İnferno Ailesi

****************************************************************************

"Yasaklı simya ailesi mi?" Dudian şaşırmıştı. Sıranın ilerisindeki genç adama baktı. Omzunda patlama sonrası oluşan mantar bulutunun simgesi vardı.

Altın ağzını açtı ve kısık bir sesle konuştu, "Geeez! İnferno ailesinden biri. Onlardan birini görebildiğimiz için şanslıyız. Gerçekten de farklılar. Şu kıyafetlere bak, onlar bile bizimkinden farklı. Bu arada, ailelerine gölgelerden arka çıkan çok güçlü bir grup olduğunu duydum."

"Baksana, onların ailesiyle yarışmamız imkansız. Mirasları sanki Tanrı'nın bir hediyesi gibi." Genç adama bakarken Gül'ün gözleri kıskançlık ve hayranlıkla doluydu.

Bülbül fısıldayarak dedi ki, "Keşke İnferno ailesinin gerçek alevlenme tezini görebilsem!"

Dudian ne konuştuklarını duyunca meraklanmıştı, "Ne araştırması yapıyorlar?" Rosyard'ın simya notlarında bu aileyle ilgili hiçbir şey yazmıyordu. Yoksa 3 yıldızlı bir simyager bile onlarla iletişim kuramıyor muydu?

Bülbül sesini azalttı ve dedi ki, "Bildiğin yasaklı araştırma. Yani simya onlar için yasak, kullanamazlar. Tarih boyunca son derece inanılmaz güçler yaratan formüller ortaya çıktı. Hatta efsaneye göre bir gölü anında buharlaştırabilen, bir bölgeyi anında çöle çevirebilen formüller bile vardı. İşte bunlar simya tezleri, etrafa çok fazla zarar verdiklerinden Karanlık Kilise onlara yasak koydu. Bu yüzden araştırma bilgilerini bulmak imkansız."

Dudian şaşırmıştı.

Gölü buharlaştırmak? Yoksa bu sodyum ve kalsiyum oksitle alakalı mı?

Bir bölgeyi çöle mi dönüştürmek? İşte bunu duymuştu. Ryan ailesinin bir seferinde böyle bir simyageri kızdırdığını duymuştu. Sonuç olarak, ailelerin toprakları yanmış ve çöle dönmüştü. İşte bu yüzden de aileleri artık çöküşteydi.

"Ailenin kurucusu 'İnferno Patlaması' diye bir formül buldu. Söylenenlere göre tek bir patlamayla küçük bir şehri yerle bir edebiliyormuş." Altın fısıldayarak dedi ki, "İşte bu yüzden Karanlık Kilise onları yasakladı. Eğer birisi bu seviyede bir araştırmaya ulaşırsa, gelmiş geçmiş tüm simyagerler onu öğrenecektir. Bu her aklıma geldiğinde kendi araştırmama daha çok odaklanıyorum!"

"Ben de." Gül başını onaylar gibi salladı.

Bülbül dedi ki, "Karanlık Kilise'nin felaket olarak adlandırdığı bir araştırma sunduğun sürece ömür boyu takabileceğin bir rozete layık görüleceksin. Hatta kilisenin meclisine bile katılabilirsin. Tabii bu neredeyse imkansız bir şey. Üstelik, kilise araştırmanı yasaklasa bile zararını başka yollarla karşılıyor. Bak İnferno ailesine, adamlar 200 yıl önce 'İnferno patlaması'nı buldu ama Karanlık Kilise onlara yardım ediyor diye hala ailelerine bir şey olmadı..."

Üçlü İnferno ailesinden olan genç adama büyük bir arzuyla baktı.

Dudian genç adamın rozetine işlenmiş olan patlama işaretini düşündü. Üçlünün dediklerini düşündükten ve bir süre tahmin yürüttükten sonra dedi ki, "Araştırmalara göz atmak mümkün mü?"

Bülbül başını salladı, "Karanlık Kilise hepsini mühürledi ve hiçbir zaman ortaya çıkmayacak. Kendi ailelerinin bakması bile yasak. Eğer bilenler başkasına bir bilgi sızdırırsa kesinlikle çok büyük bir cezaya çarptırılırlar!"

Dudian başını salladı, "Eee, o zaman aynı formülü bir başkası bulursa ne olacak?"

"O iş kolay." Altın cevap verdi, "Tarih boyunca birkaç kez böyle şeyler oldu. Her seferinde Karanlık Kilise bu araştırmayı sunan kişiyi çok iyi bir şekilde araştırdı ve formülün çalıntı olmadığından emin oldu. Eğer orijinalse formülü bulana simya puanları verdiler ama rozet vermediler."

Dudian hafifçe başını salladı ama hiçbir şey demedi.

Önlerindeki sıra giderek azalıyordu. Sıra neredeyse onlara gelmişti. Kapıdan en son çıkan kişi derin bir iç çekti, görünüşe göre teorisi reddedilmişti.

İnferno ailesinden olan genç odadan çıktı ve doğrudan gitti. O gidene kadar üçlü gözünü ondan ayırmadı.

Birkaç kişi sonra sıra onlardaydı.

"İçeri gir." dedi kapının önünde duran beyaz maskeli adam.

Dördü de aynı anda kapıdan içeri girdi.

Oda karanlık ve eski gibi gözüküyordu. Odada üç dört tane masa vardı. Aynı maskeyi giymiş birkaç kişi masada oturmuş kağıtlara bakıyordu. Kapıya en yakın masanın arkasında olan ve siyah etek giyen ince kadın onlara baktı.

"Hepiniz oturun. İlk kim geliyor?" Maskeli kadının sesi odada yankılandı.

Bülbül ve diğerleri birbirlerine baktı. Gül dedi ki, "İlk ben." Cübbesinin içinden bir dosya çıkardı ve saygılı bir şekilde kadına uzattı.

Hayalet maskeli kadın dosyayı açtı ve sessizce araştırmayı inceledi.

Bülbül Dudian'e boş bir masayı işaret etti. Kulağına doğru eğildi ve fısıldayarak dedi ki, "Şurada yazabilirsin."

Dudian hemen kendini geri çekti çünkü neredeyse onun nefesinin sıcaklığını hissetmişti. Başını salladı ve masadan kalemi alıp kağıda "araştırmasını" yazmaya başladı.

"Çok katmanlı su arıtma filtresi daha önce kullanıldı. Asıl nokta senin bulduğun aletle suyu arındırmak. Ama bu bir buluş değil. Kömür ve keten uzun zamandır kullanılıyor. Bunlar yeni bir şey değil. Bence araştırmanın son 10 yılına baksan iyi edersin." dedi Gül'ün dosyasını kontrol kadın, birkaç dakika geçtikten sonra.

Gül şaşırmıştı, dosyasını geri aldı ve sanki üzerine bir ton ağırlık çökmüş gibi geri döndü.

Altın onu cesaretlendirmek için sırtına vurdu. Sonra o da dosyasını verdi, "Bu da benim araştırmam."

Kadın dosyaya göz attı ve başını salladı, "Bitkilerden tutkal çıkarma. Senin bakış açından mümkün gibi gözükse de bu şu anda imkansız. Sıcaklığın ne kadar olmasıyla ilgili hiçbir bilgi eklememişsin. Nasıl ayrıştıracağını teorinde açıklamamışsın. Bu yüzden bu kusurlu bir formül! Bunda hiçbir yaratıcılık yok. Hem, bu yeni bir fikir değil." Kadın dosyayı geri uzattı.

Altın utanç içinde dosyasını aldı.

Kadın etrafına baktı ve üçlünün arasındaki boşluktan arka masada Dudian'in bir şeyler yazdığını gördü, "Ne oldu düzeltme mi yapıyorsun?"