Ticari Bölgenin Sınırı. Marlin Sokağı.

Mel ailesinin en etkili olduğu yer, ticari bölgenin bu parçasıydı. Üstelik, konsorsiyumun kontrolü altında olan avcıların çoğu burada ikamet ediyordu. Evlerinin burada olmasının nedeni, duvara olan yakınlıktı. Çünkü bir canavar tespit edilirse daha kısa sürede olay yerine gidebilirlerdi.

Marlin sokağında batı tarzı küçük bir evde.

Linda üçüncü kattaki oturma odasında oturuyordu. Yüzünde iç karartıcı bir ifade vardı. Onun yanı sıra odada, Gale ve başka bir çocuk vardı. Üstelik yanlarında birde kız oturuyordu. Beraber bir sürü görevin üstesinden gelmişlerdi ve uzun zamandır aynı takımın parçasıydılar. Uzun süredir takım olduklarından birbirlerini çok iyi biliyorlardı. Linda sessiz olsa da, onlar 'mesajı' anlamışlardı.

"Patron, o çocuk gerçekten de bir toplayıcı mı?" Diğer çocuk şüphe eder gibi dedi ki, "Bir toplayıcı için yaratığı yakmak yürek ister. Ben olsam yaratığı gördüğümde korkudan altıma işerdim, düşün yani ben bir de uzun zamandır eğitim görüyorum."

"Sen sıradansın." Linda ona buz gibi gözleriyle baktı ve dedi ki, "Bu küçük piç toplayıcı okulundan 1. olarak mezun oldu. Tüm sınavlarda 1. . Bu zavallı toplayıcılara açık olan bilgi sınırlı olsa da, bu alanlarda birinci olmak hiç de küçük bir şey değil."

Gale ağırca başını salladı ve dedi ki, "Küçük piçin seni tehdit ettiğini duydum. Sanırım senden intikam alacakmış, doğru mu?"

"Vaay, kaptandan intikam mı alacakmış?" Bronzlaşmış kız kaşlarını çattı ve alay eder gibi gülümsedi, "Cehalet mutluluktur! Aptal çocuk, sırf bir avcı olduğu için bizimle eşit olduğunu sanıyor. Yine de, o şanslı ve atılgan. Bana göre, mümkün olduğunca kısa sürede onu ortadan kaldırırsak iyi olur. Eğer patron bu olayla bir ilgimiz olmasını istemezse biz de gidip bir kiralık katil tutarız!"

Linda hafifçe başını salladı ve soğuk bir sesle dedi ki, "Onu öldürmenin birden çok yolu var. Canlıyken konsorsiyumun gözünde bir değeri var ama ölüyken beş para etmez. Onu kendim öldürürsem en fazla bana fazladan görev verecekler. Ama o buna değmez. Kendimi feda etmeme değmez!"

Gale başını salladı, "Doğru, şu anda onu gizlice öldürtsek bile, konsorsiyum bunu öğrenir. Kanıt olmasa da, bu konsorsiyumun kurallarını doğrudan çiğnemek olur. Üsttekiler mutlu olmaz ve bize baskı yaparlar."

"Doğru!" dedi Linda ve başını salladı.

Bronz tenli kız sanki düşündüklerini anlamış gibi gözüküyordu. Bu yüzden onlara dedi ki, "Bu durumda, geçici olarak onu öldürmeyeceğiz ama hayatı zindan edeceğiz. En azından bunu yapabiliriz, değil mi? Karargahtan ona ticari bölgede bir ev vermemesini isteyebiliriz. Onu birazcık köşeye sıkıştırıp böylece nasıl bir tepki vereceğini görebiliriz. Üstelik, konsorsiyumdaki avcılar sana yüz verirler. Sen istediğin anda, karargaha geldiğinde başını iş açar."

Linda umursamaz bir şekilde dedi ki, "Bu küçük şeyler bir işe yaramaz. Böyle küçük şeylerle anca dikkat çekeriz. Bu sefer, küçük şeytanın duvarın dışına çıkmasını bekleyeceğiz... Ben de onu orada öldüreceğim!"

Gale başını salladı, "Duvarın dışında bize engel olacak hiçbir yasa yok. Ölen ölü olacak! Ama bu küçük şeytan avcı karargahına daha yeni katıldı. Önce birkaç ay boyunca mesleki eğitim alacak. Hatta belki bir veya iki ay boyunca. Bu yüzden uzun bir süre beklemek zorunda kalabiliriz."

"O konuda endişelenmene gerek yok. Yanılmıyorsam 'okçuluk' mesleğini seçecek. Çünkü Juranzhi'den aldığı büyü damgaları o mesleğe tam uyuyor. Yeteneği süper koku. Mesleğini seçtiği anda, ona çirkin ve sefil bir ölüm tattıracağım!"

"Oh?" Üçlü merakla ona baktı.

"Acil bir durum olduğunda eğitimdeki avcılar bile duvarın dışına gönderilir!" Linda, Gale'a buz gibi bir bakış attı, "Konsorsiyumda fazla avcı olmadığını biliyorsun. Diyelim, Gale görevdeyken yaralandı ve diğer avcılar da görevde. Yani yeni bir avcıya ihtiyaç olacak. Sizce konsorsiyum böyle olunca ne yapacak?"

Linda'nın dediklerini duyunca hepsinin gözleri fal taşı gibi açıldı.

"Haha, patron her zamanki gibi akıllısın." diğer çocuk gülmeye başladı.

Koyu tenli kız heyecanlı bir şekilde dedi ki, "Kaptan cidden, bayağı akıllısın. Böylece konsorsiyum başka bir takımı göndermek isterse, o takımla biz konuştuğumuz sürece küçük şeytanı göndermek zorunda kalacak. Zaten ne olursa olsun, eninde sonunda duvarın dışında onunla karşılaşacağız!"

"Doğru." dedi Gale ve başını sağladı.

Linda dedi ki, "Bu konu hakkında artık konuşmayacağız. Bugün yeni görevimiz verildi. 3. bölgeye gidiyoruz."

"3. bölge mi?" Diğer üçü şaşırmıştı.

"3. bölgedeki yaratıkların seviyesi 10 veya daha üstü olduğu biliniyor. Hatta birinin 20. seviye canavar gördüğünü duydum. Tabii, eğer kaptan bize liderlik ederse, canavarla falan karşılaşmayız. Ama birkaç 10. seviye canavar öldürerek zengin olabiliriz!" dedi ve gülümsedi koyu tenli kız.

Diğer çocuğun gözleri parladı ve dedi ki, "Duyduğuma göre 3. bölgede dev bir enfekte olmuş geyik tespit edilmiş. Vücudu yağla dolu ama derisi... altından bile daha değerli!"

Gale hafifçe kaşlarını çattı ve dedi ki, "Servet ve risk aynı kefede. 3. bölgede ölen birçok takım oldu. Onların yaptığının aynısını yapamayız."

Linda başını salladı, "Doğru ama bizim amacımız enfekle olmuş sıradan yaratıkları bulmak değil. 3. bölgede nadir bir yaratıkla karşılaşma şansımız büyük. Eğer onu avlayabilirsek, hepimiz büyü damgalarımızı evrimleştirebiliriz!"

Bunu duyunca hepsinin gözü parladı.

...

...

Dudian kitapçığı kapadı.

İkinci bölüm avcıların diğer görevleri hakkındaydı. Ama asıl konusu baktığı mesleklerin detaylarıydı. Araba çoktan ticaret bölgesinin sınır duvarını geçmiş ve yerleşim bölgesine gelmişti.

Çok geçmeden araba Lin Kang sokağında durdu.

Dudian valizini alıp arabadan indi. Araba konsorsiyumun olduğundan para ödemesi gerekmiyordu. Önündeki beyaz renkli çitlere baktı. Burayı özlemişti. İleri çıktı ve kapıyı çaldı.

"Kim o?" Kapının arkasından Jura'nın sesi yankılandı. Kapıyı açtı ve Dudian'i gördü, "Erken geldin."

Dudian başını salladı ve içeri girdi.

Akşam üstüydü bu yüzden Gray çoktan işten dönmüştü. Sabah gazete okuyacak zamanı yoktu bu yüzden şimdi okuyordu. Jura'nın bir şeyler söylediğini duyunca gazeteyi bıraktı ve Jura'nın yanına gitti.