Bölüm 47: İlk Savaş

avatar
5751 15

The Dark King - Bölüm 47: İlk Savaş


 

Çeviri: Çıngıraklı Düzenleme: Sapphire

 

*****************************************************

 

Dudian hemen kendini yan tarafa attı ve gri gölgenin saldırısından kaçmak için yuvarlandı. Siyah tüylü sıçana baktı. Önceden gördüğü 'kemik sıçanına' benziyordu ama bu daha ince ve küçüktü. Dişlerini gösterirken kan kırmızısı gözleriyle ona bakıyordu.

 

"Canavar!" Mason, Zach ve Sham yüksek sesle bağırdı. Yüzleri beyaza dönerken dizlerinin bağı çözüldü.

 

Whoosh!

 

Mutasyon geçirmiş sıçan yere değer değmez en yakındaki Dudian'e tekrar sıçradı.

 

Dudian'in tüyleri diken diken olmuştu. Sıçan çok hızlı olduğundan kaçmak için zamanı yoktu. Refleksleri yavaş kalmıştı, iç güdüsel olarak kolunu kaldırdı.

 

Bang~

 

Belinden yukarısına ağır bir şeyin ona vurduğunu hissetti. Ayağına tam yere basamadığından arkaya doğru düştü. Korktuğundan kolunu kaldırınca gözlerini kapamıştı. Sıçan küçük dişleriyle kolunu sıkıca ısırdı. Eli yavaşça gevşedi ve hançer yere düştü.

 

Korku ve adrenalin yüzünden kan beynine vurdu!

 

Yardım edin~ Yardım edin~

 

Aklına kafasını karıştıran bir çok fikir geldi. Hayatını tehlikeye atan bir şeyle karşılaştığında içgüdüleri mantığının yerini almıştı. Sıçan üniformayı delemediğinden hiç durmaksızın kolunu çiğnemeye başladı. Kolundan keskin bir acı geldi. Dudian çabucak kendini sakinleştirdi ve içindeki paniği bastırdı. Bunların hepsi sadece bir kaç nefeslik sürede olmuştu.

 

"Uh, ah ah..." Dudian bağırdı, kolunu kaldırıp hızla yere vurdu. Diğer koluyla sıçanın bacağını tuttu. Sağ koluyla yere vurmaya devam etti ki sıçanın kafası zarar görsün.

 

Bang! Bang! Bang!

 

Sürekli bacağını çekmesi ve vurması yüzünden, sıçan daha fazla dayanamadı ve ağzını gevşetti. Dudian bağırdı ve sıçanın bacağını sıkıca tutarken vücudunu yere vurdu.

 

"Geber!"

 

Çılgınca sıçana tekrar ve tekrar vurmaya devam etti. Çığlık attı ve sıçanı yere çarptı. Sıçanın kafatası şiddetli çarpışma yüzünden çatladı ve etrafa kan sıçradı. Etraf kan gölüne dönmüştü.

 

Sıçanı kaç kere yere vurduğunu bilmiyordu, siniri giderek azaldı. Koluna bir zayıflık yayıldı. Yerden hançeri aldı ve acımasızca sıçanın karnına sapladı.

 

Hançer son derece keskindi ve sıçanın derisini delmeye devam etti. Hançer kana bulanmıştı. Dudian sıçanın hareket etmeyi bıraktığını görünce hançeri saplamayı bıraktı. Kalbi hızlı hızlı atıyordu. Az önceki sahneyi hatırlayınca içi korkuyla doldu. Bu onun ilk ölüm kalım anıydı. Nükleer felaketten sağ çıksa da o televizyondan film izlemek gibiydi. Tehlikeyi bire bir yaşamak tamamen farklıydı.

 

Ayna olmadan bile, o an yüzünün son derece çirkin olduğunu hissedebiliyordu. Sağ koluna baktı. Üniformasının üstünde derin diş izleri vardı. Şansına bu siyah, yumuşak elbise sert maddelerden ve kurşun tabakasından yapılmıştı. Yoksa Scott'un da önceden dediği gibi, enfeksiyon oranı yüzünden Mia'nın ölen kocası gibi bir ölümsüze dönüşmüş olurdu.

 

"Dean!" diye bağırdı Mason.

 

Dudian ona baktı.

 

Aniden Mason ona koştu ve hançerini kaldırıp Dudian'in kafasının üzerine salladı.

 

Dudian hayal dünyasından uyandı ve az önce markette gördüğü sekiz kırmızı noktayı düşündü.

 

Kacha~ Mason'ın hançeri bir sıçana saplandı ve kan etrafa saçıldı.

 

Dudian çabucak arkasına baktı ve Mason'ın bıçakladığı sıçanın dışında, üç sıçanın daha marketin kırık camından çıkıp onlara doğru koştuğunu gördü. Dudian ve Mason'a kan kırmızı gözleriyle baktılar. Sanki birer çita gibi hızlıca onlara doğru zıpladılar.

 

Dudian yüzü çirkinleşti ve hançerini sıçanları korkutmak için salladı. Ama onları korkutmayı başaramadı. Birisi aniden Dudian'in önüne doğru zıpladı.

 

Dudian hemen hançerini sapladı ama hançer anca sıçanın yağlı tüylerini kesti. Derisi o kadar kalındı ki hançer hiç etki etmemişti, sıçan yere düştü ve tekrar Dudian'in göğsüne zıpladı. Ön pençeleriyle Dudian'in yüzünü pençelemeye çalıştı.

 

Bir yaratık olarak avının zayıf noktalarını içgüdüsel olarak biliyordu.

 

Dudian hemen onu tüylerinden tuttu. Zırhlı eldivenleri sayesinde enfeksiyon kapmaktan korkmuyordu. Ama, sıçanın tüyleri çok kaygandı. Dudian ne kadar denerse denesin tüylerin hala elinden hızlıca kaydığını hissedebiliyordu.

 

Bir kez daha umutsuz bir durumla karşılaşmıştı.

 

Bir anda bağırdı. Ayaklarını atlar gibi açtı ve yumuşak bir duruş aldı. Ellerini kullanmadan ayağa kalktı. O anda elleri sıçanın tüylerinin ucunu tutmuştu, bir kenara itti. Sıçan uçtu.

 

Yere düştü, bir kaç daire çizdi ve bir kez daha saldırdı.

 

O anda Dudian'in kalbi kasılmış, kasları gerilmiş ve konsantrasyonu en yüksek noktaya gelmişti. Aniden tekme attı.

 

Bang! Dudian ayağıyla sıçanı tekmeledi sanki sıçanın saldıracağı yönü biliyormuş gibi tekme tam o yöne gitti. Tekmesi bütün kızgınlığının ve umutsuzluğunun gücünü taşıyordu. Sıçanı uçuran ağır bir darbeydi, yere düştü ve yuvarlandı. Sıçan tiz bir çığlık atıyordu.

 

Dudian durmadı, onun yerine bunu fırsat bilip ileri atıldı!

 

İleri çıkıp hançerle sıçanı saplamaya başladı.

 

Hançer karnını deldi, derine saplandı.

 

Sıçan debelendi, çığlıklar atıyordu. Dudian gücü bitmişti ama kararlıca sıçanı yere zımbaladı. Sıçan debelenip çığlık atsa da gitmesine izin vermedi.



İçinde büyük bir kin vardı!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44223 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr