Hareket

***************************************

Dudian kalçalarının etrafında sıkıca bağlı kemerler olduğunu gördü. Kemerlerde iki tane bıçak asılıydı. İkisi de normal bıçaklardan birkaç santim daha uzundu. Uçları sanki bir orak gibi hafiften eğikti. O sırada, uçlarından kan akıyordu. Timsha kurdunun kanı.

"Suikastçı!" diye düşündü Dudian Glenn'in yaptıklarını görünce. Son birkaç ay içinde Mellon konsorsiyumundaki iki ünlü kıdemli avcı hakkında haberler duymuştu. Söylenenlere göre birisi savaşçı diğeri ise izciydi. İşte Glenn izci olanıydı. Ama iki sınavı da başarıyla geçtiğinden ölümcül bir suikastçı olmuştu.

Tıpkı takma ismi gibi - Hayalet Suikastçı!

Her sınav geçişinde herkesin takma isimleri de büyü damgalarına göre değişirdi. Glenn'in büyü damgalarının ismi "hayalet göz"dü. Son derece korkunç bir yaratıktan geliyordu. Glenn'in görüşü çok keskindi, esnek bir vücudu vardı ve nefes alış verişini nasıl saklayacağını biliyordu bu sayede kolayca avına yaklaşabiliyordu. O bir yırtıcıydı. Tıpkı bir yılan gibi gizlenip avını avucunun içine alıyordu.

Az önce kokusunun kaybolduğu zaman muhtemelen büyü damgalarını kullandığı zamandı.

Dudian şaşırmıştı çünkü üç timsah kurtları 13. seviyeydi. Güçleri onun öldürdüğü Juranzhi'den daha fazlaydı. Ama kadının ellerinde sanki birer karınca gibi kafaları uçmuştu. Dudian hareketlerini çıplak gözle takip edemiyordu. Üstelik, yaptıklarından ne kadar tecrübeli olduğu gözüküyordu.

Ölümcül yerlerinden kesmişti ve kestiği yerde en zayıf noktalarıydı!

Glenn elini salladı, ona yetişmeleri için işaret etti.

Diğer beş avcının dili tutulmuştu şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. Ne de olsa, timsah kurtlarını öldürmek için yaptıkları hareketler son derece uygun olmak zorundaydı. Üstelik, tek bir hata bile ölümlerine sebep olabilirdi. En iyi avcıyla aralarındaki fark çok büyüktü!

"Kan kokusu diğer yaratıkları çeker ama 'siyah weaver' doğası gereği ürkek. Kolay kolay gelmez. Aramaya devam edeceğiz!" dedi Glenn.

Diğer beşi çabucak ona yetişti.

Dudian cesetlere baktı, kendini tutamadı ama dedi ki, "Cesetleri... almayacak mıyız?"

"Ufaklık, timsah kurtlarının vücutlarında pek değerli bir şey yok. Vücudunda çok az yağ var ve derisi radyasyonla dolu. Toplamaya değmez... Yani zaman kaybından başka bir şey değil..." diye cevap verdi genç adam sabırlı bir şekilde. Koku alma mesafesi yüksek olduğundan onu daha fazla aşağılamıyorlardı.

Dudian takıma ayak uydurmak için hızını arttırdı.

Hala "dağ aslanının" ayak izlerini takip ediyorlardı. Arada sırada ayak izleri kayboluyordu. Ama Dudian'in koku alma gücü sayesinde tekrar yerini tespit edebiliyorlardı. İz sürmenin faydaları diğer avcıların kıskançlığına sebep olmuştu.

Yolda giderken birkaç grup canavara rastladılar. Lakin az önce olduğu gibi Glenn tek başına hepsini anında halletmişti. Ancak, 19. seviye zehirli kertenkeleyle karşılaşınca dövüşten kaçınmak için yol değiştirmişlerdi. 7 kişilik takımlarıyla canavarın üstesinden gelebilirlerdi ama bu sırada daha çok canavarı çekerlerdi veya "siyah weaver"ı korkutup kaçırabilirlerdi.

Kertenkelenin yanı sıra ismi olmayan bir yaratıkla karşılaştılar. Glenn'e göre onu öldürseler ve duvarın içine götürselerdi bayağı büyük bir ödül alabilirlerdi. Onlara o yaratığın yeni bir tür olduğunu söyledi.

Glenn "siyah weaver"ı avlama şansını kaçırmak istemiyordu bu yüzden "dağ aslanı"nın peşinden gitmeye devam ettiler.

"Bir süre dinlenin."

Sürekli hareket ettiklerinden hepsi yorulmuştu. Glenn bir de savaştığından daha çok yorulmuştu. Neredeyse akşam olmuştu bu yüzden durdular, "Bir şeyler yiyin, daha sonra şansımız olmayabilir..."

Hepsi onun emirlerini dinledi. Oturdular, çantalarından kuru yiyeceklerini ve sularını çıkardılar.

Dudian aceleyle geldiğinden bir şey getirmemişti. Yemeklerini zevkle yiyen diğer avcılara baktı.

"Al bunu." Glenn ona baktı ve çantasından kuru bir yiyecek çıkarıp Dudian'e verdi, "O şeyi bulursan, sana borçlu çıkacağım."

Dudian yemeği aldı. Minnettardı ama aynı zamanda da şaşırmıştı, "Bana borçlu mu olacaksın? Neden ki? Bu görev konsorsiyumun emirleri yüzünden değil mi?"

"Konsorsiyumun emirleri yüzünden ama konsorsiyum bunu benim için yapıyor. Benim gelişmem için..." Glenn hiçbir şeyi saklamadı ve dedi ki, "Bir bakıma konsorsiyuma yardım etmekle aynı şey. O şeyi öldürür veya yakalarsak seçme şansını bana verecekler. Ben istemezsem konsorsiyum evrim geçirmeleri için o şeyi diğer sekiz orta seviye avcıdan birine verecek. Ama siyah weaver’ın iz sürme kabiliyeti benim favorim."

Dudian imzaladığı anlaşmayı düşündü ama anlaşmada böyle bir madde yoktu. Muhtemelen bu sadece orta seviye avcılara özel olarak verilen bir ayrıcalıktı. Ayrıcalıkları başlangıç seviyesindeki bir avcıdan daha yüksekti. Lakin yaratığı kendi yakalasa bile kullanmadan önce konsorsiyuma vermek zorundaydı. Öldürdüğü Juranzhi başlangıç seviyesindeki avcılar için değildi bu yüzden solucanları alabildiği için şanslıydı.

"Lafı mı olur... Tabii ki de, elimden geleni yapacağım." dedi Dudian, nazik bir şekilde.(yalakalık yapıyordu...)

Glenn başını salladı, "Sadece başkalarına borçlu olmayı sevmiyorum. Bunu bir ticaret olarak düşün. Eğer ilerde benim yapabileceğim bir şeye ihtiyacın olursa sana bir kereliğine yardım edeceğim. Tabii, bu sadece siyah weaver’ı başarılı bir şekilde avlarsak geçerli."

Dudian açık bir şekilde konuştuğunu görünce başını salladı ve cevap verdi ama artık nazik bir sesle konuşmuyordu, "Biliyorum, elimden geleni yapacağım."

"Tamam o zaman." dedi Glenn ve başını salladı. Arkasını döndü ve uçsuz bucaksız harabelere baktı.

Dudian çabucak yemeğini yedi. Glenn ona yardım edeceğine dair söz verse de, o bunu ciddiye almamıştı. Tabii ki yardım edecekti ama bu, ava ne kadar katkısı olduğunu bağlıydı.

Aniden Dudian'in burnu titredi. Ayağa kalktı ve dedi ki, "Dağ aslanını buldum."

Diğerleri sessizce yemeklerini yiyordu. Ancak, Dudian'in dediklerini duyunca hemen yemeklerini bırakıp ayağa kalktılar, "Nerede?"

Dudian sol tarafı işaret etti, "Bu tarafta yirmi kilometre kadar ilerde."

"Gidiyoruz!" Glenn çabucak kararını verdi ve Dudian'in işaret ettiği yöne koşmaya başladı.

Avcılar da onun peşinden gitmeye başladı.