Bölüm 86: Yok Oluş

avatar
5646 13

The Dark King - Bölüm 86: Yok Oluş


 

Dudian kenar mahallelere gitmeyeli bayağı olmuştu. Havadaki idrar kokusu midesini bulandırmıştı. Yeni yeteneği yüzünden kokulara daha hassastı. Sıradan insanlara göre havada sadece hafif bir pislik kokusu vardı. Ama onun için bu koku çok güçlüydü. Hatta yoldayken bazen koku yüzünden başı dönüyordu.



Dudian burnunu kapatıp vücudunun duruma alışmasını bekledi. Üstelik, süper kokunun da zayıf yönünü bulmuştu!



"İlerde bir avcıyla veya yaratıkla karşılaşırsam, süper kokuyu bu şekilde yararıma kullanabilirim. Görünüşe göre her şeyin iki yüzü var." diye düşündü Dudian, sokak aralarından geçerken.



Yürüdükçe rahatsızlık veren his yok olmuştu. Doğrudan Meishan Yetimhanesine değil ama üç yıl önce gittiği çöp dağlarının oraya gitti.



Çöplüğe yaklaşınca, önceden birikmiş çöp dağlarının yok olduğunu gördü. Çöplerin temizlenmesini beklemişti ama bu erken olmasını beklememişti.



"Geçen yıl kenar mahallelerde bir salgının çıktığını gördüm. Birçok insan salgına yakalanmış. 'Kara Kış Mevsimi' daha yeni geldi bu yüzden sıcaklıklar düşüyor. Tahminime göre çöpler temizleneli bayağı olmuş." Dudian'in içini bir pişmanlık kaplamıştı. Üç yıl önce toplayıcı eğitim kampına seçilmeseydi, soğuk depoda kalan enerjiyle süper bilgisayardan bir sürü şey öğrenebilirdi. O zamanlarda emre karşı koyamamış ve kampa gitmişti. Tıpkı zorunlu askerlilik gibi, eğer sana arka çıkacak nüfuzlu biri yoksa orduya katılmak zorundaydın.



"Soğuk depo çoktan alınmış. Muhtemelen çöpleri taşırken buldular. Zaten haber bir kere yayıldı mı ne konsorsiyum ne de kilise rahat dururdu. Ne de olsa, böylesi devasa bir metal göze çarpıyordu. Üstünde inceleme yapılması için gizlice bir yere götürülmüş olmalıydı. Şansıma içerde resmim yok, yoksa başıma bela açmış olurdum." diye düşündü Dudian.



Aniden birkaç kokunun ona yaklaştığını hissetti.



İşte süper kokunun yararı buydu. Onları görmese bile tespit edebiliyordu.



Arkasını döndüğünde, arka sokaktan iki orta yaşlı adam ve bir tane de, yırtık pırtık kıyafetler giyen genç bir adam çıktığını gördü. Ona doğru yürümeye başladılar. Birinin elinde tahta sopa, diğerininse paslı bir pala ve siyah kirli bir taş vardı. Adım adım Dudian'e yaklaştılar.



"Küçük adam!" Ortadaki darmadağınık saçlı adam dedi ki, "Mantıklı ol ve üstündeki tüm parayı bize ver! Haa, bir de soyun bakalım!"



"Üç mülteci." Kıyafetlerinden onları tanımıştı. Onlar kenar mahallelerinde bile en düşük seviyedeki canlılardı. Hepsi evsizdi. Herkesin onları dışlamasının nedeni vücutlarında biriken radyasyondu. Başkalarının sağlıklarını etkilememeleri için hiç kimse onları işe almazdı.



"Beni öldürmek istemiyor musunuz?" dedi Dudian ve hafifçe gülümsedi.



Üçü de Dudian'in kıyafetlerinden, onun kenar mahallelerden olmadığını biliyordu. Amaçları parasını çalıp gitmekti. Eğer onu öldürürlerse, birilerinin kenar mahallelere gelip soruşturma yapacağını biliyorlardı. Ancak, Dudian'in bu kadar korkusuz ve sakin olmasını beklememişlerdi.



"Evlat, saçmalamayı bırak yoksa kötü olur!" diye bağırdı ortadaki adam.



Dudian bir anda ortadan kayboldu.



Pat pat pat!



Dudian'in, uzun uzun konuşmalarını dinlemeye hiç hali yoktu. Bu yüzden onların konuşmasını fırsat bilip yere yapıştırdı. Tam onları çöplere ne olduğu hakkında sorgulayacakken aklına bir şey geldi. Eğer soğuk depo konosrsiyumun ya da askeriyenin eline geçtiyse, muhtemelen kimin olduğunu öğrenmek için bir soruşturma başlatmışlardı.



Bunu düşününce endişelenmişti. Eğer soğuk depo hakkında bir şey sorarsam ve bunlarda ilerde başkalarına bunu anlatırsa, o zaman belayı resmen çekiyorum demektir.



Dudian orta yaşlı adamı tekmeledi ve bağırarak dedi ki, "Yolumu kaybettim. Bana Meishan Yetimhanesine nasıl gideceğimi söyleyin."



Orta yaşlı adam paniklemişti. Küçücük bir çocuğun nasıl olur da böyle korkunç hızı ve gücü olduğunu anlamak zordu. Ticari bölgede, gizemli varlıkların olduğuna dair söylentiler aklına gelince, daha fazla düşünmeye cüret edemedi, "Burdan sola dön, sağdan ikinci sokak. Sonra orada birine sor sana yolu gösterir."



Dudian arkasını döndü ve gitti. Doğal olarak Meishan Yetimhanesinin yerini biliyordu. Ancak, burayı gizlice gözlemleyen biri varsa, bu sayede ondan şüphelenmeyecekti. Yani sadece izleri örtmek içindi.



"Soğuk deponun enerjisi çoktan bitti. Üstünde çalışacak birini zor bulurlar. Ama o, bana ailemden kalan son şey. Eğer ilerde görürsem, kesinlikle depoyu geri almalıyım." diye düşündü Dudian.



10 dakika içinde Meishan Yetimhanesinin önüne gelmişti. Bina yıkık döküktü ve son üç yıl içinde daha da kötüleşmişti.



Dudian şişman bir kadının yetimhanenin önünü temizlediğini gördü.



"Teyze." diye bağırdı Dudian.



Orta yaşlı kadın arkasına bakınca şaşırmıştı. Biraz kafası karışmıştı, "Sen?"



"Ben Dean!" dedi Dudian ve gülümsedi.



Kadın şaşırmıştı. Yetimhanede fazla çocuk yoktu. Bu yüzden üç yıl geçse bile çocuğu unutmamıştı. Onu ilk gördüğünde etkilenmişti. Beyaz tenli bir çocuk.



Dudian'i aşağıdan yukarı süzdü. Anılarındaki çocukla aynıydı, tabii ten rengi hariç, "Dean?! Geri döndün! Yeni ailen nasıl bakalım?"



"Çok iyiler." Dudian gülümsedi ve dedi ki, "Barton, Joseph ve diğerlerini görmeye geldim."



"Joseph hala yetimhanede ama Barton'u göremezsin. Çünkü geçen yıl Colin madenlerine gönderildi."



Dudian hafiften kaşlarını çattı. Barton'un daha yeni 13 yaşını basmış olduğunu hatırladı. Madene gönderilse bile, bu 'Kara Kış Mevsiminden' sonra olmalıydı. Ancak, artık bir şey demekte bir fayda yoktu, "Tamam o zaman, ben sonradan madene gidip onu görürüm. Ama senden Joseph, Kroen ve Barry'i çağırmanı isteyeceğim. Onların ikametgah kayıtlarını üstüme aldırtmak istiyorum."



Dai Teyze şaşırmıştı, kaşlarını çattı ve dedi ki, "Dean, gizlice ailenin parasını almadın değil mi? Alınma ama ikametgah kayıtlarını istiyorsan biraz nüfuzun olmalı..."






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr