Bölüm 35: Jenny

avatar
6154 19

The Dark King - Bölüm 35: Jenny


 

Çeviri: Çıngıraklı Düzenleme: Sapphire

 

****************************************************

 

Şövalyelerin aylık maaşı düşük değildi. Dudian'in tahminine göre bir şövalyenin aylık maaşı Jura çiftinin(onu evlat edinenler) maaşının toplamından daha fazlaydı. Ayrıca Ryan ailesiyle ilişkisi olması ona bir çok sivilin saygı duyacağı bir kimlik verirdi.

 

Ama, o hemen kabul etmedi. Ödeme ne kadar yüksek olursa toplayıcıların duvarın dışında o kadar çok tehlikeyle yüzleşmek zorunda kalacağını biliyordu. Toplayıcıların güvenli bölgelerde dolaştıklarını duysa da hiç bir tehlike olmayacağına dair bir güvence yoktu. Yoksa, neden karşılık olarak bu kadar yüksek ödeme yapıyorlardı ki?

 

Fulin Ryan gülümsedi ve dedi ki, "Eğer karar verirsen bil ki bize katılman ailemiz için bir mutluluk olur. Bu arada, eğer kalacak bir yer bulamazsan sorun değil. Ailemizin bir kaç boş evi var sana karşılıksız verebiliriz."

 

Dudian kibar bir şekilde reddetti, "Kibarlığınız için teşekkür ederim. Yedi gün boyunca burdayım ama sonra ailemi görmeye eve gideceğim. Şimdilik ticari bölgede yaşamayı planlamıyorum."

 

"Tamam, eğer bir şeye ihtiyacın olursa ben her zaman buradayım."

 

"Olursa gelirim."

 

Konuşmadan sonra, Fulin Ryan diğer soylularla konuşmak için balonun ortasına gitti.

 

Fulin Ryan gidince bir kaç soylu Dudian'le konuşmak için geldi. Teklif ettikleri koşullar Fulin Ryan teklif ettikleriyle benzerdi, Dudian birer birer hepsini reddetti.

 

Bir anda, müzik durdu. Yüksek sesli bir el çırpma sesi duyuldu ve baloda ki insanlar konuşmayı, yemeyi veya içmeyi bırakıp sesin geldiği yere baktılar.

 

Ellerini çırpan kırk yaşında orta yaşlı bir soyluydu. Bütün gözlerin ona odaklandığını görünce, yüzünde hafif bir gülümsemeyle dedi ki, "Mellon konsorsiyumu tarafından düzenlenen sekizlerin partisine hoşgeldiniz. Umarım hepiniz keyifli vakit geçirirsiniz. Tam da bugün benim kızım, Sarah Mel'in, doğum günü. Umarım burada ki herkes kızıma iyi dileklerde bulunur. Teşekkürler!"

 

Konuşması bitince, kırmızı etek giyen bir kız yavaşça ikince kattan inmeye başladı. On iki veya on üç yaşlarında narin yanaklı bir kızdı. Zarif bir şekilde durdu ve hafifçe eğildi.

 

Orada bulunan soylular sıcak bir şekilde alkışlamaya başladı.

 

Dudian'in içi içini yiyordu. Daha önceden Mellon konsorsiyumunu soruşturmuştu. Konsorsiyumlarda bir düzineden çeşitli büyüklüklerde fazla soylu aile vardı. Ama Mel ve Burong aileleri asıl kurucuları ve en nüfuzlu olanlarıydı. Kız daha önce Meishan yetimhanesindeyken duyduğu Mel ailesindendi.

Not: Dudian’ı evlat edinmek isteyen bahçıvanın çalıştığı aile. Hatırlarsınız ailenin adını duyan çocukların ve diğerlerinin nasıl şaşırdığını 2. bölümde.

 

Ayrıca, görünüşe göre üç yıl önce simyagerin kafasını kesen Aydınlık Şövalyesi Mel ailesinin bir üyesiydi.

 

Bunlar Mel ailesinin köklerinin ne kadar derin ve geniş olduğunun kanıtıydı.

 

"Prynne ailemiz Bayan Sarah için zarif bir hediye hazırladı..." O sırada, kırmızı bir kutu tutan genç bir adam Sarah Mel'in önüne geldi. İçinde bir çift ipek beyaz eldiven bulunan kutuyu açtı.

 

Sarah bir kaç adım ilerdi attı ve dedi ki, "Bu Usta Sydney'in bir eseri olmalı. Beğendim. Teşekkür ederim."

 

Genç adam gülümsedi, bir hizmetli geldi ve hediye kutusunu elinden aldı.

 

O anda, diğer soylularda hediyelerini tebrik söyleriyle verdiler.

 

Takım elbise giyen genç bir adam güldü ve dedi ki, "Hep şiir sevdiğini duymuştum o yüzden Usta Taiza'dan bir şiir yazmasını istedim. Umarım hoşuna gider."

 

"Şiir?" Sarah'ın gözleri heyecanla parladı.

 

Genç adam gülümsedi ve nazik bir sesle devam etti,

 

"Bunlar taş üzerine döktüğün göz yaşları.

O akşamla dolu kuşkulu gözler.

İçinde ki üzüntüyü sızdıran ..."

 

Bir süre sonra şiir bitmişti, "Bu şiir adı ‘Bir kızın hüznü’ ve Bayan Sarah için özel olarak yazıldı."

 

Kalabalık aniden büyük bir şevkle alkışladı.

 

Sarah'ın yüzünde mutlu bir gülümseme vardı, "Cidden Usta Taiza tarafından yazılmış bir şiir. Çok dokunaklı ve etkileyici. Beğendim. Teşekkür ederim!"

 

...

 

...

 

Dudian pencerenin kenarına yaslanırken alkışları dinliyordu. Hiçbir şey getirmediği için içi sıkılmıştı. Gereksiz sorun istemediğinden hiç birinin ona dikkat etmemesini umuyordu.

 

Aniden, pencerenin altında koşan birini gördü. Dudian aptallığa yüzünden kendine lanet okudu. Eğer hediye edecek hiç bir şeyi yoksa neden onun gibi gizlice kaçmıyordu ki?

 

Kalabalığın dikkati o anda Sarah’taydı. Bu fırsattan yararlanıp pencereden dışarı baktı ve yüksekliğin iki metre olduğuna karar verdi. Sanki bir kedi gibi tereddüt etmeden tek hareketle pencereden aşağıya atladı.

 

Çabucak gitmek için yoldan aşağıya doğru gitti.

 

Hizmetlilerden kaçınmak için ışık olmayan ıssız yerlerden gitti. Bahçe ayışığı ve yıldızlar altında aydınlanmıştı. Süs ağaçlarıyla çevrelenmiş taş patikada yürüdü. Çok geçmeden küçük bir köşke geldi. Balonun bitmesi için orada oturdu ve bekledi. Daha sonra geri gidecekti. Önemli bir konumda olmadığında yokluğu fazla fark edilmezdi.

 

Hışırt ~

 

Aniden, yapraklar sallandı.

 

Dudian yüzü hafiften değişti sessizce, "Kim var orada?" diye bağırdı.

 

Daha fazla hareket yoktu ama Dudian rüzgarın sesinden orada biri olduğunu biliyordu. Nede olsa, üç yıllık toplayıcı eğitiminde ki tecrübeleri sayesinde etrafındaki seslerden çevresinde ne olduğunu anlayabiliyordu.

 

"Çık dışarı, Orada olduğunu biliyorum!" dedi Dudian.

 

Çok geçmeden, ince kişi top gibi budanmış ağacın arkasından çıktı. Ayışığının altında Dudian neredeyse onun kadar büyük bir kız gördü. Sanki onu daha önce görmüştü ama çıkaramıyordu.

 

Dudian rahatlamıştı, "Çık dışarı. Kötü bir niyetim yok. Saklanıyorum. Ben seni söylemeyeceğim sen de beni söylemesen iyi edersin. Yoksa ikimize de iyi şeyler olmaz."

 

Kız başta gergindi ama Dudian'in dediklerini duyunca şaşırdı, "Beni geri göndermen için seni babam yollamadı mı?"

 

Dudian kızın yanlış anladığını biliyordu o yüzden omuzlarını silkti, "Tabi ki hayır, ben seni tanımıyorum bile."

 

Kız rahatlamış bir şekilde ona baktı, "Beni korkuttun. Saklanıyorum demiştim, neyden saklanıyorsun?"

 

Dudian kızı tersledi, "Hediye getirmedim o yüzden orada utanmak yerine buraya geldim."

 

"Ne?" Kız yanlış duyduğunu düşünüyordu. Dudian'in söylediklerini düşünüce kıkırdadı.(puchi~), "Oh, sakın bugün Bayan Sarah Mel'in doğum günü olduğunu bilmediğini söyleme?"

 

"Sakın 'sakın' deme!" Dudian omzunu silkti, "Bilmiyordum işte."

 

Kız taşlı yoldan köşkün kenarına kadar yürüdü. Dudian'in üniformasını gördü ve "Bu üniforma. Sen toplayıcı mısın?" diye sordu.

 

Dudian ona baktı, "Evet, ama burada beni gördüğünü başkasına söylemesen iyi edersin. Yoksa ben de seni söylerim."

 

"Söylemem." kız gülümsedi ve dedi ki, "Benim adım Jenny, senin ismin ne?"

 

Dudian cevap verdi, "Dean."

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr