Bölüm 79: Ruhun Kristalleşmesi

avatar
5147 11

The Dark King - Bölüm 79: Ruhun Kristalleşmesi


 

 

 

Dudian, böyle bir şey olur diye cevaplarını daha önceden hazırlamıştı, “Ben de tam bilmiyorum bayılmıştım uyandığımda böyleydi.”



“Bayıldın mı?” Dayton’un ilgisini çekmişti, “Nasıl bayıldın?”



Görünüşte Dudian sakindi. Ama içerde fırtınalar kopuyordu. Fazla derine inen sorulara “Bilmiyorum.” diye cevap verecekti. Ama Peter’dan 8. Bölgenin araştırıldığını duymuştu. Avcıların türlü türlü yetenekleri olduğunu biliyordu. Avcının cesedini yakmış olsa da arkasında hiç iz bırakıp bırakmadığından emin değildi.



Üstelik, bir avcı ölmüş ve yenisi ortaya çıkmıştı. İkisi de abartılamayacak derecede büyük olaylardı ve birbiriyle ilişkilendirmesi kolaydı.



Bu konu hakkında düşününce Dudian fikrini değiştirdi, “Bir avcıyla yaratığın dövüştüğünü gördüm. Korkmuştum. Avcıların güçlü olduğunu biliyordum ama o yaratık... korkunç ve devasa bir şeydi.” Hafifçe yumruklarını sıktı ve vücudu titremeye başladı. Sanki yaratıktan korkmuş gibi davranıyordu.



Dayton, Dudian’in masanın altındaki titreyen bacaklarına baktı, gözlerinden düşünceli olduğu belliydi. Bu sadece birkaç saniye sürmüştü, ardından Dayton tekrar masadaki kitaba bakmaya başladı, “O yaratık 9. Seviye bir Juranzhi’ydi. O şeyler bir parazit ruh solucanından doğuyor. Hatta senin büyü damgalarında bu ruh solucanının seni enfekte etmesi sonucu olmuş olmalı.”



“Juranzhi mi?” Dudian öldürdüğü yaratığın adını mırıldanıyordu. Biraz şaşırmıştı ve az kalsın yapacağı hatanın farkına vardı ve kendine geldi, “Sen az önce bir so... so... solucanın vücuduma girdiğini mi söyledin? O zaman ben... ben...”



Dayton başını kaldırdı ve gülümsedi, “Endişelenme. Sana büyü damgalarının solucanın içeri girmesi sonucu olduğunu söyledim. Ama içeri girdikten sonra öldüklerini söylemedim. Öylece ölüyor. Ancak, vücuduna bağlanıyorlar. Büyü damgalarının olduğu yer senin ölümcül noktan. Tıpkı beynin ve kalbin gibi. İlerde orayı iyice korumalısın hatta yerini hiç kimseye söylemezsen daha iyi olur.”



Dudian sevinmişti. Bir süre sonra solucanın vücudunu ele geçireceğini düşünüyordu. Ölmüş olduğunu bilmek güzeldi! Bu arada, Dayton’un dediklerinden her avcının büyü damgasının farklı yerde olduğunu anlamıştı. Onunki göğsündeyken  başkalarınınki farklı yerlerdeydi.



Normalde, karargah senin performansına bakacaktı. Eğer performansın iyi olsaydı iki yıl içinde hem zengin olurdun hem de eğitim için Avcı akademisine gönderilecektin. Sonra bir parazit alma hakkına sahip olup gerçek bir avcı olacaktın.



“Ama sen beklediğimizden daha önce bir avcı oldun. Aslında karargahı, senin için parazit ruh böceği almaktan kurtardın. Üstelik bilmiyor olabilirsin ama Juranzhi’nin damgaları çok nadirdir. Hatta bir çok avcı seni kıskanacak.”



Bunu duyunca Dudian dedi ki, “Sonuçta konsorsiyuma beni eğittiği için bir şekilde teşekkür etmeliyim. Bu arada Bay Dayton, siz az önce konsorsiyumun ‘parazit ruh solucanı’ aldığını söylediniz, acaba nereden aldıklarını öğrenebilir miyim?”



“Bu solucanlar yaratığın ruhuyla besleniyor.” Dayton, Dudian’e açıklamaya başladı, “Genellikle yaratığa özel bir güç bahşediyorlar ama aynı zamanda da ölüyorlar! İşte bu yüzden avcılar kendi aralarında güçlerini değiştiremiyor.”



“Konsorsiyumun enfekte olmuş yaratıkları yakalayacak gücü olsa da, solucanın nerede olduğunu bulmanın bir yolu yok. Tabi yaratığı kendin büyütürsen iş başka. Lakin duvarın içine yaratık sokmak yasak olduğundan onları almanın tek yolu Kutsal Kilise’den geçiyor. Tanrı kiliseye solucanları ölmekten kurtaracak bir beşik bahşetti ama ne yazık ki çok yüksek bir fiyata satıyorlar.”



Kutsal Kilise’nin dini bir organizasyon olarak büyük sayıda şövalye ve muhafız alabilmesine şaşmamalı. Tüm konsorsiyumlar bile onlara yüz vermek zorunda. Üstelik inanç dışında birçok yere elleri uzanıyor.



“Sakın unutma, avcı kimliğin bir sır olarak kalacak. Daha karargahtakilerin çoğu bile bunu bilmiyor.” Dayton gülümsedi ve dedi ki, “Bunu seni korumak için yapıyoruz! Umarım gidip herkese bunu anlatmazsın. Avcı Karargahı bir süre sonra kimliğini doğrulama için birini yollayacaktır. Sonrasında bir avcı olmak için başvuru yapabilirsin!”



Dudian hafifçe başını salladı. Dudian’i korumak bir yana, asıl amaçları diğer konsorsiyumların bunu duymasını engellemekti.



“Ahh, son bir şey daha.” Dayton aniden dedi ki, “Bizim ruh kristali dediğimiz şeyden 7 tane teslim etmişsin. Her birinin fiyatı 1 altın sikke. Kimliğin hala açıklanmamış olsa da, avcılara göre olan fiyat bu. Eğer bir toplayıcı olsaydın, o zaman her biri 1 gümüş sikke olurdu.”



“Ruh kristalleri mi?” Dudian o şeyler koyu mavi toplar diyordu. Ancak ona küçük dilini yutturan şey bu değildi. Toplayıcıların ve avcıların aldığı pay onu şaşkına çevirmişti. O bir çekirdek üyeydi ve %30 pay alıyordu. Dayton’un dediğine göre bir avcı toplayıcıdan 10 kat daha fazla pay alıyordu. Yani %300 pay alıyorlardı!



Dayton Dudian’in şaşırmış ifadesini görünce gülümsedi, “Her neyse, senin Avcı Karargahına gitmen gerekiyor. Sana karşı dürüst olacağım. Toplayıcılar yaptıkları yolculukların giderlerinin %50’sini konsorsiyuma kendileri ödemek zorundalar. Üstelik, değer biçme ücreti, vergiler ve diğer şeyler geri kalan %50 den kesiliyor. Kısacası toplayıcılara fazla bir şey kalmıyor.”



Duidan şaşırmıştı. Konsorsiyumlar para yapmaya geldiğinde gerçekten de acımasızdı. Toplayıcılar sırf konsorsiyum için radyasyon ve yaratıklar gibi birçok tehlikeli durumla karşılaşıyordu. Ama sonunda getirdiklerinin sadece küçücük bir parçasını alabiliyorlardı. Onlara zengin olabileceklerini söylemek yalandan başka bir şey değildi. Resmen onları kandırıyorlardı.



“Gerçek gücü olan tüccarlar ticaret yerine soygun yaparlar!” diye düşündü Dudian tüm detayları duyunca.



“Ruhun kristalleşmesi ne demek?” diye sordu Dudian, meraklı bir şekilde.








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44343 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr