Bölüm 167: #####

avatar
4596 12

The Dark King - Bölüm 167: #####


Bölüm

 

Soy Solucanı

 

*******************************************************************************

 

Beşinin de suspus olduğunu görünce yaşlı adam gülümsedi, "Araştırmalarımıza göre Diyakoz Huey'in katili aranızda. Bart." Yaşlı adam bir isim söyledi.



Dudian'in yanındaki gencin yüzü çirkinleşti ve vücudu titremeye başladı, "Ben, ben öldürmedim! Gerçekten de ben öldürmedim!"



Yaşlı adam uzun bir süre ona baktı, "Ne karın ne de çocuğun var. Ayın 25'i gece neden bir buket çiçek alasın ki?"



Dudian genç adama baktı.



Bart'ın vücudu hafiften titredi, "Ben, ben..."



"Konuş!" diye bağırdı yaşlı adam.



Bart aceleyle dedi ki, "Çiçekleri.... çiçekleri sevdiğim kıza vermek için aldım... Ben, ben ona aşığım."



Yaşlı adam gözlerini kıstı, "Kızın adı ne?"



"Lucy, Lucy." Bart başını önüne eğdi.



Yaşlı adam başını salladı ve şövalyeye gidip araştırmasını söyledi.



Şövalye gidince sorguya ara verdi. Onun yerine yanında oturan orta yaşlı bir adam ayağa kalktı ve dedi ki, "Sıra kan testinde."



Orta yaşlı adam masanın üstüne elindeki kutuyu koydu. Kutuyu açtı içinde iki tane dikenli çubuk vardı. Şövalyeye getirmesini söyledi ve şövalye de hemen bir kase ve bıçak getirdi."



"Eğer gazeteleri okuduysanız bu çubukların Diyakoz Huey'i öldürmek için kullanılan silahlar olduğunu bilirsiniz." Yaşlı adam gözleriyle Dudian ve diğerlerini süzdü, "Çubukların üstünde Diyakoz Huey'in yanı sıra başka bir kan izi bulduk. Muhtemelen suçlunun kanı..." Bunları dedikten sonra başını çevirdi ve Dudian'e baktı.



Dudian baktığını görünce kaşlarını çattı, "Benim kanım olduğunu mu sanıyorsunuz?"



"Şu anda, en şüpheli kişi sensin." Yaşlı adamın yüzündeki nazik ifade yok oldu ve yerini nefret ve kızgınlık aldı, "Üç yıl önce hırsızlık yaptın. Diyakoz Huey de davana şahsen bakıyordu ve seni Dikenli Çiçek Hapishanesine gönderdi. Bir süre sonra her şeyiyle en iyi olan hapishaneden kaçtın. Diyakoz Huey seni suçlu bulduğundan içindeki nefret yüzünden sana karşı kullanılan işkence aletiyle diyakozu öldürdün. Bu bir suikast değil intikam!"



Hakimin dediklerini duyunca Dudian'in yanında oturanlar şaşkına döndüler. En çok şaşıranları ise Dudian'in kıyafetleri yüzünden sıradan bir sivil olduğunu sanandı. Dudian'in Dikenli Çiçek Hapishanesinden kaçan vahşi bir suçlu olduğu aklına gelmemişti.



Az önce dediklerini düşününce gözleri pörtledi. Yavaştan kendini sol tarafa doğru kaydırmaya başladı.



Dudian sakince yaşlı adama baktı, "Diyakoz öldürüldüğünde hapishanedeydim. Ortada da firar diye bir şey yok. Ne hakkında konuştuğunu anlamıyorum."



"Demek öyle! Evlat, palavrayı bırak!" Orta yaşlı adamın yanındaki adam dedi ki, "Artık elimizde kesin bir kanıt var, tatlı dille herkesi kandırabileceğini mi düşünüyorsun? Kan testi bittikten sonra seni kefaletle çıkartan soylu da tutuklanacak. Bir suçluyu sakladıklarından ve bir suçluyla iş birliği yaptıklarından soylu kimlikleri ellerinden alınacak!"



Dudian buz gibi bakışlarıyla ona baktı, "Memurlar kanıtları kullanır. Daha ortada bir sonuç yok ama hiç durmadan bana iftira atıyorsun. Bir dakika... siz kimden para aldınız? Bu davanın üstünü kapatmak için beni günah keçisi ilan edeceksiniz değil mi?"



"Piç, ne dedin sen?!" Orta yaşlı adam sinirden masaya vurdu.



Dudian arkasına yaslandı ve yaşlı adama baktı, "Daha ortada bir kanıt olmadığına göre konuşacak bir şey yok. Benden size tavsiye, şu teste hemen başlayın ve ne yapacaksanız yapın. Ama fazla ses çıkartmayın, biraz dinlenmek istiyorum."



Yaşlı adam dik dik ona baktı, "Bize hatırlatmana gerek yok. Görevimizi biliyoruz." Orta yaşlı adama emri verdi, "Başlıyoruz."



Orta yaşlı adam Dudian'e baktı, "İlk sana yapacağız. Kolunu uzat!"



Dudian kolunu uzattı.



Dudian kolunu dertsiz tasasız bir şekilde uzatınca, orta yaşlı adamın kafası karışmıştı. Dudian kolunu sıyırır sıyırmaz herkes cildinin yara ve kırbaç izleriyle dolu olduğunu gördü. Hatta bazı yerlerde yanık izleri vardı. Hepsinin yüzü bu manzara karşısında çirkinleşti.



Hakimler hapishanede neler olduğunu biliyordu ama Dudain'in yanında oturanların yüzü bembeyaz olmuştu. Bu kadar çok yarayı görünce vücutları kaskatı kesilmişti.



Orta yaşlı adam Dudian'in kolunu kesti. Kan küçük kaseye akmaya başladı.



Yan tarafında oturan dörtlü gizlice Dudian'e baktı. Kolu kesildiğinde Dudian'in hiçbir tepki vermediğini görmüştü. Dudian'in yanında oturan genç adam dedi ki, "Hakim Bey, çubuktaki kanla bizim kanımızı nasıl karşılaştıracakasınız?"



 Orta yaşlı adam ona baktı, "Eğer bir amacın olmasaydı cinayeti işlemezdin..."



"Ne demek istiyorsun?"



Orta yaşlı adam cevap vermedi ama elini kaldırıp bir el hareketi yaptı.



Bir süre sonra bir şövalye elinde küçük bir kutuyla içeri girdi. Kutuyu masanın üzerine koydu ve gitti.



Orta yaşlı adam kutuyu açtı. Kutunun içinde solucanlar vardı. Solucanlar çok küçüktü ve bir kristal kadar temizlerdi.



"Bunlar soy solucanları." Orta yaşlı adam gülümsedi ve Dudian'e baktı, "Çubuğun üstünde kan çoktan kurumuş olsa da, soy solucanları kanın aynı olup olmadığını tespit edebilir. Kanını içtikten sonra kuru kanın senin olup olmadığını öğrenecek."



Adam elindeki kaseyi kutunun yanına koydu. Kaseden gelen kan kokusu solucanların dikkatini çekti. Kutudan sürünerek dışarı çıktılar. Küçük yapışkan pençeleriyle kaseyi tuttular ve kanı içmek için içeri daldılar.



Kanı içtikçe vücutları kırmızıya dönmeye başladı.



Kanı bitirdikten sonra orta yaşlı adam kan izleriyle dolu olan çubuğu onların yanına koydu. Gergin bir şekilde solucanların hareketlerini izliyordu.



Solucanlar çubuğa yaklaştı ve koklamaya başladı. Ancak, bir süre sonra kutuya geri döndüler.



Orta yaşlı adamın kafası karışmıştı.



Onun yanında oturan yaşlı adamın da kafası karışmıştı bu yüzden bir kez daha emir verdi, "Tekrar dene."



Orta yaşlı adam hemen çubuğu onların yanına koydu.



Yine de, solucanlar sürün sürüne kutuya geri döndü. Sanki çubuğu görmezden geliyorlardı.



İki adam da Dudain'e bakmadan edemedi. Telaşlanmışlardı. Şüpheli olarak 5 kişiyi çağırsalar da asıl amaçlar Dudian'di. Çubuklardaki kan izleri emin oldukları tek kanıttı. Ancak, kan izleri Dudian'e ait değildi.



O zaman kan izleri kimindi?



Bu sadece bir tesadüf müydü?






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr