuşmak için odasına davet etti.



"Katılanların çoğu çöküşte olan diğer ailelerden olacak." dedi İhtiyar Fulin, orta yaşlı hizmetçi odadan çıkınca, "Sırf nezaketten ötürü gelecekler. Bazıları konsorsiyumun ne durumda olduğunu bakmak için, bazılarıysa pastadan pay almak için gelecek. Ne olursa olsun, bu konsorsiyumumuzun ilk partisi olacak bu yüzden herkeste iyi bir etki bırakmak istiyorum."



Dudian başını salladı ve dedi ki, "Sadece onların değil, tüm soylu ailelerin gözü bu partide olacak."



"Doğru." İhtiyar reis başını salladı. Dudian'i seçerek doğru bir karar verdiğini hissetti, "Çöküşte olan bir çok soylu aile var. Hepsi bir araya gelse bile bir cacık etmez.  Ne de olsa, aileleri bir arada değil ve gerçek bir güçleri yok."



"Üstelik, konsorsiyum kurmak için ödememiz gereken ücret hiç de az değildi. Diğer aileler bunu kesinlikle araştıracak. Her neyse, ne olacaksa olsun artık. Bu arada, senin orta seviye bir avcı olduğunu partide söyleyeceğim, böylece konsorsiyumumuzun temeli sağlamlaşabilir."



Dudian bir süre düşündü ve başını salladı, "Tamam."



"Muhtemelen ileride Mellon Konsorsiyumu bize baskı uygulayacak." İhtiyar reis derin bir iç çekti, "Umarım saldırılar ne kadar sert olursa olsun karşı koyabiliriz."



Dudian gülümsedi, "Yeraltı geçidi için yeterli sermaye topladıktan sonra hiç kimse gelişimimizi durduramayacak."



İhtiyar reis gülümsedi. Dudian'in bu kadar güveni nereden aldığını bilmiyordu. Bir bakıma, o da böyle olmasını umuyordu. Hatta sürekli içinden dua ediyordu.



"Büyük soylu ailelerin arkasında hiç simyager var mı?" diye sordu Dudian, aniden.



İhtiyar Fulin bir anlığına duraksadı ama cevap verdi, "Var, ne de olsa bir simya ustası avcılardan daha hızlı ve daha çok para kazanabilir."



Dudian başını salladı. Meydandayken birçok nadir ve pahalı materyal görmüştü, muhtemelen çoğu simyager soylu ailelerden para konusunda yardım alıyordu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44266 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr