Bölüm 149: #####

avatar
4659 10

The Dark King - Bölüm 149: #####


Bölüm

 

Ben Senin Gibi Değilim(3)

 

************************************************************************

 

Mahkumların çoğu ya yerleşim bölgesinden ya da kenar mahallelerdendi. Neredeyse hepsi ya hırsızlık ya da cinayet yüzünden buraya düşmüştü. Tabii Dikenli Çicek Hapishanesine gelmelerinin nedeni, yaptıkları işin bir soyluya veya Kutsal Kilise'ye dokunmuş olmasıydı. Bazıları asla konuşulmaması gereken sırları sızdırmış veya satmıştı.



Hapishanede 5. gün.



Bir düzineden fazla gardiyan geldi ve hücrelerin kapısını açtı. Zorla herkesi dışarı çıkarttılar.



Dudian haftalık işe başlayacaklarını biliyordu.



100'den fazla mahkum aynı anda çıkmış olsa da, karşı çıkan veya isyan çıkaran hiç kimse yoktu. Bunun ilk nedeni hepsinin uslu durmaları için "işkence" görmesiydi. Yaşadıkları yer o kadar kötüydü ki, yaralar uzun süre geçse dahi iyileşmemişti. Hatta Dudian gibi avcı olan biri için bile kollarını hareket ettirmek zordu.



Bunun ikinci nedeni hapishanedeki güvenlik güçlerinin çok fazla olmasıydı. Eğer bir isyan çıkarsa daha başlamadan işi bitirirlerdi.



İşte bu yüzden Dudian gardiyanları öldürüp kaçma düşüncesini işleme koymamıştı.



Gardiyan mahkumları hapishanenin ikinci katına götürdü. İkinci katta kocaman bir işleme tesisi vardı. Aslında, gerçekte hapishanenin kaç kat olduğunu bilen hiç kimse yoktu.



Dudian tesiste, masanın üstünde biriken şeyleri görünce şaşırdı.



Canavar parçalarından, boynuzlara veya kürklere kadar her şey vardı.



"Pislikler! Çalışmaya başlayın!" Demir kapıya en yakın gardiyan elindeki copu sallayarak mahkumları azarlamaya başladı.



Herkes kendi yerine geçti. Masaların hepsi farklı canavarlar için ayrılmıştı. Kesileceği ve yüzüleceği yerlere göre ayrılmışlardı.



Dudian dolaptan iş kıyafetlerini giydi. Koruyucu eldivenlerini taktı, eldivenler plastik ve naylon gibi bir şeyden yapılmıştı.



Şansına, canavar parçaları dışarıdan geldiğinden kanları kurumuştu. Tüyleri sertleşmişti. Virüslerin, parazitlerin ve diğer bakterilerin yarısından fazlası bu yüzden ölmüştü.



Dudian koruyucu eldivenlerin iyi olmadığını düşündüğünden işe başlamadı. Onun yerine diğerlerinin yaratık parçalarını alıp düzgünce kesip koyduklarını gördü. Boynuzları, dişleri, pençeleri ve diğer parçaları ya bıçakla ya da giyotinle kesiyorlardı. Çoğunun ilk seferi olmadığından işlerini bir usta gibi yapıyordu.



Diğer hücrelerin liderleri de işlerini yapmadılar ve sessizce durup diğerlerini izlediler.



Dudian elinde bıçakla oynarken farklı şeyler düşünüyordu.



Birkaç saat sonra vardiya bitmişti. Herkes sırasına geri döndü.



Ama gitmeden önce gardiyanlar hepsini soyup temizlenmeleri için banyoya götürdü.



Dudian, şişko ve diğerlerinin ellerinin normalden biraz daha kırmızı olduğunu gördü. Sanki sivrisinek ısırmış ve şişmiş gibi gözüküyordu. Ancak, onlar buna çoktan alışmıştı.



Duş aldıktan sonra gardiyanlar bir şey alıp almadıklarına bakmak için ağızlarını, kulaklarını, burun deliklerini ve diğer yerlerini kontrol etti.



Akşam olduğunda gardiyanlar yine ekmek dağıtmaya geldi. Dudian ekmeklerden ikisini kendine aldı ve diğer ikisini de diğerlerine verdi.



Zaman yavaş yavaş geçiyordu.



Hapishanede günler çok sıkıcıydı. İki hafta geçtiğinde mahkumlar Dudian'e olan ilgilerini kaybetmiş ve eski sakin hallerine dönmüşlerdi.



Hapishanede gece gündüz inleme sesleri yankılanıyordu. Sesler onları daha da çok heyecanlandırıyordu.



Dudian öyle şeylere ilgi duymuyordu. Hücre arkadaşları gizlice Dudian'e baktı. Dudian'in o şeylerle ilgilenmediğini görünce, bazıları daha fazla dayanamadı ve işlerini görmeye başladı.



Şişkonun penisi kırıldığından ilgisi artık belli olmuyordu. Yine de arada sırada onlara kıskançlıkla bakıyordu ama kendini tutuyordu.



Dudian hapishanedeki çoğu kişinin böyle şeylerle ilgilendiğini gördü, hatta neredeyse hepsi ona şehvet ve açlıkla bakıyordu. Akıllarından neler geçtiğini söylemeye gerek bile yoktu.



Başta, Dudian bakışlar yüzünden sinirleniyor ve kin tutuyordu ama zaman geçtikçe alışmıştı.



Dudian çok nadir konuşuyordu ama bazen diğer hücredekilere veya hücre arkadaşlarına garip sorular soruyordu. Sorduğu sorular astroloji, iş, radyasyon bölgeleri, büyük duvar ve öyle şeylerle ilgiliydi.



Çoğu Dudian'in sorularına cevap vermek için can atıyordu. Bunun asıl nedeni Dudian'in süper gücüydü ama bir yandan da hapishanenin sıkıcı olmasıydı. Ne de olsa zaman geçirmek için bir şeyler yapmaları gerekiyordu.



Ancak, çoğu geçmişleriyle ilgili olan sorulara cevap vermekten kaçınıyordu ama yine de bazıları aileleri, hobileri ve dahilikle dolu olan... suçları hakkında bilgi vermekten çekinmiyorlardı.



Hapishanede 3. ay.



"Küçük mutlu ailelerine" katılan yeni bir mahkum vardı.



Genç adam bir centilmen gibi davranıyordu. Saçı maviydi ve gözleri tıpkı bir kılıç gibiydi. Üstünde ölüm cezasına çarptırılmış kişilerin giydiği üniforma vardı. Gardiyanlar onu koridorda sürüklerken etraftan sıcak karşılama sesleri geliyordu. Kendi hücrelerine gelmesi için ellerini parmaklıklardan uzatıp yalvarıyorlardı.



Gardiyanlar mahkumları dinlemedi. Genç adamı Dudian'in kafesine attılar.



Genç adam hemen ayağa kalkıp sızlanmaya başladı, "Ben suçlu değilim! Ben suçlu değilim! Beni haksız yere suçladılar! İtiraz etmek istiyorum!"



Gardiyan alay eder gibi gülümsedi ve gitti.



Kapının kilitlenme sesi geldikten sonra gencin arkasında kahkaha sesleri yükseldi.



"Hoş geldin" partisi Dudian'in önünde yapılıyordu. Dudian üstüne birkaç adamın çıktığı gence baktı. Genç adam kurtulmaya çalışmıştı ama sonunda hiçbir şeyi değiştirememişti. İnleme sesleri tüm hapishanede yankılandı.



Diğer mahkumlar sesler yüzünden heyecanlanmışlardı.



Dudian sessizce tecavüzü izledi. Çığlıklar etrafta yankılanmaya devam etti. Eğer güçlü olmasaydı kendisinin de üç ay önce aynı şeye maruz kalacağını biliyordu. Ama onları durdurmak için hiçbir şey yapmadı.



Genç adamın çığlıkları birkaç gün boyunca hiç durmadı. Sonunda ölü bir balığa dönmüştü ama mahkumlar hala onla oynamaya devam ediyordu.



Bir hafta sonra genç adam hapishanenin kurallarını öğrendi. Artık hapishanede olduğunu ve kaçış olmadığını biliyordu.



İki hafta sonra genç adam hücredeki rolüne alışmıştı. Sessizce diğerlerinin onu becermesine izin veriyordu, artık çığlık atmıyordu.



Bir ay sonra genç adam sistemin bir parçası olmuştu. Ara sıra karşı koyacak gücü oluyordu ama eninde sonunda yine kaderine yenik düşüyordu. Dudian'in kaldığı hücreye gelen ilk mahkumdu ama Dudian onu umursamıyordu, hatta yüzüne bir kez bile bakmamıştı.



Genç adam, Dudian'in tavrını sevmemişti, Dudian'le başa çıkabileceğini düşünüyordu. Travmatik deneyimleri yüzünden Dudian'e birkaç kez küfür etmişti.



Ancak, o eder etmez şişko ve diğerleri genci tehdit ediyor ve dövüyordu. Dudian'in önünde diz çöktürüyor ve özür dilettiriyorlardı.



Genç adam geldikten iki ay sonra Dudian başka bir mahkumla dövüşmek için seçilmişti. Gardiyanlar güzel bir şov istiyordu. Hücre lideri Dudian'le fazla konuşmamıştı, bu yüzden ne kadar da güçlü olduğunu bilmiyordu. İlk fırsatta Dudian'i öldürmek istemişti ama ne yazık ki Dudian'in yumruğu kaburgasını kırmıştı ve ölen kişi neredeyse o oluyordu.



O andan itibaren diğer hücre liderleri Dudian'in gücünü öğrenmişlerdi. Genç olsa da hayal edemeyecekleri bir güce sahipti.



Genç adam da, hücre liderlerinin hapishanede yüksek bir pozisyonda olduğunu anlamıştı.



Diğer hücrelerde Dudian hakkında birçok söylenti oluyordu. Yaralının hücresi Dudian'inkine yakın olduğundan çoğu şeyi daha iyi biliyordu. Yaralı başını salladı ve gülümsedi, "Ben size demiştim. Bu hapishaneye gelen her 10 kişiden 9'u suçlu. Geri kalan bir kişi ise, şeytanın ta kendisi. Bakın şuna. Daha çok genç ama böylesi bir güce var, kesinlikle büyük bir olaya karıştı."



Dudian, Yaralının onun hakkında saçmalamaya başladığını gördü, "Size daha önce de söyledim, ben siz pislikler gibi değilim."



Yaralı gülümsedi ve cevap verdi, "Buraya geleli bayağı oldu ama hala gururuna yediremiyorsun. Bizimle aynı ekmeği ve suyu içtin. Bence aramızda hiç de bir fark yok!"



Dudian ona baktı, "Ben suç işlemedim. Ama ilerde işlesem bile sizin gibi yakalanmam. Yani, 'Ben' siz pislikler gibi değilim!"






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44225 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr