Bölüm 124: #####

avatar
5034 13

The Dark King - Bölüm 124: #####


 

Bölüm

 

Patlama

 

**********************************************************

 

Küçük bir binanın içinde.



Linda gölgelerde saklanmış oturuyordu. İlk yardım setini açtı ve sağ koluyla kalçasındaki bandajları değiştirdi. Ancak, ani saldırı olur diye diken üstündeydi.



"Yaralanarak iyi bir tuzak kurdum. Bu sefer kesinlikle inanacaksın!" diye düşündü Linda. Özellikle onunla aynı güçte olan yaratıkların olduğu yerde durmuştu. Olabildiğince gerçekçi olması için yaratığı ona saldırtmıştı.



seviye bir canavar olan deniz kuşunu seçmişti. Hem karada hem de denizde yaşayabilen bir canlıydı. Eğer denizde dövüşürse kendinden bile yükse seviyedeki canavarları öldürebilirdi. Ancak, karada o kadar etkili değildi. Linda dikkatli olduğu sürece ölmekten kaçınabilirdi.



Dudian'e daha gerçekçi görünmek için canavara karşı her şeyiyle savaşmıştı. Canavarın onu öldürmesi zor olsa da Dudian'i inandırmak için ve canavarı öldürmek için kafa kafaya çarpışmak zorundaydı. Bunca şeyden sonra Dudian'in ona saldıracak cesareti toplayacağını düşündü.



Sağ kolu ve kalçası ağrıyordu. Deniz kuşunun pençelerinde felç edici bir zehir vardı. Kanını kontrol edebildiği için şanlıydı yoksa geri kalan hayatı boyunca sağ kolunu ve bacağını bir daha asla kullanamayacaktı.



"Seni yakaladıktan sonra, hayal edemeyeceğin acılar çektireceğim!" İçinde büyük bir öldürme niyeti vardı. Dudian'i yakaladıktan sonra patlayacaktı.



Kan akışını sürekli kontrol ettiğinden yüzü son derece solgundu. Özellikle dudaklarında sanki hayat yokmuş gibiydi. Çok zayıf gözüküyordu, duvara yaslandı ve yavaşça nefes almaya başladı. Ellerinden biriyle kılıcı tutuyordu. Ancak, zayıf görünüşü onu her an ölebilecek biri gibi gözüküyordu.



Whoosh!



Pencereden hızla bir ok fırladı.



Ok boğazına doğru ilerliyordu!



Normalde ölecek olan Linda bir anda kayboldu ve ayakta belirdi. Kılcını kullanıp oku savuşturdu. Hedefine odaklandı, karşıdaki küçük binadaydı!



"Seni geberteceğim!"



Öldürme niyetini saklamadı ve pencereden bir çita gibi atlayıp çıktı.



Ancak, binaya yaklaşınca kaşları titredi. Sanki kalbini bir şey sıkıyordu. Bunlar yıllardır edindiği tecrübelerin yarattığı avcı içgüdüsüydü. İçinde bir korku oluştu ve bir anda durdu.



Başını kaldırdı ve okun atıldığı pencereye baktı. Dudian'i göremiyordu, görünüşe göre çoktan kaçmıştı.



Onun peşinden gitmek için acelesi yoktu bu yüzden dikkatlice etrafına baktı ve dedi ki, "Saklanma... İçeride olduğunu biliyorum... Beni tuzağa düşürmeyi planlıyorsun değil mi?"



Hiçbir hareket yoktu.



"İleriyi düşünerek iyi bir iş çıkardın. Ama bir kere yüzünü gösterdin mi ölmekten başka bir şansın olmayacak! Seni ben öldüreceğim!" Linda soğuk bir sesle dedi ki, "Şu anki durumumdan nefret etsem de yaralı olduğumu fırsat bilip bana saldırmalısın, yoksa birkaç gün içinde..."



Konuştukça sakinleşiyordu. Varsayımları yüzünden mantığı kararmıştı ama şimdi her şeyi daha açık bir şekilde görebiliyordu.



Hala bir hareket yoktu.



Linda kaşlarını çattı, gerçekten de boşuna mı endişelendim? Yoksa kaçtı mı?



"İçeride olduğunu biliyorum." Linda Dudian'i kışkırtmaktan vaz geçmedi, "İçeride saklanıp beni çekmeye çalışıyorsun. İçeride bir tuzak olduğunu anlamak çok kolay. Ama sakın unutma beni şimdi öldüremezsen ileride bir şansın olmayacak. Eğitim sürecin bittikten sonra ölü bir adam olacaksın!"



Cevap gelmediğini görünce sinirlendi ama kendini tuttu. Alay eder gibi gülümsedi, "Hadi bakalım kim daha sabırlı!" Sonra küçük binaya geri döndü ve oturdu, "Acelesi olmadığına inanmıyorum. Beni öldürmek istiyor. İşte durumdan böyle yararlanacağım. Hareket ettiği anda ortaya çıkacak!"



Karşı taraftaki küçük binaya bakarken dinleniyordu. İçi rahat değildi. Ne zamandan beri gümüş seviye asil bir avcı, acemi bir avcı karşısında dikkatli olması gerekiyordu?



Ne de olsa, her an birinin saldıracağını düşünmek beynini yoruyordu ve psikolojik anlamda ona etki ediyordu.



Yine de endişesini bastırdı ve plan yapmaya çalıştı.



Ancak, bayağı bir zaman geçtiği halde hiçbir hareket yoktu.



"Kimin pes edeceğini göreceğiz!" diye düşündü.



Göz açıp kapayıncaya kadar gece olmuştu. Geceleri saldırı için en uygun zaman olduğundan çok dikkatli davranıyordu.



Gece yarısının sonlarına doğru uyku bastırmıştı. Orta seviye bir avcı olsa da zihinsel anlamda bitap düşmüştü. Üstelik, karşı taraf bütünüyle rahattı ama o dikkatli olmak zorundaydı. Eğer birkaç gün daha böyle devam ederse yorgunluktan ölecekti!



Andien, Dudian'in amacını anladı.



Eğer birisi ona acemi bir avcının, orta seviye bir avcıyı zihinsel olarak yorup işini bitirmeye çalıştığını söylese inanmazdı ama şu anda yaşadığı şey tam olarak oydu!



"Hayır, şimdi pes edemem!" Linda birinci katın koridoruna geldi köşede bir delik buldu ve oraya oturdu. Duvara yaslanıp dinlenmeye başladı, ne de olsa orada onu okla vuramazdı.



Uykuya dalsa da sıklıkla uyanıyor ve Dudian'in bir şey yapıp yapmadığına bakıyordu.



Gece öylece geçti.



Linda sabaha doğru kalktı. Dudian'in gece saldırmayacağını beklememişti. Tuzak kursa bile ne kadar tehlikeli olabilirdi ki?



Dudian'in son derece etkili saldırıları olduğunu biliyordu bu yüzden her şeyi dikkatle takip ediyordu. Ama düşününce, karşı taraf sadece bir çocuktu. Daha önce hiç ava çıkmamıştı. Belki de gece atış yapacak cesareti yoktu?



Duygularına artık engel olamıyordu.



"Lanet küçük şeytan, hadi bakalım nasıl tuzaklar kurmuşsun görelim!" Küçük binaya baktı ve kararını verdi.



Binaya girdi, içeride çürük bir koku vardı. Etrafta loş bir ışık vardı ama duvarlardaki deliklerden içeri güneş ışığı giriyordu. Görüşü fazla etkilenmemişti. Etrafa tuzakları bulmak için dikkatlice bakıyordu.



İzci olmasa da gümüş seviye bir avcı olarak tuzaklar hakkında birçok bilgisi vardı. İzcileri hep tuzak hazırlarken görmüştü bu sayede bir iki şey öğrenmişti.



O sırada, üç katlı binanın tepesinde Dudian duvara yaslanmış duruyordu.

 

Dünki sürpriz saldırı başarısız olunca binadan ayrılmamıştı. Tüm patlayıcılar binanın içindeydi. Binadan çıktığı anda daha büyük bir tehlikeye girerdi. Linda aşağıdayken onu çağırınca bunu tek bir seferde bitirmeyi düşündü ama duygularını bastırıp sessiz kaldı.



Bu nedenle Linda ne kadar konuşursa konuşsun cevap vermemişti. Amacı onu kızdırıp karar vermesini engellemekti.



Ancak, Linda gelmemişti.



Onun bakış açısına göre tuzak suya düşmüştü ve yeni bir plan düşünüyordu. Ama Linda'nın şimdi geleceğini hiç beklememişti!



"Hala benim gidip gitmediğimi kontrol etmek istiyor. Ne kadar iyi bir avcı olursa olsun duygularını önleyemedi." Dudian'in gözlerinde heyecanlı bir bakış vardı, hemen gidip hazırlanmaya başladı.



Linda yarı yıkık merdivenleri geçip ikinci kata gitti. Etrafa baktı ama hiçbir tuzak göremedi, bu onu daha da sinirlendirmişti. Sanki onla oynanıyormuş gibi hissetti.



Aniden, bir tıslama sesi duydu, sanki dibinde onlarca yılan var gibiydi.



"Yine canavarları mı kullanıyor?" Linda şaşırmıştı ama bir süre sonra kaşlarını kaldırdı, "Hala burada!"



Elindeki kılıcı sıkıca tuttu, üçüncü kata çıkmaya hazırdı. Tuzak olduğunu düşünmüştü ama büyü damgaları sayesinde zehirli saldırılardan kurtulabilirdi. Kaçamamak gibi bir endişesi yoktu.



Üçüncü katın merdivenlerini yarılamıştı...



Boom!..



Aniden yüksek bir patlama sesi duydu ve tüm bina bir anda çöktü.



Birinci kattan üçüncü kata her şey havaya uçmuştu!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr