Bölüm 68: Enfeksiyon

avatar
5799 14

The Dark King - Bölüm 68: Enfeksiyon


 

Çeviren: Çıngıraklı Düzenleyen: Sapphire

 

 

Aniden Dudian'in aklına tamamen unuttuğu bir şey geldi. Asansör boşluğunda sıkışmışken belinden aşağısı kanla kaplıydı. Yaratığın kanı!



"İçinde acaba virüs var mıydı? Zırh kanı geçirmemiş olsa gerek. Yani temas olmadı, ah!" Hemen ayağa kalktı ama bacakları uyuşmuştu. Vücudunun her tarafı karıncalanıyordu.



Dişini sıktı ve üstündeki kanı temizlemek için dışarı çıktı. İple tırmandığı duvarın oraya gitti. Yaratığın kanı bu tarafa gelmemişti. Duvara yaslanıp hafifçe bir nefes aldı. Vücudunda yara olup olmadığını kontrol etti. Ardından zırhını da kontrol etti. Ne zaman olduğunu bilmiyordu ama üstünde bir kaç çizik vardı. Yaratığın kanı muhtemelen oradaki çiziklerden içeri girmişti. Çizikleri görene kadar hiçbir şey hissetmemişti. Bir sülük gibi vücuduna sokulmuştu. Derisinin üstündeki kana dokunduğunda bile bir şey olduğunu hissetmemişti.



Dudian'in yüzü soldu, içinde bir pişmanlık vardı. Eğer yaratığı öldürmek için geri dönmeseydi, belki de enfekte olmazdı.



"Hiç kimse bir avcıdan kaçabileceğimi beklemezdi ama ben bunun yanı sıra bir yaratıktan bile kurtuldum. Ama yine de Cennet'in cezasından kaçamadım... ... ..." diye düşündü Dudian içinden. İnsanlar genelde karma hakkında konuştuklarında "affet ve unut" der. Belki de yaratığı öldürmeye gelmesem açlıktan ölürdü. Ama şimdi ben de yaratıkla beraber burada son nefesimi vereceğim.



Dudian duvara yaslanıyordu. Vücudundaki karıncalanma onu resmen titretiyordu. Virüsün hayatını almamasını umut ediyordu. Şu anda elinde olan tek şey umuttu.



Karıncalanmanın yanı sıra, bilincinin de yavaş yavaş kapandığını hissediyordu. Hafifçe kafasını kaldırdı ve sol eliyle alnına dokundu, sıcaktı. İçi umutsuzlukla doldu.



Bayılmadan önce koyu mavi toplarla ısıyı emmeyi düşündü. Sol eliyle cebinden zar zor koyu mavi bir top çıkardı. Topu başına dayadı.



Vücudunu bir anda buz gibi bir his kapladı. Artık daha açık bir şekilde düşünebiliyordu. Ancak, göz kapakları ağırlaşmıştı ve görüşü bulanıklaşıyordu.



Aniden, göğsünde bir şeyin hareket ettiğini hissetti, sanki içeride bir şey savaş veriyor gibiydi.



Aşağıya baktı sol eliyle hafifçe zırhını açtı. Görüşü bulanıktı ama küçük kırmızı solucanlar olduğunu görebiliyordu. Göğsünde sarılı gazlı bez vardı. Ama solucanlar gazlı bezin içine girmeye çalışıyordu.



"Solucanlar, solucanlar... ..." Dudian neredeyse aklını kaybedecekti. Birini yakalamak için elini kaldırdı ama birden beyni yanıyormuş gibi hissetti. Elini bile kaldıramıyordu. Gözlerini kapatmadan önce son gördüğü şey solucanların vücuduna girdiğiydi.



Pat! Dudian'in başı yere çarptı. Bilinci tamamen kapanmıştı.



koyu mavi topu hala sıkıca tutuyordu.



Zaman geçtikçe top elinin içinde eridi. Açık mavi bir sıvıya döndü ve yaralarının içinden vücuduna girdi.



Her yer karanlıktı! Zamanın nasıl geçtiğinin farkında değildi.



Dudian gözlerini açtı, bilinci yerine gelmişti. Acıktığından uyanmıştı.



Önünde asansör boşluğunu görünce şaşırmıştı, "Ben ölmedim mi?" diye düşündü.



Bilinci kapanmadan önceki yüksek ateşini düşündü. Alnına dokundu. Vücut ısısı normale dönmüştü. Ardından şişmiş ellerinin normale döndüğünü fark etti.



Hemen oturdu ve tüm vücudunu kontrol etmeye başladı.



Görünürde hiçbir şey yoktu. Zırhı tozluydu ve yer yer küçük çizikler vardı. Yaratığın olduğu yere baktı. Yanmış vücudu hala taşların altındaydı ve kafası yarılmıştı.



"Ateşlendiğimden uyanıkken rüya mı gördüm?"



"Yoksa yaratığın kafasını kestikten sonra çok yorulduğumdan uyuya mı kaldım?"



Aniden, gözlerini şaşkınlıkla açtı ve etrafına baktı.

 

...

 

...






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44333 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr