Bölüm 162: #####

avatar
4643 12

The Dark King - Bölüm 162: #####


Bölüm

 

İsim(2)

 

****************************************************************************

 

İhtiyar Fulin sesi duyunca biraz şaşırmıştı. Yavaşça karanlık köşeye doğru döndü. Kasanın yanında ince biri duruyordu.



"Eğer onu çalacaksan korkarım ki, seni hayal kırıklığına uğrayacak." Gözlüğünü yavaşça masaya koydu ve gözlerindeki bakış soğudu.



"Muhafızları çağırmaya gerek yok. Sanırım reis bunu bilecek kadar akıllı." İkinci kişi gülmeye başladı.



Fulin cevap verdi, "Hiç kimse fark etmeden kaleme girebildiğine göre sıradan bir şövalyeden daha iyi olmalısın. Köpeklerimin kabiliyetlerini bilirim. Onları çağırsam bile sen beni öldürüp kaçana kadar gelemezler. Pekala o zaman, burada olduğuna göre konuşmak istediğin bir şeyler olmalı?"



O kişi yüzünde hafif bir gülümsemeyle gölgelerden çıktı, "Üç yıl geçti. Reis beni çoktan unuttu mu?"



İhtiyar Fulin, Dudian'in yüzünü görünce ve ne kadar genç olduğunu fark edince şaşkına döndü. SOnra dedi ki, "Yaşlandım ve çok şeyi unutuyorum. Kendini tanıt, genç adam."



Dudian hafifçe gülümsedi, "Üç yıl önce Mellon konsorsiyumunun partisinde bir toplayıcıyı ailenin şövalyesi olması için davet ettin. Şimdi hatırlıyor musun?"



Fulin bir süre düşündü ve gözleri aniden fal taşı gibi açıldı, "Sen!"



"Evet ben."



İhtiyar Fulin'in kafası karışmıştı, "Sen, sen hapishanede..." Şaşkınlıktan tüyleri diken diken olmuştu, "Kaçtın mı?"



Dudian gülümsedi, "Ne çevrem ne de bir kimliğim var. Bu yüzden de pek bir çıkış yolum yok gibi gözüküyor."



"Sana karşı bir şey yaptığımı hatırlamıyorum. Üç yıl önce hapishaneye gönderildiğini duydum. Eğer isteğin intikamsa Burong ya da Milan ailesine gitmelisin!"



Dudian bir sandalye çekti ve oturdu, "Reisin bu kadar da gergin olmasına gerek yok. Sana veya ailene karşı kötü bir niyetim yok. Bu kadar geç saatte sadece senle iş konuşmak için geldim."



"Biz küçük bir aileyiz. Elimizde de sadece kalenin dışındaki küçük şehir vardı. Yıllık kazancımız bile anca kıyafet almaya yetiyor. Anlayacağın sana bir yardımım dokunmaz."



Dudian hafifçe gülümsedi, "Buraya para için gelmedim. Tabii ki de ailenin finansal durumu hakkında bilgim var. Ancak, Ryan ailesi çöküşte olsa bile sonuçta soylu bir aile. Senden isteğim benim kefaletimi ödemen."



"Eğer hapishanede olsaydın, bunu yapabilirdim. Ama şimdi aranan bir adamsın. Tekrar yakalanıp hapishaneye gitmek istemediğin sürece bunu yapmamın imkanı yok."



Dudian gülümsedi, "Bu sadece küçük bir sorun. Yeterli miktarda para olduğu sürece bir arama emrini bile iptal ettirebilirsin."



"Beni gözünde fazla büyütmüşsün." İhtiyar Fulin başını salladı, "Ryan ailesinin hiç parası yok. Atalarımızdan kalan tüm pahalı antikalar ve eşyalar satıldı. Günlük giderlerimizi bile zorla karşılıyoruz. Senin için harcayabileceğimiz hiç para yok."



"Reis benim bir avcı olduğumu bilmelisin. Eğer kefaletimi ödersen Ryan ailesi paraya para demez."



Fulin cevap verdi, "Ama gerçekten de sana verebileceğimiz paramız yok."



"Eğer yanılmıyorsam Ryan ailesinin Kırmızı Yaprak Tepesinde bir madeni var." diye fısıldadı Dudian.



İhtiyar Fulin'in yüz ifadesi değişti, "Madeni mi satmamı istiyorsun? İmkansız. O ailemizin son umudu. Beni öldürsen bile orayı satmam!"



"Reis, galiba zaman aklını ve gözlerini çürütmüş. Gerçek bir hazineyle işe yaramaz bir maden arasındaki farkı anlayamıyor musun?!"



"Ne demek istiyorsun?" diye sordu İhtiyar Fulin.



"Beni çıkardıktan sonra doğal olarak Ryan ailesinin bir parçası olacağım." Dudian yavaşça dedi ki, "Eğer tahminlerim doğruysa o madenin işi çoktan bitti. Yoksa ailen çöküyor olmazdı. Ama benle her şey farklı olabilir. Bir avcının nasıl bir servet yaratacağını bilmelisin. İşte ben de Ryan ailesini bu durumdan kurtarabilecek fırsatım."



İhtiyar Fulin başını salladı, "Olmaz, bunu yapamam."



"Neden endişelendiğini biliyorum." Dudian umursamaz bir şekilde dedi ki, "Burong ve Milan ailesi bana karşı çıkınca, ailenin de dibi boylayacağından korkuyorsun. Ama asıl gerçeği unutmuş gibisin, bundan on yıl sonra ailen bir şövalyeyi bile çalıştırabilecek mi?"



İhtiyar Fulin'in yüzü çirkinleşti. Dudian'in neden bahsettiğini biliyordu. Tüm sorunlarının ve endişelerinin kaynağı.



"Ama benimle çalışırsan farklı olabilir." Dudian gülümsedi, "Ailenin durumunu düzeltebilirim. Hatta eski şanlı günlerinize bile geri dönebilirsiniz."



"Bir süredir avcı olmuş olabilirsin ama seni çıkarttırdıktan sonra bize ihanet etmeyeceğini nasıl bileceğim? Üstelik, sen sadece acemi bir avcısın. Avcıların potansiyellerini ve ne kadar kazanabileceklerini senden daha iyi biliyorum. Benden ailemin kaderini nasıl olur da, her an duvarın dışında ölebilecek acemi bir avcıya koymamı bekleyebilirsin?" diye sordu İhtiyar Fulin, öfkeli bir şekilde.



Dudian hafiften gülümsedi, "Acemi bir avcıya güvenmek gerçekten de aptalca olabilir ama ya orta seviye bir avcıya?"



İhtiyar reisin kafaıs karışmıştı, "Ne demek istiyorsun?"



"Üç yıl önceki Linda'nın takımını hatırlıyor musun?" diye sordu Dudian.



Fulin doğal olarak Mellon konsorsiyumuna hizmet eden avcılardan haberdardı. Avcıların getirdiği her şeyden pay alıyorlardı. Bırak bir avcı takımının ortadan yok olmasını, bir avcı yaralansa bile haberi hemen yayılıyordu. O zamanlarda bu haber herkesi telaşlandırmıştı. Araştırmak için birçok takım gönderilmişti. Ama onları bir yaratığın mı yoksa başkalarının mı öldürdüğünü bulamamışlardı.



"Onların hepsini ben öldürdüm." Dudian gülümsedi.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr