Bölüm 75: Büyü Damgaları

avatar
5267 13

The Dark King - Bölüm 75: Büyü Damgaları


 

Çeviri: Çıngıraklı Düzenleyen: Sapphire

 

 

Dudian ve diğerleri temizlenmiş ve yeni kıyafetleri giymişlerdi. Dudian yatakta oturmuş Mason'la sohbet ediyordu.



Bodrumun kapısı açıldı ve 6 kişi içeri girdi. Kiliseden dört muhafız, beyaz cüppe giyen iki kişiye eşlik ediyordu. Yüzlerinde beyaz maskeler vardı ve ellerinde tıbbi çantalar vardı.



"Herkes kontrol için hazır mı?! Soyunun bakalım!" diye bağırdı muhafızlardan biri.



Scott daha önce bu uygulamadan geçmişti. Bu yüzden emrettikleri gibi üstündekileri çıkardı. Mason ve Dudian de, Scott gibi üstündekileri çıkardı. Şanslarına iki doktor da erkekti. Yoksa karşı cinsin önünde çıplak olacaklarından utanırlardı.



"Duvara dönün."



Doktorlar demir kafesin dışında durdu ve onları birer birer muayene etmeye başladı.



Dudian ve diğerleri doktorların emirlerini harfiyen uyguladı.



"Bu yara da ne?" Doktor Mason'ın arkasındaki yarayı işaret edip sordu.



Mason hemen dedi ki, "Orası bir şeyleri taşırken çizildi. Bayağı oldu çizileli!"



Doktor başını salladı ve dikkatlice yaraya baktı. Sonra elindeki kitaba yazmaya başladı, "Sırtta yara. Zamanı, dört yıldan fazla olduğu tahmin ediliyor. Enfeksiyon olmadığına karar verildi."



Doktor işini bitirdikten sonra diğerine geçti.



"Huh!" Aniden, başka bir doktor Dudian'in göğsündeki kan kırmızısı damgaları görünce korkuyla bağırdı. Kafesi doğru eğilip dikkatlice baktı. Şaşkınlık içindeydi, "Büyü damgaları mı?"



Bunu duyunca diğer doktor da hemen dönüp baktılar.



Dudian tedirgin olmuştu, "Büyü damgaları mı? O şeylerin ne olduğunu biliyorlar mı?"



Dudian'in yanında duran Scott da şaşırmıştı, hemen dedi ki, "Büyü damgaları mı? Dean'de büyü damgaları mı var?"



Dudian Scott'un bunu bildiğini düşünmemişti. Scott'un bakışına bakınca göğsündeki kırmızı damgaları tanımış gibi gözükmüyordu. Muhtemelen "büyü damgalarını" duymuştu ama hiç bir tanesini görmemişti.



İki doktorda şaşkınlık içinde Dudian'e bakıyordu, "Ama bu nasıl olur?! Sen bir toplayıcısın. Sende nasıl oluyor da büyük damgaları var?"



Dudian'in de kafası karışmıştı, "Büyü damgaları ne?"



Scott doktorların garip bakışını çoktan fark etmişti. Dudian'in sorusunu duyunca hemen cevap verdi, "Dean, 'büyü damgaları' avcılarda olan bir şey. O şey avcıların toplayıcılardan güçlü olmasının asıl nedeni. Büyü damgaları avcılara sıra dışı bir güç bahşediyor. Hatta farklı büyü damgalarının farklı özellikler bahşettiği bile söyleniyor. Bazı avcılar metali eritebilirken bazıları duvarın arkasını görebiliyor... İşte bunların hepsi büyü damgaları sayesinde oluyor!"



Dudian'in göğsündeki kırmızı damarlara baktı ve dedi ki, "Büyü damgalarının böyle görüneceğini beklememiştim. Dean, sen büyü damgalarıyla doğmuşsun, bu kadar güçlü olmana şaşmamalı. Sen bir avcısın!"



Dudian'e imreniyordu ama kıskanmamıştı. Çünkü herkesin büyü damgalarıyla kutsanmadığını biliyordu.



Dudian şaşkına dönmüştü.



Solucan vücuduna girdikten sonra oluşan bu şeylere büyü damgaları mı deniyordu?



Her avcıda bunlardan mı vardı?



O zaman şimdi, o gerçek bir avcı mı oluyordu?



İki doktor da anlamlı bir şekilde Dudian'e baktı. Doktorlardan birisi dedi ki, "Büyü damgalarının nasıl göğsünde ortaya çıktığını bilmiyoruz ama bu senin vücudunla alakalı olmalı. Eğer vücudunda birkaç test yapsak sorun olur mu?"



Dudian solucanların ilerde ona sorun çıkaracağından korkuyordu bu yüzden hemen kabul etti, "Zahmet olmazsa."



"Nezakete gerek yok! Eğer sonuçlar beklediğimiz gibi çıkar ve gerçekten de bir avcı olursan, bize karşı kibar davranmana gerek kalmaz." Doktorların davranışları bir anda değişmişti, hatta yüzlerinde bir gülümseme vardı.



Dudian o anda toplayıcılar avcılar arasındaki mesafenin farkına vardı. Rahatlamıştı. Diğer avcılarda da büyü damgaları olduğundan ortaya çıkmazdı. Bu yüzden solucanlarda da bir sorun olmamalıydı.



Doktorların rahat bir şekilde test etmesi için demir çubukların arasından kolunu uzattı. Doktorlardan biri tıbbi çantadan küçük bir cam çıkardı. O şey bir radyometreydi.



Dudian vücudunun radyasyon seviyesini ölçmek istediklerini anlamıştı. Büyü damgası olan avcıların, vücutlarındaki radyasyon seviyesinin diğer insanlardan daha düşük olacağını tahmin ediyordu. Ne de olsa, avcılarla toplayıcılar arasındaki en büyük fark güçleri değil radyasyon değerleriydi!



Radyasyon değerlerini ölçmek için, doktor Dudian'in parmağından kan örneği aldı.



Dudian'in gözleri eskisi gibi değildi. Önceden camın içinde kırmızı bir iplik olduğunu görmüştü. Ama bu sefer açık bir şekilde saç gibi bir solucan olduğunu görebilmişti.



Demek her radyasyonmetrede böyle bir solucan var?



Bu çağın teknolojisinin bu kadar geride olmasına şaşmamalıydı, radyasyonu ölçmek için böylesi küçük ve gizemli solucanlar kullanıyorlardı. Bu solucanların çoğu, hatta avcı kalesindeyken onun üstünde kullandıkları radyasyon seviyesini ölçebiliyordu.



"Çoook düşük!" İki doktorda sonuçları görünce aynı anda konuştu. Radyasyon değerleri ikisini de şaşırtmıştı.



"Vücudunda büyü damgaları olmasına şaşmamalı." diye düşündü doktorlar.



Ancak, Dudian'in nasıl oldu da toplayıcıların grubuna girdiğini anlamamışlardı. Bu konsorsiyumun bir hatası mıydı?



Bunun nedenini düşünmeye cüret edemiyorlardı. Ne de olsa böyle bir şeye ancak yukarıdakiler karar verebilirdi, onların bunla hiçbir alakası yoktu. Onlar sadece işlerini yaptığı sürece her şey iyiydi.



"Bakalım, sonuçları rapor edeceğiz!" dedi doktorlardan biri kibarca, "Sende bir avcının vücudu var. Kısa bir süre içerisinde konsorsiyumun seni terfi ettireceğine inanıyorum. Seni şimdiden tebrik ediyorum!"



Dudian davranışlarındaki farklılıkları görmüştü. İnsanların ona yalakalık yapmasına alışık değildi. Ama düşününce dünya böyle çalışıyordu bu yüzden bunun hiç de iki yüzlülük olduğunu düşünmüyordu. Dudian samimi bir şekilde cevap verdi, "Teşekkürler."



İki doktor da gülümsedi ve sıradakini muayene etmeye başladı. Herkes için notlarını aldıktan sonra arkalarını dönüp dört muhafızla beraber bodrum katından çıktılar.



"Dean, sen bir avcı oldun!" dedi Scott, Dudian'e. Yüzünde şaşırmış bir ifade vardı. Üstelik bir avcıyla ilişkisi olması cennetlerin ona bir hediyesiydi. Eğer Dudain'e yaklaşabilirse daha iyi bir geleceğe sahip olabilirdi. Dudian ona arka çıktığı sürece toplayıcılık sonuçları bile artabilirdi!



Bu gerçeklikte. Bu avcının nüfuzuydu!



Mason, Zach ve Sham da Dudian'in avcı olmasına şaşırmıştı. Hem kıskanmış hem de onun için mutlu olmuşlardı.



"Bir patronumuz oldu!... haha..." Mason yüksek sesle gülmeye başladı.



Zach dedi ki, "Dean'in gizemli bir şekilde avcı olmasını beklememiştim. Bence bayılması yüzünden oldu!"



Sham da dedi ki, "Dean uzun zamandır eğitim kampının çekirdeği olarak biliniyor. Bu performansla devam etseydi elinde sonunda bir avcı olacaktı. Ama bu kadar erken olmasını beklememiştim. Hem de bu kadar gençken, konsorsiyumun Dean'e nasıl bir ödül vereceğini bilmiyorum."



Hepsi heyecanlanmıştı.



Dudian mutlu yüzlerine baktı. Göğsüne dokundu. Görünüşe göre avcı bu gizemli solucanlar yüzünden yaratığı pusuya düşürmek istemişti. Ama avcının büyü damgaları varsa neden bunları istemişti? Yoksa büyü damgaların olsa bile, diğer damgalarla özelliklerini geliştirebiliyor muydun?



Özellikler diyince aklına süper koku alma özelliği geldi.



Koku alma, büyü damgasının sıra dışı olan özelliği olmalıydı.



Dudian Soctt'un dediklerini düşündü ve dedi ki, "Avcıların büyü damgalarının ne işe yaradığını biliyor musun? Genelde nasıl özellikleri oluyor? Damgalar avcıya zarar veriyor mu?"



Scott başını kaşıdı, "Sadece birkaç şey biliyorum. Bayağı bir yetenek çeşidi olduğunu biliyorum. Sana bir zararı olmamalı... Gerçeği söylemek gerekirse fazla bir şey bilmiyorum. Konsorsiyum seni bir avcı olarak terfi ettiğinde birisi sana daha detaylı anlatır."



Dudian de öyle olacağını düşünüyordu...

 

...






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44339 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr