Bölüm 87: Şeytanın Beşiği

avatar
5349 11

The Dark King - Bölüm 87: Şeytanın Beşiği


 

 

 

Sınırlamaları bildiğinden Dudian hafifçe başını salladı. Ama şu anki durumuna göre bir kölenin ikametgahını değiştirtmek büyütülecek bir şey değildi. Meishan Yetimhanesini bırak, Mel Ailesinde bile sözünü hafife alabilecek fazla kişi yoktu, “Sen yasal işlemleri hallederken onları da buraya çağırttır. Hepsini yanımda götüreceğim.”

 

Dai Teyze endişeyle dedi ki, “Onları alman bayağı pahalıya patlar. 1 gümüş sikkeden fazla çaldın mı hapishaneye gönderileceğini biliyorsun. Lütfen daha fazla aptallaşma!”




“Bu benim kendi param.” Dudian, kendisinin konumunu bilmediklerinden paranın nereden geldiğini açıklaması gerektiğinin farkındaydı, “Muhafız oldum, üstelik aylık maaşım da bayağı fazla.”




Dai Li şaşırmıştı, “Sen, sen bir muhafız mı oldun?”




Dudian rozetini çıkardı ve dedi ki, “Evet.”



Dai Teyze Dudian’e şaşkınlık içinde baktı, bir süre sonra sakinleşti ve dedi ki, “Güzel. Güzel! Yetimhaneyle ilgilenmeye başladığımdan beri yetiştirdiğim en iyi çocuklardan biri olmalısın. Hehe, Lisa’yı hatırlıyorsun, değil mi? Senle aynı gün evlat edinilmişti. Hatta Mel ailesinin bahçıvanı evlat edinmişti. Ama akıllılık yapıp Mel Ailesinin Küçük Hanımına yalakalık yapmış. Böylece onun hizmetçisi olmuş. Geçen yıl, buraya geldi ve seni sordu. Aslında o çok iyi biri, ilerde başına iş açarsan belki gidip ondan yardım isteyebilirsin.”



Dudian onla ağız dalaşına giren kızın Mel ailesinde kendine yer edinmesine şaşırmıştı. Tatlı ve biraz sersem biri gibi gözükse de içinde kanlı bir canavar yatıyordu. Ancak, onun için her şey son birkaç yılda daha iyi olmuştu bu yüzden fazla umursamıyordu, “Olursa isterim.”




Dai Teyze gülümsedi ve dönüp yetimhanenin içine girdi. Çok geçmeden yetimhaneden üç çocuk çıktı. Yeni kalkmış gibi gözüküyorlardı çünkü biraz huysuz ve sulu gözlülerdi. Onlar Joseph, Kroe ve Barry’di.




Dudian’i görünce şaşırmışlardı.




Son üç yılda hepsi değişmişti. Ama iyi beslendiğinden en çok değişen Dudian’di. Vücudu iyice gelişmişti, 3 yıl önceki halinden tamamen farklıydı. Joseph’de bayağı değişmişti. Üç yıl önceye göre boy atmıştı. Ancak yüzündeki şişlik daha da şişmişti bu yüzden çok korkunç gözüküyordu.




Kroen doğuştan sakattı. Kolu normal bir kolun yarısı kadardı.Hatta parmaklarının bazıları bebek parmağı gibiydi.




Barry iyi durumdaydı. Görünüşte bir sorunu yoktu. Ama Dudian onun karnında radyasyon yüzünden kötü huylu bir ur oluştuğunu biliyordu.




Yetimhanede büyüdüklerinden yaşam tecrübeleri Mason, Zach ve Sham’dan daha fazlaydı. Dudian’i tanıyınca hemen yanına gittiler. Joseph kekeleye kekeleye dedi ki, “Di, Dean… Nasılsın?”




Dudian gülümsedi ve cevap verdi, “İyiyim. Bu sefer sizi yanımda götürmek için geldim. Bu arada, kıyafetlerinizi falan getirmenize gerek yok çünkü yenilerini alacağız. Kayıt işini halleder halletmez gidip Barton’u da alacağız.”




Joseph kekeleyerek dedi ki, “Sen… sen demek… istiyorsun… ki… bizi mi götüreceksin?”




Dudian güldü, “Bana inanmıyor musunuz?”




Kroen hemen dedi ki, “Tabii ki sana güveniyoruz Dean ama… paran var mı?”




“Hepinizi alacak kadar var.” Dudian, heyecan ve umutla dolu olan gözlere baktı. Buradan gitmeyi dört gözle beklediklerini biliyordu, “Ben gidip ikametgah işini halledeyim.”




Üçlü birbirine baktı ve başlarını salladı. Sonra arkalarına dönüp yetimhaneye doğru koştular.




Dudian yetimhanenin girişine geldiğinde, evlat edinildiğinde ona prosedürlerle ilgili yardımcı olan ufak tefek kadını gördü. Hiçbir şeyi umursamıyor gibi gişenin arkasında uzanmış, esniyordu. Yanında koyu tenli bir çocuk vardı.




Dudian’i görünce çocuk birden panik yaptı ve kadını hafifçe dürttü.




Kadın gözlerini açtı ve Dudian’in içeri girdiğini gördü. Kendini doğrultup oturdu ve gülümsedi, “Hoş geldiniz, size nasıl yardımcı olabilirim?”




“Buraya evlat edinmeye geldim.” dedi Dean, kısaca.




Kadın başını salladı, “Evlat edinmek. Evlat edinmek için…”




“Ne yapılması gerektiğini biliyorum.” Dudian konuşmasını kesti. Herkes sözde evlat edinme gününe kadar beklemek zorundaydı. Bunun amacı herkesin aynı gün gelip yetimhanenin bundan çıkar sağlamasıydı.




“Bazı kurallarımız var…” diye açıklamaya başladı kadın..




Dudian’in dinlemeye hiç hali yoktu bu yüzden rozetini çıkardı ve dedi ki, “Kuralların esnetilebileceğini biliyorum. Bu yüzden işlemlere şimdi başlasan iyi olur…”




Genç biri gibi gözükse de eğitim kampında onu iyice parlatmışlardı. Bu yüzden konuşması normal bir muhafızdan ziyade daha çok soylu birine benziyordu. Kadın bir süre tereddüt ettikten sonra cevap verdi, “Anlıyorum… Bana çocukların isimlerini söyleyin.”




“Joseph, Kroen ve Barry.” diye cevap verdi Dudian.



Kadın bu isimleri duyunca baka kalmıştı ama yine de kayıt işlemlerine devam etti. Çok geçmeden işlemler tamamlanmıştı. Her biri iki gümüş sikke tutmuştu.




Kadın Dudian’in altın bir sikke çıkardığını görünce daha fazla oyalanmaması gerektiğini anladı.




O sırada, Dai Teyze içeri girdi ve Dudian’in anlaşmayı aldığını gördü, “Nasıldı? Halloldu mu?”




Dudian hafifçe başını salladı.




“Seni dışarıda bekliyorlar.” Dai Teyze güldü ve dedi ki, “Umarım onlara gösterdiğin nezaketi hatırlarlar ve sana geri öderler.”




“Yanılıyorsun, bu benim onlara karşı olan minnettarlığım.” diye cevap verdi Dudian. İkametgah anlaşmasını imzaladı ve arkasını dönüp gitti.




Kadın Dudian’in arkasından baktı ve dedi ki, “Dai abla, bu adam kim, onu tanıyor musun?”




Dai gülümsedi ve dedi ki, “Üç yıl önce, Dean diye bir çocuk vardı. İşte bu o!”




Kadının gözleri fal taşı gibi açıldı, “Bu yüzden tanıdık gelmişti. Demek bir muhafız oldu ha?!”

 

 




Dudian, Joseph ve diğerlerinin yetimhanenin önünde endişelenmiş bir şekilde dikildiğini gördü. Görünüşe göre Dudian’in vazgeçmesinden korkuyorlardı. Dudian anlaşmayı onlara verdi, “Hadi gidelim. Bunlar sizin ikametgah kayıtlarınız.”




Anlaşmayı görünce vücutları hafiften titredi. Joseph’in gözleri kızardı ve yaşlar akmaya başladı, “Dean… Ben… Ben…”




Dudian minnet dolu yüzlerine baktı. Biraz utanmıştı, “Hadi ama… Kibarlığı bırakın… Barton bizi bekliyor, gidelim.”




“Dean, şey, gerçekten de teşekkür ederim!” dedi Kroen, yavaşça.




“Ahh, sen olmasan, biz de… Barton gibi… …” Barry yumruklarını sertçe sıktı.




Dudian gülümsedi ve dedi ki, “İğrençleşme. Gidelim.”




Dudian’in yüz ifadesini görünce daha fazla bir şey demediler. Gitmeden önce son kez yetimhaneye baktılar. Dai Teyze ile ufak tefek kadının kapıda durduğunu gördüler. Onlar bilmiyordu ama hayatları o andan itibaren değişecekti!




Hiç kimse bilmese de gelecek nesiller… Tüm tarihçiler bu dört adamın ismini biliyordu - ‘Şeytanın Beşiği’






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44248 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr