Bölüm 143: #####

avatar
4771 8

The Dark King - Bölüm 143: #####


Bölüm

 

Keder

 

*************************************

 

Şişko, Dudian'in dediğini duyunca duraksadı. Sonra ona alay eder gibi içine göçmüş gözleriyle baktı, "Önce dişlerini kıralım, bakalım sonra nasıl ısıracaksın..."



Dudian'in yüzü değişti.



"N’oldu, şaşırdın mı? Çocuklar gelin ve şunu tutun!" Şişko arkasını dönüp bağırdı.



Hücrenin karanlığından birkaç kişi çıktı. Güldüler ve Dudian'e yaklaştılar.



"Küçük şeytan güçlü olmalı!"



"Onla oynamak eğlenceli olacak!"



"Debelenme evlat. Seni mutlu edeceğim!"



Yandaki hücrelerden gülüş sesleri geliyordu.



Hücrenin dışından bir ses geldi, "Domuz, fazla uğraşma. Daha biz işimiz göreceğiz!"



"Böyle yumuşak ciltli biri daha önce gelmemişti. Piç domuz, gerçekten de şanslı çıktı!"



"Eğer yeni biri geleceğini bilseydim, bizim hücreden bir iki kişi öldürürdüm, böylece onu benim hücreye koyarlardı."



Dudian yaklaşan adamlara baktı. Üstleri çiş kokuyordu. Midesi bulanıyordu ama dişini sıktı ve ayağa kalkmaya çalıştı. Küçücük bir hareket bile dayanılmaz bir acıya sebep olmuştu. Neredeyse bilincini kaybedecekti.



Ancak, etraftaki gülme sesleri ve ona yaklaşan adamlar yüzünden zorla da olsa ayık durabiliyordu çünkü paniklemişti. İçinde büyük bir keder ve üzüntü vardı. Yumruklarını sıktı ve bağırdı, "Yaklaşmayın!"



Bağırışı sadece diğerlerini daha da güldürmüştü.



Sırtı duvara yaslanmıştı. Kaçmak istiyordu ama gidecek bir yeri yoktu.



Bu umutsuzluk muydu?



Yaratıkla bile karşı karşıyayken hayatta kalmak istiyordu.



Ama şu anda, umutsuzluk kemiklerine kadar işlemişti.



O sırada, adamlardan biri ona yaklaştı ve koluyla omuzunu tuttu.



Dudian, köşeye sıkışmış bir yaratık gibi korkmuştu. Sinirden bağırdı ve elini kaldırıp yumruğunu salladı. Kolunu kaldırınca zincirler şakırdadı. Omuzundaki çubuklar acıyla doldu, neredeyse bayılacaktı.



Bang! Kolunu tutan ince adam Dudian'in yumruğunu göğsünden yedi. Birkaç adım geri attı neredeyse düşecekti. Acıyı geçirmek için göğsünü ovuyordu.



Dudian'in ani saldırısı diğerlerini bir anlığına duraksatmıştı.



Diğer hücrelerden gelen gülüş sesleri de susmuştu.



"Küçük şeytan biraz gücü var, ha!"



"Demek hala savaşacak gücü var, geee."



"Domuz senin adamların çok zayıf! Daha küçücük bir çocuğun bile icabına bakamıyorlar!"



"Ha ha... ...."



Diğer hücrelerden gelen gülüş seslerini duyunca şişkonun ve diğerlerinin yüzleri çirkinleşti.



"Lanet olsun! Pantolonunu çıkarın. Bu sefer onu kurutacağım!" Şişko sinirle bağırdı.



Diğerleri hemen ileri atıldı.



Dudian çığlık atmaya başladı ve ona yaklaşanlara rastgele yumruklar sallamaya başladı.



Bir süreliğine onları durdurmuştu ama içlerinden biri cesaretini toplayıp Dudian'in yumruğunu yakaladı. Ama yumruğunu dokunduktan sonra küçük çocuğun gücünün hayallerinin ötesinde olduğunu fark etti. Kolunu hemen geri çekti.



Şişko diğerlerinin Dudian'e yaklaşmaya korktuğunu görünce kendi yaklaşıp Dudian'in göğsünü tekmeledi.



Bang! Dudian öksürdü ve kafesin arka tarafına uçtu.



Şişko ileri atıldı ve Dudian'in göğsüne tekrar bir tekme attı, "İnatçısın ha?! Tamam o zaman, bakalım ne kadar inatlaşacaksın."



Ancak, ayağı Dudian'e değer değmez acıyla çığlık attı. Dudian ayağını vahşi bir yaratık gibi kavramış ve ısırıyordu.



Şişko aceleyle ayağını çekmeye çalıştı. O anki siniriyle elini kaldırdı ve Dudian'i kafasını yumruğu patlattı.



Dudian şişkonun yumruğu yüzünden neredeyse bayılacaktı ama aklında tek bir şey vardı, "Asla pes etme! Hayatta kalmak zorundasın!"



Bang! Bang!



Şişko, yumruklarının Dudian'de bir etkisi olmadığını gördü.



"Çabuk, gelin şu şeyi ayağımdan çekin." Şişko diğerlerine bağırdı.



Diğerleri hemen harekete geçti ve Dudian elleriyle ayağından çekmeye başladılar. İçlerinden biri Dudian'in yarasının olduğu yere tekme attı.



Dudian acıyla inledi ve dişlerini gevşetti. Şişko bunu fırsat bilip bacağını hemen çekti. Bacağı diş izleriyle doluydu. Dudian'in ısırdığı yerdeki et neredeyse kopacaktı.



Şişko acıyla inledi ve hasırın üstüne oturdu. Adamlarına bağırarak dedi ki ,"Vurun onu! Vurun! Onu ölü görmek istiyorum!"



Emri duyunca hemen Dudian'i yumruklamaya başladılar.



Dudian sanki bir girdabın içine düşmüş gibi hissetti. Vücudunun her yerine yumruklar geliyordu.



"Belki istediklerini yaparsam acı gider?" diye bir düşünce geçti aklından.



"Karşı koyma yoksa ölürsün..." İçinden bir ses sürekli bunu söylüyordu.



Dudian yumrukların ne kadar süre ona geldiğini bilmiyordu ama sonunda galiba yorulduklarından bırakmışlardı. Sanki dünya tekrar huzura kavuşmuş gibiydi.



Rahatlamıştı, bir süre orada öylece yatmak istiyordu.



Ancak, dünya karmakarışıktı ve hiç de düşündüğü gibi bir yer değildi. Birisi düştü mü başkası çıkardı.



Onu kollarından tuttular ve bir kum torbası gibi sürüklemeye başladılar.



Her yer bulanıktı ama neler olduğunu biliyordu.



Göremese de nasıl bir durumda olduğunu biliyordu!



"Karşı koyma! Fazla acıtmayacak..." Aklındaki ses ona seslenmeye devam etti.



Karşı koyma mı?



Böyle bir şeye katlansa bile kendinden vazgeçebilir miydi?



Aklından birçok düşünce geçiyordu. Tısladı ve hareket etmeye çalıştı. Sol kolunu kaldırıp arkasını döndü ve savurdu.



Bang! Gölgeyi karnından vurmuştu. Onu tutan el anında onu bıraktı.



Dudian ayağa kalktı ve yumruklarını sıkıp kükremeye başladı!



"Ah ah ah ah..."



Kükreme tüm hücrelerde yankılandı!



Karnından yumruk yiyen kişi tam Dudian'e saldıracaktı ki, onun kükremesini duydu. Sanki bir yaratık dövüşe hazırlanıyor gibiydi. Kükreme onu korkutmuştu.



Kükreme sesi diğer hücrelerden gelen gülüş seslerini bastırmıştı.



Genç ve tığ gibi olan çocuğa baktılar, kükremesini duyunca içlerindeki aşağılama duygusu yok olmuştu.



Tüm hücreler o anda sessizliğe gömülmüştü.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44236 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr