Bölüm 97: #####

avatar
5050 12

The Dark King - Bölüm 97: #####


 

Bölüm

 

İki Eşya

 

***********************************************

 

"Hadi bakalım, elinden geleni yap." Genç adam siyah bir yay ve okları getirip Dudian'e verdi.



Dudian elini uzattı ve yayı aldı. Normal avcı yayına göre daha hafifti. Ama çoğu toplayıcı için hala çok ağırdı. Sadaktan okunu çıkardı ve yaya yerleştirdi. Uzaktaki hedefe nişan aldı.



Hedef 30 metre ilerdeydi. Ok bir anda fırladı ve hedefe saplandı. Tam ortasından vuramasa da bayağı yaklaşmıştı.



Genç adam çok şaşırmıştı."Çok iyi. Daha önce çalıştın mı?"



Dudian başını salladı, "Birkaç günlüğüne çalıştım."



"Birkaç günlük..." diye mırıldandı genç adam ve hafifçe başını salladı. Ona siyah bir kemer verdi ve dedi ki, "Gözlerini bağla. Bakalım körken nasılsın."



Dudian başını salladı. Gözünü bağladıktan sonra yayı eline aldı. Aklında kaldığı kadarıyla önceki hedefin yerini tahmin etti. İstese kokusundan hedefi kolayca bulabilirdi ama yapmak istemedi. Neler yapabileceğini görmek istiyordu. Bir okçu olarak yeterli yeteneği var mıydı?



Whoosh!



Ok fırladı ve hedefe saplandı.



Dudian kemeri çıkardı ve oku az önceki yere saplandığını gördü. Tek bir santim bile sapmamıştı.



"Görünüşe göre okçulukta bayağı iyisin." Gencin yüzünde bit gülümseme vardı, "Fiziğin normalin üstünde olsa da sadece birkaç günlük çalışmadan sonra, böyle sonuçlar almak son derece beklenmedik bir şey. Eğer iyi çalışırsan belki bir okçu olarak gümüş seviyesine çıkan ikinci avcı olabilirsin."



"Konsorsiyumda okçulukta gümüş seviyeye çıkan bir avcı mı var?" diye sordu Dudian.



"Tabii ki, gümüş seviyesinde toplam sekiz avcı var. İki şövalye, üç savaşçı, iki izci ve bir okçu." Genç adam dedi ki, "Okçu olmayı seçen fazla kişiyi yok. Bunun asıl nedeni dövüş yeteneklerinin düşük olması. Eğer avcıyı sabitleyecek bir şey yoksa, avlanırken okçuların işi çok zor olur. Çoğu takımlarına bağlı kalıyor. Bu yüzden bir avcının gelişmesi çok zor. Bunun için mükemmel yeteneklerin olması lazım."



"Okçular yakın dövüşte kötü mü?" dedi Dudian ve ona baktı. Okçuluğu seçme nedeni avlanırken tek olmalarıydı. Bu yüzden de yakın dövüşte en iyi olmak zorundaydılar, değil mi?!



Ancak, okçuluk yeteneklerini geliştirmenin çok zor olduğunu kabul ediyordu.



Ne de olsa, savaşçılar ve şövalyeler en önde canavarlarla savaşıyordu ve çabucak yeteneklerini geliştiriyordu. Ama okçular destek rolünde olduklarından bu onlar için pek geçerli olamıyordu.



"Hadi diğer mesleklerdeki yeteneklerine bakalım." Genç adam Dudian'le beraber ikinci bölgeye gitti. Orada birkaç tane tahta kukla vardı. Yandaki rafta her çeşit silah vardı. Kılıçlar, demir kamçılar, çekiçler ve farklı uzunluktaki silahlar. Mızrak hariç her şey vardı. Mızraklar, Şövalyelerin sembolüydü.



"Kuklaları kırana kadar farklı silahlarla saldır. Bak bakalım hangisi sana daha uygun." Genç adam güldü.



Dudian başını salladı. Kılıcı aldı ve kuklaya doğru gitti, ardından saldırmaya başladı.



Kuklaya vurdukça içinde garip ve rahatsız bir his oluştu.



Dudian eline alır almaz kılıcın ona göre olmadığını anlamıştı bu yüzden elindekini bir hançerle değiştirdi.



Kılıca göre hançer daha hafifti. Ama onu da bırakıp başka bir silah aldı çünkü hançerde hiçbir güç yoktu. Bir şeyi öldürene kadar canı çıkardı.



Diğer silahları da denedi. Demir kamçı, çekiç... Birer birer Dudian hepsini denedi. En sonunda diğer silahlara göre hançer ve kılıcın daha rahat olduğuna karar verdi. Genç adam da bu arada ona değerlendirdi ve onunla aynı sonuca ulaştı.



"Savaşçı olarak yeteneğin var ama okçu olarak daha iyisin. Hadi şövalye yeteneğine bakalım." dedi genç adam.



Şövalyeler, askeri şövalyeden tamamen farklıydı. Dövüş stilleri aynı olsa da Avcı Karargahının şövalyeleri, duvarın dışında dövüştüklerinden daha önemliydiler. Eksiksiz bir sınavdan geçip Şövalye Tarikatına katılırlardı. Tek amaçları duvarın dışında dövüşmekti.



Dudian kukla ata oturdu ve eline bir mızrak aldı. At sürekli ileri geri oynuyordu, çok garip hissediyordu.



Genç adam ona baktı ve başını salladı. Dudian son sınava götürdü.



İzcilerin asıl yeteneği gizlenmek ve zamanında kaçabilmekti. İçinde mızraklar ve kılıçlar olan bir kafes vardı. Sürekli sallanıyor ve içerideki silahlar hareket ediyordu. Belli bir kural yoktu ve her şey sınavı alan kişinin tepki süresine bağlıydı.



"Bunu giy." Genç adam Dudian ağır bir zırh verdi.



Dudian hemen zırhı giydi.



Kafese girdi. Etrafı kılıçlar ve mızraklarla çevriliydi. Kafes sallanmaya başladı.



Dudian çabucak sıyrıldı, gözleri kılıç ve mızrakların tüm hareketlerini takip ediyordu. Her şey tepki süresine ve etrafındaki duruma bağlıydı.



yine de, iki veya üç kez kaçamamıştı. Ama üstünde siyah zırh olduğundan fazla hasar almamıştı.



Çok geçmeden sınav bitti.



Genç adam kapıyı açtı, "Geez! Bu kadar hassas yeteneklerin olduğunu düşünmemiştim. Vücudun büyü damgaları yüzünden evrim geçirmiş olsa da çok iyi tepki veriyorsun. Bence izci olsan daha iyi olur. Bir izci olmak için doğuştan yeteneğin var. Hem izci olursan erkenden gümüş bir avcı olabilirsin. Bunca yıllık tecrübeme göre konsorsiyuma giren en iyi üç izci arasındasın. Yok yok, en iki!"



Dudian bu kadar iyi sonuçları olmasını beklememişti. Sevinmişti ama kararını etkileyecek kadar değildi, "Ben yine de okçu olmak istiyorum. Düşmanlarımı 1000 metre uzaktan öldürmek isterim."



"Bu… tamam." Genç adam pişmanlıkla iç çekti. Basit bir sınav olduğundan ısrar etmedi. İnsanlar yeteneklerini sergileyebilirdi ama bu her zaman doğru değildi. Çoğu insan ilk performansları kadar iyi olamıyordu. Bunun gibi birçok örnek görmüştü. Üstelik, her şey avcının mesleğine olan sevgisiyle alakalıydı. Bu yüzden konsorsiyum avcıları meslek seçiminde özgür bırakıyordu.



"Okçuluk ve izcilik yeteneklerin yüksek olsa da fazla böbürlenme. Bundan sonra konsorsiyum tarafından eğitim alacaksın ve gerçek bir avcı olmak için bir yılın olacak." Genç adam ciddi bir şekilde dedi ki, "Eğitim süren diğer stajyer avcıların üçte biri olacak ama sende büyü damgaları var bu yüzden fiziğin diğerlerinden daha iyi. Bir yıl sonra hala aynı olursan konsorsiyum, becerilerini geliştirmen için seni duvarın dışına gönderecek."



"Ancak, stajyerlere göre dış dünyanın tehlikesini daha iyi biliyorsun. Bu yüzden iyi çalışsan iyi edersin. Eğer tembellik edersen yarın ölebilirsin."



Dudian genç adama baktı başını salladı, "Biliyorum."



"Tamam o zaman, avcı eğitim alanına gidelim." dedi genç adam.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44311 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr